Hayvanların döllenme şekli, yavruların gelişimi ve bakımlarını örnekler

Kartal bilinen yırtıcı kuş. Kartallar tek eşlidir. Yaşamları boyunca eş değiştirmedikleri gibi her yıl aynı yuvayı kullanırlar. Yuvaları genellikle kolay ulaşılamayacak yerlerdedir. Yuvayı bıraktıkları bir ya da bir kaç yumurtanın kuluçka dönemi altı-sekiz hafta sürer. Yavruları yavaş gelişir ve ancak üç ya da dört yaşına giren kartalların erişkinlere özgü tüyleri çıkar.

Kartallar (Falconiformes) takımından birçok türe verilen genel ad. Gündüz yırtıcı kuşlarının en irilerindendir. Kıvrık sivri gagalı, güçlü ve keskin pençeli, büyük yuvarlanmış kanatlı kuşlardır. Gagada burun delikleri etlidir. Genellikle kahverengi veya gri tüylüdür. Görme duyuları keskindir. Çok yüksek sarp kayalara veya ağaçlara yuva yapar. Memeli hayvanları, sürüngen ve kuşları avlayarak beslenirler. Balık ve leş yiyenleri de vardır. Az yumurtladıklarından çoğalmaları yavaştır. 1-2 yumurta yumurtlarlar. Kuluçka süreleri 43-49 gün kadardır. Çoğunlukla dişi, kuluçkaya yatar. Yavruları berâber beslerler. Bâzı türlerde yumurtadan ilk çıkan yavru, sonra çıkanı yuvadan atar.

Yaşadığı yerler: Yeryüzünün hemen her yerinde bulunan, birçok türü vardır. 

Ömrü: 70-104 yıl. Esâret hayâtında 40 yıl kadar yaşar. 

Çeşitleri: Kara kartalı, kuzu kartalı, balık kartalı, kayzer kartalı (şah kartal), yılan kartalı, büyük bağırtgan kartal, küçük bağırtgan kartal meşhurlarıdır.

Marmara Bölgesi'nin dağ, ova, göl ve nehirleri

Marmara Bölgesi, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biridir. Balkan Yarımadası ile Anadolu arasında köprü niteliği ile Avrupa ve Asya'yı birbirine bağladığı söylenebilir. Yaklaşık 67.000 km2 lik bir yüzölçüme sahip olup Türkiye'nin %8,5'una karşı gelir.
Marmara Bölgesinde sanayi, ticaret, turizm ve tarım gelişmiştir. Bölgedeki en gelişmiş sanayi İstanbul-Bursa-İzmit şehirlerinde olmakla birlikte bölgenin diğer yörelerinde de yaygın sanayi faaliyetleri vardır. Başlıca sanayi ürünleri olarak; işlenmiş gıda, dokuma, hazır giyim, çimento, kağıt, petrokimya ürünleri, beyaz eşya sayılabilir.
Ekili alanların yaklaşık yarısı buğday olup buğdayı şekerpancarı, mısır ve ayçiçeği izler. Bölge, Türkiye'nin ayçiçeği üretiminin yaklaşık %73'ünü, mısır üretiminin ise yaklaşık %30'unu gerçekleştirir. Bağcılık da hayli gelişmiş olup Tekirdağ, Şarköy, Mürefte, Avşa ve Bozcaada üzüm ve şarapları meşhurdur.
Yedi coğrafi bölge içinde yükseltisi en az olan bölgedir. Ekili-dikili arazi oranı %30'dur. Ormanlık alan oranı %11,5'tur. Kümes hayvancılığı ve ipek böcekçiliği yaygındır. Nüfus ve nüfus yoğunluğu, göç olma nedeniyle çok yüksektir. Enerji tüketimi ve turizm gelirleri en yüksek bölgedir.

İstanbul, Tekirdağ,Edirne, Kırklareli, Yalova, İzmit tamamen bölge sınırları içinde; Sakarya ve Bilecik'in Karadeniz Bölgesi'nde oprakları olup; Bursa ve Balıkesir'in Ege Bölgesi'nde de toprakları vardır. Çanakkale ilinin topraklarının çok büyük bir bölümü Marmara Bölgesi içinde olup sadece Edremit Körfezi çevresindeki yerleşim yerleri Ege Bölgesi sınırları içinde kalır. Marmara bölgesi'nin en büyük kenti İstanbul'dur özocannn Yüzölçümü ve nüfusuyla özgür en küçük olan Marmara Bölgesi kenti , Yalova kentidir .En yoğun nüfus buralardadır.Kütahya'nın Domaniç ilçesi diye tabir edilen kuzey bölümü de Marmara bölgesi'ndedir. İstanbul , Marmara bölgesinin yoğun nüfuslu olmasında önemli bir rol oynar.
İl merkezleri baz alındığında Marmara Bölgesinde yer alan iller şunlardır.
İstanbul (il) Edirne Kırklareli Tekirdağ Çanakkale Kocaeli Yalova Sakarya Bilecik Bursa Balıkesir Kısmen Düzce de Marmara'da yer alır. Bölümleri

Adapazarı Ovası'nın doğusundan başlayarak, Silivri'ye kadar devam eder. Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğu topraklarını kapsayan bu bölüm İstanbul Boğazı ile ikiye bölünür. Doğudaki kısım Kocaeli Yarımadası ve Adapazarı Ovası, batıdaki kısım ise Çatalca Yarımadası'dır. Bölüm akarsular ile parçalanmış olup, yer yer tepeliklere sahiptir. Ortalama 150 - 200 metre yükseklik gösteren bu tepeler plato özelliği taşır.
Bölümün Karadeniz kıyılarını bakan taraflarında ormanlar görülürken, Marmara Denizi kıyısında bitki örtüsü yerini maki ve zeytinliklere bırakır. Bölümde toprakları bulunan İstanbul, Kocaeli ve Sakarya illerinin üçünde de kuzayde yerleşim seyrektir. Nüfus yoğunluğu daha ılıman iklime sahip olan, güneydedir. Kuzeydeki en öenmli yerleşim merkezi Şile'dir. Buna karşılık güneyde en önemli yerleşim birimleri, İzmit, Gölcük ve İstanbul'dur. []]şeker pancarı, zeytin, sebze üretimi ve tahıl çeşitleridir. Silivri ve Çatalca ilçelerinde önemli ölçüde hayvansal gıda üretilir. Tereyağı, peynir ve yoğurt bunların başlıcalarıdır.
Çatalca ilçesindeki ocaklardan çıkarılan grafit işlenmesi için İstanbul'a gönderilir. Durusu Gölü çevresinde çıkarılan linyit İstanbul'da yakacak ihtiyacı için kullanılır.
Bölümün böylesine gelişmesinin sebebi Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan Boğaz Köprülerinin bu bölüm içinde İstanbul ilinde olmasıdır. İstanbul ticaret, sanayi, bankacılık, kültür, sanat, medya, ulaşım, tekstil, kimya, dericilik, kundura, ilaç, cam, besin ve turizm bakımından Türkiye'nin merkezidir. Tüm bu sunduğu imkânlar dahilinde İstanbul uzun yıllar durmak bilmez bir göç dalgası ile karşı karşıya kalmış ve bugün Türkiye'nin toplam nüfusunun 8/1'nin bünyesinde bulundurur. Aldığı nüfus ile hızla büyüyen İstanbul ili yaşayanlara yeterli altyapı ve konut sunamamaktadır ve plânsızca büyümektedir. Devlete ve özel sektörün çabalarıyla şehirde kentsel dönüşüm seferberliği başlatışmış, gecekondulaşmanın yerini toplukonutlar ile çözme yoluna gidilmiştir. Günümüzde İzmit, Adapazarı ve Gölcük, İstanbul'un hemen arkasında hızla büyümektedir. İstanbul ve Adapazarı arası büyük bir sanayi sahasıdır. Buralarda devlete ve özel sektöre ait birçok tersane, çimento, beyaz eşya fabrikaları, alüminyum ve petrokimya tesisleri bulunur. Gölcük ilçesi bir donanma üssü ve askerî araçların yapıldığı bir sanayi merkezidir.

Yıldız Dağları Bölümü 

yıldız Dağları Bölümü, Marmara Bölgesi'nin kuzeybatısını oluşturur. İsmini alanın büyük bir alanını kaplayan Yıldız Dağları'ndan alır. Batıda, Bulgaristan sınırından, doğuda Durusu Gölü'ne kadar uzanır. Yıldız Dağları'nın Karadeniz'e bakan yamaçlarında Karadeniz iklimi etkilidr. Doğal bitki örtüsü makilik olup, yaklaşık 150 metre yükseklikten sonra ormanlar başlamaktadır. Yıldız Dağları'nın batı kısımları plâto özelliği taşır, ve bu alandaki verimli tarım arazilerinde buğday, ayçiçeği, şeker pancarı ve mısır tarımı yapılır. Küçükbaş hayvancılık oldukça gelişmiştir ve buna bağlı olarak bölümde birçok mandıra ve peynir imalâthanesi vardır. Bölümdeki başlıca yerleşim merkezleri, Kırklareli, Vize, Pınarhisar ve Saray'dır. Sanayi bakımından en önemli tesis Pınarhisar'daki çimento fabrikasıdır. Nüfus yoğunluğu en az bölümdür.

Ergene Bölümü

Ergene Bölümü, adını içinealan bu bölüm Yıldız Dağları ile Koru Dağları arasında kalmış bölümü kapsar. Tekirdağ ve Edirne illerinin bütünü ile Kırklareli'nin yarıya yakınını ve Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinin çok küçük bir alanını kapsar.
Marmara Bölgesi'nin, en soğuk, en az yağış alan, bitki örtüsünün en cılız olduğu yer Ergene Bölümüdür. Genel bitki örtüsü bozkırlardır. Bölümde yetiştirilen başlıca ürünler; buğday, mısır, çeltik, şeker pancarı, ayçiçeği, susam ve patatestir. Bağcılık ve ayçiçeği üretimi çok gelişmiş olduğundan, buna bağlı olarak da alkollü içecek ve yağ sanayii gelişmiştir. En önemli yerleşim merkezleri,Uzunköprü,Meriç, Babaeski, Lüleburgaz, Çorlu, Çerkezköy, Malkara, Keşan, Edirne, Tekirdağ ve İpsala'dır. Hamitabat beldesinde çıkarılan doğalgazdan elektrik üretilir. Trakya Birlik'e bağlı ayçiçeği fabrikaları bölüm ekonomisini önemli ölçüde canlandırmıştır.

Güney Marmara Bölümü

Güney Marmara Bölümü yeryüzü şekilleri bakımından Marmara Bölgesi'nin en fazla çeşitlilik gösterdiği bölümdür. Plâtolar, ovalar, göller, akarsular, körfezler bölümün başlıca yer şekilleridir. Saros Körfezi ile İzmit Körfezi'nin güneyinde kalan, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Yalova, Bilecik illeri ile, İzmit ve Sakarya illerinin bir kısmını kapsayan alandır. Bölümdeki ovalarda buğday, ayçiçeği, şeker pancarı ekimi ile dutluklar ve meyve bahçeleri vardır. Küçükbaş hayvancılık çok gelişmiştir. Bursa yöresinde ipek böcekçiliği yapılır. Gelibolu ve Kapıdağ yarımadaları ile Çanakkale ilinin genelini kapsayan Biga Yarımadası nüfusun en seyrek olduğu yerlerdir. Buralarda engebe fazladır. Çanakkale Boğazı, Gelibolu Yarımadası ile Biga Yarımadası'nı birbirinden ayırır.
Bölüm akarsu, göl, körfez ve adalar yönünden oldukça zengindir. Bölgenin en önemli akarsuyu Susurluk Çayı'nın vadisi Marmara Denizi'nin ılıman havasının iç kesimlere ulaşmasını sağlar. Biga Çayı ile Gönen Çayı diğer önemli akarsulardır. İznik, Ulubat ve Kuş Gölü bu bölümde bulunur. Bunlar içinde Kuş Gölü dünyaca üne sahip bir millî parktır.
Bölümün en önemli yerleşim birimi Bursa'dır. Bir süre Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmış Bursa, tarihî, doğal ve ekonomik ve kültürel yönden gelişmiş bir turizm şehridir. Diğer önemli yerleşim merkezleri Balıkesir, Çanakkale, Erdek, Gemlik, Karacabey, Mustafakemâlpaşa, Bandırma, Biga, Gönen'dir. Art bölgesin gelişmiş olması, bölümünde gelişmesine sağlamıştır. Bursa, Bandırma,Balıkesir, Çanakkale, Yalova ve Bilecik'te gıda sanayiinde, Balıkesir'de şeker ve kâğıt sanayiinde, Bursa'da tekstil, otomotiv ve konserve sanayiinde Bandırma'da kimya sanayiinde gelişmiştir.
Çanakkale'ye bağlı Biga ve Çan ilçelerinde hâlâ faal olan linyit ocakları mevcuttur. Bandırma limanı bölge için çok önemlidir. İstanbul - Bandırma arasında arabalı feribot taşımacılığı yapılır. Gönen'de kaplıca turizmi, Susurlukta bor çıkarımı, Bilecik ve Marmara Adası'nda ise mermercilik yapılmaktadır

Akarsu ve Göller

Bölge genelinde, küçük ölçekli olmalarına rağmen sık bir akarsu ağı vardır. Sakarya, Ergene, Susurluk, Meriç ve Biga Çayı bölgedeki başlıca akarsulardır. Bölge'de irili ufaklı bir çok doğal ve yapay göl bulunur. Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Durusu Gölü, İznik Gölü, Sapanca Gölü, Ulubat Gölü ve Manyas Gölü, açık havası olan tatlı su gölleridir. Bunların haricinde özellikle Güney Marmara Bölümü'nde Biga Yarımadası üzerinde sulama amaçlı birçok baraj gölü ve gölet bulunur.

Marmara Bölgesi'nin iklimini söylerken,tek bir iklim adı ile başlıklandırmak doğru olmaz, Marmara Bölgesinde hüküm süren iklim Karadeniz İklimi, Karasal İklim ile Akdeniz İklimi arasında bir geçiş evresidir. Bölgede yıllık yağış 500 - 1000 mm arasındadır. En çok yağış kış mevsiminde Aralık, Ocak, Şubat aylarında düşer. En kurak aylar ise Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarıdır. Karlı ve donlu günlerin sayısı kıyı kesimlerde en azdır. İç kesimlere gidildikçe karasallık etkisi artar. Ege ve Marmara denizi kıyılarında makiler, güney Marmara sahillerinde ise zeytinlikler bulunur. Makiler 200m yüksekliğe kadar baskın bitki örtüsüdür. Ergene Havzası'nda bozkırlar oluşmuşsa da bölgenin tamamında yaygınlık göstermez. Yükseltinin olduğu yerlerde, özellikle Trakya'da ormanlara rastlanır.
Hava sıcaklığının 0°C nin altında geçtiği gün sayısı çok kısadır. Marmara Bölgesi'nin yıllık sıcaklık değerleri: ortalama 14 -16oC, en sıcak ay ortalaması: 23-25oC, en soğuk ay ortalaması: 5-6oC'dir. Yıllık yağış miktarı 600-700 mm civarındadır. Marmara bölgesinde hâkim rüzgârlar genelde Kuzey ve Kuzeydoğu yönlerinden eser.

2013-2014 11.SINIF EDEBİYAT (YILDIRIM YAYINLARI) 28,29,30,31,32,33,34.SAYFA CEVAPLARI

2.ÖĞRETİCİ METİNLER:
SAYFA 28:
HAZIRLIK:
1) Öğretici metinler, bilgi ve haber vermek, ikna etmek, kanıları değiştirmek, uyarmak, düşündürmek, yönlendirmek, tanıtmak gibi amaçlarla yazılan metinlerdir.
2)Çağdaşlaşma: Geri kalmış toplumların ekonomi, bilim, ekin, toplumsal düzenleniş. . . alanlarında günümüz bilim ve uygulayımının olanak verdiği en gelişkin aşamaya gelme çaba ve özlemlerini anlatan geniş kapsamlı toplumsal akım.
Modernleşme:Eski ve geleneksel toplumların modern olmalarına, moderniteye ulaşmalarına imkan veren süreçler için kullanılan genel terim...
Batılılaşma:Batılılaşma Batı'nın bilimde, fende, uygulamada, sanatta, imar ve refah vasıtalarında bulduklarını öğrenmek, yapmak ve bunlardan faydalanmaya çalışmak.

SAYFA 29:
1) Her iki metnin amacı da halka bilgi vermek ve halkı aydınlatmaktır.İkisi de öğretici metindir.

SAYFA 30:
2) Tanzimat Döneminde toplumu bilgilendirmek ve eğitmek için öğretici metinler (fıkra ve makale) kullanılmıştır.Bundaki amaç Batılılaşmayı halka daha iyi anlatmak ve yapılan yeniliklerin halk tarafından benimsenmesini sağlamaktır.
3) 

1.ETKİNLİK:
1.grup: Aynı temada yazılmış metinler vardır.
2.grup:Tanzimat dönemi ilmi metinlerinde hürriyet eşitlik, kanun üstünlüğü, bilim ve teknik gibi konular işlenmiştir.
2.ETKİNLİK:
Ana düşünceler başka iletişim araçlarıyla da anlatılabilir.

4a)Eşitlik ve gazetenin gerekliliği temaları dönemin sosyal gerçekliğiyle ilişkilidir.Çünkü o dönemdegazete ve gazetecilik ile Tanzimat Fermanıyla kanun haline getirilen eşitlik fikri mevcuttur.
b) Evet, ele alınıyor.
5.a) Yazarların bu metinleri kaleme almasındaki amaç halkı aydınlatmak için metinler halkla ilişkilidir.
b) Tercüman-ı Ahval metnindeki mazbata, Devlet-i Aliyye,meclis, Serbestlik metnindeki herkesin kanuna bağlı olması, adaletin yukardan aşağıya gelmesi gibi söz grupları bu ilişkiyi yansıtır.
6)Metinler öğretici metin türündedir.(makale)
7a) Tutarsızlık yoktur.
b) Metinler açık ve kesindir.
SAYFA 31:
3.ETKİNLİK:
Arapça ve Farsça kelime ve tamlamaların kullanılması metinlerin Divan edebiyatı'yla bu yönden parallellik taşıdığını gösterir.Fakat metinlerin teması ve ana düşüncesi Divan edebiyatı geleneğinden uzaktır.
8a) Tercüman-ı Ahval Mukaddimesindeki kavramlar: kanuni vazife, millet-i hakime (hakim millet), medeni millet 
Terimler: mazbata
günlük hayatla ilgili ifadeler:gazete çıkarmak,nasip olmak,kanuni vazife yükümlü olmak...

SERBESTLİK METNİNDEKİ
kavramlar: hakikat, serbestlik...
terimler: İslam kanunu, ayn-ı adalet
günlük hayat: kadrini bilmek,icra olmak, örseletmek,akıl karı olmak...

b) kanun,adalet,eşitlik, hakim millet...
9) Tanzimat Dönemi Edebiyatı öğretici metinlerinde ikilik yani eski - yeni çatışması 
temada, dil­de, ifade biçimlerinde varlığını hissettirir.Örneğin Divan edebiyatı(eski) 
geleneğini sürdüren dil anlayışıyla daha önceleri işlenmemiş 

temalar(eşitlik,kanun,adalet,hürriyet...) metinlerde yer almıştır.

10. ÖĞRETİCİ METİN GELENEĞİ
1.Dil daha çok göndergesel işlevde kullanılır.
2.Söz sanatları
na, kelimelerin mecaz anlamlarına yer verilmez. 3.Verilen bilgiler örneklerle ve tanımlarla pekiştirilir.
4.Daha çok nesnel cümleler kullanılır.
5.Açıklama, aydınlatma, bilgi verme amaçlarıyla yazılır.
6.Öğretici metnin anlaşılması ve yorumlanması için okuyucunun verilen bilgiyi kavrayabilecek birikime sahip olması gerekir.
7.İfade hiçbir engele uğramadan akıp gider.
8.Gereksiz söz tekrarı yapılmaz.
9.Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler ve kelimeler yoktur.
10.Dil ve ifade sade, gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
11.Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
12.Bu anlatım türü daha çok ansiklopedilerde ve ders kitaplarında kullanılır.
13.Tarihi metinler, Felsefi metinler, Bilimsel metinler
 gibi bölümleri vardır
11. Makale,fıkra,tenkit(eleştiri)

SAYFA 34:
ÖLÇME-DEĞERLENDİRME:
1) D,D,Y
2)Şinasi
Şinasi'nin............Tercüman-ı Ahval
3)B
4)E 
5)Atatürk e göre, cehalet ve taassuptan uzak, ilme ve akılcılığa dayanan uygarlık yolu, toplumlar için zorunlu bir yoldur. Çünkü medeniyet öyle kuvvetli bir ateştir ki, ona ilgisiz kalanları yakar, yok eder. Uygar olmayan insanlar ve toplumlar daima uygar olanların ayakları altında kalmaya mahkûm olacaklardır . Oysa Atatürk, Türk Milletinin, karakter, çalışkanlık, zekâ, milli birlik özelliklerinin yanı sıra ilerleme ve medeniyet yolunda, yürümekte olduğunu elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilim olduğu için, Türk Milletinin bu uygarlık yarışını kazanacağına inanmaktadır.

2013-2014 BİRYAY 11.SINIF EDEBİYAT 9-14.SAYFA CEVAPLARI

SAYFA 9
Osmanlı Devleti’nin Yükselme Döneminde siyasî, sosyal yapısını tarih ansiklopedilerinden
araştırınız. Araştırma sonuçlarıyla ilgili bir sunum hazırlayınız.


Osmanlı Devleti'nin Sosyal Yapısı: Osmanlı Devleti çok uluslu bir devletti. Farklı dil, din ve ırktan meydana gelen bir toplum yapısı vardı.
Osmanlı Devleti'nin Siyasi Yapısı: Osmanlı Devleti'nde halk, yönetenler ve yönetilenler diye ikiye ayrılıyordu.
Yönetenler: Saray halkı, seyfiye(askerler), ilmiye, kalemiye (bürokratlar) olmak üzere dört gruptan oluşuyordu.
Yönetilenler: (reaya) Köylü, şehirli, Müslüman, gayrimüslimlerden oluşuyordu.



Osmanlı Devleti’nde skolastik zihniyeti araştırınız.
Skolastik zihniyet dini duyarlılığın ön planda olduğu zihniyettir. Ancak bu dini duyarlılık dinin özünü kavramaktan uzaktır.
Osmanlı Devleti'nde halkın büyük çoğunluğu Müslümandır. Yönetimde görev almanın koşulu Müslüman olmak ve Türkçe konuşmaktır. Gayrimüslimler (Hristiyan ve Yahudiler) cizye vergisi öderlerdi ve kendi hukuk kurallarına göre yargılanırlardı. Gayrimüslimler askerlikten muaf tutulurdu.


2013-2014 BİRYAY 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI KİTABI CEVAPLARI  

 YENİLEŞME DÖNEMİ SAYFA 14

DEĞERLENDİRME

1. Aşağıdaki cümlelerin başına yargı doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
( D ) Büyük devletlerin gerilemesi, sosyal düzendeki bozulma ve aksaklıklardan kaynaklanır.
( Y ) Osmanlı Devleti en parlak dönemini XIX. yüzyılda yaşamıştır.
( Y ) XIX. yüzyıl bilim ve sanatta Avrupa’nın Osmanlıyı örnek aldığı dönemdir.
( D ) Ordunun bozulması, devlet yapısındaki çözülüşün sonucudur.
( D) Osmanlı toplumunda padişah, Allah’ın gölgesi kabul edilir. Toplumu temsil eden piramidin en üst noktasında padişah yer alır.
2. Aşağıdaki cümleleri uygun sözcüklerle tamamlayınız.
1839’da ilan edilen ………TANZİMAT FERMANI XIX. yüzyıldaki en ciddi ve köklü yenileşme hareketidir.
Yenileşme Döneminde …BATI.. düşüncesine, yaşama biçimine, bilimine ilgi duyulmuştur.
3. Tanzimat Fermanı’nın siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda getirdiği yenilikler nelerdir?

4. Aşağıdakilerden hangisinde “tanzimat” kelimesinin anlamı doğru olarak verilmiştir?
A. Değişim B. Devrim C. Düzenleme D. Yenileşme E. Batılılaşma
5. Tanzimat fermanının maddeleri arasında aşağıdakilerden hangisi ile ilgili bir düzenleme yoktur?
A. Hukuki yapı B. Askerî hayat C. İdari yapı
D. Kültürel hayat E. Sosyal hayat

6. Aşağıdakilerden hangisi Yenileşme Döneminde Batı düşüncesine ve yaşama biçimine, Avrupa’da gerçekleştirilen bilimsel gelişmelere ilgi duyulma nedenlerinden biri değildir?
A. Avrupa’nın XVIII. yüzyıldan itibaren siyasi ve ekonomik alanlarda ilerlemesi
B. Avrupa devletlerinin siyasi, askerî ve ticari alanlarda Osmanlı Devleti’ni desteklemesi
C. Batı toplumlarının bilim ve teknikte ileri düzeyde olmaları
D. Yeni buluşların Avrupa uluslarını güçlendirmesi
E. Osmanlı Devleti’nin yönetim, eğitim hayatında ve askerî sistemde Batılı devletlerin gerisinde kalması
I. Ünite Ölçme ve Değerlendirme Soruları

1. Aşağıdakilerin hangisi yenileşme hareketlerinden değildir?
A) Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesi
B) Sosyal düzenin merkezî otorite çevresinde sağlanması
C) Avrupa’ya öğrenci gönderilmesi
D) Islahat Fermanı’nın ilan edilmesi
E) Avrupai tarzda eğitim veren modern okulların açılması

2. (I) Sanatçıların amacı, eserlerinde yalnızca düş gücünü yansıtmaktır. (II) Edebî metinlerde kahramanların psikolojik çözümlemeleri yapılabilir. (III) Edebî metinlerde siyasi ve sosyal olayların etkisine rastlanmaz. (IV) Medeniyet değişikliği, edebiyatımızın dönemlere ayrılmasında etkili değildir. (V) Edebî metinler, toplumsal sorunlara kalıcı çözüm önerileri içerir.
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde verilen bilgi doğrudur?
A) I B) II C) III D) IV E) V

3. Orta Çağı sona erdiren düşünce akımıdır. Olguculuk olarak da bilinir. Sağlam ve kesin bilginin deney ve gözlem sonucu elde edileceğini savunur. Deneyden başka bir şeye güvenen insan yanılgıya düşer.
Paragrafta anlatılan düşünce akımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hümanizm B) Romantizm
C) Pozitivizm D) Rönesans
E) Reform

4. Osmanlı Devleti’nin Tanzimat’tan önceki siyasi ve sosyal yapısı ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Yönetim yetkisinin padişahın elinde olması
B) Devlet düzeninin oluşturulmasında İslam dininin esas alınması
C) Devletin en yüksek eğitim kurumunun medreseler olması
D) Medreselerde pozitif düşünceyi temel alan modern eğitim verilmesi
E) Halkın farklı din, mezhep ve ırklara ait topluluklardan oluşması

5. Yenileşme Dönemi ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur?
A) Yenileşme hareketlerinin halkın isteği ile gerçekleştirilmesi
B) Yenileşme hareketlerinin her alanda köklü değişiklikler içermesi
C) Bu dönemde devletin ekonomik açıdan çok güçlü olması
D) İlk resmî gazetenin bu dönemde çıkarılması
E) Alaturka yaşam tarzının moda olması

6. Aşağıdakilerden hangisi skolastik düşüncenin yayılması sonucu gerçekleşmiştir?
A) Akıl gücünün önemsenmesi
B) Basın hayatının canlanması
C) Halkın egemen güç olması
D) İlerleme ve gelişmenin durması
E) Bilimin hızla gelişmesi

7. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlının XVIII ve XIX. yüzyılda gerçekleştirdiği yenileşme hareketleri arasında yer almaz?
A) Meclis-i Mebusanın kapatılması
B) Kanunuesasi’nin hazırlanması
C) Nizam-ı Cedit’in kurulması
D) Tanzimat Fermanı’nın ilanı
E) Islahat Fermanı’nın ilanı


YILDIRIM YAYINLARI 11.SINIF EDEBİYAT Sayfa 40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50 CEVAPLARI,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat,Yıldırım yayınları 11.sınıf türk edebiyatı,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat cevap anahtarı,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat sayfa 45,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat sayfa 44,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat sayfa 40, Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat sayfa 50,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat cevapları,Yıldırım yayınları 11.sınıf edebiyat kitabı cevapları,Yıldırım yayınları 11.sınıf türk edebiyatı kitabı cevapları ,YILDIRIM YAYINLARI 11.SINIF EDEBİYAT KİTABI 11,12,13,14,15,16,17,18 CEVAPLARI ,2013-2014 BİRYAY 11.SINIF EDEBİYAT 9-14.SAYFA CEVAPLARI