Sevgili hasreti çeken, eldeki gül gibi sevgiliyi elin adamına kaptıran ama bunun sebebini bir türlü anlayamayan erkek okuyucular soruyor; bu kadınlar ne ister, ne yapsak de elden kaçırmasak?
Hayal kırıklıkları, hüsranlar ve gözyaşlarının faydası bir sonraki adımı atarken ortaya çıkacak benim aşk acısından dili yanmış okuyucularım.
Yaptığınız hataları, gereksiz kıskançlıkları, kadınlardan çok yaptığınız kaprisleri, tatminsizlikleri hatırlıyor musunuz? Tamam işte onları artık unutacaksınız. Peki, bu yeterli olacak mı? Asla!
Ve 'fekat' sakın korkmayın, basit atraksiyonlar, ufak tefek planlar, şahane tüyolarımla sevenleri kavuşturacağım; izleyin beni yeter...
Kadınları dinleyeceksiniz!
Bu size çok çekilmez, sıkıcı, sabır zorlayıcı gelebilir ama kadınlar konuşmayı sever. Gerekli, gereksiz, her konuda konuşabilir, her konuyu sorun haline getirebilir.
Dinleyeceksiniz, isterseniz dinler gibi yaparken hayal kurun, isterseniz o konuşurken gözünüz açık olarak şekerleme yapın ama dinleyin! Ara sıra 'Haklısın balım' demeniz yetecektir.
İltifat edin!
Ne olursa olsun, ne sebeple olursa olsun bunu yapın. Hatta durup dururken, 'Bugün çok güzelsin, aa sen kilo mu verdin, şahane görünüyorsun, aklımı başımdan alıyorsun' gibi cümleler kurun.
Matematiksel olarak açıklamak gerekirse, 2+2=4 etsin istiyorsanız, kadına iltifat edilecek. Ha, kadın sizi şaşırtmak için her iltifata 'Yok canım' diye başlayan, ters köşeye yatıracak cevaplar verecektir ama sakın bu tuzağa düşmeyin; iddianızda direnin...
Şövalyelik ruhunuz asla ölmesin!
Arabanın kapısını açmak ve ona bir 'lady' gibi davranmak gerekiyor. Eğer bunu ilk tanıştığınız günlerde yapar ve sonra ihmal ederseniz yandınız.
Aslında ilk unuttuğunuz gün yandınız! Siz şövalye olmayı unuttuğunuz anda lady falan kalmaz ortada!
Gözünüzü üzerinden ayırmayın!
Dikkatinizi ona verin, özellikle toplum içindeyseniz sadece ona bakın. Bir başka kadına bakarken yakalanırsanız, bir an bile duraksamadan 'Şuna bak ne kadar çirkin ve rüküş' deyin ama bu cümleden önce es verirseniz, yandınız.
Aşkınızı büyütün!
O da size aşık diyelim, şahane bir ilişkiniz var, peki şimdi ne olacak? Aşkı ihmal etmeyeceksiniz, yoksa bir saniyede kül oluverir.
Çikolata, çiçek, aşk notları asla ihmal edilmeyecek. Hangi gün, hangi saat, özel, özel olmayan gün ayırımı yapmayın, yollayın gitsin.
'Seni seviyorum'u kaç defa söyleyebilirseniz söyleyin!
Az önce dedim ya, kadınları ne yeterince şımartabilirsiniz ne de kadınlar sevgi sözcüklerinden sıkılırlar.
Hatta kızgınken, siz ne olduğunu anlamamışken ve o size haykırmaktayken, derhal 'Seni seviyorum' deyiverin. Bana dua ederseniz...
Ailesine önem verin!
Sevgilinizin annesinde hoşlanmasanız bile onu kendinize hayran bırakabilirsiniz! 'Kızınızı size çok benzediği ve sizin kadar mükemmel olduğu için seviyorum' deyin, bakalım hangi kayınvalide dayanacak bu cümleye!
Zamanlaması kötüyse, ki öyledir mutlaka; kızmayın!
Geç hazırlanır, sizi kapıda bekletir, randevulara geç kalır ama asla özür dilemezler; bunu böyle kabul edeceksiniz. Direnir de onu değiştirmeye veya eleştirmeye kalkarsanız kendiniz sinirlenirsiniz.
O asla değişmez! Yüz göz olmaktansa, siz siz olun, sevgilinizi kapıda hatta asansörde görmeden ayakkabılarınızı giymeyin.
Ama asansör aynasına bakıp 'Aa bu elbise olmamış, değiştireceğim' diyen biri olarak söylüyorum; siz de içeri girip televizyonu açın! Sızlanmayın, söylenmeyin, dırdır etmeyin...
Onun doktoru, tamircisi, kahyası olun!
Hastaysa çorba yapın, çorbayı yatağına götürürken yanına bir çiçek koyun ve not yazın 'iyi günde, kötü günde...'
Evde kırık dökük bir şey varsa tamir edin veya çaktırmadan tamir ettirin, kadınlar becerikli erkekleri çok sever. Her alanda!
Evdeki eksikleri alın, alamayacaksanız bir liste yaparak ona yardımcı olun. Listenin sonuna 'seni seviyorum' yazmayı unutmayacağınızı hissediyorum.