Esrar ve kokain vücuttan ne kadar zamanda atılır?

KOKAİN 

NEDİR? 
Kokain Güney Amerika'daki And Dağlarında yetişen koka bitkisinin yapraklarından elde edilir. Bölgedeki birçok yerli kabile halen hafif, uyarıcı bir etki amacıyla koka yaprakları çiğnemektedir. Bilim adamları kokaini bitkinin yapraklarından 1860 yılından kısa bir süre önce elde etmişlerdir. 
Kokain hidroklorid (HCL) acı tatlı, beyaz, ince bir tozdur.Burundan çekildiğinde veya enjekte edildiğinde uyuşturur. "Crack" kokainin sigara gibi içilebilir küçük parçalar yada "kayalar" halindeki formuna verilen addır. Crack kokain HCL'nin amonyak veya sodyum bicarbonat (pişirme sodası) ve su ile karıştırılması ve ısıtılarak kokain alkoloidin "baz" karışımın tuzu (hidroklorid) ortaya çıkarılması sonucunda elde edilir. Bu işlem uyuşturucunun gerektiği gibi yanmasını ve daha fazla kokain içeren dumanın elde edilmesini sağlar. "Crack" Tanımı karışımın yakılarak içildiğinde çıkan kırılma seslerinden ortaya çıkmıştır. 
BULUNABİLİRLİK & KULLANIMI 
Çoğu kullanıcı kokaini buruna çektiği gibi enjekte de edilebilir. Crack yakılarak içilir. Tütün içerisinde ve nargile kullanılır. 
Kokain kullanımı, kalp atışını artırır, sahte enerji oluşumunu ortaya çıkarır ve geçici olarak kullanıcılara keyif, güven ve coşku vererek yorgunluğu azalttığı sanılır. Kokain'in efektlerinin süresi alım yoluna ve yoğunluğuna bağlıdır. 
Crack maddesi yakılarak içildiğinde yüksek miktarda kokaini ciğerlere göndererek damardan enjekte edilmiş kadar kuvvetli bir etki yaratır. Bu efektler neredeyse hemen ortaya çıkar, çok şiddetlidir ve 5-10 dakika sürer. 
KULLANIM İŞARETLERİ 
Kokain veya crack kullanan bir kimse normal bir insandan daha enerjik gözükür, konuşur, sürekli kıpırdanır, ve normalden daha fazla çenesini sıkar. Aynı zamanda tetikte olurlar ve hep etraflarına bakarlar. Ortak fiziksel etkiler ağız kuruması, terleme, uyku ve iştah kaybıdır. Bunlarla beraber kalp atışı ve tansiyon da artar. 
Sürekli kullanım davranış bozuklukları, rahatsızlık, paranoya ve hatta halüsinasyonlara yol açabilir. Bu efektler uyuşturucu vücuttan çıkana kadar yavaş yavaş azalır. Ağır kokain/crack kullanımının sonradan beliren etkileri kilo kaybı, depresyon, ve bitkinliktir. 

RİSKLERİ 

Zamanla, kokaini her gün alan birçok kullanıcı uyuşturucuya karşı tolerans geliştirir, yani yarattığı etkileri yeniden yaşayabilmek için daha çok kullanmaya başlarlar. Kokain ve crakin etkilerinin kısa süreli olduğu da düşünülürse kullanıcı sürekli olarak ilk ulaştığı "sanalı" kovalar duruma gelir. 
Felç, kalp krizi, ani krizler rapor edilmiş orataya çıkan durumlardır. Kalp hastası olan kişiler yüksek risk altındadır. Kokain / Crack maddesinin kronik, ağır kullanımı kilo kaybı, cinsel problemler, tutarsız düşünme, aşırı değişken ruh hali, paranoya, saldırganlık ve psikoz gibi şikayetler doğurabilir. Bir çok bu gibi kullanıcı fiziksel olarak tükenmiş, olur böylece hastalıklara karşı savunmasızdırlar yani bağışıklık sistemleri zayıflamış insanlardır. 
Kokainin buruna sürekli çekilmesi burun zarlarının hasar görmesine sebep olur. Kokain/Crack'in yakılarak içilmesi ciğerlere hasar verir ve hızla artan emme kapasitesiyle birlikte daha fazla kullanıma neden olur. Kokainin enjekte edilmesinin bir çok ciddi riski vardır. Kokainin kan sistemine karışmasına ek olarak, enjektör veya diğer enjeksiyon araçları paylaşıldığında kullanıcılar HIV enfeksiyonu/AIDS ve/veya Hepatit B ve C virüslerine karşı savunmasız hale gelirler. 
KOKAİN/CRACK kullanımının risklerini azaltmanın en iyi yolu hiç kullanmamaktır.

Yaşa göre tansiyon ve nabız değerleri ne olmalıdır?

Önce belirtmeliyiz ki, sağlık ile ilgili her türlü sorununuzu bir uzmanla, bir sağlık merkezinde çözmelisiniz. Bizim yardımımız sadece genel bilgilendirme olabilir. Aşağıdaki bilgiler; doktor tedavisi veya uzman önerisi değildir.

Nabız Hakkında:
Normal bir insanda nabız sayısı dakikada 70-80 arasında değişir. Çocuklarda daha hızlıdır. Nabız, ateşli enfeksiyon hastalıklarında ve bazı kalp ve akciğer hastalıklarında artar. Sarılık ve bazı hastalıklarda ise nabız sayısı azalır.Nabızın hızı, birden ağır spor yapmada, korku ve heyecanda, ateşli hastalıklarda, şokta, kanamalarda ve alkol alınmasında artar.Nabzın hızı, hepatitlerde, beslenme yetersizliğinde, yorgunlukta, yaşlılarda ve eğitimli sporcularda, uyutucu ve uyuşturucu ilaç alımında azalır.

Tansiyon Hakkında:
Büyük tansiyonun kişinin yaşına göre yüksek olmasına halk arasında tansiyon yüksekliği, tıp dilinde ise hipertansiyon denir. Bir çok hastalıkta tansiyon yüksekliği görülür. Mesela kalbin sol bölümünün büyümesinde, böbrek hastalıklarında, damar sertliğinde, kan hücrelerinin çoğalmasında, şişmanlıkta ve iç salgı bezleri hastalıklarında kan basıncı artar. tansiyon yüksekliğinin belirtileri arasında yorgunluk, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, uykusuzluk, baş ağrısı vardır.
Normal tansiyon değerleri nelerdir?
Tıpta genel olarak herkesin bünyesinin farklı olduğunu bilmek gerekir. Bu nedenle herkesin tansiyon ölçüm değerlerinin aynı olması beklenemez. Bu nedenle bir kişide tansiyonun yükselmiş ya da düşmüş olduğundan bahsedebilmek için, herhangi bir şikayetinin ya da hastalığının olmadığı dönemde tansiyonunun zaman zaman ölçülüp değerlerinin bir kenara kaydedilmesi yararlıdır.

Herkesin tansiyon değerlerinin farklıdır ama genel olarak normal kabul edilen sınırları da ihmal etmemek gerekir.
Yapılan araştırmalar sonucu, yaşın artışıyla küçük değişmeler olmakla beraber Büyük Tansiyon için; 11 ile 14 arası, küçük tansiyon için; 7-9 arası olması halinde tansiyona bağlı olarak bir sağlık sorunu riski doğmadığı belirlenmiştir.

Gusül ile ilgili hususlar, guslü bozan durumlar nelerdir, gusül abdesti hangi durumlarda geçersizdir? Gusül abdestini bozan durumlar nelerdir?

* Şiddetle yerinden kopan ve şehvetle dışarı boşalan meniden dolayı, gusül lâzım gelir. Şehvetle yerinden ayrılıp, şehvet dindikten sonra dışarı akan meniden dolayı ise, İmam-ı A`zam ve İmam-ı Muhammed`e göre yine gusül lâzım gelirse de, Ebû Yûsuf`a göre, gusül gerekmez. Bu kavle göre, şehvetle yerinden ayrılan meninin, o anda dışarı boşalması önlenir ve şehvet dindikten sonra dışarı akmasına yol verilirse; bu durum guslü gerektirmez. Ebû Yûsuf`un bu görüşünde, misafirlikte veya kış mevsiminde böyle bir durumla karşılaşanlar için, büyük kolaylık vardır. 

* Gusül için, cinsî birleşme sırasında, erkeğin tenasül uzvu (penis) ile kadının tenasül uzvunun (vagina) tam birleşmesi gerekmez. Penisin sadece uç kısmının vaginaya girmesi ile, meni aksın akmasın gusül lâzım gelir. Yalnız kadın ile erkeğin bülûğa ermiş olmaları da şarttır. Sadece biri bülûğ çağında ise; gusül, bülûğ çağında olana gerekir, diğerine gerekmez. 

* Erkeğin tenasül uzvunu bez gibi bir şeye sararak cinsî birleşmede bulunması hâlinde, ancak bu birleşmeden tarafların lezzet almaları durumunda gusül gerekir. Lezzet alınmazsa, gusül gerekmez. Fakat lezzet alınmasa da, ihtiyaten yıkanılması takvâya uygun görülmüştür. 

* Ön ve arka yoldan birine parmağını sokmak, guslü gerektirmez. 

* Birini el ile tutmak, okşamak veya bakmak neticesinde meni gelirse, gusül gerekir. Bu durum, erkek için de kadın için de böyledir. 

* Uykudan kalkan kimse, yatak çarşafında veya iç çamaşırında veya butlarında bir yaşlık görse, duruma bakılır: Eğer rü`yada ihtilâm olduğunu hatırlıyorsa, gusletmesi gerekir. Fakat ihtilâm olduğunu hatırlamıyorsa, Ebû Yûsuf`a göre gusletmesi gerekmez. Çünkü, o yaşlık mezi de olabilir. Kaldı ki, meni bile olsa, şehvetle geldiği bilinmemektedir. İmam-ı A`zam ve İmam-ı Muhammed ise, o yaşlığın meni olmayıp, mezi olduğu kesin bilinmesi halinde guslü gerekli görmezler. Fakat meni veya mezi olduğunda tereddüt edilse veya meni olduğu zannı hâsıl olsa, ihtiyaten gusül gerekir, derler. 

* Rü`yada ihtilâm olduğu halde, dışarı meni akmamışsa gusül gerekmez. 

* Bir kadından, yıkandıktan sonra, kocasının menisi akacak olsa, tekrar yıkanması gerekmez. 

* Dövülme, ağır bir şey kaldırma gibi sebeblerden dolayı şehvetsiz olarak gelen meni guslü icab ettirmez. İmam-ı Şâfiî ise, bu halde de guslü gerekli görür. 

* Gayr-i müslimin biri, cünüp veya hayız veya nifaslı halde iken İslâm`a gelse, kendisine gusül etmek farz olur. Fakat bu haller kendisinde yokken İslâm`a girmesi durumunda, yıkanması ona farz değil, mendubdur.

Tansiyon düştüğünde nasıl normale çevrilir?

Tansiyon düşüklüğü genellikle bir hastalığın habercisidir. Kalp yetmezliğinden, böbreklerde soruna ve tiroid vb. sorunlara kadar önemli ya da geçici durumlardan kaynaklanabilir. Size özel durum tesbitini bir sağlık kuruluşunda yaptırmalısınız. 
Düşen tansiyona kalıcı değil, geçici önlem olarak önerilen tuzlu ayran, şekerli su her bünye için uygun olmayabilir. Su içmek ve dinlenmek geçici rahatlama sağlar. Sürekli ve düzenli aralarla ölçüm yaptırıp doktor tedavisi almanızı öneririm.

Lenfosit değerlerinin eksikliği veya fazlalığı neyi gösterir?

Lenfosit, bir lökosit (akyuvar) tipidir. Kanda dolaşan lökositlerin yaklaşık olarak yarısını oluştururlar. Pluripotansiyel kök hücrelerden ürerler. Kanda dolaşan lenfositler, alyuvarlardan biraz büyükçe oldukları halde yine de küçük hücre grubuna girerler.

lenfositlerin düşüklüğü; bazı malignite hastalıkları (lösemi gibi) belirtisidir.(savunma sistemi çöktüğü için)
lenfositlerin yüksekliği ise vücutta bir enfeksiyon varlığından bahseder..(akyuvarlar savunma sistemi hücreleri olduğu için vücutta bir mikrobun yol açtığı enfeksiyon sırasında tepki olarak yükselirler)