Siz Üniversite Adaylarına

Siz Üniversite Adaylarına
Öncelikle üniversite öğrencisi olduğunuz zaman, herkesce kabul edilen, kendi ayakları üzerinde durabilir, güçlü bireyler durumuna geçersiniz. Muhtemelen ailenizden ayrılır, başka bir şehirde kendi kendinize yaşamaya başlarsınız.Şehre alışmanız başta zor olabilir ama alışırsınız. Büyük şehir olsa da mutlaka alışırsınız. Yeni yollar, sokaklar, trafik lambaları, herşeyiyle yeni bir şehir sizi beklemektedir. Öğrenirsiniz. Bir çok şeyin artık belli olduğunu görürsünüz. Mesleğiniz konusundaki belirsizlikler ortadan kalkmıştır. Hayatınızın geri kalanı büyük ölçüde belli olmuştur. Hayatınızdan eksilenler de olur tabi eklenenler de. Çözmeniz gereken öss kitapları, dersaneler, çalış çalış diyen insanlar geride kalmıştır. Burdan sonrası sizin içindir. Yazılılar yoktur, vizeler finaller vardır. Sözlüler yoktur.Genelde Hocalar isminizi cisminizi bile bilmez. Bazı üniversitelerde devam zorunluluğu bile yoktur. Sadece sınavlara girmeniz gerekir. Sınav dönemleri okula gitmeniz gerekmez. Sadece sınav saati gidersiniz. Diğer zamanlar ders çalışırsınız. İzin almanız gereken saatler ortadan kalkmıştır. Akşamları arkadaşlarınızla buluşabilirsiniz. Burs vs. de ayarlayabilirseniz üniversite hayatınız mükemmel olur Ayrı eve çıkabilirsiniz. Yemek pişirmeyi, yanmış yemeğe katlanmayı, yaptığınızı beğenmeyi beğenmemeyi öğrenirsiniz. (yemek üniversite öğrencisi için en büyük problemlerden biridir ama bir çaresine bakılır. Mesela domatesli biberli yumurta ile biberli domatesli yumurtayı birbirinden farklı yemekler görüp, bugün başka bir şey yaptım diyebilirsiniz. En çok makarna tüketilen yıllardır. Annenizin yemekleri hayatınızdan eksilmiştir. Bunu çok ararsınız:) Ekonomik hayatınız değişir. Aileniz ve burslarınız vardır. Belki bir işe girebilirsiniz parttime. Yurtkurdan kredi burs vs. alırsanız; hayatınızın ilk senedini imzalarsınız. Artık 18 yaşınızı geçtiğiniz için devlete borcunuz olur, okul bittikten iki sene sonra ödemek üzere. Ulaşım masraflarınız da olacaktır.( zaten yemek ve ulaşım masrafları ortaktır) Okul üniformanız hayatınızdan eksilir.Kıyafet zorunluluğu yoktur, sivil gidersiniz. Kimse ne giydiğinize çok önem vermez, önem verenlere zaten siz önem vermezsiniz. Kısacası büyürsünüz, içiniz çocuk kalsa da başkalarınca da büyük kabul edilirsiniz. Bazılarınız için bu büyük bir hayal olabilir. Alanınıza göre bilimsel konulara dalarsınız, araştırmalar yapar, çalışırsınız. Gocunmazsınız çalışmaktan. Mesleğiniz içindir. Çalışmayı seversiniz.Arkadaşlıklarınız, dostluklarınız değişir. Zaman zaman lise dostluklarını çok özlersiniz. Memlekete gittiğinizde uzun uzun buluşmalar ayarlarsınız, o buluşmalar da hep eski günler yad edilir. Şu yazılı da nasıl kopya çekmiştik, o gün ne gülmüştük gibi. Herşey hatırlanır.Zaten genelde içinizde liseye ait hiç kötü bir şey bulunmaz. hep iyi anıları hatırlarsınız. Tatillerde aileniz tarafından kahraman gibi karşılanma şansınız da olur ilk yıl. Sonraları onlar da alışıyor gelip gitmelerinizi farketmeyebiliyorlar. Zaman zaman özlersiniz.Size dur, otur diyen yoktur. Özgürlük bazen güzel olsa da bazen canınızı sıkar. Ama gene de güzeldir. Üniversite yılları çalışmaya başlamadan önce genç olduğunuz son yıllardır. Güzel değerlendirmeye bakarsınız. Her türden her cinsten insan görür tanışırsınız, tecrübeleriniz artar. Güvenmeyi ve güvenmemeyi de iyice öğrendiğiniz yıllardır. Aslına bakarsak üniversite yılları en çok öğrenci olduğumuz yıllardır. Çok şey öğrenirsiniz. Dahası kendinizi en çok geliştirme fırsatınızın olduğu ve gerektiği yıllardır üniversite. Bulabildiğiniz kültürel- sosyal konuşmalara dahil olmak istersiniz, kitap okursunuz dilediğinizce. Konuşur tartışır düşünürsünüz. Güzel zamanlardır. Bazen güzel söylenmiş bir sözün, iyi yazılmış bir şiirin, makalenin sarmadan mantıdan daha doyurucu olduğunu hissedersiniz. Daha yazabilirim ama gerisini kendiniz yaşamalısınız.Umarım hayallerinize yardımcı olabilmiştir bu yazı, şimdi derse. Az kaldı sıkın dişinizi.Umarım hakettiğiniz sıralarda olacaksınız 2008 eylülünde. Başarılar diliyorum.İyi çalışmalar.Dr.Yasemin.

Ders programlarında dikkat edilmesi gereken noktalar

Programların etkisiyle sihirli değnekle dokunulup birden zengin, mutlu, başarılı insanlara dönüşmeyi bekleyenler lütfen en baştan sayfayı terk etsinler. Böyle bir şey olmayacak.
Kalanlarla konuya devam edebiliriz.
- Konumuz: Çalışma metotları: Çoğunuzun kendi kendine ya da bilen birine yaptırdığı programları vardır, olmuştur. Önerim yapabiliyorsanız kendi programınızı kendiniz yapmanız yönünde olacaktır. Sizden başka hiç kimse sizi ve hayatınızı daha iyi bilemez. Buna uygun saatleri ve o saatlerde neye, ne kadar, nasıl çalışacağınızı en iyi siz belirlersiniz. Burdaki çıkabilecek muhtemel sorun kendinize uymamak olabilir. Buna çözüm için yaptırımlar getirebilirsiniz. Eğer bugün şu kadar çalışmazsam yarın dışarı çıkmak yok sana! gibi.vs. Bu konuda sizi tutacak en önemli etken hayalleriniz olacaktır.Onları asla bırakmayın.
- Çalışma Saatleri:Çalışma saatlerinizi ayarlarken çalışacağınız dersle paralel olmasına dikkat etmenizi öneririm. Örneğin; sayılsal öğrencisisiniz, fizik dersinde sorun yaşıyorsunuz. Fizik çalışmak için akşam 9-10unu beklemeyin. Fizik için kendinizi en iyi hissettiğiniz zamanları ayırın. Günün erken saatleri idealdir. Daha verimli çalışmak için bu tür şeylere dikkat etmelisiniz.
- Tekrarlar : Çalıştığınız, öğrendiğiniz her konuya, çözdüğünüz-çözemediğiniz her soruya sınavda ihtiyaç duyacaksınız. Bu nedenle tahmin edersiniz ki sınava kadar unutmamak zorundasınız. Unutmamak için çalıştığınız konunun tüm testlerini aynı gün içerisinde bitirmeyin. Konunun üzerinden birkaç gün geçtikten sonra onunla ilgili birkaç test çözmek, çıkardığınız ders notlarına bir göz atmak büyük ölçüde iyi olacaktır. Aynı şekilde 15-20günlük aralıklarla genel tekrarlar yapmak size unutacağınız yerlerin tespiti şansını verir. Bu şekilde unuttuğunuz yerleri tekrar çalışabilirsiniz. Klasik laflardandır; ezberlemeyin, öğrenin diye.
İsterseniz ezberleyin ama mutlaka tekrar edin.
- Test çözümleri-denemeler: Yaptığınız her yanlış sizin için büyük bir şanstır. O yanlışı iyi değerlendirebilirseniz sınavda çıkması muhtemel soruları tespit etme ve doğru çözümlerini öğrenme şansını yakalarsınız. Bu nedenledir ki yaptığınız her yanlışı iyice irdeleyip, anladıktan sonra geçin. Yanlışlarınızı önemseyin ki tekrarlanmasınlar. Bol soru çözmek yanlış sayınızı artıracağı için size çok şey katar. Denemeler de sınav tecrübelerinizi artırmanız açısından önemlidir. Hayatınıza ve size uygun aralıklarla deneme çözmeyi ihmal etmeyin. Dahası onun sadece bir deneme olduğunun bilincinde olun ki hemen moralinizi bozup çalışmayı bırakmayın. Durum tespinizde ( denemelerinizde) çıkan yanlış sayıları sizi üzmeden önce onlardan nasıl yararlanabilirim diye düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.Yanlışlarınızı mutlaka öğretmenlerinizle ya da arkadaşlarınızla tartışarak öğrenin. Cevaptan emin olana kadar emin olmuş gibi yapmayın.
-Moral-Motivasyon: Sizin için hepsinden önemli etken bu seçenek. Moralinizin bozulmasına asla izin vermeyin. Motivasyonunuzu kaybettiyseniz zaten verimli çalışamazsınız ki eminim hepiniz yaşıyorsunuzdur. Çok sık olmamak şartıyla; hiç çalışma isteğinizin olmadığı bir günü boş geçirmek daha iyi olabilir. Ertesi günlerde yaşayacağınız vicdan azabı yeterince çalıştıracaktır sizi. Moralinizi yüksek tutmak için öss yi ya da sınavda neler olacağını değil de sadece bugün çalışmanız gerektiğini düşünün, kısa yürüyüşler yapın. Mutlu olun. Mutlu etmeye gayret edin. Hedeflerinize sahip çıkın.
-Öss yaşantısı: Öss dönemi öğrencinin kendisi için çok zamanı olmayan bir dönemdir. Bundan şikayet etmek en doğal hakkınız ancak şikayet etmeniz bir şeyleri değiştirmeyecek aksine sizin zararınıza olacak, moralinizi bozacaktır. Bunun yerine kendinize zamanlar yaratın. Sevdiğiniz bir kitabı okuyun. Sevdiğiniz bir yönetmenin sinemasına gidin. Arkadaşlarınızla yürüyün, sohbet edin. Bunlar için kısa kısa zamanlar ayırmak size çok daha iyi gelecek. Bu söylediğimi sakın ola abartmayın ama. Kısa kısa demiştim:) Össyi kendinize ve hayatınıza mal etmeyin. Herşeyden önce önemli olan sizsiniz. Bu önemi lütfen kendinize verin.

"Ben Yapamıyorumcuların Dikkatine!"

Siz yapamıyorsunuz, yapamadığınızı biliyorsunuz, kabul ediyorsunuz. Çoğunlukla neden yapamadığınızın da bal gibi farkındasınız. İtiraf edin. Dizileriniz var. Pc oyunlarınız var. Arkadaşlarla dışarı çıkmak lazım. Evde bir kaç sorun var.Hocalar da iyi anlatmaz. Zaten dersler de çoook zor ve daha çoookk sıkıcı.Değil mi?
Değil!
Güzel ve milyonlarca mantıklı bahane üretebiliriz kendimize. Hepimiz yaparız. Ama ne kadar mantıklı üretirsek üretelim onlar "bahane" olmaktan çıkmayacaktır. Bahaneler gerçek nedenler değildir. Uydurma nedenlerdir.(biliyoruz) Yapamıyorumcuların gerçek nedenleri yoktur aslında. Bahaneleri vardır. Fark edin. Yapmamak daha kötüsü yapamamak için neden olarak gösterdiğiniz, bir neden olduklarına inandığınız şeyleri bir düşünün.Ben başarısızım, yapamam, zor demeye biraz ara verin.(Bu kadar yazdım, lütfen ara verin.:)
Başarısızlığı kabul ediyor olmak apayrı bir başarısızlıktır. Başarısızlığın nedenini bilip de o nedeni ortadan kaldırmaya kendinde mecal bulamamak ise ayrı bir sorun. Felsefede yöntem genelde önce sorunun tespiti üzerine kuruludur. Sorununuzu tespit edin.Matematik ya da başka bir ders ( ya da hayat olsun geniş düşünelim) önce sorununuzu tespit edin. Doktor tabiriyle teşhis edin onu- sizi engelleyen her neyse. Sorunu bulduktan sonra çözüm aşikardır ve bunu en iyi siz kendiniz bilebilirsiniz. Bütün rehberlik öğretmenlerinden, psikologlardan, aile büyüklerinden, arkadaşlarından daha iyi sen bilirsin.Eee neden uygulamıyorsunuz? Hakikaten neden yapmıyorsun?
Herşey senin elinde unutma. Hayatının iplerini tutmaktasın. Ona sımsıkıya tutun ve artık bir sabah uyan! "Ben yaparım yahu" de. "Ne var ki bunda, yaparım ben!"
Tüm önyargılarını yıkmak, yapamıyorum cümlesini çöp kutusuyla buluşturup, emeklerinin karşılığını aldığındaki hazzı yaşamak senin elinde. Bir sabah uyanın artık.
Matematik hayat gibidir. <Çalıştığının karşılığını, hakettiğini mutlaka alırsın>. Matematik başkadır. Hele bir kez kök2 nin irrasyonel olduğunun ispatından heyecanlanmayagör. Bak bir daha matematiğe "zor yapamam" diyecek misin?
Aynı bunun gibi bir kez gerçekten geleceğin için heyecanlan.
Sınavlarından sonra bulunmak istediğin üniversite sıralarını düşün ya da ilerideki işindeki masanı...Bak bir daha yapamam diyebilecek misin?
Matematik hayat gibidir.
Ha bir de kader, şans vs. var. Her ne hikmetse doğuştan yapamama(!) bahanesi sayılır bunlar. Olasılık soruları çözdüyseniz bilirsiniz. Şans ancak özdeş bilyeler arasında geçerlidir. Hayatta da böyle bu. Başkasından üstünseniz, ondan daha çok çalışmış en önemlisi daha çok "hak etmişseniz"; rüzgar sizden tarafa esecektir merak etmeyin. Önce hak edin ve öne geçin.
Bundan gayrısı size emanet. Allah yardımcınız olsun.
İyi çalışmalar, başarılar ve tüm iyi dileklerimle :)
Kolay gelsin.

Başarı Yolunda

Değerli öğrenciler;
Zorlu bir sınav maratonunu geride bırakıp, bayrağı yenilerinin devraldığı şu günlerde siz de bu yarışa dahil olmanın belki sevincini belki de yorgunluğunu yaşıyorsunuz. Belki de bazılarınızın maraton kelimesi bile hoşuna gitmiyor. Sizden koşmanız bekleniyor ve kiminiz beklentilere cevap verebilmek için çalışmaya başladı bile. Kiminiz ise ne yapacağını bilememenin yorgunluğuyla kendini başka uğraşlara veriyor. Tıkladığınız bu sitede; sizlerin hem bu ders yükünü hafifletmeyi hem de duygularınızı heyecanlarınızı, sıkıntılarınızı paylaşmayı hedefliyoruz. Bu nedenle burada sizlerin ihtiyaç duyduğu konulara yer vermeye çalışacağız.
Çocukken, hepimizin Büyüyünce ne olacaksın? diye sorulan soruya az çok verecek bir cevabı olurdu. Doktor, öğretmen, mühendis ya da pilot vs. gibi. Kimimiz ise belki de ismi ilginç olduğu için bilmiş bir edayla arkeolog olacağım derdi. Şimdilerde ise gençlere sorulan bu sorunun cevabının Puanım hangisine yeterse onu yazacağım şeklinde değiştiğini görüyoruz ve tabi ki ardından da Sistem böyle hocam biz ne yapalım cümlesini duyuveriyoruz. Bu şekilde başlayan bahanelerin ise ardı arkası kesilmiyor ve önce kendini rahatlattığını sanıyor insan ama bir bakıyorsunuz bahane için söylenen bu sözlere bir müddet sonra kendi de inanmaya başlamış. Sonrası malum
Geçen günlerde gazetede okuduğum bir haberin hepimize yol göstereceği inancıyla sizlerle paylaşmak istiyorum: Yaz tatilinde su satarak para kazanan Furkan ,hem ailesinin bütçesine katkıda bulundu hem de okul masraflarını çıkardı böyle başlıyor haber . Önceleri bir oyun olarak başlamış Furkan işe, sonrasında ise pazar arabasının üstüne yerleştirdiği termosla işi ilerletmiş .Furkanın en büyük hayali uçak mühendisi olmakmış. Yani şimdiden belirlemiş mesleğini. Ve su satarak bile olsa imkansızlıklara takılıp ileride Ne yapayım imkanlar öyle elveriyordu demek yerine ucundan tutmuş hayatın, elinden geldiğince. Ayrıca haberde cumhurbaşkanın da bir zamanlar su sattığına değiniliyor. Aslında bu ana fikri taşıyan birçok olay duyarız etrafımızda. Sabancının simit satarak bu günlere ulaşması, Abraham Linconun defalarca kaybettiği senatörlük seçimlerinden sonra ABD başkanı olması gibi. Şimdi içinizden biz de mi simit ya da su satalım bu iş öyle mi olacak geçiriyor olabilirsiniz. Önemli olan, bahaneleri ortadan kaldırmak ve yola çıkmak. Yani ne istediğini bilmek ve hedefe götürecek olan yolda küçük bile olsa adım atmak. Niçin yapamam? sorusuna bahaneler bulup çünkü Sistem yanlış, benim kafa basmıyor zaten, zaman da az vs. demek yerine bu işi nasıl yapabilirimin yollarını arayıp yola çıkmak. Gerçi siz bazı gençlerin çok değerli saatlerini farklı şeylerle tükettiği şu demlerde, Ekol hocanın sitesini tıklayarak çalışma azminde olduğunuzu gösteriyorsunuz. Geriye ne kaldı derseniz yılmadan çalışmak yani sebeplere sarılmak.. Elinden geleni yaptıktan sonra ise Haktan gelene razı olmak. Evet arkadaşlar bu yolda önemli olan yola çıkmak ve engellere takılmamak. Zaten büyük hedeflere ulaştıran en güçlü iksir de ufuk belirleme olmamış mıdır?.. Bir başka yazıda buluşmak dileğiyle hepinize başarılar dilerim
Eğitim Uzmanı Eslem ŞAN

Her ders için çalışma taktikleri

MATEMATİK DERSİNİN İÇERİĞİ Matematik şekil, sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki bağıntıları, düşünce yoluyla inceleyen bir bilimdir. Matematik öğreniminde temel amaç insanlarda doğuştan var olan düşünebilme kabiliyetini geliştirmektir. Matematik, karşılaşacağımız olayları ve problemleri inceleyen, araştırma ve karşılaştırma yaparak her konuda mantıklı düşünmeyi ve doğruyu bulmamızı sağlayan bir bilim dalıdır. MATEMATİK DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Derslere mutlaka ön hazırlık yapmış olarak gelmek gerekir. Derslerde öğretmenin konu anlatımı ve verdiği örnekler dikkatle izlenmeli, anlaşılmayan ve eksik kalan noktalar hemen sorulmalıdır. Öğretmenin soru çözmede kullandığı kısa yollar birimler, formüller ezberlenmek yerine sebep-sonuç ilişkisi kurarak öğrenilmelidir. B) Bireysel Çalışmalarda Matematik dersindeki konular derste iyi öğrenilmiş olsa bile, düzenli test çözülmezse çok çabuk unutulur. Bu derste başarılı olabilmek için ön yargısız, sabırlı ve programlı olmak şarttır. Konu konu ve günü gününe çalışmak zorunludur. Bu çalışmalarda çözülemeyen soruların vakit kaybetmeden doğru çözümleri öğrenilmelidir. Mümkün olduğunca çalışmalar çok sayıda ve farklı tarzda sorular ile zenginleştirilmelidir. Matematik dersindeki başarısızlığın temeli, kişinin yapması gereken çalışmaları zamanın da ve yeteri kadar yapmamasıdır. Düzenli çalışılıp, gerekli altyapı oluşturulduğunda matematiğin eğlenceli yönü fark edilecektir. Geometri Sorularını Kolayca Çözün ! Geometri konularını; doğrular, üçgenler, dörtgenler, çemberler uzay geometri ve analitik olmak üzere altı ana başlık olarak düşünebiliriz. Geometri sorularını açı, uzunluk, alan ve çoğunlukla hacim bulma konuları içerir. Bir üçgen sorusu; üçgenin tüm konularını içerebilir. Üçgen konusuyla ilgili tüm soruları çözebilmek için, konun tamamı ve formülleri bilinmelidir. Üçgen konusu okullarda bir yıl boyunca okutulmaktadır. Üçgen sorularını çözebilen bir kişi, az bir çalışmayla diğer konuların sorularını da çözebilir. Geometri sorularını çözmeye yeni başlayacak kişiler. Öncelikle çözümlü soruları inceleyip çözmelidir. Bu şekilde bir konudan yeterince örnek soru çözüldükten sonra, çözümsüz sorularda çözülenebilir. Geometri soruları çoğunlukla şekilli sorular olduğundan, soruların çözümü de şekil üzerindedir. Şekil üzerinde geometri sorusunu çözebilmek için, soruda verilen tüm bilgiler şekle kayıt edilmelidir. Gerekli bilgiler şekilden alınarak sorular çözülebilinir. Geometri soru çözümlerinde farklı yollardan sorular çözülebilir. Bu yolları kolay görmenin en önemli şartı konuyla ilgili yeterince örnek soru çözmektir.Geometri Sorularını Kolay Çözmek İçinKısaca şunlar yapılmalıdır. 1) Soruyu içeren konu ve formüller bilinmelidir. 2) Önceden yeterince örnek soru çözülmelidir. 3) Sorunun çözümü için verilen tüm bilgiler şekle yerleştirilmelidir. 4) Açı sorularında ikizkenar üçgen varsa, tepe açısı tespit edilip, taban açılarının aynı olduğu şekle yazılmalıdır. 5) Bir şekilde 30o, 45o, 60o, 150o, 145o, 120o varsa uygun bir köşeden dik indirilerek sorular çözülebilir. 6) İkizkenar üçgen, eşkenar üçgen, ikizkenar yamuk sorularında tepe açılarından dik indirilerek sorular kolay çözülebilir. 7) İki kenarı paralel olan bir dörtgen sorusunda bir köşeden paralel olamayan kenara paralel çizilerek soru kolayca çözülebilir. Yeni öğrenilen her konu mutlaka akşam tekrar edilmeli, hafta içi ve hafta sonunda birer tekrar yapılırsa konu uzun zaman hafızamızda saklı kalır.
9) Başarmak istediğiniz bir konuda samimi iseniz, onu mutlaka başarırısınız. \u003cbr\>\u003cbr\>Başarılar..\u003cbr\>",1]
);
D(["mb","\u003cspan class\u003dsg\>\u003cbr\>\u003cbr clear\u003d\"all\"\>\u003cbr\>-- \u003cbr\>İnsan neyi aramaktaysa, onu bulur...\u003cbr\> \u003cWBR\> A. A. \n\u003c/span\>",0]
);
D(["ce"]);
//-->
9) Başarmak istediğiniz bir konuda samimi iseniz, onu mutlaka başarırısınız.
COĞRAFYA DERSİNİN İÇERİĞİ Coğrafyanın araştırma ve inceleme konusu yeryüzünde görülen olayların karşılıklı sebep sonuç ilişkileridir. Örneğin dünyanın şekli ve hareketleri, harita bilgisi, iklim ve doğal bitki örtüsü, yer şekillerinin oluşum ve etkileri, nüfus ve yerleşme, ekonomik coğrafya ve Türkiye coğrafyası, doğal ve beşeri olayların tanınması ve bunların insanlar üzerindeki etkilerini araştırır. COĞRAFYA DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Her derste olduğu gibi bu dersin daha iyi anlaşılması için mümkünse farklı kaynaklardan o günkü konu ile ilgili ön hazırlık yapılarak gelinmelidir. Coğrafya dersi ayrıntı içeren ve bölümleri arasında konu bütünlüğü olan bir ders olduğu için dersin her boyutunda aktif bir dinleyici olmak gerekir. Asıl olan atlaslarda ve duvar haritalarında bulunabilen yer adlarını çeşitli istatistiki bilgileri ezberlemek değil, coğrafi olayların sebeplerini açıklamaya ve bu sebeplerden sonuçlar çıkarmaya yönelmektir B) Bireysel Çalışmalarda Bireysel çalışmalarda derste anlatılan konular belli dönemlerde tekrar edilmeli ve testler çözülmeli, yanlış cevaplandırılan ve boş bırakılan sorulara ait konulara geri dönülmelidir. Okuma, anlama ve yorumlama hızını arttırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Kavram, yargı ve düşünce düzeyinde bireysel gelişimi sağlayacak çalışmalar yapılmalı, test kapsamları gözden geçirilmelidir. Çözülen soru sayısından ziyade soru içeriklerine dikkat edilmeli, konunun tüm özelliklerini kavratıcı niteliklere sahip sorulara ağırlık verilmelidir. Coğrafya dersinde genel soyut kavramlar az, somut kavramlar daha çoktur. Ders çalışırken günlük yaşamdan ve hayatın içinden örnekler seçmeliyiz. Bu öğrenmemizi kolaylaştıracaktır. Sadece konuyu dinleyip ya da okuyup anlaşıldığına karar vermemiz doğru değildir. Konuyu anlamış olmamız için konu ile ilgili soruların doğru yapılıp yapılmadığına bakmak zorundayız. Coğrafyada temel prensip doğal ve beşeri olayların dünya genelinde ve Türkiye'deki dağılışıdır. Bunun için sınavdan önce dünya ve Türkiye haritaları iyi incelenmeli önemli doğal ve beşeri olayların yeri bilinmelidir. Örneğin en kurak yerlerin dağılışı, çöllerin dağılışı, en çok yağış alan yerler, ormanların dağılışı, sıcak iklimlerdeki ülkeler, kutuplara yakın ülkeler, doğu ve batı yönündeki geniş ülkeler, eğimli ve engebeli ülkeler, ovalar ve platoların bulunduğu ülkeler.TÜRKÇE DERSİNİN İÇERİĞİ Türkçe dersi dil ve anlam bilgisi olmak üzere iki temel konudan oluşur. Öğrencinin dinleme, okuma ve yazma faaliyetleri ile Türk dilinin bütün özelliklerini öğrenme, kullanma ve bu yolla bilgi edinme, kavrama, analiz ve sentez yapabilme alışkanlığı kazanması bu dersi okumadaki en önemli gerekçelerden birkaç tanesidir. Türkçe dersi kişinin anlama ve yorumlama gücünü geliştirdiği için bu derste başarılı olmak, tüm derslerdeki, özellikle sözel derslerdeki başarıyı olumlu yönde etkilemektedir. Doğru cevabı bulmak soruyu doğru okumaya, doğru anlamaya ve doğru yorumlamaya bağlıdır. TÜRKÇE DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Türkçe dersi dinlenirken; öğretmenin uyarıları dikkate alınmalı, önemli yerler işaretlemeli, anlatılanların benzerlik ve zıtlıkları karşılaştırılarak mukayese edebilme bilinci geliştirilmelidir. Türkçe dersinde konular işlenirken yakından uzağa, basitten karmaşığa ve bilinenden bilinmeyene giden bir yöntem izlenir. Ayrıca Türkçe konuları birbirinden bağımsız değildir. Bu nedenle bütün konular derste ilgi ile takip edilmelidir. Derste öğretmenin verdiği örnekler, öğrenilen konuların ince ayrıntılarını kavratmaya yönelik olduğu için bu örneklere ait özellikler üzerinde durulmalıdır. Soru sayısı en fazla olan ders olduğu için bu derse karşı önyargılı davranılmayıp anlaşılmayan bölümler öğretmene sorulmalıdır. B) Bireysel Çalışmalarda Bireysel çalışmalarda derste anlatılan konular belli dönemlerde tekrar edilmeli ve testler çözülmeli, yanlış cevaplandırılan ve boş bırakılan sorulara ait konulara geri dönülmelidir. Okuma, anlama ve yorumlama hızını arttırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Kavram, yargı ve düşünce düzeyinde bireysel gelişimi sağlayacak çalışmalar yapılmalı, test kapsamları gözden geçirilmelidir. Çözülen soru sayısından ziyade soru içeriklerine dikkat edilmeli, konunun tüm özelliklerini kavratıcı niteliklere sahip sorulara ağırlık verilmelidir.
Tarih Dersine Nasıl Çalışılır? Okumaktan sıkılmayan, geçmişi merak eden ve günümüzdeki gelişmelerle geçmişi özdeşleştirmekten hoşlanan öğrenciler, tarih konularını kolayca öğrenebilmektedirler. Tarih kolay öğrenildiği gibi, kolayca da unutulabilmektedir. Çünkü, yüzlerce bilgiyi (neden - sonuç - anlaşma maddesi gibi) akılda tutmak gerekiyor. Atalarımız "Okumadan âlim, yazmadan katip olunmaz." demişler. Tarih dersine çalışırken konuları anlayarak okumalı, bir yandan da küçük küçük notlar alınmalıdır. Dersi öğretmen anlatırken iyi dinlemeli, anlaşılmayan yerler sorulmalıdır. Not tutma da ihmal edilmemelidir. Daha sonra bu notlar gözden geçirilerek, konu tekrar edilmelidir. Bilgilerinizi kontrol etmek, sağlamlaştırmak ve konulara dair yorum gücünüzü artırmak için, bulabildiğiniz kadar soru çözmelisiniz. Bol soru çözme, soru çözme hızınızı artıracağı gibi, bilgi eksikliklerinizin görülmesini de sağlayacaktır. Konularla ilgili temel bilgiler çok iyi bilinmelidir. Önemli olayların nedenleri ve sonuçları, önemli olaylar arasındaki etkileşim günümüze kadar devam eden etkileri öğrenilmelidir. Tarih konularıyla ilgili temel kavramlar ve terimler çok iyi bilinmelidir: Merkezi otorite, siyasi birlik, feodalite, rönesans, manda ve himaye gibi. Temel bilgiler ve kavramlar arasında bağlantılar kurulmalıdır. Örneğin, Haçlı Seferlerinin sonuçlarıyla Avrupa'daki siyasal, sosyal, ekonomik ve bilimsel gelişmeler arasındaki etkileşimin bilinmesi gibi. Tarih olayları arasındaki benzerlikler, ortak noktalar bilinmelidir. Örneğin, ekonomik çıkarların devletler arasında savaşa neden olması. Milliyetçilik akımının etkisiyle bağımsızlıklarını kazanmak isteyen ulusların imparatorluklara isyan etmesi veya ham madde ve pazar rekabetinin sanayileşmiş ülkeler arasında anlaşmazlıklara neden olması gibi. Buna din unsuru, egemen olma duygusu, toprak kazanma isteği de örnek olarak gösterilebilir. Geçmiş yıllarda çıkan ÖSS ve ÖYS soruları çözülmelidir.
Konular halledildikten sonra bolca test çözülmelidir.\u003cbr\> \u003c/div\>\u003cbr clear\u003d\"all\"\>\u003cbr\>-- \u003cbr\>İnsan neyi aramaktaysa, onu bulur...\u003cbr\> \u003cWBR\> A. A. \n",0]
);
D(["ce"]);
//-->
Konular halledildikten sonra bolca test çözülmelidir.
BİYOLOJİ DERSİNİN İÇERİĞİ Biyoloji, canlıları inceleyen bir bilim dalıdır. Canlılara ait olan olayları pozitif bilim metotlarıyla açıklamaya çalışır. Biyoloji, yaşamsal olaylar arasında ilişki kurup hayatı kolaylaştırır. Sebep-sonuç ilişkileri kurarak yaşamı kavrama ve edinilen bilgilerden faydalanarak problemleri çözmeye çalışır. İşte tüm bunlar biyoloji öğrenmenin temel amaçlarıdır. Biyoloji öğretiminin sonucunda canlılar, sistemler, basit anlamda yaşam ve onu oluşturan unsurlar kavratılır ve bunlar pratik hayatta kullanılabilecek veriye dönüştürülür. Biyoloji dersi bilgi ağırlıklı olması sebebiyle anlatımın yanında grafik, şekil, tablo ve şema ile desteklenerek yorum yaptırılan, muhakeme ve karşılaştırma gerektiren, ezberle öğrenilemeyecek, çok önemli bir fen bilimleri dersidir. Bazı ünitelerin biyolojide temel olması nedeniyle ilerleyen ünitelere gelince temel konuların tekrar gözden geçirilmesi gerekir. BİYOLOJİ DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Her ders için geçerli olduğu gibi biyoloji dersinde de başarılı olmanın temelinde dersin derste öğrenilmesi koşulu vardır. Öğrenci etkin dinleme çerçevesinde karşılıklı diyalog ile konuları pekiştirmeli ve kafasına takılan soruları anında sorarak çözüm yolu bulmalıdır. "Bu derste konuyu anlamasam da olur. Anlatan biri elbette bulunur. " fikri zihninize yerleşmişse dersi takip etmede sorun yaşayabilirsiniz. Biyoloji dersinde mantıksal bilgi ön planda olduğu için konular dinlenirken önemli noktalar kaçırılmamalıdır. Canlı varlıklara karşı ilgili bir zihinsel hazırlık ve merak güdüsü de biyoloji öğrenmeyi kolaylaştırır. B) Bireysel Çalışmalarda Biyoloji, Latince terimlerin ağırlıklı olduğu bir derstir. Dershanede veya okulda öğretmenden dersi dinledikten sonra kelimelerin akılda tutulabilmesi için mutlaka tekrar edilmesi gerekir. Çünkü ilk kez duyulan kelimelerin unutulması daha kolaydır. Bir gün sonra işleyeceğiniz konuya ön hazırlık yaparak veya en az bir kez okuyarak gelirseniz daha kalıcı ve kolay bir öğrenme gerçekleştirmiş olursunuz. Biyoloji dersi çalışırken önemli noktaların altı çizilmeli gerekli notlar alınmalıdır. Böylelikle konuların önemli yerleri notlardan tekrar edilebilir. Ders çalışılırken sebep-sonuç ilişkisi dikkate alınarak ezberden kaçınılmalıdır. Ezber; muhakeme sorularını çözmekte sizi zora sokabilir. Öğrenilen konular periyodik zamanlarda soru çözülerek pekiştirilmeli, unutulma engellenmelidir. Her derste olduğu gibi biyoloji dersi de önem verilmesi gereken, çalışma ve emek isteyen bir derstir. Biyoloji atlasından, şekillerden, kitaptaki grafik ve tablolardan faydalanılması öğrencinin görme duyusunu da geliştireceğinden etkili bir öğrenme sağlanmış olacaktır. KİMYA DERSİNİN İÇERİĞİ Kimya dersi, maddelerin yapısını, özelliklerini, birbirleri ile olan etkileşimlerini inceler. Bu dersle, gözlemlerin formüle edilişi, analitik düşünme ve problem çözme yeteneği kazandırılmaya çalışılır. Kimya başlı başına bir bilim olmasına rağmen matematik, biyoloji ve fizik dersleri ile de bağlantılıdır. Bu sebeple ÖSS'de çıkan bazı kimya soruları biyoloji ve fizik konularını da kapsamaktadır. Eğer matematik dersinde başarılı iseniz kimya dersinde de başarılı olmanız kuvvetle muhtemeldir. Özellikle trigonometri, denklem kurma, grafikler ve türev gibi matematiğe ait konuların, bağıntı ve formüllerin iyi öğrenilmesi kimya dersine ait çalışmalarınızda işinizi kolaylaştırır. KİMYA DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Derste aktif olmanız gerekir. Bunun için derste işlenecek konuya ön hazırlık yaparak gelmeniz, hem aktif olmanızı, hem de konuya daha hızlı hakim olmanızı sağlar. Bu şekilde derste işlenen konuya dair eksiklerinizi fark ederek kısa sürede konunun bütününe hakim olabilirsiniz. Tüm derslerde olduğu gibi kimya dersinde de başarılı olmak için kimya dersine veya bazı kimya konularına karşı önyargıdan kaçınmak gerekir. Dersi iyi dinlemeli, ayrıntıya kaçmadan önemli gördüğünüz yerlerin altını çizmelisiniz. Anlamadığınız yerleri öğretmene sormaktan çekinmemelisiniz. Öğretmen tarafından sınıfta örnek olarak çözülen sorulara da dikkat etmelisiniz. B) Bireysel Çalışmalarda Dersi derste dinlediğiniz zaman yapmanız gereken görevin % 70'ni halletmişsiniz demektir. Bundan sonraki göreviniz ise öğrenmiş olduklarınızı pekiştirmek, unutmamak, ve tam manasıyla öğrenemediğiniz konuları da öğrenmeye çalışmaktır. Dershaneden aldığınız tüm kaynakları bireysel çalışmalarda kullanmalısınız. Farklı kaynaklardan da yararlanarak değişik soru tiplerine aşinalık kazanabilirsiniz. Konu ve soru kitaplarını bitirdikten sonra ÖSS denemeleri çözerek kendinizi geliştirebilirsiniz. En iyi öğrenme yollarından biri de deneme sınavlarının sonunda yapamadıklarınızı veya boş bıraktıklarınızı öğretmenlerinizle ve arkadaşlarınızla tartışarak öğrenmeye çalışmanızdır
.FİZİK DERSİNİN İÇERİĞİ Fizik dersi, Fen grubu dersleri içerisinde yer alan, bireylerin sayısal kapasitelerini kullanmalarını gerektiren, yorum ağırlıklı bir derstir. Vektör kavramını, sayısal bazı işlemleri hatta yorum yeteneğini de içerdiğinden bir çok dersten faydalanır ve bir çok derse ışık tutar. Vektör, kuvvet, moment, ağırlık merkezi, basit makineler, kütle- öz kütle, sıvıların statiği, sıcaklık ve genleşme, hareket, enerji, elektrostatik, elektrik akımı ve optik ÖSS'de çıkan belli başlı fizik konularıdır. Yanlış bir önyargı sonucu öğrenciler tarafından branş dersleri içerisinde en zor olarak algılanan derslerden birisi fiziktir. Başarısızlığın temel nedeni de budur. Fizik dersini de diğer dersler gibi algılamak gerekir. Bazı basit temel esaslar yerine getirildikten sonra öğrenilmesi kolay ve zevkli bir derstir. FİZİK DERSİNE AİT SORULARIN ÖZELLİKLERİ ÖSS'deki 45 soruluk fen grubu dersleri içerisinde 19 soru ile en fazla soru çıkan ders olup bir sayısal öğrencisinin mutlaka öğrenmesi gereken bir derstir. ÖSS'de çıkan fizik sorularının zorluk derecesini üç gruba ayırabiliriz. %25'i kolay, %50'si normal, %25'si ise çeldirici özellik taşıyan ve yoruma ihtiyaç duyulan zor nitelikteki sorulardır. Fizik dersine programlı çalışan bir öğrenci soruların %75'ini rahatlıkla çözebilir. Fizik dersinde sıralama soruları, kıyaslama ve fark alma soruları, oran soruları, ilke soruları belli başlı soru tipleridir. Fizik soruları genellikle şekilli ve soru metni ile şekilde birbirinin tamamlayıcısı olduğundan her ikisi birlikte dikkate alınarak verilen ve istenilen değerler belirlenmelidir. İlkeli sorularda önce soru kökü okunmalı ve ilkeler bu amaca uygun olarak incelenmelidir.Sorulara ezberci mantıkla değil, düşünce ve yorumla yaklaşılmalıdır. Soru çözerken mümkünse şekil ve grafik çizerek olay somutlaştırılmalı ve zaman kaybı önlenmelidir. Özellikle altı çizili, en az, en çok, kesinlik ve benzeri ifade eden anahtar kelimelere dikkat edilmelidir. FİZİK DERSİNE ÇALIŞMA A) Derste Fizik dersini derste anlamak başarmak için ön koşuldur. Derste öğretmenin yaptığı açıklama ve verdiği örnekler çok dikkatli takip edilmeli, bütün ayrıntılar dikkate alınmalıdır. Sorular, çözümler, grafikler ve çizimler hatasız bir şekilde deftere geçirilmelidir. Öğretmen konuyu anlatırken veya örnek sorular çözerken anlaşılmayan bölümler vakit kaybedilmeden sorulmalı ve öğrenilmelidir. İşlenecek konuları daha rahat anlamak ve takip etmek için muhakkak derslere hazır gelinmelidir. B) Bireysel Çalışmalarda Fizik dersinde başarılı olabilmek için ders sonrası düzenli ve programlı tekrar zorunludur. Konu ile ilgili temel kavramlar iyi öğrenilmelidir. Anlaşılamayan kavram, tanım ve alt başlıklar, derslerde tutulmuş notlar günlük tekrarlarda gözden geçirilmeli, örnek sorularla öğrenme pekiştirilmelidir. Geçmiş yıllara ait sorular çözülmeli, MEB müfredatını esas alan fizik kitabı temel kaynak olmak şartı ile eldeki yardımcı ders kitapları, ders notları soru bankları gibi dokümanların hepsinden faydalanmak gerekir. DERSİN PUAN TÜRLERİNE GÖRE ÖNEMİ: A) Sözel Puan Türünde Hazırlananlar İçin: Sözel puanın önemli olduğu öğrenciler için çok fazla dikkate alınmayan bir derstir. Fakat günlük hayat tecrübesi ile çözülebilecek, basit matematik işlemleri ile yapılabilecek soruların olması, zaman kaldığında bu dersle ilgili soruların incelenmesi faydalı olacaktır. B) Sayısal Puan Türünde Hazırlananlar İçin: Sayısal gruptaki belirleyici derslerin başında yer alır. Yüksek puan alabilmek için, fizikte başarı şarttır. Bu grup içinde yer alan öğrencilerin konu ayırımı yapmadan düzenli fizik çalışmaları gerekir. C) Eşit Ağırlıklı Puan Türünde Hazırlananlar İçin: Fizik dersi eşit ağırlıklı öğrencilerin okul müfredatlarında yer almamakla birlikte, çözüldüğünde eşit ağırlıklı puanı yükselten bir etkisi vardır. İşlem ağırlıklı olmayan yorum yapılabilecek soruların varlığı bu gruptaki öğrenciler için faydalı olabilir. D) Dil Puan Türünde Hazırlananlar İçin: Bu derse ait sorular dil puanı hesaplanırken dikkate alınmayacaktır. Dil puanı ile bir yüksek öğretim programına girmek isteyen öğrencilerin fizik dersine çalışmaları diğer puan türlerinde tercih yapmalarına bağlıdır.