Pirinç nerede yetişir?

Dünya pirinç üretiminde ilk sırayı Çin, Hindistan, Bangladeş, Endonezya, Tayland alır. ABD, Vietnam, Brezilya, Filipinler de öbür önemli üreticilerdir. Üretilen yıllık pirinç miktarı 500 milyon ton'dur. Türkiye'de tahıl üretimine ayrılmış yaklaşık 14 milyon hektarlık tarım alanının 53 bin hektarında pirinç ekimi yapılır. Türkiye'de üretilen pirinç üretimi yaklaşık 165 bin ton'dur. Başlıca pirinç üretim alanları Marmara, Karadeniz ve Ege bölgelerindedir. En çok üretim yapılan iller ise başta Edirne olmak üzere, sırasıyla Çorum, Samsun, Sinop, İzmir, Manisa, Balıkesir ve Kastamonu'dur. Bazı yıllarda üretilen ürün, gereksinmemizi karşılamadığından, özellikle ABD, İtalya, Mısır, Pakistan ve Avusturalya'dan azımsanmayacak miktarda pirinç ithal edilmekte'dir. 


Namaz kılmak için gerekli temizlik koşulları nedir?

Hükmî Pislikten (Hadesten) Temizlik 

Temizlik bölümünde de gördüğümüz gibi hades, hükmî olan, yani varsayılan pislik, ya da manevî olan pislik demektir ki. cünüplük ve abdestsizlikten ibarettir. Buna göre âdeti ve lohusalığı biten ve cünüp olan mükellefin yıkanması, abdesti bulunmayanın da abdest alması, bunları yapamıyorsa teyemmüm etmesi gerekir. Namaza ancak böyle başlayabilir. 

Gerçek Pislikten (Necasetten) Temizlik 

Namaz kılanın hem vücudu ve elbisesinin, hem de namaz kılacağı yerin temiz olması demektir. Pis olan şeyler bölümünde kaba ve hafif sayılan pislikleri görmüş, onların ne kadarının namaza engel olacağını ve nasıl temizleneceklerini anlatmıştık. Oraya bakılmalı. Vücudundaki ya da elbisesindeki pisliği giderecek bir şey bulamayan kimse, namazını çıplak değil, pis olan elbise ile beraber kılar.

Şeytan ile ilgili atasözleri, deyimler nelerdir?

Şeytana uymak: Dinin emirleri dışına çıkmak, haram olan işlere bulaşmak, doğru yoldan ayrılmak.

Şeytan diyor ki!: “İçimden şu kötü işi yap, doğru yoldan ayrıl eğilimi geçip duruyor” anlamında kullanılır

Şeytan dürtmek: Durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak.

Şeytan görsün yüzünü: “Onunla hiç görüşmek, bir arada bulunmak istemiyorum” anlamında kullanılır.

Şeytanın art bacağı: Çok afacan ve yaramaz (çocuk).

Şeytanın ayağını kırmak: 1. Aksiliği, uğursuzluğu yenmek. 2. Herhangi bir sebepten ötürü yapamadığı bir şey yapmak.

Şeytan kulağına kurşun: İyi bir durumdan, işten gidişten söz ederken “Aman nazar değmesin, Allah kötülerin şerrinden korusun, şeytandan uzak bulundursun.” anlamında kullanılır.

Şeytanın yattığı yeri bilmek: Çok kurnaz ve açıkgöz olmak; bilinmesi, hatırlanması güç şeyleri bilmek; pek çok şeyden haberdar olmak.

Şeytan ile ilgili ata sözleri ;


  • Şeytan adamı kandırır, ama suyunu ısıtıvermez.
  • Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar.
  • Şeytanla ortak buğday eken samanını alır.
  • Şeytanın dostluğu darağacına kadardır. acele işe şeytan karışır.

Adana'da hangi tarihi eserler vardır?

Yılan Kale:Misis ile Ceyhan arasında, ovaya hâkim bir tepe üzerindedir. İç Anadolu’dan gelip Gülek Boğazı yoluyla Adana, Misis, Payas ve Antakya’dan geçen tarihi istila ve kervan yolunun üzerinde bulunan kale, dağ kaleleri zincirinin ilk halkasıdır. Halk arasında “Şahmeran Kalesi” olarak da bilinen kalede Şeyh Meran adlı bir kişinin yılan yetiştirip terbiye ettiği söylentisi yaygındır

Dumlu Kalesi:Ceyhan’ın 17 km. kuzeybatısında Sağkaya bucağının Dumlu (Tumlu) köyünün batısında ve 75 m. kadar yükseklikteki sert kalkerli bir tepe üzerindedir. 12. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Çevresi 800 metredir. Sekiz burçludur. Ovaya bakan doğu köşesinde gözetleme kulesi bulunmaktadır. Tek kapısı doğuya bakmaktadır. Kale içerisinde yapı kalıntıları ve sarnıçlar yer almaktadır. Tepe etrafında kaya mezarları görülmektedir. 

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medreseleri planındadır. 

Tepebağ Evleri:Eski Adana evleri, aynı adlı Tepebağ Höyüğü’nün üzerinde ve eteklerindedir. Tarihi sur içindeki Adana şehrinin yüzlerce yıllık kültürü burada saklıdır. Tepebağ Evleri’nin çoğu 18. yüzyılda yapılmıştır. 

Ramazanoğlu Konağı: Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1495 yılında yaptırılmıştır. Üç katlıdır. Kesme taştandır. Adana` nın ve Türkiye`nin en eski ev örneklerindendir. Ailenin oluşturduğu harem bölümü ayaktadır.Devlet işlerinin görüldüğü selamlık yıkılmıştır. Daha sonraki yıllarda tüccarların tuz pazarı kurması nedeniyle "Tuzhanı" adı verilmiştir. 

Hayriye Hanım Konağı: İlimizin Seyhan ilçesi Reşatbey Mahallesinde bulunmaktadır. 


Kurtkulağı Kervansarayı: Kurtkulağı Kervansarayı, Ceyhan’ın 12 km. güneydoğusunda Kurtkulağı beldesindedir. 17. yüzyıl sonunda Hüseyin Paşa tarafından eski Halep kervan yolu üzerinde yaptırılmıştır. Büyük kesme taşlarla yapılmıştır. 23.60x45.75 m. boyutlarındadır. 1.80x2.15 m’lik kalın ayaklar ve kemerlerle örtülü odalar sivri kemerli ikişer pencere ile aydınlanmaktadır. Kervansarayın hemen yanında, aynı döneme ait ilginç bir mimarisi olan tarihi cami bulunmaktadır.

Ramazanoğlu Çarşısı: Ramazanoğlu Halil Bey`in kurduğu yeni Adana şehrinin çekirdeğini oluşturmaktadır. 15.yy`da kurulan çarşı tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Adana`nın en canlı ticaret merkezi olmuştur. Halen bu önemini sürdürmektedir. Ramazanoğlu külliyesi içinde geniş bir alana yayılır. 16.yy.’ dan beri ticaret merkezidir.Osmanlı döneminde özel malların satıldığı kapan denilen üç tarafı çevrili, önü açık dükkanlar; atölyeler ve hanlar vardı. Bugün ise, iki bedesten, sadece portali ayakta kalmış Gön Hanı ve Çarşı Hamamı bulunmaktadır. 

Çarşı Hamamı: Ramazanoğlu Piri Bey tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır. Soğukluk, sıcaklık bölümü ve halvet odalarıyla klasik Osmanlı hamam mimarisinin tipik örneklerindendir. Giriş kapısındaki taş işçiliği ilginçtir.

Büyük Saat Kulesi: Tarihi Ulu Cami Külliyesi içinde, 1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan dikdörtgen kesitli 32 m. yükseklikte bir kuledir. Resmi dairelerin zamanlarını ve ezan vakitlerini göstermek için yapılmıştır. 

Taşköprü: Adana Müzesi’ndeki kitabede mimar Auxentios tarafından 4. yüzyılda yapıldığı yazılıdır. 319 m. uzunluğunda ve 13 m. yüksekliğinde olan köprü, yanlardan ortaya doğru büyüyen 21 yuvarlak kemerden ibarettir. Bunlardan ancak 14’ü sağlamdır. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması vardır.

Ulu Cami Ve Külliyesi:İldeki sivil mimari eserlerinin en önemlilerindendir. 1513 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından yapımı başlatılmış, 1541 yılında Halil Bey’in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilerek ibadete açılmıştır. Cami, Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimari özelliklerini taşır. 34.50x32.50 m. ölçülerinde dikdörtgen bir plan arz eden caminin kapısı Selçuklu mimari tarzında, minaresi Memluk stilindedir. Kapının üzerindeki konik çatı ve minaredeki taş kemerler bu çağın özelliklerini yansıtır. Kürsü beyaz mermer, mihrap ise siyah mermer ile çevrilidir. Mihrap duvarı 16. ve 17. yüzyıl İznik ve Kütahya çinileriyle kaplanmıştır. Gri çiniler 18. yüzyıla aittir ve sonraki restorasyon sırasında yerleştirilmiştir. Birbirine bağlı dört kolon, ibadet alanını ikiye böler. Caminin dış yüzeyinde ve giriş kapısında siyah beyaz taşlar kullanılmıştır. Bitişiğindeki türbe Ramazanoğlu ailesinindir. Türbede son derece sanatsal bir şekilde bitki motifleri ve çiniler kullanılmıştır. Caminin doğusundaki medrese bugün öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.

Yağ Camii:Yağ Camii, önceleri “Eski Cami” adı ile anılıyorken, hemen yanında kurulu yağ çarşısı nedeniyle daha sonraları bu adı almıştır. 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’in emri ile kiliseden camiye çevrilmiş, günümüzdeki haline Piri Paşa tarafından yaptırılan eklemelerle kavuşmuştur. 

Yeni Camii: 1724 yılında yapılmış olup, Arap mimarisi tarzındadır. 


Bebekli Kilise:1880-90 yılları arasında yapılan kilisenin esas ismi Saint Paul’dür. Kilisenin tepesinde Meryem Ana’nın 2.5 metrelik tunç heykeli bulunmaktadır. Heykelin bebeğe benzemesi nedeniyle halk arasında Bebekli Kilise olarak bilinir. 

Anne ve babanın kan grubuna göre çocukları hangi kan grubundan olur?


Anne 0 Rh(+) Baba B RH(+)

Annenin kan grubu homozigot karakter sıfır olduğunu göre anneyi 00 olarak alırız.
Babanın kan grubu homozigot da olabilir heterozigotta yani baba ya BB ya da B0 olabilir. 

Şimdi bu iki karakterin kan grubu göz önüne alınarak çaprazlamasını yapalım.

1)- Önce babanın homozigot olduğunu düşünelim.

00xBB

B0 B0 B0 B0

2)- Şimdi ise babanın heterozigot olduğunu düşünelim.

00xB0

B0 00 B0 00

Yukarıda görüldüğü gibi bu bireylerden kan grubu göz önüne alınarak iki farklı genotipte birey oluşuyor. 
Bu iki bireyden doğacak çocuğun kan grubu ya 0'dır ya da B'dir.


Şimdi de Rh faktörü açısından bu iki bireyi inceleyelim.

Anne de baba da Rh faktötü bakımından pozitif.
Ancak Rh(+) olmak heterozigotta(Rr) olabilir, homozigotta (rr) olabilir.

Annenin homozigot babanın heterozigot olduğu durumu incelersek ve Annenin heterozigot babanın homozigot olduğu durumu incelersek: (İki durumda aynı sonuçları vericektir. Bu yüzden birlikte inceleyebiliriz.)

RRxRr

RR Rr RR Rr

Annenin ve babanın ikisininde homozigot olduğu durumu incelersek :

RRxRR

RR RR RR RR


Annenin ve babanın ikisininde heterozigot olduğu durumu incelersek :

RrxRr

RR Rr Rr rr

Görüldüğü gibi Rh faktörü açısından bu iki bireyi incelediğimizde üç farklı genotipte ve iki farklı fenotipte birey oluşmaktadır.
RR Rr rr
Yani bu iki bireyden doğacak çocuk Rh(+) veya RH(-) olabilir.