Çörek Otu Yağının Yararları Nelerdir ?

- Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
- Ifraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
- Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
- Kan şekerini düzenler.
- Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
- Damar sertligi,damar tıkanıklıgı hastalıklarını önler.
- Tansiyon ve kolestrolün normale dönmesini saglar
 Vücuttaki zehirleri süzerek atar.
- Idrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
- Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
- Alerjiyi önler.
- Savunma sistemini dengeler.
- Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.
- Sac dökülmesi ve kepege karsı haricen sürülür
- Grip,nezle,bas agrısına burundan damlatılarak (3 damla)kullanı lır
- Kulakda üsütme ve iltihap durumlarında damlatılarak (3 damla )kullanılır.
- Göze 2 damla damlatılırsa ,gözdeki mikropları öldürür.
- Sinüzitte sabah ve aksam buruna 1,2 damla damlatılır ve 1 hafta devam edilir

Isırgan Otu Çayının Faydaları Nelerdir ?

sırgan otunun faydaları maddeler halinde şu şekilde sıralayabiliriz. Günümüzde sıkça adını duyuran ısırgan otu pek çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.
Egzama ve egzamaya eşlik eden baş ağrıları ısırgan otu çayı ile iyileştirilebilirler.
Isırgan otu, böbrek ve mesane taşı oluşumuna karşı da kullanılabilir. Böbrek hastalıkları ve zorlu baş ağrıları genellikle bir arada görülürler. Egzamalar genellikle dahili bir nedene dayandıklarından, onları içerden, kan temizleyici bitkilerle iyileştirmek gerekebilir.
Isırgan otu, en başta gelen kan temizleyici ve aynı zamanda kan yaptırıcı bir bitkidir. Böylece, pankreas üzerinde de çok olumlu etkileri olduğu için, ısırgan otu çayı ile kandaki şeker düzeyi düşürülebilir.
drar yolları hastalıkları ve iltihapları, da Bitki çayı ile iyileştirilebilirler.
Aynı zamanda da dışkılama kolaylıkları sağladığından, bir ilkbahar kürü için özellikle önerilir. İlkbaharda ve sonbaharda filizlendiğinde, onunla 4 haftalık bir çay kürü yapmak önemlidir. Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım Saat önce bir bardak ve Gün boyunca 1-2 bardak çayı yudumlanarak içilebilir. Bu tür çay kürlerinden sonra kişi kendini anlatılamayacak kadar iyi hissedebilir.
Ayrıca bu çayın lezzeti hiç de kötü değildir. Ama duyarlı kişiler, ona biraz papatya veya nane ekleyerek, lezzetini ve kokusunu değiştirebilirler. 
Bu saydıklarımızın yanında her ne kadar bilimsel etkinliği kanıtlanmamış olsa da ısırgan otunun pek çok hastalığa iyi geldiği bilinmektedir.

Kaktüsün Yararları Nelerdir ?

Kaktüsün Faydaları Hakkında Bilinmesi Gereken Herşey ”Kaktüsün bilgisayar gibi elektronik cihazlardan yayılan radyasyonu emerek zararlı etkilerini azalttığı” söylentisi, sadece kaktüs satan çiçekçilerin işine yarıyor.
Konya Çiçekçiler Odası Başkanı İsmail Dikici, yaptığı açıklamada, önceleri Konya’da kaktüsün çiçekçilerde fazlaca talep gören bir bitki olmadığını, genelde komşudan komşuya alışverişi yapılarak bazı evlerde yetiştirildiğini belirtti. Vatandaşların, yaklaşık bir yıl önce kendilerine, kaktüs bulunup bulunmadığını sıklıkla sormaya başladıklarını anlatan Dikici, ortaya çıkan talep üzerine, iş yerinde daha önce sadece görsel zenginlik olarak bir kaç tane bulundurdukları kaktüslerden fazla sayıda getirtmeye başladıklarını söyledi.
Adana ve Yalova’daki bitki seralarından getirttikleri kaktüslerin yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Dikici, şöyle konuştu: ”Kaktüsü de diğer gül ve çiçek çeşitleri gibi satmaya başladık. Kaktüse olan bu talep artışına önceleri bir anlam veremedik. Ancak gelen bazı müşterilerin, bilgisayar, televizyon gibi elektronik eşyaların yanına konulan kaktüsün, bu cihazlardan yayılan radyasyonu emerek olumsuz etkisini azalttığını öğrendikleri, kaktüsü bu nedenle satın almaya geldiklerini söylemeleri üzerine durumu anladık.

Sonuçta, kaktüsün radyasyonu emdiği şeklindeki internette yer alan haberler nedeniyle son bir yıldır kaktüs satışlarımız arttı. Ancak, kaktüsün gerçekten radyasyon emici bir özelliği olup olmadığını da kesin olarak bilmiyoruz. Vatandaş bizden talep ediyor, biz de satıyoruz.”Halen kendi iş yerinde ayda yaklaşık 30-40 kaktüs satıldığını ifade eden Dikici, kaktüslerin çeşidi ve büyüklüğüne göre 7.5 ile 10 TL’den alıcı bulduğunu belirtti.

Kaktüs İle İlgili Bilimsel Net Bir Bilgi Yok
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mine Genç, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, vatandaşların net olmayan bilgilerle, ”sözde radyasyonu emdiği için” kaktüs satın almasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.Bu konuyla ilgili özel bir araştırma yapmadıklarını ifade eden Genç, ”Kaktüsün radyasyonu emmesiyle ilgili bugüne kadar bir bilgiyle karşılaşmadık. Zaten bizim işimiz, radyasyonun olumsuz etkilerini araştırmak değil, radyasyonu kullanarak hastaları tedavi etmek” dedi.

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nde radyasyonun, iyonlaştırıcı olan ve olmayan olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtilerek, ”Atomları iyonlaştıracak kadar yüksek enerjiye sahip olmayan radyasyon, hedef malzeme üzerinde bir miktar ısı artışına yol açar ve bilindiği kadarıyla, canlı organizmalar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip değildir” deniliyor.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Nediyor?


Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ise resmi internet sitesindeki ”sık sorulan sorular” bölümünde, ”Televizyon ekranları ve bilgisayar monitörleri radyasyon yayar mı?” şeklinde yöneltilen bir soruya şu yanıt veriliyor: ”Katot ışın tüplü televizyon ve bilgisayar monitörleri, x- ışını üretmekle birlikte normal çalışma koşullarında yüzeyinden 10 cm mesafedeki herhangi bir noktada doz hızı 1 µSv/h (0.1 mrem/h) değerini aşmayan x- ışını yaydıklarından dolayı, Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinin 5. maddesinde belirtilen muafiyetler kapsamında olduğundan düzenlemeye tabi değildir.Katot ışın, tüpsüz televizyon ve bilgisayar monitörleri iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı değildirler. Radyasyon Güvenliği Tüzüğü gereğince iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kaynakları kurumumuz faaliyet alanı kapsamında değildir.”

Radyasyonla ilgili Türkiye’de eğitim veren akademik kuruluşlarda görevli radyoloji uzmanları ise elektronik cihazların yanına konulan bitkilerin radyasyonu absorbe ettiği (katı veya sıvı bir maddenin bir gazı, ışığı içine alması, emmesi) ile ilgili bilimsel bir bilgiye sahip olmadıklarını, bu konuyla ilgili araştırma yapmanın da kendi görev alanlarına girmediğini söyledi.