Dünyanın ilk sualtı atık müzesi Türkiye'de




Türkiye'nin artık bir 'atık müzesi' var. Gerçi bu pek övünülecek bir durum değil, çünkü bu atık müzesi denizlerden toplanan çöplerden oluşuyor. DenizTemiz Derneği/TURMEPA'nın öncülüğünde hayata geçirilen müze, derneğin İstanbul Nakkaştepe'deki merkez binasında açıldı.

Dernek, bu müze ile çevremizi nasıl kirlettiğimiz gerçeğini bir kez daha yüzümüze vuruyor. Müzenin bir diğer hedefi de çocuklar. Özetle 'Büyükleriniz yaptı, siz yapmayın' mesajı veren sualtı atık müzesi çocuklar için eğitim atölyesi olarak da kullanılacak.

Bu müzede ne ararsanız var! Elektrik süpürgesi, matkap, hoparlör, walkman, cep telefonu, tezgah, lavabo, tencere, çaydanlık, güğüm, sürahi, demir ve plastik sandalyeler, trafik dubası, polis barikatı, araba lastikleri...

Müzedeki 'eser'ler TURMEPA'nın 2008 ve 2009 yıllarında deniz dibi temizliği etkinliklerinde denizden çıkardığı atıklardan oluşuyor. Dernek, sadece geçen yıl 12 bin ton sıvı atık ve 255 bin kilogram katı atık toplamış.

1990'lı yılların ortalarında birkaç gazeteciyle birlikte Göcek'te DenizTemiz'in bir etkinliğine katılmıştım. Bir grup üniversite öğrencisi günde birkaç kez Göcek koylarına dalarak sualtını temizliyordu. Karyoladan, tencereye, çöp kovasından ayakkabıya kadar her türlü çöp, denize atılmıştı. Ben de öğrencilerle birlikte dalmıştım ve gördüğüm manzara korkunçtu. Belgesellerdeki gibi 'sonsuz bir dünya' yerine çöp dünyasıyla karşılamıştım. Anlaşılan o ki aradan geçen yıllar ne alışkanlıkları ne de mantaliteyi değiştirmiş.

OKULLARDA DERS OLACAK

DenizTemiz de 'bari çocukları kurtaralım' diyerek müzeyi bir eğitim merkezine de dönüştürmüş. 'Bir Deniz Bin Yaşam' konseptiyle tasarlanan eğitim atölyesini ekim ayına kadar 2 bin 500 çocuğun ziyaret etmesi hedefleniyor. Atölye çalışmalarına katılan çocuklar, denize çöp olarak atılanları görmenin yanı sıra atıkların doğada yok olma süreleri, bu süre içinde doğaya verdikleri zararları, deniz kirliliğinin doğa ve canlı hayatına etkileri gibi konularda 90 dakikalık küçük ve eğlenceli interaktif bir eğitim de alıyor. Bu projenin son aşamasında, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliğine gidilerek, 2011-2012 eğitim-öğrenim döneminde başlayacak olan 'İstanbul Dersi Öğretim Programı'nda yer alarak çok sayıda öğrenci gruplarının bu eğitim atölyesinde çevre konusunda eğitilmesi hedefleniyor. Bu projenin, deniz atıklarının Türkiye gündemine gelmesi halinde, başvuru kaynağı ve referans noktası olarak gösterilmesi amaçlanıyor.

Tabii bu projenin sponsorları da var. Kılıç Deniz Ürünleri ana sponsor, Faber Castell, Joker, Koç Holding, Monami, Pınar ve Steppen, farklı alanlarda destek veriyor.

Halkımıza göre deniz temiz!

DenizTemiz, müze çalışması sırasında bir de araştırma yaptırmış. GfK'nın kent merkezlerinde yaptığı araştırmaya katılanların yüzde 50'si 'Denizlerimizin genel olarak bakıldığında temiz' olduğunu söylemiş hatta yüzde 85'i deniz kirliliği konusunda hiç şikayette bulunmamış. Oysa her geçen gün maviliğini yitirip yeşile dönen Marmara Denizi'nde son 40 yılda 124 balık türü yok olmuş. Bu sayı Karadeniz'de ise 26... TURMEPA'nın Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde sürdürdüğü 'Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi' projesinin ortaya koyduğu sonuçlar çok daha kaygı verici.

Denizlerdeki kirliliğin yüzde 80'i karadan ve insan eliyle yapılıyor. Karasal kirliliğin temel kaynakları sanayi tesisleri, turistik işletmeler ve belediyeler. Sanayide kullanılan suyun yüzde 81'i arıtılmadan doğaya bırakılıyor. Turistik işletmelerin çoğunda arıtma tesisi yok, zaten olanların da çalıştırdığı yok! 1.257 kıyı belediyesinin sadece 124'ünde arıtma tesisi bulunuyor. 1.133 kıyı belediyesi kirli sularını arıtmadan denize boşaltıyor. Kıyı belediyelerin yüzde 32'sinin kanalizasyon şebekesi dahi yok.

Çinliler de Volvo Ocean Race'te

29 Ekim'de İspanya'nın Alicante limanından yelken açacak 7 tekne, yelken sporunun 'Everest'i olarak bilinen Volvo Okyanus Yarışı'nı (Volvo Ocean Race) başlatacak. Yarışa katılmak için belirli elemeleri geçen tekneler, son listeyi bekliyor. Şu ana kadar yedi takım Volvo Okyanus Yarışı'na katılacağı açıklandı. Bu takımlar: Fransız Groupama, Abu Dhabi Yarış Takımı, Puma, Camper, İspanyol telefon şirketi Telefonica, Çin'den Sanya ve İspanya'dan kimliğini hala gizli tutan bir takım. Çin, Sanya ekibiyle dünyanın turlandığı böylesi bir yarışa ilk kez katılıyor. Çinli Sanya takımının önderliğini Yeni Zelandalı tekneci Mike Sanderson yapacak.

Bazıları binlerce mil süren 9 etaptan oluşan yarışta tekneler dünya sularını doğu yönünde geçecek. İspanya'dan başlayan ve tüm okyanusları dolaşacak olan tekneler son etapta Lorient ile İrlanda'nın Gallway liman şehri arasında yarışacaklar.

ŞİRKETLER BULUŞMASI

Son durak olan Gallway'de şimdiden bu büyük karşılama için hazırlıklar başlamış. Tahminlere göre yarışın son sahnelerini seyretmek üzere yüz binlerce kişi şehre akın edecek. Varış noktası olarak Gallway sadece büyük azim, dirayet ve cesaretin meyvesinin görüleceği bir yer olmayacak. Aynı zamanda bazıları yarışın destekçisi olan pek çok uluslararası dev şirketin temsilcilerinin de bir araya geldiği bir buluşma noktası olacak.

Moldova'da uranyum kaçakçılığı


Moldova İçişleri Bakanlığı yetkilisi Vitalie Briceag, miktarını belirtmediği uranyumun Rusya'dan kaçırıldığını, kaçakçıların uranyumu Müslüman ülkelere 28,85 milyon dolara satmaya çalıştığını söyledi.

Gözaltındakilerin 4'ünün Moldova vatandaşı, 1'inin Rusya vatandaşı ve 1 kişinin de Moldova'nın ayrılıkçı bölgesi Transdniester'den olduğunu ifade eden yetkili, uranyumun kurşun bir kap içinde bulunduğunu belirtti.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Batılı bir ülkede yapılacak soruşturmanın ardından daha detaylı bilgi verileceği kaydedildi.

Moldova'da 2010 yılında da 3 kişi, yaklaşık 2 kilo uranyum-238'i kara borsada 13 milyon dolara satmaya çalışırken yakalanmıştı. Bunun, nükleer bomba yapımında kullanılabilecek miktardan çok az olduğu belirtilmişti.

Türkiye'nin en şişman şehri



Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, Konya'da her 10 kişiden 7'sinin şişman olduğunun tespit edildiğini belirterek, Türkiye'deki illerin kilo ortalamasının 86,66 olduğunu, Konya'nın 95,33 kilo ortalaması ile birinci sırada yer aldığını söyledi.

Küçükkendirci, Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri ( TEKHARF) çalışması sonuçlarını değerlendirerek, ''Tüm dünyada obezite artık bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde de bu hastalığa yönelik tedavi yöntemleri ve önlenme çalışmaları hız kazanmıştır. Konya İl Sağlık Müdürlüğü olarak bizlerde bu konuya gereken ilgi ve önemi göstermekteyiz'' dedi.

Türkiye'deki illerin kilo ortalamasının 86,44 olduğunu, 95,33 kilo ortalaması ile Konya'nın birinci geldiğine dikkati çeken Küçükkendirci, şunları kaydetti:

''Üzülerek belirtmek istiyorum ki Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması-II (TURDEP) sonuçlarına göre İç Anadolu Bölgesi'nde erkeklerin yüzde 16,6'sı, kadınların yüzde 70,9'u şişmandır. Şişmanlık oranına bağlı olarak diyabet, kalp damar rahatsızlıkları, hipertansiyon gibi rahatsızlıklarında görülme sıklığı yüzde 50 oranında artmaktadır. Şişmanlık ortalamasının yanı sıra illerin bel çevresi ölçüm ortalamaları 97,82 santimetre olup Konya ilinin bel çevresi ortalaması 108 santimetredir. Bel çevresinde 102 santimetre ve üzeri özellikle kalp hastalıkları açısından yüksek risktir.''

TURDEP–II çalışması sonucunda Konya'da bulunan her 10 kişiden 7'sinin şişmanlık sınırlarına yaklaştığının tespit edildiğini vurgulayan Küçükkendirci, şöyle devam etti:

''Bu bilgiler göstermektedir ki ilimizde obeziteyle ilgili önemli bir risk söz konusudur. Obeziteye karşı il genelinde gerekli tedbirlerin alınması kaçınılmaz olmuştur. Bu sebeple müdürlüğümüz tarafından, ilimizdeki paydaş kurumların temsilcilerini de bünyesinde barındıran Konya Yeterli ve Dengeli Beslenme ve Hareketli Yaşam Kurulu oluşturulmuştur. Bu kurul her dört ayda toplanmakta ve obezite konusunda kurumlar bazında, il genelinde yapılması gereken çalışmalar ve etkinlikler hususunda çeşitli kararlar almaktadır.''

Öte yandan, Konya İli Yeterli ve Dengeli Beslenme ve Hareketli Yaşam Kurulu, ikinci kez İl Sağlık Müdür Yardımcısı Ömer Ünsal başkanlığında, Konya İl Sağlık Müdürlüğü'de toplandı.

Kurulda obezite konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli etkinliklerin yapılmasına, yapılan etkinliklere tüm kurul üyelerinin katılmasına, yeterli ve dengeli beslenme, hareketli yaşam konularında halkın her kesiminin bilgilendirilmesi amacıyla eğitimlerin sürekliliğinin sağlanmasına ve obezite konusunda farkındalık oluşturulmasına karar verildi.

Rafet El Roman - Yanıldım (Sevgiye Zaman Ver 2011),Rafet El Roman - Yanıldım,Rafet El Roman - Yanıldım şarkı sözleri



Yanıldım Allahım ahhh yanıldım
Hep bende kalacak sevecek sandım
Geride kaldı şimdi anılar
Unutulmaz bir aşk yaşantılar
Soruyorum şimdi kendime
Yanıyorum kendi halime
Ne var elimde kalan
Dünya zaten yalan
Soruyorum şimdi kendime
Yanıyorum kendi halime
Ne var elimde kalan
Dünya zaten yalan
Ayrılık varsa kaderde
Dert eyleme derdine
Kaderin kader olsun
Bırak kalbin boş dursun
Ayrılık varsa kaderde
Dert eyleme derdine
Kaderin kader olsun
Bırak kalbin boş dursun
Yoruldum Allahım ahd yoruldum
Bulduğum anda onu kaybediyorum
Geride kaldı şimdi anılar
Unutulmaz bir aşk yaşantılar
Soruyorum şimdi kendime
Yanıyorum kendi halime
Ne var elimde kalan
Dünya zaten yalan
Soruyorum şimdi kendime
Yanıyorum kendi halime
Ne var elimde kalan
Dünya zaten yalan
Ayrılık varsa kaderde
Dert eyleme derdine
Kaderin kader olsun
Bırak kalbin boş dursun
Ayrılık varsa kaderde
Dert eyleme derdine
Kaderin kader olsun
Bırak kalbin boş dursun

Murat Boz - Aşklarım Büyük Benden (Video Klip 2011),Murat Boz - Aşklarım Büyük Benden sözleri,Murat Boz - Aşklarım Büyük Benden şarkı sözleri


Murat Boz Aşklarım Büyük Beden Şarkı Sözleri

sildim yazılanı
yeni düşlerin vakti şimdi
kafa yordum biraz
boşverdim işlerimi
biraz hüzünlü bir haldeyim şimdi
sorgulamadım acı çeken kalanları gidenleri
bu gece sen düşün biraz
yok ne yapsam
eskisi kadar acımıyor bu yara
bitermi dünyada isteği
bitmez derken
ben yine çabuk aldım aşkı
koynuma seherden
yıllanmış sevdalarımı bir çıkarsam mahzende
sen bile inanamazsın
aşklarım büyük benden
bitermi dünyada isteği
bitmez derken
ben yine çabuk aldım aşkı
koynuma seherden
yıllanmış sevdalarımı bir çıkarsam mahzende
sen bile inanamazsın
aşklarım büyük benden
sildim yazılanı
yeni düşlerin vakti şimdi
kafa muzikdinle3.comyordum biraz
boşverdim işlerimi
biraz hüzünlü bir haldeyim şimdi
sorgulamadım acı çeken kalanları gidenleri
bu gece sen düşün biraz
yok muzikdinle3.comne yapsam
eskisi kadar acımıyor bu yara
bitermi dünyada isteği
bitmez derken
ben yine çabuk aldım aşkı
koynuma seherden
yıllanmış sevdalarımı bir çıkarsam mahzende
sen bile inanamazsın
aşklarım büyük benden
bitermi dünyada isteği
bitmez derken
ben yine çabuk aldım aşkı
koynuma seherden
yıllanmış sevdalarımı bir çıkarsam mahzende
sen bile inanamazsın
aşklarım büyük benden

Soner Sarıkabadayı - itiraz,Soner Sarıkabadayı - itiraz dinle,Soner Sarıkabadayı - itiraz klip,Soner Sarıkabadayı İtiraz Şarkı Sözleri


Soner Sarıkabadayı İtiraz Şarkı Sözleri
Senin dışında hiç bir şeye aklım ermiyor.
Farkım yok bi inan seni duyabilen sağırdan.
Sen yokken bahar bile buralara gelmiyor.
O da alıyor zaten alabileceği en ağırdan.
 
Dün de razıydım buna ve bugün yine razıyım
Seni kaybedip bulup duran bir ruhun itiraziyim.
Koyalım işte gel her bir şeyi yoluna.
Uyumayalım kimselere sarıla sarıla.
 
Sen hepsini gel demedim ki, bi yolu yarıla.
Seni affedebilirim darıla darıla.
 
Koyalım işte gel her bir şeyi yoluna.
Uyumayalım kimselere sarıla sarıla.
Sen hepsini gel demedim ki, bi yolu yarıla.
Seni affedebilirim darıla darıla.
 
Sen yokken bahar bile buralara gelmiyor.
O da alıyor zaten alabileceği en ağırdan.
Dün de razıydım buna ve bugün yine razıyım.
Seni kaybedip bulup duran bir ruhun itiraziyim.
 
x2
 
Koyalım işte gel her bir şeyi yoluna.
Uyumayalım kimselere sarıla sarıla.
Sen hepsini gel demedim ki, bi yolu yarıla.
Seni affedebilirim darıla darıla.

GEOMETRİ

Lucid Dream - Bilinçli Rüya

BAŞLANGIÇ

Şimdi yapmamız gerekenleri anlatacam. Öncelikle bunu bol bol uygulamamız gerekiyor ki rüyada da başarılı olabilelim. Gün içinde her 15 dk da bir yada her 1 saatte bir çok basit bir test uygulayacağız. Bu zaman aralığı 1 saati geçmesse daha iyi olur. Gerekiyorsa hatırlatması için saatinizi kurun. Çünkü periyodu kaçırmamanız 1. kuralınız. Periyod asla değişmemeli bunu uygulamanın en iyi yöntemi ise saat kurmak. Gelelim yapmamız gerekene. Her periyod başında kendinize '' Acaba ben şu an rüyadamıyım'' bu soru çok önemli.Bunu içinizden de kendinize sorabilirsiniz. Kendinize rüyada olmadığınızı bile bile sormalısınızki beyin bunu alışkanlık haline getirsin böylelikle rüyada da kendinize bu soruyu sormak aklınıza gelsin. Bunu uygulamaya başladıktan 1-3 hafta arası %100 başarıya ulaşacaksınızdır. İsterseniz bu soruyu sorduktan hemen sonra basit bir gerçeklik testi uygulaya bilirsiniz. Örneğin inception filminde baş rol oyuncusu sürekli topaç çeviriyordu. Topaç rüyadayken sürekli döner ama rüyada değilse bir süre sonra durur. Bunu rüyada değilken bile uyguluyordu. Bu adam gerizekalı değil ya rüyada olup olmadığını bildiği halde neden bu topacı çeviriyor öyleyse? İşte kendine alışkanlık haline getiriyor ki rüyada da bunu uygulamak aklına gelsin. Örneğin sağ elinizin baş parmağını sol elinizin içinden geçirmeye çalışın bunu fazla zorlamanıza gerek yok 5 saniyenizi alacaktır.(Bu konu öncelikle Ahmet Çağlayan tarafından yazılmıştır..) Eğer rüyada da yapmak aklınıza gelirse parmağınız elinizin içinden %98 geçecektir. Bunları yapmadaki asıl amaç bilincimizi kazanmak. Yani rüyadayken ''Ulan işte bu bir rüyaymış'' diye bilmek için. Bunu demeyi başarırsanız asıl film burada başlıyor. Yapabileceklerinizi bir düşünün yada yapmak isteyeceklerinizi. En ilk uygulamanız gereken ve en güzelleri arasında olan ''uçmak'' olmalıdır. Hemen düz yolda koşup zıplayıp uçmayı deneyin. %50 ihtimalle başarılı olacaksınız. Başarı ihtimalini arttırmak tamamen rüya olduğuna inanmak ve uçmayı başaracağınızı kendinize inandırmanızla alakalıdır. Bir çok insanın problemlerinden 1 ise rüyada olduğunu anlayınca hemen uyanmalarıdır. Bunu engellemek için sadece 5 ile 15 saniyeleri vardır. Yapmanız gereken iki elinizi hemen ovuşturarak;
''Bu bir rüya ve ben bu rüyada kalmak istiyorum'' diye kendinize telkinde bulunmanız. Peki ama uyanacağımızı nasıl anlarız. Rüya olduğunu anladığınız için bedeniniz sizi rüyanın dışına atmaya çalışır ve diğer bedeninizde gözlerinizin açıldığını hissedersiniz. Rüya bulanıklaşmaya başlar. Bunların hepsi çok kısa saniyeler içinde olacaktır. Hemen yukarıdaki yöntemi uygulayarak gözlerinizi açmamaya çalışın. Bu ilk seferinde olmasada bir başka rüyanızda muhakkak başınıza gelecektir. İnception filminde bunu engellemek için uyuşturucu tarzında uykuda tutan ilaçlar kullanıyorlardı. Uyanmalarının tek yolu ölmek yada bu ilacın etkisinin bitmesini beklemektir. Sizde hemen uyanmak istemiyorsanız ki bu yötemi sürekli uygulamanızı önermiyorum. Bazı günler çok geç yatmak bunu engelliyecektir. Uyanma riskiniz çok çok düşük oluyor. Rüyada olduğumuzu anladık ama uçamıyoruz başka yapacak birşey yok mu? Bu sorunun cevabı sizde isterseniz yanınızda bulunan kişilere sarka bilirsiniz. Peki bu bizim ne işimize yarıyacak? Bazı kişiler karşı cinsle iletişim kuramazlar yada kurarken çok heyecanlanıp panik olurlar. Doğru kelimeleri seçemezler. Eğer kendinizi ikili ilişkilerde geliştirmek istiyorsanız bunun en iyi yolu rüyanızdır. Rüyanızda onlarla istediğiniz şekilde konuşup istediğiniz soruları sorun böylelikle hangi soruya nasıl tepki vereceklerini ölçersiniz. Rüyalarda her hangi bir anda bilinciniz açılabilir. Atıyorum tam arkanızdaki polisler sizi kovalarken sizde tam korkmuşken ulan bu bir rüyaydı diye aklınıza geliverir. Ama önerilen durmamaktır kaçmaya devam etmektir. Çünkü arkanızdan birileri sizi kovalıyorsa boşuna durmayın çünkü ilk hedefleri sizi öldürmektir. Ölürseniz uyanırsınız. Uyanmamak için uçarak kurtulmanızı öneririm uçamıyorsanızda kaçmaya devam edin. Ama bu sefer daha mantıklı kaçacağınızdan eminim. Uçmanın neden önemli olduğunu anlamışsınızdır. Rüyalarımızın bir çoğunda bizi öldürmek isteyen şeyler olacaktır. Bunlar canavarlar, polisler, arkadaşınız vs.. Bunların böm böm yüzüne bakmayın sizde onları öldürün. Tabi cesaretiniz varsa. Ateş topu felan fırlatın. Yada cebinizde bir silah olduğunu düşünün bunu kendinize inandırın ve elinizi cebinize atın. Emin olunki orada bir silah olacaktır. Bütün mesele beyinde bitiyor. Bilinç altınıza hükmedemessiniz, ama beyninize siz emir veriyorsunuz. Bu sizin rüyanız. Kurallar size ait. Rüyada süpermen gibi direk uçmalar yerine bazı aletlerle uçmak daha zevklidir. Örneğin hary poterdeki gibi uçan bir süpürgeylede uçabilirsiniz. Yada arabayıda uçurabilirsiniz. Yeterki buna inanın. Rüya tasarlamakta bununla alakalı bir durum. Rüyanıza ne kadar hükmetmeye başlarsanız rüyanız okadar süper hale gelecektir. Artık kendinizi ilerlettiğiniz zaman binaları yükselte bilir, Yıkabilir, yada yerine bir başka binayı inşaa edebilirsiniz. Bütün mesele yine beyinde bitiyor, her şey inanmakla alakalı bir durum. Beyninize bu binayı şimdi yükselteceğim ve bu binada yükselecek. Bu emri beyninize verin. Bu şekilde istediğinizi yapabilirsiniz. Kendinizi inanılmaz derecede geliştirirsiniz.


LUCİD RÜYANIN SÜRESİNİ UZATMA

Lucid olabilen arkadaşların genel problemlerinden biriside lucid olduğunu anlayınca rüyadan hemen uyanmaları yada rüya süresinin kısa sürmesi. Bu beyinle alakalı bir durum ve %90 insanın başına gelmiş yada gelecektir. Çünkü rüyada bilinciniz açıldığında beyin otomatik olarak bu durumu sonlandırmaya çalışır eğer bu duruma 10-15 saniye kadar direnebilirseniz uyanma olmaz. Yada karşı koyamıyor veya rüya süresini uzatmak istiyorsanız uyuma saatinizden 2-3 saat geç yatarak daha uykulu bir şekilde rüyaya dalarsanız uyanma riskiniz azalacak ve rüya süresi uzuyacaktır. Hatta çoğu zaman daha net ve gerçekçi rüyalar görmeye başlıyacaksınız. Bazı kişilerde uyanmayı ortadan kaldırmak için yatmadan önce uyku hapı kullanıyor. Bu durumu kesinlikle desteklemiyorum. Çünkü uyku hapı kullanmayı alışkanlık haline getirirseniz fiziksel rahatsızlıklarınız artacaktır. Ayrıca uyku hapı olmadan uyuyamaz hale geleceksiniz. Bunun yerine geç yatarak daha normal bir yöntem uygulamış olacaksınız.


BİLİMSEL TESPİTLER


*** Rüyalarımızın %90' ını unuturuz;
Rüyalarımızın %90' ını uyandıktan 10 dakika sonra unuturuz. Bunu engellemenin en iyi yolu rüya günlüğü tutmaktır. Eğer uyanır uyanmaz rüyalarınızı bir günlüğe yazmayı ya da ses kaydı yapmayı alışkanlık haline getirirseniz bu problem ortadan kalkacaktır. Ayrıca rüya günlüğü tutmanız rüyalarınızı daha sağlıklı yorumlamanızı sağlayacaktır. Rüyalarınızı kaydederken bütün aklınızdaki bütün ayrıntıları ile ele almayı önemseyin. Çünkü bu ayrıntılar bir sonraki rüyanızla ilgili bir bağlantı kurmanızı ya da ipucu elde etmenizi sağlar. Böylelikle rüyalarda elde ettiğiniz bilgilerle günlük yaşantınıza yön verebilirsiniz.
*** Rüyalarda sadece tanıdık yüzleri görürüz;
Bilimsel olarak kanıtlanan bu tespite göre insanlar günlük yaşamda gördükleri insanların yüzlerini rüyalarında görürler. Rüyalar yani bilinçaltınız yeni yüzler yaratamaz. Rüyanızda tanımadığınız her kişi ile muhtemelen bir kerede olsa karşılaşmışsınızdır.
*** Rüyaların süresi gerçek zamana göre ortalama 10 kat daha uzundur;
15-20 dakika gördüğümüz bir rüya günlük yaşama göre ortalama 10-15 saniyede görülmüştür. Rüyada zamanın uzun olmasının sebebi, bilinçaltının simgesel bazı olayları bir anda görüntüye çevirerek size izlettirmesidir. Bunun ilerleyen kısımlarda çok işimize yarayacağını göreceğiz. Çünkü uyanacağımızı anladığımız zaman ortalama rüya içinde 15 saniyemiz olacak. Böylelikle uyanmayı engellemek için bir şansımız olacak.
*** Rüyada duygularımız günlük yaşamdaki ile bire bir aynı sayılır;
Yani rüyada her hangi bir soruya verdiğimiz cevaba, aynı baskı ortamında aynı cevabı verirdik. Ya da rüyamızda 10 kattan düştüğümüzde yaşadığımız heyecan ortalama gerçek yaşamla bire birdir. Bunun için birçok insan Bilinçli Rüya görmeye çalışarak gerçek yaşamda yapamadığı birçok şeyi rüyalarında yapmaya çalışıyorlar.

*** Rüyanızda orgazm olabilirsiniz;
Rüyada ilişkiye girdiğiniz karşı cinsle yaşadığınız duygular ve heyecanı bire bir gerçek olarak beyninize yansıtıldığından bu uyartılara beyniniz gerçek yaşamdaki ile aynı şekilde cevap verecektir. Yüksek şekilde uyarılmalara rağmen bazı zamanlar boşalma olayı bile gerçekleşmeyebilir.
*** Görme engelli insanlar ve hayvanlarda rüya görebilir;
Doğuştan görme engelli insanların rüyaları objeseldir ve ayrıca normal yaşamda yaşadıkları hisleri yaşayabilirler. Hayvanlarında özellikle köpeklerde bu durum bariz belli olur. Uyuyan bir köpeği izlerseniz patileri hareket eder. Muhtemelen rüyasında birilerini kovalıyordur.
*** Herkes renkli rüyalar göremez;
Özellikle 1915-1950 yılları arasında yapılan araştırmalarda insanların %40' ı rüyalarını siyah-beyaz olarak görürken bu durum 1960' dan sonra %4.4 oranlarına kadar gerilemiştir. Bunun en büyük sebeplerinden birisi siyah-beyaz televizyonların olduğu düşünülmektedir.
*** Rüya görürken aynı anda dış etkiler rüyamızı etkileyebilir;
Yani rüyamızda bir konserde eğleniyor ya da bir müzik sesi kulağımıza geliyorsa aynı anda uyuduğumuz ortamda bir radyo çalıyor olabilir. Bununda ilerleyen kısımlarda nasıl avantajlı ve önemli olduğunu öğreneceğiz.
*** Rüyalarda duygular;
Genellikle büyük bir oranda hissettiğimiz duygu endişe ve korkudur. Rüyalarımızda negatif duygular daha ağır basar. Bunun için birçok insan rüya görmekten nefret ederler. Oysaki diğer kısımlarda nasıl eğlenceli rüyalar görebileceğimizi öğreneceğiz. Bilinçaltınıza yeni veriler yüklerseniz rüyalarınızda değişir. Bunu asla unutmayın.
*** REM ( Derin Uyku Fazı);
En büyük belirtilerinden birisi hızlı göz hareketleridir. Ortalama uyuduktan 1:30 saat sonra görülmeye başlar. Bir insanın uykusunun %20-25' ini kapsar. Buda uykunun 90 ile 120 dakikasına eşittir diyebiliriz. Eğer rem uykusuna giremezseniz yeterince dinlenmemiş hatta hiç uyumamış kadar yorgun olursunuz. Rem uykusu hem bedeninizin özelliklede beyninizin dinlenmesi için önemli bir zaman aralığıdır. Ayrıca bu fazı çok kısa yaşayan insanlarda günlük yaşamda halüsinasyonlar görmeleri olasılıklar arasındadır.
Rüyalar gelecekten haber taşır;
Yapılan araştırmalarda insanların %18-35'i gelecekten haber verici rüyalar gördüğünü gösteriyor. %70'lik bir kısmın ise ''Deja vu'' yaşadığını göstermektedir. Anket sonuçlarına göre ise insanların tamamına yakın bir kısmı ise rüyaların gelecekten haber verdiğine inandığı tespit edilmiştir.



DİNİ BOYUTU


Rüyalarımızın dini olarak gelecekten haber verdiklerini hepimiz bilmekteyiz. Buna inanan insanlara da yapmalarını önerdiğim uyandıktan hemen sonra rüyalarını kaydetmeleridir. Böylelikle bir sonraki rüyanızla bağlantılar kurabilir ve yorumlamalar yapabilirsiniz. Unutmayın rüyalarınızı bir başka insana yorumlatmanızı hiç tavsiye etmiyorum. Çünkü hiç kimse rüyalarınızı sizden daha iyi yorumlayamaz. Ancak yorum yeteneği kuvvetli insanları buna katmazsak tabii ki de. Cinsel ve dini boyutu olan rüyalarınızı anlatmayınız. Dini rüyalarınızı bir günlüğe kaydederek yaratıcının size özel olarak ne mesaj vermek istediğini anlamaya ve yorumlamaya çalışın. Ayrıca dini olarak KAN gördüğünüz rüyalar bozulur ve gelecekten hiç bir mesaj içermemektedir. Günlüklerinizde kan gördüğünüz rüyaları atlamanızı öneririm. Aksi durumda bunlar kafanızı karıştırabilir.
Birçok insan rüyasında peygamber efendimizi (SAS) veya birçok büyük zatı görmek isterler. Hatta içinizde rüyasında yaratıcıyla konuşan insanlar vardır. Bu tarz rüyaların nasıl görüleceği konusunda yaptığım bir araştırmada birçok dua ve ibadet şekline rastladım. Bunların büyük bir kısmı işe yaramadı. Bu konu üzerinde yoğunlaşmışken ilginç bir hikâyeye rastladım. Bunu size şöyle aktarmak isterim;
Bir gün rüyasında peygamber efendimizi (SAS)' imi görmek isteyen bir adam, o zamanlar çok ün salmış bir zatın evine gider. ''Sevgili hoca efendi, rüyamda peygamberimizi (SAS) görmeyi çok istiyorum. Lakin nasıl ya da ne dua edeceğimi bilmem.'' Zat kaşlarını kaldırarak adama şöyle bir bakar ve '' Şimdi eve gidip ve gece yatana kadar bol tuzlu şeyler yiyeceksin. Ama asla yatana kadar su içmeyeceksin.'' der. Adam hemen eve giderek akşam yatıncaya kadar tuzlu şeyler yer. Ertesi gün sinirli bir şekilde hocanın kapısını çalar. '' Hocam bütün gün rüyamda seraplar, sular, göller, nehirler gördüm. Hani bunu yaparsam peygamber efendimizi (SAS) görecektim.'' Hoca gülümseyerek işte evlat insanın içi ne ile yanıp kavrulursa rüyasında da onu görür...''
Bu hikâyeden de anlaşılacağı gibi insanın ne ile yanıp kavrulduğu çok önemlidir. Rüyalarımızda ya ölen insanları, eski bir sevgiliyi veya SU görürüz. Ne ile yandığımıza dikkat edelim. Yâda ne ile yanacağımıza...



- Ahmet Çağlayan'dan Alıntıdır -

3’lü Turnuva için Brüksel’deyiz



Profesyonel Futbol Takımımız, sezon öncesi hazırlıkları çerçevesinde Belçika’da 3’lü Turnuva’ya katılarak, iki hazırlık maçı yapacak.

13 Temmuz 2011 Çarşamba günü İstanbul’dan başkent Brüksel’e hareket edecek olan Takımımız, 14 Temmuz 2011 Perşembe günü yerel saat ile 20:00’de Hollanda Ligi ikincisi Twente ile karşılaşacak.Şampiyon Takımımızın maç yapmayacağı 15 Temmuz 2011 Cuma günü ise Twente ve Standard Liege karşı karşıya gelecek.
Profesyonel Futbol Takımımız, sezon öncesi hazırlıkları çerçevesinde Belçika’da 3’lü Turnuva’ya katılarak, iki hazırlık maçı yapacak.

13 Temmuz 2011 Çarşamba günü İstanbul’dan başkent Brüksel’e hareket edecek olan Takımımız, 14 Temmuz 2011 Perşembe günü yerel saat ile 20:00’de Hollanda Ligi ikincisi Twente ile karşılaşacak.Şampiyon Takımımızın maç yapmayacağı 15 Temmuz 2011 Cuma günü ise Twente ve Standard Liege karşı karşıya gelecek.

Sarı Lacivertli ekibimiz; Belçika’daki ikinci ve son hazırlık maçında, 16 Temmuz 2011 Cumartesi günü yerel saat ile 21:00’de Belçika Ligi ekiplerinden Standard Liege ile mücadele edecek ve aynı akşam özel bir uçakla İstanbul’a dönecek.

Turnuva’nın ev sahipliğini ise Brüksel yakınlarındaki Tubize Stadyum’u yapacak.


Sarı Lacivertli ekibimiz; Belçika’daki ikinci ve son hazırlık maçında, 16 Temmuz 2011 Cumartesi günü yerel saat ile 21:00’de Belçika Ligi ekiplerinden Standard Liege ile mücadele edecek ve aynı akşam özel bir uçakla İstanbul’a dönecek.

Turnuva’nın ev sahipliğini ise Brüksel yakınlarındaki Tubize Stadyum’u yapacak.

Profesyonel Futbol Takımımız, sezon öncesi hazırlıkları çerçevesinde Belçika’da 3’lü Turnuva’ya katılarak, iki hazırlık maçı yapacak.

13 Temmuz 2011 Çarşamba günü İstanbul’dan başkent Brüksel’e hareket edecek olan Takımımız, 14 Temmuz 2011 Perşembe günü yerel saat ile 20:00’de Hollanda Ligi ikincisi Twente ile karşılaşacak.Şampiyon Takımımızın maç yapmayacağı 15 Temmuz 2011 Cuma günü ise Twente ve Standard Liege karşı karşıya gelecek.

Sarı Lacivertli ekibimiz; Belçika’daki ikinci ve son hazırlık maçında, 16 Temmuz 2011 Cumartesi günü yerel saat ile 21:00’de Belçika Ligi ekiplerinden Standard Liege ile mücadele edecek ve aynı akşam özel bir uçakla İstanbul’a dönecek.

Turnuva’nın ev sahipliğini ise Brüksel yakınlarındaki Tubize Stadyum’u yapacak.

AK Parti ve CHP Anlaştı

TBMM Başkanlığı için ilk temastan uzlaşma çıkacak



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, meclis başkanı seçimi konusunda muhalefet partilerinin düşüncelerini almak üzere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiğini söyledi.



Çiçek, beraberinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu TBMM'deki makamında ziyaret etti. Cemil Çiçek, görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, şunları kaydetti:



"Bu ziyaretin maksadının ne olduğunu genel başkan yardımcımız randevu talebinde bulunurken ifade etmişti. 24. dönem parlamento çalışmaları dünden itibaren başlamış oldu. Anayasa ve İçtüzük gereği önümüzdeki pazartesi günü meclis başkanlık seçimi yapılacak. Tabiatıyla biz de muhalefet partilerimizin bu konudaki tavsiyelerini, telkinlerini, düşüncelerini almak üzere bu ziyareti gerçekleştirmek istedik. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Fırsat verdiler, ilk görüşmeyi yapmış olduk. Bu çerçevede yaptığımız görüşmedir. Ziyaretin maksadı budur. Konuştuğumuz konu da budur. Onun dışında isimler noktasında bir şey yok. "



Gazetecilerin soruları üzerine Çiçek, "Ziyaretin konusu neyse o çerçevede bir değerlendirmedir" dedi



CHP CEMİL ÇİÇEK İSMİNE SICAK BAKIYOR



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile yapacağı görüşmenin konusunun Meclis Başkanlığı olduğunun söylendiğini belirterek, "Biz bu konuya sadık kalmaya çalışacağız" dedi.



Kılıçdaroğlu, görüşme için TBMM'ye gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.



Görüşme talebinin Çiçek ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek'ten geldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Meclis Başkanlığı seçimi için bize geleceklerini ifade ettiler. Biz de kabul ettik" diye konuştu.



"Olumlu bir adım bekliyor musunuz? Somut bir öneriniz olacak mı?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Konunun Meclis Başkanlığı seçimi ile ilgili olduğu ifade edildi. Biz bu konuya sadık kalmaya çalışacağız" karşılığını verdi.



Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, tutuklu milletvekillerinin durumunun çözümü konusunda yasa teklifi verilip verilmeyeceğinin arkadaşları tarafından değerlendirildiğini söyledi.



Kemal Kılıçdaroğlu, Çiçek'in isminin Meclis Başkanlığı için öne çıktığının belirtilmesi üzerine "Öne çıkıyorsa sorun yok zaten" dedi.



Öte yandan Kılıçdaroğlu'nu TBMM'de karşılamak için bekleyen eski Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Çiçek'in meclis başkanlığına nasıl baktıklarının sorulması üzerine, "Uzlaşmacı bir kişiliği var. Siyasi tecrübesi çok fazla bir insan. Ama aday mı değil mi onu bilmiyoruz" diye konuştu.



"Aday olursa destekler misiniz?" sorusunu Hamzaçebi, "Onu grup genel kurulu kararlaştırır" diye yanıtladı.



Hamzaçebi, "Aday çıkaracak mısınız?" sorusu yanıtlarken ise "Önce yemin etmemiz lazım. Önümüzdeki öncelikli sorun yemin sorunu" dedi. - TBMM

Facebook'ta şifre sıfırlama işlemi nasıl yapılır?

Tıklayınız > Reset Password | Facebook

Açılan sayfada resimdeki sözcüklerin ikisini birden, aralarına bir boşluk bırakarak kutudaki metin kısmına yazın sonra giriş yaparken kullandığın e-posta adresini aşağıya girin... Şifreyi Yenile'ye tıklayın. Şifreni sıfırlaman için, e-posta ile bir bağlantı gönderilecektir.

Haydi Bir Daha - Ak Parti




AYNI

Aynı yoldan, geçmişiz biz
Aynı sudan içmişiz biz
Yazımız bir kışımız bir
Aynı dağın yeliyiz biz
Şarkılar bir türküler bir
Hep beraber söyleriz biz
Halaylar bir horonlar bir
Aynı sazın teliyiz biz
Gönüller bir dualar bir
Bir Allahın kuluyuz biz
Has bahçemiz yurdumuzdur
Aynı bağın gülüyüz biz

KUANTUM DOKUNUŞU NEDİR?

KUANTUM DOKUNUŞU NEDİR?
[Resim: img131384829fbd83cf60.jpg]
Kuantum dokunuşu görülmeden inanılması imkansız bir şifa sistemidir.Etkileri öylesine hızlı ve olağan dışıdırki, hafif bir dokunuşla ağrıların azaldığını yada yok olduğunu, açık yaraların hızla kapanmaya başladığını,kemiklerin kendilerini yeniden düzenlediklerini görebiliriz.

Kuantum dokunuşunu öğrenerek kendimizi güçlendirmek, yaşamımıza renk katmak için beden taramaları yaparak farkındalığımızı artırmak ve nefes tekniklerini öğrenmek yeterlidir.

[Resim: reiki_othr5.jpg]

Kuantum dokunuşu için, işlevi gereği uyumlama tekniği diyebiliriz. Şöyleki: Bir odanın duvarlarına karşılıklı olarak iki sakraçlı saat yerleştirelim, ve değişik yönlerde çalıştıralım. Bir süre sonra her iki saatinde sakraçı aynı yönde çalışıyor olacaktır.

Aynı şekilde: sıcak bölgelerde akşam saatleri bazı yerlere kümelenip düzensizce yanıp sönen ateş böcekleri. Kısa bir süre sonra tek bir ışık olarak yanıp söneceklerdir. Bütün bunlar doğal olarak uyumlanmadır.

Kuantum dokunuşu, iki değişik enerji frekansına sahip bedenin bir araya gelip, enerjisi düşük olanın yüksek olana uyumlanarak şifa sürecine girmesidir.

Binlerce yıldır bir çok kültür tarafından bilinen ve kullanılan yaşam gücünü sadece batı kültürü kabul edememıstir. Batı kültürü her şeyin niyesi ve ispatı olması gerektiğini düşündüğünden yaşam gücünü kabullenememişlerdir. Çünkü yaşam gücünü ölcebilecek aletleri yoktu, elle tutamıyor gözle göremiyorlardı ve kabul edilemezdi.Bu yaklaşam, dokunamadıkları,koklayamadıkları hatta boyutlarını ölçemedikleri için sevgi denilen o yüce evrensel enerjiyi yok saymak gibi bir yaklaşımdı.

Yaşam enerjisi insan zekasının üstünde bir zeka seviyesinde işler ve yaşayanla yaşamayanı ayırt eder.Quantum-Touch, nefesimiz yardımıyla çakralarımızda güçlendirip ellerimizle yönlendirdiğimiz çok güçlü ve hızlı sonuca varan enerji sistemidir. Evrende varolan ve farkında olmadığımız için yararlanmadığımız bu enerji hafif dokunuşlarlarla kendimizin veya başkalarının enerji frekanslarını yükseltip, vücudun kendi kendisini iyileştirmesine ve yaşam kalitesini arttırmasına aracılık eder.

Quantum-Touch’da Reiki’de olduğu gibi uyumlama yada sembol yoktur sadece bolca pratik gerektirir. Quantum-Touch eğitimi alıp nefes tekniklerini ve el pozisyonlarını öğrenen bir kişi, kendisine şifa verebildiği gibi yanındaki birine yada uzaktaki birine, yada birilerine ( aynı anda birden fazla kişiye şifa gönderilebilir) rahatlıkla şifa gönderebilir. Bu şifa fiziksel bedene olduğu kadar duygusal bedenede etki eder.



Nıye hasta oluruz

Tüm canlıların bedenleri mükemmel bir donanıma sahiptir. Ve tüm organlar,dokular insan zekasının cok üstünde bir ahenkle işlerler. Ne zamanki bu dokulardan yada organlardan bazıları zayıf düşerse ağrılar,sızılar başlar, bizde buna hastalık deriz. Oysa bedendeki enerji titreşim seviyesi zayıflamış denge bozulmuştur. Dengesi bozulan beden ahenk içerisinde çalışamıyacaktır.

Kuantum dokunuşu genel anlamıyla uyumlama teknıgıdır. Bedenımızın duzensız calısan bölgelerinin duzenli calısan bölgelerine uyumlanmasını saglayarak sifanın gerceklesmesı için aracı olur. Quantum-Touch uygulayıcısı,quantum-touch tekniklerini uygulayarak kendi enerji frekansını en yüksek seviyede tutmayı öğrenmiştir Ellerini hasta bedene dokundugunda, o bedenin zayıf olan enerjisi kendisine sunulan bu yüksek rezonansa uyumlanacaktır. Bu sayede, rezonansı yükselen kişinin beden zekası şifa için gerekeni yapacaktır

Kuantum dokunuşu ve uyku

Enerji verdiğimiz kişi gözleri kapalı vaziyette yattığı zaman genellikle birkaç dakika içinde uyumaya başlarlar. Bunlar çoğunlukla derin meditasyonda gibi olurlar.Çoğu kişiler dinlendirici bir uykuya girer, bazılarıda gözlerini hızla hareket ettirirler.

Bunu nasıl yaparsınız. Ellerinizi kişinin başının altına koyun, yada, bir elinizi alnına diğerini başının arkasına koyun ve enerjiye başlayın. Çoğu kişiler birkaç dakika içinde uykuya geçeceklerdir. Genellikle 5-6 dakika sonra göz hareketlerini izlemek mümkündür.

Bu metodu genellikle, kişi uyku problemi çekiyorsa, aşırı asabi durum varsa yada travma geçirmişse uygularız. Sonuç mükemmeldir.

Richard Gordon


Dokunmanın gücü

Yapılan araştırmalar, dokunmanın gizemli gücünü ortaya çıkarmışlardır. Dokunularak ( kucağa alınan, okşanan,elinde tutulan...vb.) bebeklerin, bu duygulardan yoksun büyüyen yaşıtlarına göre daha ıyı ve hızlı geliştiklerini, bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu, yaşıtlarına göre daha az hastalandıklarını göstermiştir. Hatta dokunmadan yoksun büyüyen çocukların, ciddi duygusal bozukluklar yaşadıklarını saldırgan davranışlar sergilediklerini göstermiştir.

Sadece fiziksel bir temas olsaydı dokunmak,oyuncak bebeklerde karşılayabilirdi çocuğun dokunma ihtiyacını. Oysa, ağlayan bir bebeğe vereceğiniz oyuncak yada onun yatagı onu susturmaya yetmiyor ama anne yada baba kucağa aldığında dakikalar içinde ağıt kesiliyor. Sevdiklerimize , anne babamıza sarılmamız onlara en güçlü ilaç gibi gelebiliyor. Hatta annemizin başımızı okşaması rahatlamamızı sağladığı gibi genelde baş ağrımızıda gideriyor.
[Resim: Reiki3.jpg]
Peki, nedir dokunmadaki gizem.Burda söz konusu olan sıradan fiziksel bir dokunuş değil, sevgi ile yoğrulmus güzel bir enerjinin temasıdır. Bu da Yaşam gücü'dür.
[Resim: AnimalReiki-croppedsmall.JPG]
Kuantum dokunuşu ve Hayvanlar
Hayvanlarla çalışmak çok zevkli olabilir. Çünki, sevgilerini vermek için her zaman hazırdırlar. Onlar insan aıymaz, iyi kötü diye yargılamaz. Kendi hislerimize göre seçeceğimiz bölgeye sandwich pozisyonu en uygun pozisyondur.İlerleyen dakikalarda hayvan enerjiye ihtiyac olan bölgeyi elimizin altına getirecektir. Sadece bilmemiz gereken nokta enerjide yanlış yapamayız. Seanstan sonra alacağınız teşekkür sizi şaşırtacaktır.


Rezonans


Eski tip sakraçlı saatleri biliriz. Bu saatleri karşılıklı duvarlara asıp sakraçlarını değişik yönlere çalıştırırsak bir kaç gün içinde sakraçların aynı yönde sallandığını görürüz.
Aynı şekilde, sıcak gecelerde ağaçlara kümelenen ateş böcekleri, başlangıçta düzensiz bir şekilde yanıp sönerler ama kısa süre sonra hepsi ışıklarını düzenli bir şekilde yakıp söndürürler.

İki şey, rezonans ve uyumlama vasıtasıyla farklı frekanslarda titreşiyorlarsa, ya daha düşük titreşim yükselecek, ya yüksek titreşim düşecek veya ortada birleşeceklerdir.
Kuantum-Dokunuş uygulayıcısı, beden taraması ve nefes tekniklerini kullanarak kendi titreşimini en yüksek seviyeye çıkarmayı öğrenmiştir. Ellerini enerjisi düşük bir bedene uzattığında, o beden kendi frekansını uygulayıcının titreşim frekansına uyumlayacaktır. Yüksek frekansa geçen beden zekası aldığı bu enerjiyi nasıl kullanacağını iyi bildiğinden şifanın gerçekleşmesi için gerekeni yapacaktır.

Rezonans Kuralları
* Enerjiyi Çalıştır. Tüm beden taraması fiziksel bedenin hislerini güçlendirerek ellerimizden akmasını sağlıyacaktır.
* Körükcünün körüğü gibidir nefes. Ne kadar çok hava hareket ettirilirse iletişim ve diğer kişinin seviyesine düşmekten korunma o kadar güçlü olur.
* Nefesini Enerjiye bağla. Beden taraması nefes teknikleriyle birleştirilip uygulama yapıldıkca nefesimizle hislerimiz birbirine bağlanacaktır.
* Niyet et. Kişinin en yüksek hayrına şifa için yeterli etkendir.
* Sevgi ve şükran hissedin. Bilinçli olarak sevgi ve şükran dygularımızı canlı tutmak rezonansımızı yükseltir.
* Pozitif beklentide olun. Enerji insan zekasının üstünde bir zeka seviyesinde çalışır. Bu durumda bedenin mucizeler yaratabileceğine inanmak, şifanın gerçekleşmiş olduğunu düşünmek dahi şifaya yardımcı bir etkendir.
* Tüm dikkatinizi verin. Reikide odaklanmak gerekmez, Kuantum-Dokunuş da odaklanmanın etkisi inkar edilemez.
* Sonuçla ilgilenmeyin. Biz kişinin rezonansını yükseltmesine yardımcı oluyoruz. sadece sonuç bizim işimiz değildir. Kişinin bedensel zekası o enerjiyi nasıl kullanacaktır bilemeyiz.Bırakırız onu enerji düşünsün.
* Güven. Etken bir unsurdur. Kendimize, rezonansımızın yeterli yükseklikte olduğuna, bunun seans için yeterli olduğuna ve SÜREÇ-e güvenmeliyiz

Kuantum Şifa

Normal masaj seanslarında görülemeyen bir uygulama. Reiki ve Kuantum-Dokunuş enerjilerini harmanlayan sihirli parmakların haifif dokunuşları sayesinde meydana getirdikleri güçlü enerji hem bedeninizi hem duygularınızı rahatlatacak. Bu uygulama sırasında rahatlamanız yanında siz farkında olmadan ŞİFA alacaksınız. Bunlarda bazıları:

• Uykusuzluk yada huzursuz uyku sorunlarının çözümünde yardımcı olur
• Görme bozukluklarını, gözle ilgili problemlerin şifaya kavuşmasında yardımcı olur.
• Kronik sorunların ilerlemesini engeller ve yavaş yavaş iyileşme sağlamaya yardımcı olur.
• Duygusal bedene etki ederek rahatlık ve sakinlik sağlar.
• Sinüs problemlerini çözmede yardımcı olur.
• Bedeni toksinlerden arındırır
• Kasık ve belde oluşan Fıtık sorununa yardımcı olur.
• Duygusal blokajları çözer şifanın önündeki engelleri kaldırır
• Boyun sorunlarını gidermeye yardımcı olur
• Romatizma sorunlarını gidermekte yardımcı olur
• Açık yaraların çabuk ve kolayca kapanmasını sağlar
• Bağımlılıklardan kurtulunmasında yardımcı olur
• Kemiklerin kendiliğinden düzene girmesine yardımcı olur.
• Nefret öfke gibi istenilmeyen duygulardan arınmayı sağlar
• Bedenin enerji seviyesini yükselterek güç kazanmasını sağlar

Bunlar sadece bir kaç örnektir Kuantum şifaya. Çünki, enerji rahatsızlık ayrımı yapmaz. Baş dönmesi ile romatizma arasında bir fark yoktur enerji için. Tüm bedene uyguladığımız enerji, bedende gerekli yere kendisi gideceği gibi öncelikle bedenin rahatlamasını sağlayabilecektir.
[Resim: 300_Quantum_Touch_hands.jpg]
-alıntıdır-

Kuantum-Dokunuş'a inanmak gerekir mi?


Bu tekniği deneyimlemeniz için Kuantum-Dokunuş'a inanmanız gerekmez, izin verin yeterlidir. Yaşam gücü enerjisi her anlamda çalışacak ve gerekeni yapacaktır. Ancak, inanılarak yapılan her şeyin güzel sonuç verdiği gibi, inanarak alınan şifa çalışmasının ne kadar güçlü olabileceğini de bilmek gerek.

Elbiseleri çıkarmak gerekir mi?

Seanslarda elbise çıkarılması yanlış ve gereksizdir, ancak ceket kazak gibi ağır giysilerin çıkarılması hareketi kolaylaştırır.

Enerjiyi almak ağrılı mıdır?

Bazen insanlar enerji alırken ağrıların arttığını hatta dayanmaktan zorlandıklarını hissederler. Bu kadar şiddetli tepki gösteriliyorsa bu enerjinin yoğunluğunu gösterir. Bu çok normaldir ve saniyeler veya dakikalar içinde kaybolacaktır. Bu gibi durumlar şifanın gerçekleşmekte olduğunun işaretidir. Burada önemli olan ağrı geçinceye kadar seansa devam edilmesidir. O anda seansı bırakmak, kişiyi rahatsız haliyle bırakmak olacaktır.

Ya da seanstan sonra evinize gittiniz ağrılarınız çoğaldı. Endişe etmeye gerek yok, aynı durum söz konusudur. Enerji iyi çalışıyor demektir. Biraz sabredin, her şey geçicidir.

Kuantum-Dokunuş’un duygulara etkisi var mıdır?

Çözümlenmemiş duygular enerjiyi bloke ederek hastalığın geri gelmesine neden olabilir. Kuantum-Dokunuş'un amacı kişinin duygusal sorunlarını çözmek değil, duygusal dengeyi ve merkezleşme hissini bulmalarına, duygularını daha olumlu ve sorumlu olarak kullanmalarına yardımcı olmaktır. Kuantum-Dokunuş seansından sonra kişinin duyguları daha dengeli ve uyumlu olacaktır. Enerji duygusal ya da fiziksel sorun diye bir ayrım yapmaz, nerede ihtiyaç varsa oraya akar ve gerekeni yapar.

Kuantum-Dokunuş’un yan etkileri var mıdır?

Hayır. Bu güne dek herhangi bir yan etkisi duyulmamıştır. Kuantum-Dokunuş uygulamalarında herhangi bir ilaç ya da alet kullanılmamaktadır. Sadece eller vasıtasıyla evrenin şifa enerjisine aracılık edilmektedir. Zaten, genel anlamıyla Kuantum uyumlama tekniğidir. Uygulayıcının yüksek rezonansına şifacının (uygulamayı alan kişi) bedensel zekâsı kısa sürede uyum sağlayıp şifanın gerçekleşmesine zemin hazırlar. Uygulandığı her canlıyı doğal haline dönüştürme, toksinlerinden arındırma özelliği taşır. Eğitim seminerlerimizde su üzerine yaptığımız çalışmalar bunun kanıtıdır, su katkı maddelerinden arındırılıp özüne dönüştürülüyor. Amerika’da birçok hastanenin doktor ve hemşirelerinin hastalarına kuantum-dokunuş uygulamakta oldukları bilinmektedir.



Kemikler ve Kuantum-Dokunuş


Kuantum-Dokunuş ile, özünde taşıdığı güçlü uyumlayıcı enerji yoluyla, kemiklerin kendiliğinden düzene girdiğini, yaraların kısa sürede kapandığını, ağrıların yerini tebessüme bıraktıklarını görebiliriz.

Kemikler üzerinde çalışırken, kemiğin nerede ve nasıl durması gerektiğini bilmek bizim işimiz değildir. Kişinin beden zekâsı bunu çok iyi biliyordur, enerji seviyesi yeterli yüksekliğe ulaştığında kemikleri olması gerektiği yerlere koymayı seçecektir. Enerjiyi çalıştırdığımızda birçok şifa gerçekleşebilir. Hafif bir dokunuş kemiklerin hareket etmesini, hücre seviyesinde birçok değişikliğin oluşmasını sağlayabilir.

Bazen hiç bir şey değişmemiş gibi görünebilir. Bu, şifanın olmadığı anlamına gelmemelidir. Şifa saniyeler içinde de gelebilir, 20-30 dakika içinde de. Bazı hallerde daha fazla zaman alabilir. Bu tamamen hastalığın durumuna bağlıdır.

Şifa Halinde Neler Olur?


Şifa halindeyken, şifacının enerji alanı ile hastanın enerji alanı rezonansa girip şifacıdan hastaya enerji transferi sağlandığı için hastayı şifacı iyileştirmiş gibi algılanır. Aslında iyileştirici güç hastanın bizzat kendi iç dinamiklerinde yatar. Her şeyden önce şifacılar, derin şuurunda gerçekten de iyileşmeyi isteyenlere yardım edebilir. Eğer bir varlık günlük şuurda iyileşmeyi istediği halde derin şuurunda iyileşmeyi istemiyorsa veya ölme vakti geldiyse şifa eylemi başarısızlıkla sonuçlanır.

Birey derin şuurunda iyileşmeyi istiyorsa şifacının aktardığı enerjiler hastanın fizik ve enerji bedeni arasındaki bütünlüğü yeniden kurar. Enerji alanındaki düşük titreşimli bloklar çözülür. Süptil enerji kanalları veya meridyenlerdeki enerji akışı tekrar doğal ritmine döner. Enerji alanından fizik bedene gelen uyaranlar güçlenir. Gerisi o bedeni yöneten ruh varlığının ve bedenin otonomisine kalır.

Hastanın yaşadığı ıstıraplar, iç gözlemlerinin kazandırdıkları ve şifacının transfer ettiği enerjiler hastanın şuur titreşimlerinin artmasına, enerji alanı frekansının yükselmesine, önceki halden yeni bir hale değişmesine neden olur. Bu değişim sonucu organ ve sistemlere gelen impulslar gerek genetik malzemenin, gerek hormonal sistemin, gerekse sinir sisteminin birbiriyle eşgüdümlü ve yeni bir tempoda çalışmasını başlattığı anda iyileşme gerçekleşir.
[Resim: sifa2.jpg]
Bu nedenle kişisel bir çaba sarfetmeden yalnızca şifacılardan yardım beklemek insanı iyileştirmez. Değişim için, iyileşmek için şuurlu bir çaba sarfedilmeden, eski inanç ve değerler yeni ve kaliteli inanç ve değerlerle değiştirilmeden, içinde bulunulan statiklikten, ataletten kurtulmadan, kendi bireysel varoluş sorumluluğunu üstlenmeden iyileşmek mümkün olmaz. Hal böyle olunca şifacılardan yardım alınsa bile alınan yardımlar geçici olarak rahatlatan, gevşeten hoş anlar olmaktan öteye gitmez. Ruhsal değişimde ve gerçekten de şifa bulmada dışardan transfer edilen enerjiler değil iç varlığımızdan gelen enerjiler rol alır. Dışardan transfer edilen enerjiler ancak iç varlığımızdaki devinimi tetikleyip hızlandırabilir.


kuantum dokunuşunu detaylarıyla öğrenmek isterseniz.
Kuantum Dokunuş / Şifa Verme Gücü
Richard Gordon kitabını okuyabirsiniz.
[Resim: 975-8817-19-1.jpg]

Alıntı:Kuantum-Dokunuş, şifanın, sağlıklı olmanın önündeki engelleri ortadan kaldıracak devrim niteliğinde bir yönetimdir. Şayet atmakta olan bir yüreğiniz varsa; canlıysanız, yaşıyorsanız, nefes alıp verebiliyorsanız bu yöntemi uygulamak için herhangi bir engeliniz yok demektir. Bu yöntemi, sadece bu kitabı okuyup hemen uygulamaya başlayabilirsiniz. Öyle ki, bu kitapta anlatılanları çocuklar dahi kolayca anlayıp hemen uygulamaya başlayabilir. Ne bir öğretmene, ne herhangi özel bir yeteneğe, ne de size el verilmesine ihtiyaç yok. Ve insanlar bu tekniği uygulamaya başladığınızda mucizeler yaratmakta olduğunuzu söyleyecekler: Onlara inanmak için pek çok nedeniniz olacak. Çünkü yaptıklarınıza kendiniz dahi inanmakta -en azından başlangıçta- zorlanacaksınz. Atomaltı - yani kuantum düzeyinde işleyen bu teknik sayesinde atomların düzeyinde mucize olarak adlandırılan şeyleri yapmak çocuk oyuncağı haline geliyor.

Şifalı dokonuş nedir?

Kişinin fiziksel ya da duygusal sağlığının , kişiye fiziksel olarak dokunmadan değiştirilmesine şifalı dokunuş denir. Yaygın bir uygulamadır. Ruhsal, tedavi edici dokunuş ve uzaktan iyileştirmeyle ilgilidir.

Hemşireler 1970′li yılllarda, terepâtik, tedavi edici dedikleri bir şifalı dokunuş şeklini, vücudu ve aklı bir bütün olarak göstermek için geliştirdiler. Amerikada birçok hemşirelik okulu terepâtik dokunuşu öğretiyor ve tıbbi tedavilerde hastaları rahatlatmak için kullanıyor.

Şifalı dokunuşta esas olan, yaşamsal enerjinin ya da yaşam gücünün boşlukta özgürce akarak, tüm canlı organizmaları etkilediğine inanılır. Sağlıklı bir kişide bu enerjinin dışarıya ve içeriye dengeli bir şekilde aktığı düşünülür. Şifalı dokunuşu uygulayan kişiler, bir kişinin enerji akışını değiştirmek ve sağlığını geri getirmek için ellerini kullanırlar. Tedavi sırasında fiziksel temasa gerek yoktur. Uygulayan kişi ellerini birkaç cm yukarda tutarak hareket ettirir.

Diğer tamamlayıcı şifalar gibi, şifalı dokunuş da insanların doğuştan sağlıklı olduğu düşüncesi ile başlar. İnsanların yaşam ve düşünce tarzı, doğal enerjilerini alt üst edebilir ve hasta olabilirler. Şifalı dokunuşun amacı şifalı enerjiye odaklanarak doğal sağlığı geri getirmektir.

Şifalı dokunuş neden kullanılıyor?

İnsanlar şifalı dokunuşu birçok hastalığın tedavisine yardımcı olduğu için kullanıyor. Şifalı dokunuş taraftarları, şifalı dokunuşun özellikle yaraları iyileştirmede, enfeksiyonları tedavi etmede, acıyı ve endişeyi hafifletmede etkili olduğuna inanıyorlar.

Şifalı dokunuşun etkileri üzerinde küçük bir araştırma yapıldı ve şifalı dokunuşun, bilimsel teknikleri kullanarak çalışılması zor bir terapi şekli olduğu görüldü. Fakat bazı çalışmalar fayda gösterdi.

Şifalı dokunuş güvenli mi?

Şifalı dokunuşu geleneksel tıbbi tedavilerde güvenle kullanabilirsiniz fakat hayati tehlike taşıyan durumlar ya da kanıtlanmış, bilinen tedavi yöntemlerinin yerine geçmesi için uygun değildir. Tıbbi tedavinize şifalı dokunuşu ya da uzaktan iyileştirmeyi eklemenizde bilinen bir risk yoktur.

Eğer alternatif terapi kullanıyor ya da tıbbi tedavinizi alternatif terapi ile birleştirmek istiyorsanız mutlaka doktorunuz ile görüşün. Tıbbi tedavinizi bırakmak ve sadece alternatif bir terapiye güvenmek sizin için iyi değildir.