Yılan Kale:Misis ile Ceyhan arasında, ovaya hâkim bir tepe üzerindedir. İç Anadolu’dan gelip Gülek Boğazı yoluyla Adana, Misis, Payas ve Antakya’dan geçen tarihi istila ve kervan yolunun üzerinde bulunan kale, dağ kaleleri zincirinin ilk halkasıdır. Halk arasında “Şahmeran Kalesi” olarak da bilinen kalede Şeyh Meran adlı bir kişinin yılan yetiştirip terbiye ettiği söylentisi yaygındır
Dumlu Kalesi:Ceyhan’ın 17 km. kuzeybatısında Sağkaya bucağının Dumlu (Tumlu) köyünün batısında ve 75 m. kadar yükseklikteki sert kalkerli bir tepe üzerindedir. 12. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Çevresi 800 metredir. Sekiz burçludur. Ovaya bakan doğu köşesinde gözetleme kulesi bulunmaktadır. Tek kapısı doğuya bakmaktadır. Kale içerisinde yapı kalıntıları ve sarnıçlar yer almaktadır. Tepe etrafında kaya mezarları görülmektedir.
Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medreseleri planındadır.
Tepebağ Evleri:Eski Adana evleri, aynı adlı Tepebağ Höyüğü’nün üzerinde ve eteklerindedir. Tarihi sur içindeki Adana şehrinin yüzlerce yıllık kültürü burada saklıdır. Tepebağ Evleri’nin çoğu 18. yüzyılda yapılmıştır.
Ramazanoğlu Konağı: Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1495 yılında yaptırılmıştır. Üç katlıdır. Kesme taştandır. Adana` nın ve Türkiye`nin en eski ev örneklerindendir. Ailenin oluşturduğu harem bölümü ayaktadır.Devlet işlerinin görüldüğü selamlık yıkılmıştır. Daha sonraki yıllarda tüccarların tuz pazarı kurması nedeniyle "Tuzhanı" adı verilmiştir.
Hayriye Hanım Konağı: İlimizin Seyhan ilçesi Reşatbey Mahallesinde bulunmaktadır.
Kurtkulağı Kervansarayı: Kurtkulağı Kervansarayı, Ceyhan’ın 12 km. güneydoğusunda Kurtkulağı beldesindedir. 17. yüzyıl sonunda Hüseyin Paşa tarafından eski Halep kervan yolu üzerinde yaptırılmıştır. Büyük kesme taşlarla yapılmıştır. 23.60x45.75 m. boyutlarındadır. 1.80x2.15 m’lik kalın ayaklar ve kemerlerle örtülü odalar sivri kemerli ikişer pencere ile aydınlanmaktadır. Kervansarayın hemen yanında, aynı döneme ait ilginç bir mimarisi olan tarihi cami bulunmaktadır.
Ramazanoğlu Çarşısı: Ramazanoğlu Halil Bey`in kurduğu yeni Adana şehrinin çekirdeğini oluşturmaktadır. 15.yy`da kurulan çarşı tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Adana`nın en canlı ticaret merkezi olmuştur. Halen bu önemini sürdürmektedir. Ramazanoğlu külliyesi içinde geniş bir alana yayılır. 16.yy.’ dan beri ticaret merkezidir.Osmanlı döneminde özel malların satıldığı kapan denilen üç tarafı çevrili, önü açık dükkanlar; atölyeler ve hanlar vardı. Bugün ise, iki bedesten, sadece portali ayakta kalmış Gön Hanı ve Çarşı Hamamı bulunmaktadır.
Çarşı Hamamı: Ramazanoğlu Piri Bey tarafından 1529 yılında yaptırılmıştır. Soğukluk, sıcaklık bölümü ve halvet odalarıyla klasik Osmanlı hamam mimarisinin tipik örneklerindendir. Giriş kapısındaki taş işçiliği ilginçtir.
Büyük Saat Kulesi: Tarihi Ulu Cami Külliyesi içinde, 1882 yılında Vali Abidin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan dikdörtgen kesitli 32 m. yükseklikte bir kuledir. Resmi dairelerin zamanlarını ve ezan vakitlerini göstermek için yapılmıştır.
Taşköprü: Adana Müzesi’ndeki kitabede mimar Auxentios tarafından 4. yüzyılda yapıldığı yazılıdır. 319 m. uzunluğunda ve 13 m. yüksekliğinde olan köprü, yanlardan ortaya doğru büyüyen 21 yuvarlak kemerden ibarettir. Bunlardan ancak 14’ü sağlamdır. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması vardır.
Ulu Cami Ve Külliyesi:İldeki sivil mimari eserlerinin en önemlilerindendir. 1513 yılında Ramazanoğlu Halil Bey tarafından yapımı başlatılmış, 1541 yılında Halil Bey’in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından bitirilerek ibadete açılmıştır. Cami, Selçuklu, Memluk ve Osmanlı mimari özelliklerini taşır. 34.50x32.50 m. ölçülerinde dikdörtgen bir plan arz eden caminin kapısı Selçuklu mimari tarzında, minaresi Memluk stilindedir. Kapının üzerindeki konik çatı ve minaredeki taş kemerler bu çağın özelliklerini yansıtır. Kürsü beyaz mermer, mihrap ise siyah mermer ile çevrilidir. Mihrap duvarı 16. ve 17. yüzyıl İznik ve Kütahya çinileriyle kaplanmıştır. Gri çiniler 18. yüzyıla aittir ve sonraki restorasyon sırasında yerleştirilmiştir. Birbirine bağlı dört kolon, ibadet alanını ikiye böler. Caminin dış yüzeyinde ve giriş kapısında siyah beyaz taşlar kullanılmıştır. Bitişiğindeki türbe Ramazanoğlu ailesinindir. Türbede son derece sanatsal bir şekilde bitki motifleri ve çiniler kullanılmıştır. Caminin doğusundaki medrese bugün öğrenci yurdu olarak kullanılmaktadır.
Yağ Camii:Yağ Camii, önceleri “Eski Cami” adı ile anılıyorken, hemen yanında kurulu yağ çarşısı nedeniyle daha sonraları bu adı almıştır. 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’in emri ile kiliseden camiye çevrilmiş, günümüzdeki haline Piri Paşa tarafından yaptırılan eklemelerle kavuşmuştur.
Yeni Camii: 1724 yılında yapılmış olup, Arap mimarisi tarzındadır.
Bebekli Kilise:1880-90 yılları arasında yapılan kilisenin esas ismi Saint Paul’dür. Kilisenin tepesinde Meryem Ana’nın 2.5 metrelik tunç heykeli bulunmaktadır. Heykelin bebeğe benzemesi nedeniyle halk arasında Bebekli Kilise olarak bilinir.