Sıla - Vur Kadehi Ustam

Sıla - Vur Kadehi Ustam parçası
Söndürmüşüz feneri salaş bir balıkçıda
Rengimizi sıyırmışta gitmiş gidenimiz
Nur cemalimizin astarı kalmış bi tek
O da kaşık kadar..
Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz
Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz
İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz
Kaynak: http://www.hayta.net


Damla sakız hayallerimize yakamoz vursa
Bari öyle canlansa da hayat bulsa
Ne iyi olurdu kalbe kan yine
Hücum etse…
Vur kadehi ustam bu gecede sarhoşuz
Kalan sağlar bizimdir acıdan mayhoşuz
İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz.

Sıla - Zamanında


Zamanında ne güzeldi bu bahçeden kopanlar


Yüzümde gülümseme bir başka dururdu o zamanlar

Ağrılara dönüştü içimde koşan çocuklar uslu

Misafirlere ne bereketli sofralar kurulurdu

Yaz uzundu eskiden zamanında böyle kayıplar yoktu

Sevinçlerimiz gerçekti gözyaşının ertesi umutlu

Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında

Ailem harbiden.net çoktu

Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında

Yazın bu kadar ağlamak yoktu

Zamanında iyimserdik hiç olmaz zannettik ayrılıklar

Gelip geçici ömür mücadele büyürmüş bütün doğanlar

Yaşım küçükmüş geleni gideni büyükmüş evin

Çok olur halası dayısı ama bi evin bir kızı hala benim

Yaz uzundu eskiden zamanında böyle kayıplar yoktu

Sevinçlerimiz gerçekti hüzünlerin ertesi umutlu

Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında

Ailem harbiden.net çoktu

Güzeldim ben o yazlar kadar zamanında

Yazın bu kadar ağlamak yoktu

Sıla - Acısada Öldürmez


Sıla Acısada Öldürmez


Bir bir aklımda söylediklerin

İşe yaramaz bu bildiklerim

Hatırlamak laneti aklımın

Acımaz anlatsam hadi buyrun

Ben birine aşık o bana vurgun

Soranların kuzey yıldızıydık

Beraberde yapamadık kendi dünyamızın yanlızıydık

Anlayınca çok geç oldu mahvoldu kahroldu



Sonra döndüm dedimki

Acısada öldürmez Cehenneme döndürmez

Hayatını söndürmez gideninide döndürmez artık

SILA - GOL


Yetti bu vicdan muhasebesi


Oldu olmadı muhakemesi

Geçtik iyisinden vasatından

Aa düpedüz mahalle baskısı

Bitmedi gitti it dalaşı

Sıyırttık aklımızın çeperinden



Büyüdü çocuk döndü devran

İlla diyosan hodri meydan

Ben hazırım yok korkum senden

Paşam artık kork benden

Napıyomuşuz bi daha yapmıyomuşuz

Sağ gösterip sol vurmuyomuşuz

O şutu çekip golü atamıyorsak

Öyle oturduğumuz yerden konuşmuyomuşuz



Sıska mı kalsın hayallerimiz

Ne münasebet tabi yapabiliriz

Tutma beni kolumdan yolumdan

Eskiden olsa farklı düşünürdüm

Derdime eklerdim üzülürdüm

Oh be günaydın hadi marş marş



Büyüdü çocuk döndü devran

İlla diyosan hodri meydan

Ben hazırım yok korkum senden

Koçum artık kork benden

Napıyomuşuz bi daha yapmıyomuşuz

Sağ gösterip sol vurmuyomuşuz

O şutu çekip golü atamıyorsak

Öyle oturduğumuz yerden konuşmuyomuşuz

Sıla - Boş Yere


Sıla Boş Yere Şarkı Sözleri




Bomboş kalbimin odaları bomboş halsiz hissiz

Nasıl bu kadar loş gece insafsız Benden bile sarhoş

Sabahladım yedi gece durmadan üst üste

Gittiği yerden arar diye çok vicdansız



Geceden bile sarhoş

Fazla hep dahasına meylimiz bakma

Bize düşman kendimiziz fazla

Hep dahasına meylimiz bakma

Bize düşman kendimiziz



Ben sana nerden tutuldum

Yokluğunda hem nasıl duruldum

Sağ elimi solumla avuttum boş yere boş yere

Ben sana nerden tutuldum



Yokluğunda hem nasıl duruldum

Sağ elimi solumla avuttum

boş yere boş yere hep boş yere boş yere

Kızmam eloğlu değilsin ki

Şahaneyim harbiden.net demedin ki



Olmadı kabul farkındayız en azından

Fazla hep dahasına meylimiz bakma

Bize düşman kendimiziz fazla

Hep dahasına meylimiz bakma



Bize düşman kendimiziz

Ben sana nerden tutuldum

Yokluğunda hem nasıl duruldum

Sağ elimi solumla avuttum boş yere boş yere



Ben sana nerden tutuldum

Yokluğunda hem nasıl duruldum

Sağ elimi solumla avuttum

Boş yere boş yere hep boş yere boş yere



Ben sana nerden tutuldum

Göz göre göre harbiden.net nasıl duruldum

Sağ elimi solumla avuttum

Boş yere boş yere hep boş yere boş yere

Sıla - Oluruna Bırak


Söz bitsin, biz devam edelim


Sessiz kalalım yine, uzlaşalım

Güz bitsin, biz bayram edelim

Susuz kalalım yine, aç kalalım



Ayrılıklar değişmez,

Bütün aşklar aynıdır

Hayat herkese hem iyi,



Sıla Şarkı Sözleri

Hem de kötü davranır



Oluruna bırak, her neyse geçer

Hayata zulmedip üzülmeye mi değer

Oluruna bırak, her neyse geçer

Gün doğsun hele bi, üzülmeye mi değer

Sıla - kafa


Aşkıydı işiydi ihtirası düşüydü


Yere batsın faturası malı mülkü

Bağlasalar durmam

Kaşıydı gözüydü intikamın gücüydü

Ayıp denen bi şey var ya hasbinallah

Ağlasalar durmam insanım insan



Hadi kalk gidelim hemen şu anda



Sıla Şarkı Sözleri

Kapa telefonunu bulamasın arayan da

Açarız radyoyu yol nereye biz oraya

İyi gelmez mi hiç deniz havası

Bi göz oda bulur sokarız başımızı

Bi de koyarız iki kadeh

Kafa nereye biz oraya

Kafa nereye biz oraya

Aşkına da işine de

Viran olmuş düşüne de

Yerli yersiz sözüme de

Dövmediğim dizime de

Pişmanım pişman

Pişmanım pişman



Hadi kalk gidelim hemen şu anda

Kapa telefonunu bulamasın arayan da

Açarız radyoyu yol nereye biz oraya

İyi gelmez mi hiç deniz havası

Bi göz oda bulur sokarız başımızı

Bi de koyarız iki kadeh

Kafa nereye biz oraya

Kafa nereye biz oraya

Geçiş dönemi Türk edebiyatının genel özellikleri nelerdir?

B) GEÇİŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ




Türkler X. yüzyılda İslâmiyeti kabul ettikten sonra Türk dili ve edebiyatında değişiklikler görülür.

İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünleri XI ve XII. yüzyıllarda ortaya çıkar. Bunlardan ilki, Karahanlı Devleti zamanında Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olan Yusuf Has Hâcib'in Kutadgu Bilig'idir. Aynı yüzyılda yazılmış bulunan Kâşgarlı Mahmut'un Divânü Lûgati't-Türk'ü de İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünlerindendir. Bu eserler arasına XIII. yüzyılın başında Yüknekli Edip Ahmet'in kaleme aldığı Atabetü'l-Hakâyık'ı da katmak gerekir.

XII. yüzyılda Orta Asya'da Ahmet Yesevî ve Hakim Süleyman Ata, dinî-tasavvufî halk şiirinin ilk güzel örneklerini vermişlerdir.

İlk İslâmî eserlerin meydana getirildiği bu yüzyıllarda edebiyatın her alanında bir ikilik bulunmaktadır. Bu da, geçiş döneminin bir özelliğidir.



Genel Özellikleri

a) Türk edebiyatı bu yüzyıllarda bir geçiş dönemi yaşar. Bir yandan, eski edebiyat anlayışı sürdürülürken, öbür yandan yeni medeniyetin edebiyat anlayışına uygun eserler verilir.

b) Dilde Arapça ve Farsça kelimeler görülür.

c) Uygur alfabesi yanında, Arap alfabesi de kullanılır.

d) Şiirlerde, hem millî nazım birimi olan dörtlük, hem de yeni şiirin nazım birimi olan beyit kullanılmıştır.

e) Hece vezni ile birlikte aruz veznine yer verilmiştir.

Türkiye'nin uzunluğu ne kadar?

İzdüşüm alanı (harita üzerinde): 783,562 km²


Gerçek alanı: 814.578 km²

Dünya yüzeyinin %1,3'ünü kaplar, en geniş 37. ülkedir. Avrupa'da Rusya'dan sonra 2. sırada yer alır.

1800-1924 arası kronolojik sıralama nasıldır?

1800 Rus ve Osmanli kuvvetlerinin Yedi Ada Cumhuriyeti'ni kurmalari


1801 Misir'in tahliyesine dair mütareke

1802 Fransiz ve Ingiliz gemilerinin kendi bayraklari altinda Karadeniz'e çikmalarina müsaade edilmesi

1802 Paris Antlasmasi. Fransa ile baris

1804 Sirp isyanlarinin baslamasi

1805 Osmanli Devleti'nin Napolyon'un "Imparator" unvanini tanimasi

1805 Beykoz Çuka ve Kagit Fabrikasi'nin faaliyete geçmesi

1805 Mehmed Ali Pasa'nin Misir'a vali olarak tayini

1806 Nizam-i Cedid'in basarisizligi ve gerilemesi. Ikinci Edirne Vak'asi

1806 Osmanli-Rus Savasi

1806 Memleketeyn 'in Rusya tarafindan isgal edilmesi

1807 Ingiltere'nin Rusya'nin yaninda Osmanli savasina istiraki ve Ingiliz filosunun Istanbul önlerine gelmesi Ingiliz filosunun Iskenderiye'ye saldirmasi ve Mehmed Ali tarafindan maglup edilmesi

1807 Nizam-i Cedid'e karsi ayaklanma III. Selim'in tahttan indirilmesi ve Nizam-i Cedid'in ilgasi

1807 - 1808 IV. Mustafa devri. Siyasi istikrarsizliklar ve darbeler

1808 Alemdar Mustafa Pasa'nin müdahalesi IV. Mustafa'nin tahttan indirilmesi III. Selim'in katli II. Mahmud'un tahta çikmasi

1808 Yeniçeri Ayaklanmasi : Alemdarin Sonu

1809 Ingiltere ile süren savasin sonu : Kal'a-i Sultaniyye Antlasmasi

1812 Vehhabi ayaklanmasinin Mehmed Ali Pasa tarafindan bastirilmasi

1812 Rus Savasi'nin sonu : Bükres Antlasmasi Sirbistan'a özerklik verilmesi

1821 Eflak ve Mora'da Rum isyanlarinin baslamasi

1824 Rum ayaklanmasini bastirmak üzere Misir kuvvetlerinin çagrilmasi

1826 Yeniçeri Ocagi'nin ortadan kaldirilmasi Asakir-i Mansure-i Muhammediyye'nin kurulmasi

1826 Rusya ile Akkerman Antlasmasi'nin akdi

1827 Osmanlilar'in Ingiliz yapisi ilk buharli gemiye sahip olmalari

1827 Navarin saldirisi : Osmanli-Misir donanmasinin yakilmasi

1828 Rusya'nin savas ilan etmesi

1829 Edirne Barisi : Yunanistan'in bagimsizligi

1830 - 1831 Nüfus sayimlari

1830 Fransizlar'in Cezayir'e saldirmalari ve ele geçirmeleri

1832 Misir Valisi Mehmed Ali Pasa'nin isyani

1832 Misir kuvvetlerinin Konya'da Osmanli ordusunu yenmeleri

1833 Mehmed Ali Pasaya karsi Osmanli-Rus ittifaki : Hünkar Iskelesi Antlasmasi Bogazlar'in diger devletlere kapatilmasi

1837 Osmanli yapimi "Eser-i Hayr" adli buharli geminin denize indirilmesi

1839 Mehmed Ali ile savasin tekrar baslamasi Osmanli kuvvetlerinin Nizip maglubiyeti

1839 II. Mahmud'un vefati üzerine Abdülmecid'in tahta çikmasi Osmanli donanmasinin Mehmed Ali'ye teslimi

1839 Tanzimat Fermani'nin ilani

21 Aralik 1840 Namik Kemal'in dogumu

1841 Londra Bogazlar Mukavelenamesi

1845 Izmir'de su kuvvetiyle çalisan kagit fabrikasinin kurulmasi

1845 Sultan Abdülmecid'in Meclis-i Vala'yi ziyareti

1847 Telgrafin Beylerbeyi Sarayi'nda denenmesi

1848 Osmanli yapimi ilk demir vapurun denize indirilmesi

1851 Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun kabulü

1853 Istanbul'da I. Abdülmecid tarafindan Dolmabahçe Sarayi'nin insa ettirilmesi

1855 Istanbul'da Sehremanetinin kurulmasi (modern belediye idarelerinin baslangici)

1855 Osmanli Imparatorlugu'nda telgrafin hizmete girmesi

1856 Bank-i Osmani'nin kurulmasi

1856 Paris Baris Antlasmasi Rusya'nin bozguna ugramasi

1858 Arazi Kanunnamesi'nin kabulü

1861 Abdülmecid'in vefati ve Abdülaziz'in tahta çikmasi

1862 Altinin degerinin 100 kurus olarak tesbiti

1863 Abdülaziz'in Misir'a seyahati

1864 Iyonya adalarinin (Yedi Ada Cumhuriyeti'ni olusturan adalar) Ingiltere tarafindan Yunanistan'a verilmesi

1865 Istanbul Birinci Sehir Postasi'nin kurulusu

1866 Ahmed Süreyya Emin Bey'in modelini hazirladigi seri atesli topla Osmanlilar'in topçulukta hamle yapmasi

1867 Sirbistan'daki son Osmanli askeri temsiliyetinin ortadan kaldirilmasi Sirp kalelerinin tahliyesi

1867 Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati

1869 Süveys Kanali'nin açilmasi

1870 Karadeniz'in tekrar silahlandirilmasi ve Rusya'nin Paris Antlasmasi'nin hükümlerini tanimamasi

1873 Mehmed Akif'in dogumu; Türkçe ilk modern tip lugati olan Lügat-i Tibbiye'nin nesredilmesi; Sava Pasa'nin yeni bir Darü'l-Fünun kurmakla görevlendirilmesi; Darü'l-Fünun-i Osmani'nin kapanmasi

1875 Bosna-Hersek isyanlari

1876 Karadag'in Osmanli Devleti'ne savas ilani

1876 Abdülaziz'in tahttan indirilmesi V. Murad'in tahta çikmasi hal'i ve Abdülhamid'in cülusu

1876 Mesrutiyet'in ilani

1876 Ziya Gökalp'in dogumu

1878 Ayastefanos ve Berlin Antlasmalari imzalanmasi

1878 Sirbistan Karadag ve Romanya'nin müstakil birer devlet olmalari

1878 Kibris'in Ingiltere tarafindan ele geçirilmesi

1880 Vergi reformu Ziya Pasa'nin ölümü

1881 Mustafa Kemal'in Dogumu

1884 Yahya Kemal'in dogumu

1888 Namik Kemal'in ölümü

1897 Yunan kuvvetlerinin Girit'e çikmasi Yunan çetelerinin Rumeli'deki Osmanli sinirlarina saldirmalari ve Osmanli-Yunan Savasi ve Osmanli zaferi

1905 Ermeniler'in II. Abdülhamid'e bombali saldiri tertiplemeleri

1908 II. Mesrutiyet'in ilani

1909 II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi V. Mehmed Resad'in tahta çikarilmasi

1911 - 1912 Osmanli Italyan Savasi

1912 - 1913 Balkan devletlerinin Osmanli-Italyan Savasi'ndan istifade etmek istemeleri : Balkan Savasi

1912 Italyanlar'in Rodos Oniki Ada ve Çanakkale Bogazi'na tecavüzleri

1912 I. Balkan Savasi

1913 I. Balkan Savasi'nin sona ermesi

1914 Osmanli Devleti ile Almanya arasinda ittifak antlasmasinin imzalanmasi Almanya'nin Fransa'ya Ingiltere'nin Almanya'ya savas ilani : I. Cihan Savasi'nin baslamasi Alman savas gemilerinin (Yavuz ve Midilli) Bogazlardan geçmelerine izin verilmesi

1914 Enver Pasa kumandasindaki Osmanli kuvvetlerinin Sarikamis felaketi

1919 Mustafa Kemal Pasa'nin Istanbul Hükümeti tarafindan Anadolu'ya gönderilmesi

1920 Istanbul Hükümeti'nin Sevr Antlasmasi'ni imzalanmasi

1922 Sultan Vahdeddin'in yurtdisina çikmasi Abdülmecid Efendi'nin halife olarak seçilmesi

1923 Lozan Baris Antlasmasi

1923 Ankara'nin bassehir olarak kabulü

29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in ilani

3 Mart 1924 Hilafetin ilgasi ve Osmanli hanedan mensuplarinin yurtdisina çikartilmalar

10 Kasım Atatürk ile ilgili İngilizce haberler

peşinde koşan basit bir diktator değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.


Prof.Walter L.WRIHT Jr.



Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi



Almanya, ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin, Alman Ajansı



Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.

Prof. Herbert MELZIG(Tarihçi)



Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi



O, kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle, bir dahinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG



Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının ismidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F.KENNEDY (A.B.D.Başkanı, 10 Kasım 1963)



Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin ROOSEVELT (A.B.D.Başkanı, 10 Kasım 1963)



Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye'nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR



Sovyet Rusya Hariciye Naziri Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaskanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Roozwelt (Franklen D.) 1928 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı



Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune



Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times



İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker(Gazeteci)



İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi



Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesor)



Çok büyük bir adamdı... Bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi



Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris



Atatürk'ün yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi



Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer(Yazar)



Bu günün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)



Asırları aşan adam ..

Fransa, Paris Basını



Akıllı ve barışcı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı



Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam, bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en şerefli isim O'na verilmistir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)



Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)



Atatürk öldü. Barış kubbesinin doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi



Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermistir.

Paris-Le Temps



Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla, Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap:

Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O'nun tüm askerleri burada olsalardı, teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.

(1921) Fransız Başbakanı BRIAND



Sırasıyle ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye'yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi, fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir'den

Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis



O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER Fransız Edibi



Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE



Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:

Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.

Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?...

George BENNES Vu Gazetesi-1938



Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan

aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitilasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar...

Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi

İş, oluş, durum bildiren cümleler

Fiiller, anlattıkları hareketin niteliğine göre değişik özellikler gösterir.Bunları üç grupta inceleyebiliriz:




a)Kılış fiilleri



b)Durum fiilleri



c)Oluş fiilleri.



Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak şu bilgiyi kullanabiliriz.:



Eğer bir fiil geçişli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir.



*Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek….



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere ‘neyi kırmak?, neyi atmak…’sorularını yöneltebiliyoruz.



Öyleyse bu fiiller geçişlidir ve geçişli olduğu için de kılış fiilidir.



Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluş fiilidir.



*Sararmak ,Yaşlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak…



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçişli olmadığı için kılış fiili olamaz.Bir hareket olmadığı için ve eylem öznenin kendi isteği dışında gerçekleştiği için bu fiiller oluş fiilidir.



Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteği ile gerçekleşiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir.



*Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,ağlamak…



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kişinin kendi isteğiyle gerçekleşmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir.



Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir.

^ yukarıda ki filleri baz alarak cümlelerinizi kendiniz kurabilirsiniz.Kolay gelsin.

Kan bağışının toplum ve veren kişi için faydaları ve önemi nelerdir?

Siz ya da bir yakınınız.. Veya bir başkası... örneğin dünyaya gözlerini yeni açmış, henüz hiç birşeyden habersiz bir bebek... Daha okula bile başlamamış, minik bir yavrucak.. Nişanı yeni yapılmış ve düğün hazırlıkları içinde olan genç bir kız... Askerden yeni dönmüş, ailesine kavuşacak bir adam düşünün. Bir kaza oldu, ya da bir hastalığa yakalandı.


Hasta yatağında bir damla kana acil ihtiyacı olan ve kısa bir sure içerisinde bulunamaz ise tüm umutları, yarınları bitecek olan birini, hayata, dostlarına hoşçakalın diyebilecek bir fırsatı bile olmayan birini düşünebiliyor musunuz?

Sizi duyarlı olmaya davet ediyoruz! Toplumumuzda bir damla acil kana ihtiyacı olan, yarına umutla bakmak ve gülmek belki de tekrar eskisi gibi mutlu olmak isteyen bir çok insan var.

Acil kan ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için lütfen bu mesajı önemseyin! Kan vermeye sıhhi bir engeliniz yoksa kan verin. Acil kan duyurularında bulunan kimselere yardımcı olun, Yarınlara umut olun. Can verin. Hayat verin! Bir yaşamın umudu olun!.



Kan Vermenin Faydaları



*Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.

*Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.

*Kandaki yüksek yağ oranı düşer.

*Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.

*Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.

*Kan bağışçısı her kan verdiğinde:

AIDS , Hepatit B , Hepatit C , Sifiliz

Kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.

*Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır.



Sürekli ve düzenli kan bağışlayanlara:



10 bağışta Bronz Madalya

25 bağışta Gümüş Madalya

35 bağışta Altın Madalya

40 bağışta Plaket verilerek taltif edilir



Kimler kan verebilir?



Donör: Kan bağışı yapan kişi.

Yaş: 18 - 65 yaşları arasında olan her sağlıklı kişi kan verebilir.

Sıklık: Erkekler,en sık 2 ayda bir; kadınlar ise, en sık 3 ayda bir olmak üzere ve yılda toplam 4 üniteyi geçmemek koşuluyla kan verebilirler.

Vücut Ağırlığı: 50 kg'ın üzerinde olan herkes kan bağışı yapabilir.

Miktar: Bağışlanan kan standart olarak 450 mL'dir. İnsan vücudunda toplam 5000-6000 mL kan olduğu düşünülürse, bu miktar, toplam kan hacminin sadece % 7,5-9' u kadardır.Kan bağışını takiben, eksilen sıvı hacmi, damar dışındaki sıvının, damar içine geçmesiyle saatler içerisinde karşılanır. Hücrelerin yenilenmesi süreci ise, 2 ay kadardır. Düzenli aralıklarla yapılan kan bağışının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı gibi, aksine bir çok yararı mevcuttur.

Anemi: Kansızlık, elbetteki kan bağışı için engeldir. Günlük yaşamın olağan sayılabilecek ve çoğunlukla psikolojik kaynaklı olan halsizlik, bitkinlik gibi durumlar, anemi olarak algılanmamalıdır. Anemi tanısı, kan testleriyle yapılmaktadır. Kan bağışı için kriter hemoglobin değeridir..

Saklama: Kanın saklanma süresi, torba içindeki antikoagülan solüsyonun niteliğine bağlıdır. Bugün kullanılmakta olan torbalarda bu süre 35-42 gündür.Bu süre, kanın tüketimi için fazlasıyla yeterli bir depolama süresidir.

Sterilite: Kan torbaları, tek kullanımlık ve steril olarak imal edilmektedir. Bu sebeple, kan bağışı sırasında donöre herhangi bir hastalık bulaştırılması söz konusu değildir.

Yan Etki: Kan bağışının, kilo aldırma, zayıflatma, halsiz bırakma, kaşıntı ve bağımlılık gibi yan etkileri yoktur.

İlaç Kullanımı: Almış olduğunuz ilaçlar, kanınıza geçmektedir. Bu ilaçlardan bazıları kan bağışı yapmaya engel teşkil eder.Kan bağışından önce, eğer sağlığınız açısından mecbur değilseniz, ilaç almayınız. Almak durumundaysanız, kan verip veremeyeceğinizi kan merkezi doktorlarımıza danışabilirsiniz.



1. Aspirin kullanımı: Kan bağışına engel değildir. Sadece, trombosit amaçlı kal alımında veya tromboferezde dikkat edilmelidir.

2. Tegison (Sedef hastalığında kullanılan bir ilaç) kullananlar, ilacı kestikten 3 yıl sonra kan verebilir.

3. Accutan veya benzeri retinoik asit türevi ilaçları kullananlar, ilacı bıraktıktan 4 hafta sonra gönüllü donör olabilir.

4. Faktör konsantresi kullananlar, donör olamazlar.

Tansiyon: Sistolik kan basıncı 180 mmHg'yı, diastolik kan basıncı ise, 100 mmHg'yı aşmamalıdır



Ben bir çok kere kan bağışında bulundum arkadaşlar, özellikle benim kan grubumda olan insanların kanlarına çok ihtiyaç oluyormuş ( 0 rh -) belki inanmazsınız ama insana ruhende bir rahatlama geliyor kan bağışında bulunurken..kim bilir belkide birilerinin sönmek üzere olan hayatlarına ışık olabilme ihtimali olduğu içindir bu rahatlama..her hangi bir rahatsızlığı olmayan kan vermeye müsait olan insanlar bence mutlaka kan bağışında bulunmalı...,
Kimler kan verebilir?


Donör: Kan bağışı yapan kişi.

Yaş: 18 - 65 yaşları arasında olan her sağlıklı kişi kan verebilir.

Sıklık: Erkekleren sık 2 ayda bir; kadınlar ise en sık 3 ayda bir olmak üzere ve yılda toplam 4 üniteyi geçmemek koşuluyla kan verebilirler.

Vücut Ağırlığı: 50 kg'ın üzerinde olan herkes kan bağışı yapabilir.

Miktar: Bağışlanan kan standart olarak 450 mL'dir. İnsan vücudunda toplam 5000-6000 mL kan olduğu düşünülürse bu miktar toplam kan hacminin sadece % 75-9' u kadardır.Kan bağışını takiben eksilen sıvı hacmi damar dışındaki sıvının damar içine geçmesiyle saatler içerisinde karşılanır. Hücrelerin yenilenmesi süreci ise 2 ay kadardır. Düzenli aralıklarla yapılan kan bağışının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı gibi aksine bir çok yararı mevcuttur.

Anemi: Kansızlık elbetteki kan bağışı için engeldir. Günlük yaşamın olağan sayılabilecek ve çoğunlukla psikolojik kaynaklı olan halsizlik bitkinlik gibi durumlar anemi olarak algılanmamalıdır. Anemi tanısı kan testleriyle yapılmaktadır. Kan bağışı için kriter hemoglobin değeridir..

Saklama: Kanın saklanma süresi torba içindeki antikoagülan solüsyonun niteliğine bağlıdır. Bugün kullanılmakta olan torbalarda bu süre 35-42 gündür.Bu süre kanın tüketimi için fazlasıyla yeterli bir depolama süresidir.

Sterilite: Kan torbaları tek kullanımlık ve steril olarak imal edilmektedir. Bu sebeple kan bağışı sırasında donöre herhangi bir hastalık bulaştırılması söz konusu değildir.

Yan Etki: Kan bağışının kilo aldırma zayıflatma halsiz bırakma kaşıntı ve bağımlılık gibi yan etkileri yoktur.

İlaç Kullanımı: Almış olduğunuz ilaçlar kanınıza geçmektedir. Bu ilaçlardan bazıları kan bağışı yapmaya engel teşkil eder.Kan bağışından önce eğer sağlığınız açısından mecbur değilseniz ilaç almayınız. Almak durumundaysanız kan verip veremeyeceğinizi kan merkezi doktorlarımıza danışabilirsiniz.

1. Aspirin kullanımı: Kan bağışına engel değildir. Sadece trombosit amaçlı kal alımında veya tromboferezde dikkat edilmelidir.

2. Tegison (Sedef hastalığında kullanılan bir ilaç) kullananlar ilacı kestikten 3 yıl sonra kan verebilir.

3. Accutan veya benzeri retinoik asit türevi ilaçları kullananlar ilacı bıraktıktan 4 hafta sonra gönüllü donör olabilir.

4. Faktör konsantresi kullananlar donör olamazlar.

Tansiyon: Sistolik kan basıncı 180 mmHg'yı diastolik kan basıncı ise 100 mmHg'yı aşmamalıdır.

Hastalıklar: Yine bazı hastalıklar da ilaçlar gibi kan bağışına sürekli veya belli bir dönem için engel oluşturmaktadır. Bu hastalıklara ilişkin bazı bilgiler aşağıda belirtilmiştir.( Aşağıda olmayan hastalıklar için kan merkezlerinden bilgi alabilirsiniz.)









Kimler kan veremez?

1. Hepatit B (Hiçbir zaman kan veremezler)

2. Hepatit C (Hiçbir zaman kan veremezler)

3. AIDS (Hiçbir zaman kan veremezler)

4. Sıtma (Tedavinin sağlanmasından 3 yıl sonradan itibaren kan verebilirler)

5. Frengi geçiren hastalar iyileşmeden 1 yıl sonra kan verebilirler.

6. Creutzfeldt-Jacob hastalığı olanlar hiçbir zaman kan veremez.

7. Chagas Hastalığı ( Alınan kan sadece fraksinasyon amaçlı kullanılabilir)

8. Tüberküloz (Tedavinin sağlanmasından 5 yıl sonra kan verebilirler)

9. Diabet (İlaç kullanmayan veya ilaç kullandığı halde kan şekeri regüle edilmiş olanlar kan verebilir)

10. Anemi (Anemi teşhisi konmuş kişiler kan bağışçısı olamazlar)

11. Gebeler kan veremez. Doğum veya gebeliğin sonlan(dırıl)masından 6 hafta sonra kan verebilirler.

12. Koroner kalp hastalığı angina pektoris ciddi kardiyak aritmi serebrovasküler hastalıklar arteriyal tromboz veya rekküren venöz trombozu olan kişiler kan veremezler.

13. Allerji ( Astım hastaları kan veremez. Polen allerjisi olanlar ise sadece allerjileri oldukları dönemde kan veremezler.)

14. Otoimmün hastalığı olanlar kan veremezler.

15. Kanama diatezi (Kanama eğilimi) olanlar ömür boyu kan veremezler.

16. Bronşit (Kronik bronşit hastaları kan veremez)

17. Kronik nefrit ve pyelonefritli hastalar kan veremez. Akut glomerulonefrit geçirmiş olanlar ise iyileşmeden 5 yıl sonra bağış yapabilir.

18. Malign (Habis) hastalığı olanlar gönüllü donör olarak kabul edilmezler.

19. Brusella almış olanlar tam iyileşmeyi takiben iki sene sonra kan bağışı gönüllüsü olabilirler.

20. Epilepsi hastaları kan veremezler.

21. Osteomyelit geçirmiş hastalar tam düzelmeden 5 yıl sonra kan verebilirler.

22. Cerrahi: Büyük ameliyatlardan sonra 6 ay boyunca kan bağışı alınmaz.Mide rezeksiyonu geçirenler ise hiçbir zaman donör olamazlar.

23. Transfüzyon: Kan veya kan ürünü alan donörler 1 yıl boyunca kan veremezler.

24. Attenüe virus aşısı yapılmış olanlar 3 hafta kan veremez.( Su çiçeği sarı humma kızamık kızamıkçık oral polio kabakulak)

25. Ölü bakteri aşısı olanlar 5 gün donör olamazlar.( Kolera tifo antrax)

26. İnaktif virus aşısı ve toxoid alanlar ise 3 gün kan veremezler ( Polio-injeksiyon influenza rabies difteri tetanoz)