Türkiye'de yok olma tehlikesi altında olan canlı türleri nelerdir?

10 hayvan türünün nesli tamamen tükendi
Geçmişte sadece Türkiye’de yaşayan Anadolu Parsı ile Anadolu topraklarında görülen Asya fili, yabani sığır, yaban eşeği, aslan, çita, kunduz, yılanboyun, kelaynak ve kaplanın ülkedeki nesilleri tamamen tükendi. Türkiye’deki yok olma tehlikesi altında bulunan 42 bitki ve hayvan türü şunlar: Bozayı: Sayılarının çok azaldığı tahmin ediliyor. Telli Turna: Türün az sayıda kalan nesli, özel koruma altına alındı.
Akdeniz Foku: Türkiye denizlerindeki sayısının 50-60 arasında olduğu tahmin ediliyor. Alageyik: 1970’lerin başında sayıları 50’nin altına düşen tür, sadece Antalya ve Muğla’daki av üretme ve koruma istasyonlarında yaşıyor. Ceylan: 1982’de Şanlıurfa Ceylanpınarı’nda koruma altına alındı.
Çizgili Sırtlan: Sadece Güneydoğu Anadolu bölgesinde az sayıda bulunuyor.
Mezgeldek: ’Küçük toy’ olarak da bilinen hayvan türüne 1998’de Orta Anadolu’da rastlandı. Sayılarının çok azaldığı tahmin ediliyor.
Su samuru: Yakın zamana kadar Türkiye’nin tüm nehir ve çaylarında yaşayan türün sayısı hızla azaldı. Kuyruksüren: "Firavun sıçanı" olarak da adlandırılan ve ülkenin güney kısmında görülen tür, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ulu Geyik: Geçmişte, Orta Anadolu ve Trakya’da yaygın olarak rastlanan türün av üretme istasyonları dışında sayısı çok azaldı. Yaban koyunu: Konya Bozdağ’da koruma altına alınması sonucu sayıları 2 bin 500’ü geçti.
Yaban keçisi: Av üretme ve koruma istasyonlarında sayıları artırılıyor.
Karakulak: "Step vaşağı" olarak da anılan tür, aralarında Çanakkale, İzmir, Muğla, İçel’in de bulunduğu bazı illerde görülüyor.
Çengel boynuzlu dağ keçisi: Av üretme ve koruma istasyonlarında sayıları artırılıyor.
Vaşak: Marmara, Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde nadir olarak görülüyor.
Kurt: Avrupa’nın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de nesli tükenmek üzere olan kurtlar için acil önlem alınması gerekiyor.
Dikkuyruk: Tüm dünyada sayılarının 15 bin olduğu bilinen türün, bazı yıllarda yüzde 70’inin Türkiye’de kışladığı biliniyor. Yaşam alanlarının yok olması nedeniyle türün nesli tükenmek üzere.
Şah Kartal: Türkiye’de yaklaşık 60 tane yaşıyor.
Kara Akbaba: Daha çok yaşlı ağaçların bulunduğu ormanlarda yaşayan türün sayısı, yaşam alanlarının yok olması nedeniyle azalıyor.
Huş tavuğu: "Kafkas horozu", "dağ horozu" olarak da adlandırılan hayvan türü, Kuzeydoğu Anadolu’da yaşıyor. Nesli, tüm dünyada tükenmek üzere.
Toy: Avrupa ve Anadolu’nun en iri kuşlarından olan Toy’un nesli tükenmek üzere.
Çöl Varanı: Sürüngenler familyasından olan Çöl Varanı, sadece Ceylanpınar ve Birecik ilçelerinde görülüyor.
      
Bitkiler
Konya gaşağı: Dünyada sadece Konya’da yetişen bitkiden, 2006 verilerine göre doğada yalnızca 9 kök kaldı. Bitkiyi koruma çalışmaları sürüyor.
Sevgi çiçeği: Halk arasında "gelin düğmesi" olarak da bilinen bitki türü, Türkiye’ye özgü ve sadece Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde yetişiyor.Bu bitki, Bern SÖzleşmesi ile korumaya alındı.
Sığla: Dünya üzerindeki tek doğal yayılış alanı Türkiye’nin güneybatısıyla Rodos Adası olan sığla ağacı, Türkiye’de 1348 hektarlık ormanda bulunuyor.
Beyaz Çiçekli Çakal Nergisi: Dünyada sadece Türkiye’de Muğla-Fethiye çevrelerinde yetişiyor.
Termopsis Turcica: Dünya’da sadece Konya’daki Akşehir Gölü çevresinde yetişen bitki türü, Dünya Doğal Yaşamı Koruma Konseyi tarafından koruma altına alındı.
Narin Acı Çiğdem: İstanbul’a özgü küçük çiçekli acı çiğdem türü, denetimsiz kentleşme ve yanlış ağaçlandırma nedeniyle tükenme tehlikesi yaşıyor. Bern Sözleşmesi ile koruma altına alındı.
Mavi Yıldız: Türkiye’nin kuzeybatısında ve Yunanistan’ın bazı bölgelerinde ender görülen bitki türü, Bern Sözleşmesi’yle koruma altına girdi.
Yabani Siklamen: Yumrulu bitkiler familyasındaki tür, Bern Sözleşmesi ile korunuyor.
Çan Çiçeği: Sadece Çoruh Vadisi’nde yetişen türün soyu, tüm Avrupa’da tehlike altına girdi.
Karadeniz Salkımı: Soyu, tüm dünyada tehlike altına girdi.
Kilyos Peygamber Çiçeği: Türkiye’de Batı Karadeniz kıyılarında yetişen bitki türü, Bern Sözleşmesi ile koruma altına alındı.
Göl Soğanı: Bern Sözleşmesi ile koruma altına alındı.
Çöven: İç Anadolu’nun tuzlu steplerinde yetişen bitkinin soyu, tüm dünyada tehlike altında.
İstanbul nazendesi: Dünyada sadece Türkiye’nin kuzeybatısında görülüyor.
Erzincan süt otu: Dünyada sadece Erzincan Ovası’nın doğusundaki tuzlu bataklıklarda yetişen bitki, Bern Sözleşmesi ile korumaya alındı.
Çorak Gülü: Tuz Gölü civarında yetişiyor.
Kardelen: Türkiye’de doğal olarak yetişen 9 türü bulunuyor. 2 türü dışında kardelen soğanlarının doğadan toplanarak ihraç edilmesi yasaklandı.
Sphaerophysa Kotschyana: Dünyada sadece İç Anadolu’da 800-1000 metre arasında değişen yükseklikte yetişiyor.
Trifolium Parchycalyx (Yonca): Bern Sözleşmesi ile koruma altına alındı.
Yabani Karanfil: Balıkesir ve Aydın’da görülüyor.

Hz. Musa'nın Hayatı Kısaca

Hz. Musa’nın Hayatı Kısaca, Hz. Musa Peygamberin Hayatı
Musevilik dininin peygamberi Hz.Musa’dır.Tevrat da kitaplarıdır.Hz.Musa ve hayatıyla ilgili elde dilen bilgiler Tevrat’a dayanır.
İsrailoğullarından olan Hz.Musa doğduğunda İsrailoğulları Mısır’da bulunuyordu ve yerlilerden olan Kıpt kavmi onun kavmini hor görürdü.En başlardan beri İsrailoğulları’nı ağır işlerde çalıştıran,onlara köle gibi davranan ve eziyet eden bu kavim,İsrailoğulları’nın çoğalmasından tasalandığı halde bu tavırlarını devam ettirdiler hatta yeni eziyetler yaptılar,yeni vergiler koydular ve İsrailoğulları’nı ezmeye devam ettiler.On iki sıbt (soy) olan İsrailoğulları’nda her soy Yakup’un oğullarından birinden geliyordu.Bu on iki soy birleşecek olsa büyük bir direnç gösterebilirdi ancak başı çekecek bir liderleri yoktu.
İsrailoğullarına yapılan eziyetler devam ederken Firavun’un bir kahini İsrailoğulları’ndan bir erkek çocuk doğacağını ve bu çocuk yüzünden Mısır’ın felakete uğrayacağını,zarar göreceğini Firavun’a söyledi.Bundan korkan Firavun İsrailoğulları’ndan doğacak her erkek çocuğun öldürülmesi emrini verdi.
Yakup’un üçüncü oğlu Levi’nin soyundan Ümran’ın bir oğlu oldu ve Ümran,oğlu öldürülmesin diye onu hasır bir sepete koyup Nil nehrine bıraktı.Firavun’un karısı Asiye,sarayın önünden geçen sepetteki bebeği gördü ve büyüyünce kendi işlerinde çalıştırmak için onu evlat edindi.Çocuk kimseden süt emmeyince ona birçok süt anne getirdiler ancak Musa sadece annesinin memesinden süt emdi.Bu sayede Musa’yı kendi annesi Ümran,sarayda büyüttü.