Kompozisyon nedir, nasıl yazılır?



Kompozisyon nedir?

Kompozisyon Fransızca kökenli bir sözcüktür.”Ayrı ayrı parçaları,nesneleri,ögeleri en iyi şekilde yerleştirmek anlamına gelir. İnsan olarak duygularımızı,düşüncelerimizi,taslarımızı,görüşlerimizi karşımızdakilere anlatmak;kendimizden söz etmek,toplumsal sorunları dile getirmek bir ihtiyaçtır.Çevremizdekilerle ilişkiler kurar,onların sorunlarını dinler ya da kendi sorunlarımızı onlara anlatırız.Bu ilişkiden düşünce alışverişi doğar.Düşündüğünü ve duyduğunu karşısındakilere başarı ile anlatabilmek her vatandaşın başarı ile yapması gereken ve yapabileceği bir şeydir.herkes düşündüğünü duyduğunu,,tasarladığını karşısındakine başarı ile anlatabilir. Kimi öğrenciler için kompozisyon yazmak son derece sıkıcı bir iştir;bu çalışmayı kağıt doldurma olarak algılayanlar oldukça çoktur.Fakat kompozisyonda amaç kağıdın doldurulması değil,düşüncelerin derli-toplu bir şekilde karşımızdakilere ifade edilmesidir. Aldığınız yiyecekleri Pazar çantasına gelişigüzel mi koyuyorsunuz?Yumurtalarınız altta kalırsa kırılmaz mı?Domatesin ya da karpuzun üzerine karpuz doldurur musunuz? Elbette hayır.

Pazar çantasını aldığınız yiyeceklerin özelliklerine göre doldurursunuz.Eşyaları yerli yerinde olmayan bir odada aradığınız şeyi kolayca bulamazsınız.Koltuk takımlarınızın yeri mutfak değildir.Yemek masasını yatak odasına koymak biraz tuhaf olur.Her şey hizmet edebileceği bir yere yerleştirilmelidir.İşte bu kompozisyondur. Çevrenize bakın;bazı binalar ne kadar güzel yapılmıştır,özenirsiniz.Bazıları ise insanın içini karartırlar.Bu da bir kompozisyondur.Mimari bir tür bina kompozisyonu değil midir?Kullanılan malzemeler genelde aynı,ama ortaya çıkan binalar farklı farklıdır. Yapılan planın iyi uygulandığı,hazırlanan malzemenin iyi yerleştirildiği bina güzel, uyumlu ve rahat.Öteki bina ise çirkindir.Çünkü orada mimari yok;yığma,doldurma ve uyumsuzluk var. Bu örneklerden yararlanmanızı ve iyi kompozisyon yazmak için heveslenmenizi çok istiyorum. Bol bol okuyun ve bol bol yazın.Yazdıklarınız hoşunuza gitmiyorsa yırtın atın ama asla yazmaktan vazgeçmeyin. Unutmayın ki yazmak yazarak öğrenilir.Çalışma,alışkanlık ve sabır işidir.herkesten bir şair,romancı olmasını bekleyemeyiz ama,herkes düşüncelerini başarıyla anlatabilir. Kompozisyon, “Bir konu üzerinde duygu,bilgi ve görüşlerimizden yararlanarak planlı,etkili bir yazı yazmak ya da konuşma yapmak” demektir.İyi kompozisyon yazmanın yolu bol bol okumaktan geçer.

Kompozisyon yazımı
Yazılı kompozisyon 3 bölümden oluşur. Bunlar; giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir.

Giriş bölümü

Verilen bir konuyu açıklayabilmek için önce açıklanması gereken düşünceyi bulunur ve bu düşünce giriş bölümünde belirtilir. Giriş bölümü kompozisyonun en kısa bölümlerinden biridir. Bu bölümde sadece açıklanması gereken düşünce belirtilir. Bu bölümde örnek verilmez ve açıklama yapılmaz. Kısa ve öz bilgi verilmelidir. Ayrıca giriş cümlelerinde noktalama işaretlerine de dikkat edilmelidir.

Gelişme bölümü

Gelişme bölümünde, giriş bölümünde belirtilen düşünce geniş bir şekilde açıklanır. Bu bölümde örnek verilmesi gerekiyorsa örnek verilir. Ancak örneğin diye başlanılmaz, örneğin sözcüğü kullanılmaz. Verilen örnek birden fazla olmamalıdır. Gelişme bölümü bir paragraftan fazla olabilir. 1.paragrafta anlatılan konunun devamı gibidir ama daha geniş ve açıklayıcı bir şekilde olmalıdır

Sonuç bölümü

Sonuç bölümünde, giriş ve gelişmenin ortak düşüncesi yani ana düşünce yazılır. Bu bölüm yazılı anlatımın diğer kısa bölümünden biridir. Bu bölümde de dikkat edilmesi gereken önemli özellik fazla ayrıntıya girmemektir.Yine kısa ve öz olmalıdır

Not: Kompozisyonda sadece 3 bölüm olmak zorunda değildir. Birden fazla gelişme bölümüde olabilir. Ancak en az 3 paragraftan oluşmak zorundadır.Ve kompozisyonlar uzun olacak şekilde olmalıdır.

Önemli noktalar

Kompozisyonda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:

1. Cümle içinde sözcük tekrarı yapmamak sözcükleri düzgün ve doğru şekilde kullanmak.
2. Cümle ve örnek tekrarı yapmamak…
3. Noktalama işaretleri ve yazım kurallarına dikkat etmek

Ateşkes antlaşması ile barış antlaşması arasındaki fark nedir?

Ateşkes antlaşması; geçici olarak savaşa ara vermektir. Bu süre bazan zaman birimlerinden biriyle belirlenir (24 saat, 2 gün, 1 hafta gibi), bazan belirli günler nedeniyle yapılır (milli ve dini bayramlar gibi), bazan beklentilerle sınırlıdır, bazan da sadece ara verip güç toplanır ve ilk fırsatta sona erdirilir.

Barış antlaşması ise, tarafların masa başında karşılıklı şartlar ileri sürerek, ya da önerileri kabul ederek savaşı tamamen sona erdirip, yeni statü veya şartlarda normal yaşama dönmeyi sağlayan antlaşmalardır. Uluslararası savaşlarda, barış antlaşmaları genellikle Birleşmiş Milletler ya da tarafların kabul ettiği ülke ya da kişiler huzurunda yapılır.

Ateşkes antlaşması ile barış antlaşması arasındaki fark nedir?

Ateşkes antlaşması; geçici olarak savaşa ara vermektir. Bu süre bazan zaman birimlerinden biriyle belirlenir (24 saat, 2 gün, 1 hafta gibi), bazan belirli günler nedeniyle yapılır (milli ve dini bayramlar gibi), bazan beklentilerle sınırlıdır, bazan da sadece ara verip güç toplanır ve ilk fırsatta sona erdirilir.

Barış antlaşması ise, tarafların masa başında karşılıklı şartlar ileri sürerek, ya da önerileri kabul ederek savaşı tamamen sona erdirip, yeni statü veya şartlarda normal yaşama dönmeyi sağlayan antlaşmalardır. Uluslararası savaşlarda, barış antlaşmaları genellikle Birleşmiş Milletler ya da tarafların kabul ettiği ülke ya da kişiler huzurunda yapılır.

Bazı İlginç Gerçekler

-Dünya nüfusunun yüzde 70'i, bugüne dek hiç çevir sesi duymadı.
-Kenya'da bir ailenin gelirinin üçte biri rüşvete gidiyor
-Mc Donalds'ın altın kemerini tanıyanların sayısı, Hıristiyan tacını tanıyanlardan fazla
-Brezilya'daki Avon kadınlarının sayısı, asker sayısından fazla
-Her gün dünya nüfusunun yedide biri, yani 800 milyon insan aç kalıyor.
-150'den fazla ülkede işkence var.
-Dünyanın üçte biri savaş halinde
-Sigara içenlerin yüzde 82'si gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
-Bir Japon kadını ortalama 84 yıl, bir Botswanalı kadın sadece 39 yıl yaşıyor
-Afrika'da 30 milyon kişi AIDS
-Silahlı çatışmaların dörtte biri, doğal kaynakları ele geçirmek için yaşanıyor
-ABD'de her hafta ortalama 88 öğrenci sınıfa silah getiriyor.
-Her yıl 10 dil ölüyor.
-Dünyada en az 300 bin düşünce suçlusu var.
-İntiharla ölenlerin sayısı, çatışmalarda ölenlerden fazla.
-Her yıl 2 milyon genç kız ve kadın sünnet ediliyor.
-Sıradan bir İngiliz, günde yaklaşık 300 defa kameraya yakalanıyor.
-Silahlı çatışmalarda 300 bin çocuk asker savaşıyor.
-İngiltere'de 2001 seçimlerinde 26 milyon kişi, Pop Idol'un ilk sezonunda 32 milyon kişi oy kullandı.
-ABD, pornografiye yılda 10 milyar dolar harcıyor.
-ABD, "haydut devlet" diye ilan ettiği 7 ülkeden 33 kat daha fazla askeri harcama yapıyor.
-Dünyada 27 milyon köle var.
-Amerikalılar çöpe saatte 2.5 milyon plastik şişe atıyor, yani her üç haftada bir Ay'a ulaşmaya yetecek uzunlukta şişe birikiyor.
-Her yıl 120 bin kadın veya genç kız, Batı Avrupa'ya satılıyor
-Yoksul aile çocuklarının psikolojik sorun yaşama ihtimali, zengin aile çocuklarına göre 3 kat daha fazla...
-Yeni Zelanda'dan İngiltere'ye uçakla getirilen bir tane kivi, atmosfere kendi ağırlığının 5 katı sera gazı salıyor.
-ABD'nin, BM'ye 1 milyar dolardan fazla borcu var.
-Rusya'da yılda 12 binin üzerinde kadın aile içi şiddet sonucunda hayatını kaybediyor.
-İngiliz süpermarketleri, müşterileri hakkında hükümetten daha fazla bilgiye sahip
-15 yaşındaki İngilizlerin yarısı uyuşturucu kullanmış, dörtte biri sigara içiyor.
-Dünyadaki obez nüfusun üçte biri, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor
-ABD ve İngiltere, gelişmiş ülkeler arasında en yüksek erken hamilelik oranına sahip.
-Çin'de 44 milyon kadın kayıp.
-2002'de idamların yüzde 81'i ABD, Çin ve İran'da gerçekleşti.
-AB'deki her inek için verilen günlük 2.50 dolarlık sübvansiyon, Afrika'nın yüzde 75'inin günlük geçiminden daha fazla.
-70'in üzerindeki ülkede aynı cinsten iki kişinin ilişkisi yasak,9'unda ise cezası ölüm
-Dünya nüfusunun beşte biri, günlük 1 dolarında altında gelirle yaşıyor.
-1 yılda 13.2 milyon Amerikalı, estetik ameliyat yaptırdı
-Kara mayınları nedeniyle saatte bir insan ölüyor ve sakat kalıyor.
-Hindistan'da 44 milyon çocuk işçi var.
-Sanayileşmiş ülkelerde insanlar, günde 6-7 kg katkı maddesi yiyor.
-Dünyanın en çok kazanan sporcusu golfçu Tiger Woods, yılda 78 milyon dolar, yani saniyede 148 dolar kazanıyor.
-Amerikalı 7 milyon kadın, 1 milyon erkek yeme bozukluğu çekiyor.
-Washington'daki lobi endüstrisinde 67 bin kişi, her seçilmiş kongre üyesi için 125 kişi çalışıyor.
-Motorlu araçlar dakikada 2 insanı öldürüyor.
-1977'den bu yana ABD'deki kürtaj kliniklerinde 80 bin şiddet ve taciz vakası yaşandı.
-Dünyadaki yasadışı uyuşturucu pazarı 400 milyar dolar.
-Amerikalıların üçte biri, uzaylıların geldiğine inanıyor.
-Amerikalı siyah erkeklerin hapse girme ihtimali, yüzde 33.
-Petrol rezervleri 2040'da tükenebilir.

Şişli EML İçin Destek!

Ülkemizin önemli okullarından olan Şişli Endüstri Meslek Lisesi arazisinin vakıflar yasasıyla Bulgar Ortadoks Vakfına verilmesini ve okulun yıkılıp yerine AVM yapılmak istenmesine tepki gösteriyoruz. Haykırışımızı tüm dünyaya duyuruyoruz. Eğitim şuan için ülkemizde ki en gerekli şey olmasına rağmen ülkemizin en gelişmiş ve en kalabalık endüstri meslek lisesi bir AVM için yıkılmamalı. Lütfen desteğinizi esirgemeyiniz.

İmza desteği için tıklayınız.

Twitter' dan Desteklemek İçin: #ŞişliEMLyikilamaz

 Destek veren arkadaşlara teşekkür ediyoruz.

Acun O Ses Türkiye Şok Sözler | Yarışmacı Kızdan Şok Söz 19 Kasım 2012

Bu gece yapılan O Ses Türkiye Yarışmasında yarışmayı kaybeden Kızın Jüriye yaptığı saygısız davranışlar hem konukları hemde televizyon karşısında izleyen milyonları şok etti.

oses türkiye yapılan saygısızlık, o ses türkiye saygısız kız,Bu gece yapılan O Ses Türkiye Yarışmasında yarışmayı kaybeden Kız,

O Ses Türkiye Jüriye Saygısız Kız | Saygısız Kız 19 Kasım 2012 


Karadeniz Bölgesi ikliminin günlük yaşantı üzerinde ki etkisi


1. Her mevsimi yağışlıdır.
2. Buradaki bol yağışları gezici minimumlar getirir, yüksek dağ yamaçları bu yağışların daha bol yağmasına imkan verir.
3. Depresyonik ve orografik yağışlar hakimdir.
4. Kıyı bölgesinde batıya bakan yamaçlar, doğuya bakan yamaçlardan daha çok yağış alır.
5. Sıcaklık şartları deniz iklimi özelliğindedir.
Ara sıra, don olayları olur, sis belirir, kar yağar. Bu kıyı boyu bölgesinin hemen güneyinde uzanan ve içerisine bolu, Kastamonu, Çorum, Merzifon, Amasya, Tokat, Şebinkarahisar taraflarını alan yerleri “Karadeniz İç Bölgesi” olarak vasıflandırmak yerinde olur. Kıyı boyundaki nispeten dar, tam deniz iklimli bölge ile onun hemen gerisindeki iç taraflar, Karadeniz bölgesi olarak, yağış ve sıcaklık bakımlarından birbirinden farklı bölümler gösterir.
Kıyı boyunda farklı üç bölüm ayırt edilebilir: Doğu, Orta, Batı Karadeniz iklimi.

1. Doğu Karadeniz İklimi:
 Bu kesimde çok fazla yağış vardır. Kıyı boyundaki birçok yerlerde yılda 2 metre kadar. Hemen gerideki dağlarda daha da çok. Yaz sıcakları oldukça fazladır. Kışlar ılımlı geçer.
2. Orta Karadeniz İklimi: Yağış, bu kıyı boyu ölçüsüne göre orta derecededir ve 70-80 cm. kadardır.
3. Batı Karadeniz İklimi: Doğu Karadeniz iklimine göre daha az yağışlı (100-120 cm.) sıcaklık, Karadeniz boyunun öteki kesimlerine göre gerek yazın ve gerekse kışın daha azdır.
4. Karadeniz Ardı Bölgesi: Karadeniz iklim bölgesinin bu kıyı boyunun üç çeşidinin hemen güneyinde, İç Anadolu iklim bölgesine doğru bir geçiş alanı başlar. Burada, batıdan doğuya doğru gidildikçe ve Karadeniz’in etkilerinden uzaklaşıldıkça farklı iklim yöreleri belirmiş bulunmakla beraber, “Karadeniz kıyı boyu” ile “İç bölgeler” iklimleri arasında bir geçiş iklimleri şeridi özelliği gösterir: Yağış maksimumu ilkbahar sonralarına kaymış, yaz ortalarında kurakça bir süre belirmiştir.



Arkeologların çalışma imkanları ve iş alanları hakkında bilgi


GÖREVLER
- Eski çağlardan günümüze kalmış toprak veya su altındaki eserleri gün ışığına çıkarmak için kazılar yapar,
- Kazılardan elde edilen eserleri temizler,
- Parça eserlerin yapıştırılmasını (konservasyon), bakım-onarım ve restorasyonunu yapar,
- Eserlerin kaydını tutar, korunmasını sağlar ve halkın bilgisine sunar,
- Kültür Bakanlığında çalışması durumunda; kazılarda gözlemci olarak görevlendirilebilir,
- Korunması gereken kültür ve tabiat varlıklarını saptar ve kaydını tutar, bunlara yönelik koruma ve restorasyonlar konusunda kararlar çıkarılmasını sağlar,
- Çevresindeki antik kentlerin (ören yerlerinin) belirli aralıklarla denetimini yapar,
- Müzelerde çalışanlar koleksiyoncuların denetimini yapar.

KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
Spatüla (ucu sivri küçük mala), kazma, kürek, el arabası, keski, su terazisi, fırça, süpürge, fotoğraf makinesi, metre, ölçüm, çizim araç-gereçleri, kimyasal maddeler, sondaj aletleri.

MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Arkeolog olmak isteyenlerin;
- Üst düzeyde genel yeteneğe ve özellikle sözel düşünme ve neden-sonuç ilişkisini ortaya çıkarabilme gücüne sahip,
- Tarih ve kültür konularına meraklı ve bu alanlarda başarılı,
- İyi bir gözlemci ve araştırıcı,
- Açık havada çalışma yapmaktan hoşlanan,
- Bedence sağlam,
kimseler olmaları gerekir.

ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Arkeologlar görevlerine göre değişik ortamlarda çalışırlar. Araştırma yapan arkeologlar, çoğunlukla okuyarak, yazarak görev yaparlar, yaz aylarında kazı çalışmalarını açık havada yürütürler. Müzelerde çalışanlar için çalışma ortamı temiz ve sessizdir. Bir kazıda ilginç bir parçanın bulunması ve ait olduğu dönemin belirlenmesi uzun ve zahmetli bir çaba sonucunda gerçekleşir ve bu durum kişiye büyük bir mutluluk verir. Arkeologlar, eski çağ tarihçisi, heykeltıraş, mimar, topoğraf, teknik ressam, fotoğrafçı, epigraf (yazıt okuyan kişi) gibi meslek elemanlarıyla sürekli iletişim halinde çalışırlar.

ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI
Arkeologların çalıştıkları kuruluşlar; üniversiteler (öğretim görevlisi veya araştırmacı olarak), Müzeler ve Anıtlar Genel Müdürlüğü'ne bağlı çeşitli müzeler, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulları, özel müzeler, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Maden Tetkik Arama Enstitüsüdür.

MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER
Mesleğin eğitimi çeşitli üniversitelere bağlı fakültelerin “Arkeoloji” bölümlerinde verilmektedir.

MESLEK EĞİTİMİNE GİRİŞ KOŞULLARI
Bu bölümlere girebilmek için Öğrenci Seçme Sınavında (ÖSS) yeterli “Sözel (SÖZ)” puanı almak gerekmektedir.

EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ
Mesleğin eğitim süresi 4 yıldır.
Eğitim süresince;temel kavramlar ve terimler öğretilmektedir. Arkeoloji alanında eğitim veren bu anabilim dallarının birinci sınıfında temel kavramlar ve terimler öğretildikten sonra diğer sınıflarda her anabilim dalı kendi konusu çerçevesinde insanlığın sosyo-kültürel yapısını ve kültür ortam ilişkilerini işler. Klasik arkeolojide Yunanca ve Latince öğretilmektedir. Dönem özelliklerinin incelendiği heykel, seramik, mimari, tarihi coğrafya vb. dersler verilmektedir.

MESLEKTE İLERLEME
Lisans eğitimini tamamlayan kişiler üniversitelerde görev almak isterlerse araştırma görevlisi olarak göreve başlarlar. Doktora derecesi aldıktan ve gerekli çalışmaları tamamladıktan sonra yardımcı doçent, doçent ve profesör olarak meslekte ilerleyebilirler.
Meslek elemanları belli bir alanda uzmanlaşabilirler. Bunlar; eski tunç çağı eserleri, konservatör (yarım eserlerin yapıştırılması, onarılması), sikke (numismat), arkaik dönem heykeltıraşlığı, helenistik çağ mimarisi, seramik, vb. alanlardır.
BENZER MESLEKLER: Sanat tarihçisi, tarihçi.

BURS, KREDİ VE ÜCRET DURUMU
Öğrenciler üniversitelerin veya müzelerin yaz aylarında yapmış olduğu kazılara katılırlarsa asgari ücret seviyesinde ücret alabilirler.
Şartları uyan öğrenciler Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun sağlamış olduğu kredi ve yurt hizmetlerinden yararlanabilmektedirler. Çeşitli kurum ve kuruluşlarca başarılı öğrencilere karşılıksız veya mecburi hizmet karşılığı verilen burs olanağı da vardır.
Eğitim sonrası teknik hizmetler sınıfında göreve başlarlarsa asgari ücretin 3-3,5 katı dolayında maaş almaktadırlar.

DAHA AYRINTILI BİLGİ İÇİN BAŞVURULABİLECEK YERLER
- İlgili Eğitim Kurumları,
- Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Ankara Meslek Danışma Merkezi,
- Bünyesinde Meslek Danışma Merkezi Bulunan Türkiye İş Kurumu İl Müdürlükleri.

Milli Bayramlarımız ve Tarihleri

Milli Bayramlarımız ve Tarihleri Nelerdir? Milli bayramlarımız ve tarihleri ile ilgili kısa bilgi. Milli bayramlarımızın adları ve ilan edildikleri tarihler hakkında yazı. Milli bayramlarımız kaç tanedir? Milli bayramlar nasıl ilan edilmiştir?

Ülke çapında çeşitli tören ve büyük katılımlarla kutladığımız milli bayramlarımızın hepimizin gönlünde ayrı bir yeri vardır. Büyük gurur ve şerefle kutladığımız bu günlerin neden ve nasıl bayram olduğunu tekrar hatırlayalım.

Milli Bayramlarımız Hakkında Özet Bilgiler:

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günün yıldönümü olarak kutlanmaya başlanan bu bayram, çocuklara armağan edilmiş tek bayramdır. İlk kez 23 Nisan 1920’de “Hakimiyeti Milliye Bayramı” olarak kutlandı. 1935 yılında adı “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak belirlendi. 1979’un UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) tarafından “Çocuk Yılı” ilan edilmesiyle de bu bayram, uluslararası bir nitelik kazandı.

1979 yılından beri her yıl TRT tarafından geleneksel olarak “23 Nisan Çocuk Şenliği” düzenlenmekte, bir hafta süren bu şenliğe dünyanın değişik ülkelerinden gelen çocuklarda katılmaktadır. 23 Nisan, Atatürk’ün çocuklara armağanı olan dünyadaki tek çocuk bayramıdır.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a hareket eden Atatürk, 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a gelerek Kurtuluş Savaşı’nı bu tarihte başlatmış, Atatürk’ün Samsun’a geliş tarihi olan 19 Mayıs günü Atatürk’ün isteği üzerine “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır. 20 Haziran 1938’de “Gençlik ve Spor Bayramı” adı ile milli bayramlarımız arasına katılan bu bayram, 1981 yılından itibaren “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır.

30 Ağustos Zafer Bayramı

Kurtuluş Savaşı’nın sonucunu belirleyen Büyük Taarruz’un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) yıldönümlerinde kutlanan milli bayramlarımızdan biridir. 30 Ağustos Zaferi, ilk olarak 30 Ağustos 1923’te Ankara, İzmir ve Afyon’da şenlikler düzenlenerek kutlanmıştır. 1935’te çıkarılan bir yasayla “Zafer Bayramı” olarak kutlanması kabul edilmiştir.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda (1921 Anayasası) yaptığı değişiklikle devletin yönetim biçimini “Cumhuriyet” olarak ilan etti. Cumhuriyetin ilan edilmesi aynı gece 101 pare top atışı ile kutlandı. 2 Şubat 1925’te Hariciye Vekaleti (Dışişleri Bakanlığı) tarafından düzenlenen bir kanun teklifi ile 29 Ekim’in bayram olması önerildi. Teklif 19 Nisan’da TBMM tarafından kabul edildi. Böylece 29 Ekim, 1925 yılından itibaren yurt içinde ve dış temsilciliklerimizde bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Sagu ile koşuk arasındaki benzerlikler,Koşukla sagu arasındaki benzerlikleri ve farklar


Sagu ile koşuk arasındaki benzerlikler:

İkisi de sözlü edebiyat ürünüdür. İkisi de 7li hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkisinde de deyimler ve edebisanatlar vardır. Her ikisi de dörtlüktür. İkisinin de kalıbı 4+3 tür. Uyak şemaları aynıdır.(düz uyak)
Farklılıklar:
Sagunun nazım şekli: sagu
Tema: acı
Koşukun nazım şekli: koşuk
Tema: sevinç, savaş, aşk

İkisi de sözlü edebiyat ürünüdür. İkisi de 7li hece ölçüsüyle yazılmıştır. İkisinde de deyimler ve edebi sanatlar vardır. Her ikisi de dörtlüktür. İkisinin de kalıbı 4+3 tür. Uyak şemaları aynıdır.(düz uyak)

Farklılıklar:

Sagunun nazım şekli: sagu

Tema: acı

Koşukun nazım şekli: koşuk
Tema: sevinç, savaş, aşk

Halay, misket ve zeybek hangi bölgelerde oynanır?

Halay, Türkiye'nin Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu ve Çukurova bölgesinde oynanan halk oyunlarının genel ismidir. Bu bölgelerde oynanan halaylar arasında büyük farklılıklar vardır. O yüzden üçe ayrılır:
  • Çukurova (Güney) halayları: Adana ile Antep arasında oynanan halaylardır.
  • Doğu halayları: Antepin doğusunda kalan bölgeler genelde aynı karakteriste sahiptir.
  • Bozkır halayları: İç Anadolu bozkırlarında oynanan halay oyunlarıdır.

Zeybek Tarihi, Hangi Yöreye Ait, Zeybek Çeşitleri:

Zeybek, Batı Anadolu yöresinin belirli bir halkoyununa zeybek oyunu deniliyor. Söz konusu oyunlar kendi içinde türlere ayrılmaktadır.
Ağır zeybek
Kaşıklı zeybek
Teke (Kıvrak) zeybeği
Kırık zeybek
Bey zeybek
Tek kişi tarafından ya da birkaç oyuncunun çember şeklinde dizilmesiyle oynanır. Zeybek, halkı koruyan cesur bir adamı temsil eder. Zeybek oynayan dansçı, kollarını omuz hizasında, elleri başıyla aynı hizada olacak şekilde iki yana doğru açar ve bazı oyunlarda kollarını dirseklerden hafifçe kırar. Büyük adımlar atarak ağır ağır hareket eder. Ara sıra yere doğru eğilip bir dizin yere dokundurulması, bu dansın belirgin hareketlerindendir. Bu tarz zeybekler İzmir, Aydın, Manisa taraflarında görülen zeybek türleridir. Buna Muğla’nın kuzey tarafları, Denizli’nin batı tarafları, Balıkesir’in Ege sahilleri ile Çanakkale’de eklenebilir.
Kütahya, Uşak ve Afyon daha çok kaşıklı zeybek etkisindedir. Yine Balıkesir’in doğu kısımları ile Bursa, Eskişehir, Bilecik, Ankara taraflarında oynanan oyunlar da kaşıklı zeybek kategorisine girer.
Burdur, Isparta, Antalya ile Muğla ve Denizli’nin güney kısımları teke zeybekleri içine girer ve kıvrak ezgileri vardır.
Balıkesir’in iç ve güney kısımlarında ise kırık zeybek oyunlarına rastlanır.
Misket1) ankara oyun havasi.

Uygarlık kelimesinin sözlük anlamı nedir?

uygarlık; 1 . uygar olma durumu, medeniyet, medenilik.
2 . bir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, fikir, sanatçalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümü, medeniyet:
gerçekten, uygarlık nimetlerinin gençlere bir faydası oldu ama daha çok bundan büyükler istifade ediyor.- h. e. adıvar.

Epik Şiir Nedir? Epik Şiir Örnekleri


Örnek-1
Durduk , süngü takmış kafir ayakta
Bizde süngü yok
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok
Durduk , süngüsü düşmanın pırıl pırıl ,
Önümüze çıktı bir gündüz,bir gece
Korku değil haşa
Bir büyük düşünce .



F.Hüsnü DAĞLARCA


Örnek-2

Kalktı göç eyledi Avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdir.
Arap atlar yakın eder ırağı,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. .
Belimizde kılıcımız Kirmani,
Taşı deler mızrağımın temreni.
Hakkımızda devlet etmiş fermanı,
Ferman padişahın,dağlar bizimdir.
Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur,
Öter tüfek davlumbazlar vurulur.
Nice koçyiğitler yere serilir,
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir

Dadaloğlu  

Türkiye'nin Özel Konumu,Türkiye'nin Özel Konumu Hakkında Bilgi

Türkiye'nin Özel Konumu 

  • Özel konum; ülkemizin kıtalara, denizlere, önemli ticaret yollarına, komşularına göre belirlenen konumdur. 
  • Ayrıca ülkemizin bulunduğu yerden dolayı kazandığı yüzeyşekilleri, yükselti, jeolojik özellikleri, yeraltı zenginlikleri, yerüstü zenginlikleri gibi durumları da özel konumuyla ilgilidir.  Bitki örtüsünün yükseltiye bağlı olarak çeşitlenmesi özel konumla ilgili olurken, orta kuşakta bulunmasından dolayı bitki örtüsünün çeşitlilik göstermesi matematik konumuyla izah edilmektedir.

  • Herhangi bir yeri diğer yerlerden ayıran, sahip olduğu kendine has özelliklerin tümüne özel konum denir. Özel konum, insanları, çevreyi, ülkelerin ekonomik ve politik durumunu çok yönlü etkiler. Dünya üzerinde, özel konum etkisine şu örnekler verilebilir:
  •  
  • Norveç, Japonya, İngiltere, İzlanda gibi deniz ve okyanuslara komşu ülkeler balıkçılıkta ileri gitmişlerdir.
  •  
  • Kuzeybatı Avrupa kıyıları, yüksek enlemlerde bulunmasına rağmen, Gulf - Stream sıcak su akıntısının etkisiyle ılıman bir iklime sahip olmuştur.
  •  
  • Orta Asya ve Orta Avrupa denizlere uzak olduğu için karasal bir iklime sahip olmuştur.
  •  
  • Kanarya, Havai, Kıbrıs, vb. adalar, deniz ve hava yollarının gelişmesiyle ikmal ve uğrak yeri haline gelmişlerdir. Buna bağlı olarak bu adaların önemi artmıştır.

Çin astrolojisinde burçlar hangi zaman dilimine göre değişir?


Çin Astrolojisi'nin temelleri binlerce yıl öncesine dayanır. Çin Astrolojisi'nde Antik Çağ Çin takvimi esas alınır. Bunun dayandığı sistem de Ay’ın devirleri ile Güneş'in kısmi hareketlerine göre yapılan hesaplamalardır. Bu yönden Batı Astrolojisi ile derin ayrılıklara sahiptir.
Çin Astrolojisi yönteminde Güneş ve Ay’ın devir hesaplarının yanında geleneksel Çin felsefesinin 5 elementine dayanan olumlu ve olumsuz görünümler içinde 12 sembolik hayvan yılı ile tanımlanan bir sistem kullanırlar.
Klasik Astroloji'de olduğu gibi Çin Astrolojisi'nde takımyıldızlara insanların davranışlarını betimleyen mitolojik yakıştırmalar verilmez. Bu, Doğu bilgeliğinin temeli Taoizm’den kaynaklanmaktadır.
Bu felsefenin temel inanışında evrenin iki zıt güç arasındaki sonsuz çekişmeden oluştuğu var sayılır. Erkek ve dişi kutuplarının simgelenmesi ile açıklanan iki zıt güç "Yin" ve "Yang" olarak kabul edilir. İki temel gücün temsilcileri ise Güneş ve Ay olarak belirtilmiştir. Güneş yan'dır ve ruh bulut sınıfındadır. Ay ise yin'dir. Beyaz ruh olarak adlandırılır. Yang gök, Yin ise dünya anlamına gelir. Geri kalan beş elementin eklenmesi ile Çin Astrolojisi'nin temel yapısı kavranmış olur.
12 Çin burcu; beş, element olan odun, ateş, toprak, metal ve su tarafından yönetilir. Her bir element tarafından yönetilen süreçler ele alınırsa, her burç 60 yıllık ara ile gelir ve bu nedenle Çin takvimi 60 yıllık periyot temeline dayanır.
Çin horoskopu 12 burca bölünürken, yapıcı ve yıkıcı haliyle on element koluna ayrılır. Artı ve eksi olarak. Bunların yanında antik "Yin" ve "Yang" kavramlarının eklenmesiyle klasik Çin horoskopu ortaya çıkar ve "hayvanlar dairesi" olarak adlandırılır. Çinliler dünyanın hem en eski astrologları hem de en büyük astronomları olmuştur. Astronomi ve Astroloji'yi ayrı kavramlar olarak görmediklerinden hepsine astrolojik bir anlam vermişlerdir. Çin Astrolojisi'nde burçlar her sene Ocak ayının sonunda veya Şubat ayında değişir. Bir yıl boyunca aynı burç devam eder.
Çin Astrolojisi'ne göre burçlar
Batı'daki hayvan sembolizminde olduğu gibi zodyağın hayvanları Çin folkloru tarafından onlara verilen karakteristikleri yansıtır. Çin efsanelerinin kahramanlarıdır. Göklerle olan bağlantıları ise Jüpiter'in 12 yıllık döngüsüyle ilişkilidir. Çin Astrolojisi'ndeki burçlar Fare, Öküz, Kaplan, Tavşan, Ejderha, Yılan, At, Koyun, Maymun, Horoz, Köpek ve Domuz'dur. Çin Astrolojisi'nde tüm yıl sadece bir hayvan sembolüne bağlı değildir. Burçlar yıllara göre ayrılıyor.
Çin günü iki saatlik dilimlerden oluşan on iki periyoda bölünür. İlk periyot 23:00’dan 01:00’a kadar devam eder. Her periyodun biri göksel sap diğeri de dünyevi dala karşılık gelen iki burcu vardır. Horoskopta "Hayvanlar Dairesi"ne dayalı olarak doğum saati ile ilişkili hayvanla bir diğer boyut eklenir. On iki saat, on iki hayvan burcuna denk gelen dünyevi dallardan adını alır. Bu, Batı Astrolojisi'nde kullanılan Yükselen Burç’a benzetilebilir fakat klasik Astroloji'deki burçlarımıza hesaplamalardaki farklılıklardan dolayı denk düşmez.
Çin Astrolojisi ve Batı Astrolojisi arasındaki farklar
Klasik Astroloji'de horoskopun 12 evi gibi Çin Astrolojisi'nde de bir kişinin hayatındaki genel ilgi alanlarını etkileyen 12 yazgı evi kullanılır. Batı Astrolojisi'nde Güneş burcumuz olduğu gibi Çin Astrolojisi'nde de bir burca sahibiz. Çin Astrolojisi, Ay dönüşümleri esasına bağlıdır. Klasik Astroloji'de ise Güneş dönüşüm temeline dayanır. Burçların Batı ve Hint Astrolojisi'nde tüm veriler ve yorumlar Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin verilerine göre yorumlanır. Çin Astrolojisi'nde ise antik Çin takvimi esas alınır bu yönden diğer Astroloji sistemleriyle derin ayrılıkları vardır.
Karmaşık bir ay-güneş takvimini kullanırlar Merkezlerinde iki yön vardır. 10 göksel sap ve dünyevi dallar 5 element tahta, ateş, toprak, metal, ve sudur. 12 dünyevi dal burçlarından oluşur. Çin zodyağında Batı zodyağındaki burçların olduğu gibi gökyüzündeki belli takımyıldızlarla doğrudan ilişkili değildirler. Çin Astrolojsi'ndeki burçların özellikleri klasik Astroloji'deki güneş burcumuzla benzerlikler gösterir.
Çin Astrolojisi kişiliğimizi ne kadar etkiliyor?
Çin Astrolojisi kişinin doğuştan gelen özellikleri, şansları ile ilgilenir ve onları için her şey değişim halindedir. Çin Astrolojisi'nde aile koşullarımız ve kişisel özelliklerimiz doğumla belirlenmiş olmasına karşın gelecek kaderimiz sabit değildir. Yaşamımız boyunca yaptığımız davranışlarla talihinizi belirlemeye devam edersiniz. Çin Astrolojisi'nde yılların elementlere göre dönüşüm etkisi ve 5 elementin olumlu-olumsuz görünümlerinin 10 yılda bir element devrinin tamamlanmasına dayanır.
Fare, Kaplan, Ejderha, At, Maymun ve Köpek, pozitif yıllarda doğanlar benzer özelliklere sahip olurlar. Aynı şekilde negatif yıllarda doğan Tavşan, Öküz, Koyun, Yılan, Koyun, Horoz ve Domuz da benzer özellikler sergilerler. Bu değerlendirmenin Çin Astrolojisi'ndeki anlamı; pozitif yıllarda doğanlar kariyerlerinde daha başarılı olurlar, çevrelerinden etkilenmek yerine çevrelerini etkilerler. Negatif yıllarda doğanlar ise yaşamda daha savaşçı bir ruh ile mücadele ederler ve daha çok maddi başarı elde ederler.

Yanma ve oksitlenme olayını açıklayan bilim insanı kimdir?

Antoine-Laurent de Lavoisier


Flogiston Teorem

Lavoisier bilim dünyasında en başta yanma olayına ilişkin geliştirdiği yeni kuramıyla ün kazanır. Ne ki, simya devrimini oluşturmada başka önemli çalışmaları da vardır. Ayrıca, deneylerinde, özellikle ölçme işleminde gösterdiği olağanüstü duyarlılık, kendisini izleyen yeni kuşak araştırmacılar için özenilen bir örnek olmuştur. Kimya dili; mantıksal düzen ve kuramsal açıklama yönlerinden bilimsel kimliğini Lavoisier'e borçludur. Tüm bu çalışmalarında ona büyük desteği eşi sağlar: deney şekillerini çizer, yabancı dillerden kaynak çeviriler yapar, makale ve kitaplarını yayıma hazırlar.
Lavoisier araştırmalarına başladığında, kimyada Antik Yunanlıların maddeye ilişkin dört element (toprak, su, ateş ve hava) öğretisinin yanı sıra yanmaya ilişkin flogiston kuramı geçerliydi. Bilindiği gibi, bir tahta ya da bez parçası yandığında duman ve alev çıkar, yanan nesne bir miktar kül bırakarak yok olur.

That,than,these kelimelerininin cümle içinde kullanımı,That,than,these ile örnek cümleler

THIS, THAT, THESE, THOSE


1.İşlev
İşaret zamirleri this bu, that şu, these bunlar, thoseşunlar , konuşmacının nesne veya insanla olan münasebetini bildirirler.
This (singular) and these (plural) nesne veya insanın konuşmacıya yakın olduğunu bildirir. That (singular tekil) and those (plural çoğul) nesne veya insanın konuşmacıya uzak olduğunu bildirir. Bu fiziksel yakınlık ya da uzaklık olabilir. Örneğin:
Who owns that house? (uzak) Şu evin sahibi kim?
Is
 this John's house? (yakın) Bu John'un evi mi?
Ya da bu psikolojik bir uzaklık da olabilir. Örneğin:
That's nothing to do with me.. (uzak) Benimle hiçbir alakası yokThis is a nice surprise! (yakın) Bu ne güzel bir sürpriz!
2.Kullanım
a) Before the noun. (İsimden önce)
b) Before the word 'one'. ('one' kelimesinden önce)
c) Before an adjective + noun. (Sıfat + isimden önce)
d) Alone when the noun is 'understood'. (İsim önceden biliniyor ve anlaşılıyorsa tek başına kullanılabilir.)
Örnekler:
a)This car looks cleaner than that one.b) This old world keeps turning round
c) Do you remember 
that wonderful day in June?
d) I'll never forget 
this.


That,than,these kelimelerininin cümle içinde kullanımı,That,than,these ile örnek cümleler,That,than,these içeren cümleler

Yerleşimi etkileyen faktörler nelerdir?Yerleşimi etkileyen faktörler

Yerleşme kavramı geniş anlamıyla yerleşilebilir ve yerleşilen alanların tamamını kapsamaktadır.Bu alanlara ÖKÜMEN denir.
Bu alanlardan kutuplara gidildikçe yerleşim alanlarına rastlanmamaktadır.Ökümen alanların dikey sınırı ise Tropikal kuşakta 3500-4000 metredir.Bu değer kutuplara gidildikçe azalmaktadır.
Yeryüzünde yerleşmeyi etkileyen faktörleri doğal ve beşeri olarak iki grupta inceleyebiliriz.

A.DOĞAL FAKTÖRLER

1.Kara ve denizlerin dağılımı
2.İklim
3.Yeryüzü şekilleri
4.Verimli tarım alanları
5.Akarsu havzaları
6.Maden havzaları

1.Kara ve denizlerin dağılımı
Yeryüzünde kara yüzeylerinin 13,5 milyon km2 sini Antarktika buz kıtası oluşturur.
Bu alanda sadece bilimsel ve askeri amaçlı üsler bulunur.Bunun dışında kalan 136 milyon km2 lik kara yüzeyleri yerleşim alanı olarak kabul edilir.Yeryüzünde yerleşim alanını sınırlandıran en büyük engel denizlerdir.Su yüzeyleri Dünya alanının %71'ini kaplar.Bu alanlar yerleşim alanlarını en fazla daraltan alanlardır.

Dünyada yerleşmelerin Kuzey Yarımkürede daha fazla olmasında karaların daha fazla yer kaplaması iklim şartlarının iyi olması etkili olmuştur.
Güney yarımkürenin orta kuşağı karaların en az olduğu kuşaktır.Bu yüzden Güney Yarımkürede yerleşmeler azdır 

2.İklim Şartları


İklim şartlarının elverişli olduğu,dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı orta kuşakta yerleşmeler daha fazladır.

Tropikal kuşakta alçak kesimler çok sıcak ve nemliliğin fazla olmasından dolayı yerleşmeye uygun değildir.
Bu kuşakta yüksek kesimlerde iklim şartları daha elverişli olduğundan yerleşmeye daha uygundur.

Sıcaklığın çok düşük olduğu alanlarda oluşan buzullar yerleşim alanlarını sınırlandırır.
Sıcaklığın yüksek olduğu çöl alanlarında da yerleşme yok denecek kadar azdır.

3.Yeryüzü şekilleri
Yerşekillerinin engebeli ve dağlık olduğu alanlarda yerleşmeler azdır.

Dağlık engebeli alanlarda ulaşım imkanları da gelişmediğinden az nüfusludur.
Amerika kıtasında Kayalık ve And Dağları,Avrupa'da Alp Dağları,ülkemizde Toros lar ve Kuzey Anadolu Dağları,Asya'da Himalaya Dağları yerleşme alanı sınırlandıran önemli yükseltilerdirçYerşekilleri,iklim şartlarını ve tarım alanlarının dağılımını da belirlediğinden yerşekillerinin sade,iklim şartlarının elverişli olduğu alanlarda yerleşmeler daha fazladır.Örneğin,Doğu Anadolu Bölgesinde yükseltinin fazla olması,yerşekillerinin engebeli olması,tarım alanlarının az olmasından dolayı yerleşmeler azdır.

4.Verimli Tarım Alanları
Dünya üzerinde yerleşmelerin en fazla toplandığı alanlar verimli tarım alanlarıdır.Alüvyonların biriktirildiği ovalar ve delta ovalarının bulunduğu,suyun kolay temin edilebildiği alanlar önemli yerleşim alanlarını oluşturur.Volkanik arazilerde toprak mineral bakımından zengin ve verim fazla olduğundn volkanik tehlikeler olsa da yerleşmelerin fazla olduğu alanlardır.

Akarsu hazvalarında verimli tarım alanlarının olması,tarımın gelişmesini etkileyerek yerleşmelerin bu alanlarda artmasına sebep olmuştur.Bu genellemeye Ekvatoral kuşak akarsuları(Amazon,Kongo)ve Kutup kuşağı akarsuları uymaz.
Ekvatoral bölgede yüksek nem ve sıcaklıktan,kutuplarda ise düşük sıcaklıktan dolayı yerleşmeler azdır.
Yerleşmelerin çok olduğu akarsu havzalarına;Avrupa'da Ren,Afrika'da Nil,Asya'da İndus,Ganj,Asya'da Fırat-Dicle,Amerikada Misisipi nehirleri örnek olarak verilebilir.