O gece sadece derdini anlatmak istiyordu Aslı. Geceyle baş başaydı ve ilk defa kendini bu kadar yalnız hissetti. Her zaman onunla olan ev arkadaşı Tülin ailesinin yanına gitmişti bir haftalığına ve Aslı'nın bu sefer gerçekten dertleşmeye ihtiyacı vardı. Ona mesaj atmamak için zor tutuyordu kendini, bu tutunuş sadece 3 saat sürdü. Gecenin ilerleyen saatlerinde yazmıştı Mustafa'ya ama cevap gelmemişti. Bir süre sonra aklına Ahmet geldi. Ahmet, onu her zaman dinleyen, dışarıdan hiç derdi yokmuş gibi görünen bir adamdı. Sanki dünyaya dert dinlemeye gelmiş gibi bir tip vardı yüzünde. -Ahmet'in dinlediğinden çok anlatmak istediği vardı da, dinleyeni yoktu sadece.- Aslı titreyen elleriyle Ahmet'in numarasını buldu rehberden, fazla da zor olmadı zaten. Sonuçta Ahmet; ''kriz anında başvurunuz!'' değerindeydi gözünde Aslı'nın. Saatin kaç olduğunu önemsemeyerek aradı Ahmet'i ve telefon sadece iki kere çaldı. Ahmet'in ''Alo!'' demesine fırsat vermeden, ''Ben iyi değilim!'' demişti bile Aslı. Ahmet, sesine ''acımıyor ulan! İşte, ayaktayım!'' tonunu vermeye çalıştı, ama acımıştı. ''Anlat'' diyebildi sadece Ahmet, ''Dinliyorum''. ''Yine Murat, yine ayrılık'' diye devam etti Aslı. Sorun yine Murat'tı ve yine ağlatmıştı Aslı'yı -İnsan sevdiğini asla ağlatmaz-, ''Ağlama lütfen'' dedi Ahmet, ''yine dönecek ve yine seveceksin onu'' diye ekledi. Aslı bu sefer kararından emindi. 4 Senelik bir ilişkiye son vermek bu kadar kolay olmamalıydı belki ama bu kaçınılmazdı. ''Bitti artık, ben yokum'' dedi ve Ahmet için bir fırsattı belki bu; Ahmet ki beklemiş Aslı'yı bunca sene, asilce bir konuşmanın tam zamanıydı şimdi. ''Ne yapacaksın peki şimdi?'' diye sordu Aslı'ya, ''Bana intikam almam için yardım eder misin?'' diye sordu Aslı, işte Ahmet o zaman üç kurşunla vuruldu. Fısıldama bir ton ile ''Aslı'' diyebildi sadece ve şöyle devam etti: ''Sana bir şeyler anlatmak istiyorum.'' Aslı pür dikkat Ahmet'i dinlemeye başladı, ''İnsanlar 10 dakika otobüs bekleyemezken, ben 4 senedir bir kadını bekliyorum. Fakat o kadının 10 dakikaya değmeyen otobüsle bir ortak yönü varmış Aslı; ikisininde içi kalabalık ve bir o kadar pis ve ben bu pisliğe alışkın değilim. Ya bu güne kadar yanlış yollarda seyahat ettim, ya da hala yanlış duraktayım.''
Rıdvan Keskin
Rıdvan Keskin