Engelliler Haftası ile ilgili sloganlar

  • Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır.
  • Engellilere saygı göstermez ve onları küçük görürsen yarın sen de aynı duruma düşünce saygı ve sevgi bekleyemezsin.
  • Engelliye acıyarak değil; hayranlıkla bakmalıyız. Çünkü bizim onun gibi engellimiz olmamasına karşın daha engelli gibi davranıyoruz.
  • Engelli olmak sakatlık bir kusur değildir.
  • Engelliler sakatlar yardıma değil, şefkate muhtaçtır.
  • Engellilere sakatlara saygı, onlara yaşama sevinci verir. 
  • Asıl engelliler, karşılarına çıkan engeli geçemenlerdir.
Engelliler Haftası ile ilgili sloganlar,Engelliler Haftası ile ilgili afişler,Engelliler Haftası ile ilgili sözler,Engelliler Haftası sloganları,Engelliler Haftası sözleri,Engelliler Haftası nedir?,Engelliler Haftası ne zaman?

TOPRAK OLUŞUMUN ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1.İklim:
Toprak oluşumunda en etkili faktördür. Çünkü fiziksel ve kimyasal ayrışma olayları, bitkilerin yetişmesi, toprağın yıkanması, topraktaki organik maddelerin parçalanması, topraktaki organizma faaliyetleri iklime bağlıdır. Toprak oluşumunda etkili olan iklim elemanları sıcaklık ve yağıştır. Günlük sıcaklık farkları, yağışın az veya çok olması ufalanmayı ve ayrışmayı etkiler.
Yağış toprakta yıkanmayı ve bitki örtüsünün yetişmesini sağlar. Yağışlı bölgelerde toprağın üst kısmındaki maddelerin alt katmanlara taşınması olayına yıkanma denir. Yağışları az olduğu yerlerde yıkanma azdır. Toprakta madensel tuzlar, kireç çoktur. Çöllerde toprak ince, iri, köşeli parçalardan oluşur.  Nemli ve sıcak bölgelerde ise toprak daha kalın, daha iyi yıkanmış ve daha ince malzemelerden oluşur ve ayrıca oksitlenerek kırmızı renk almıştır. Aşırı yağışlar humusu da yıkadığı için bu alanlarda topraklar humusça fakirdir.
Kurak bölgelerde bitkiler cılız, tropikal çöl bölgeleri bitki örtüsünden mahrum oldukları için geçek anlamda toprak örtüsünden mahrumdur. Olan topraklarda humus bakımından fakirdir.
Sıcaklık ise, topraktaki organik maddenin ayrışması ve kimyasal çözülme olaylarını etkiler.  Sıcaklık farkları fazla olan yerlerde fiziksel çözülme, yağışın çok olduğu yerlerde kimyasal çözülme fazladır.  Özelliklede sıcak nemli bölgeler toprak oluşumuna en uygun alanlardır.
Soğuk bölgelerde toprağa dökülen bitki kalıntıları ayrışamamakta ve organik maddeler toprağın üstünü keçe gibi kaplamaktadır. Toprakta mineral kat ile organik birbirinden ayrılmaktadır.
Rüzgârlar, kurak bölgelerde eski göl depolarını savurmakta ve kumulları oluşturup sürekli taşıyarak toprak oluşumu engellemektedir.

2.Bitki örtüsü: Bitkiler ufalan kayaları üzerine yerleşerek kökleri ile ayrışmayı hızlandırarak toprak oluşumu önemli bir katkı yapar. Ayrıca üzerine yerleşen bitki kalıntıları toprağa karışarak organik madde sağlar.

Organik madde ayrışıp toprağa karışması ile 50 kadar mineral toprağa karışır. Organik maddeler, toprağın iyi ürün verebilmesi için çok gerekli ve yararlıdır. Toprakta organik madde ne kadar çoksa, bitkiler de o kadar çabuk büyür ve gelişir. Çünkü organik madde, bitkilere gerekli olan besin maddelerini verir.

Kökleri ve organik asitler sayesinde ayrışma sürecini hızlandırır, toprakta organik madde oluşumunu sağlar, humus bakımından zenginleşme imkânı verir, toprakların zemine tutunmasını sağlayarak erozyona uğramasını engeller.

Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan, koyu renkli organik maddeye humus denir. Humus toprak canlıları tarafından toprağa karıştırılır.
Humus
Humus, toprağın korunmasına, üretkenliğine ve sağlıklı kalmasına hizmet eder. Toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir.


3.Yer şekilleri:
Toprak oluşumunda yükselti, eğim, bakı, geçirimlilik durumu etkili olur. Toprağın bulunduğu yerde oluşup katmanlaşmasını tamamlayabilmesi için arazinin düz veya hafif engebeli olması ve geçirimli bir yapıda olması gerekir. Dağ yamaçları boyunca yükselti, eğim ve bakı şartları sürekli değişmektedir. Bunlara bağlı olarak ta yağış, sıcaklık ve diğer iklim şartları, bitki örtüleri, organik madde miktarı, erozyon riski, ayrışma miktarları değişmektedir.

Eğim arttıkça erozyon ve ayrışmış maddeler daha kolay taşınır. Buralarda bitkilerde iyi tutunamaz. Böyle yerlerde toprak normal profile ulaşamaz. Sığ ve kalınlığı fazla olmayan topraklar bulunur. Eğimli sahalarda özellikle bitki örtüsü yok edilen sahalarda çözülen maddeler taşındığı için toprak oluşumu hep başlangıç aşamasında kalmaktadır. Bu alanlarda materyalin etkisinde olan intrazonal topraklar oluşur. ( A- B horizonlu)

Yükselti arttıkça sıcaklık azalır, yağış artar ayrıca daha yükseklerde don olayı başlar ve ayrışma oluşmaz. Bu yüzden yükselti neticesinde yukarı doğru farklı karakterlerde topraklar oluşur. Yükseltinin çok olduğu sahalarda don olayları nedeniyle topraklar fazla değildir.
Yükseklikle yağış artar, yıkanma artar, bitkiler gürleşir, organik madde artar. Ayrıca besin maddelerinin ayrışması yavaş olduğu için koyu renkli topraklar bulunur.  Yüksek yaylalarda gür çayır bitkileri altında koyu renkli ve organik maddenin fazla ayrışmadığı çenezyomların bulunması, Akdeniz’de alçaklarda kırmızı, Dağların yukarısında ise kahve renkli toprakların bulunması, İç Anadolu’da Tuz Gölü Çevresinde boz toprakların görülmesi, yükseklerde kahverengi ve kestane rengi toprakların bulunması yükselti ve buna bağlı olarak toprak oluşumunda yol açtığı etkilerden kaynaklanır.

Bakı’da farklı yağış, sıcaklık, bitki örtülerine neden olarak faklı yöne bakan yamaçlarda farklı toprakların oluşmasına neden olur.
Kuzey yarım kürede kuzeye bakan yamaçlarda daha az ısınma ve daha fazla nemlilik şartları oluşmakta hatta fazla yıkanmadan dolayı topraktaki kireç ve tuzlar ayıklanarak topraklar egemen olmaktadır. Güney yamaçlar ise daha fazla ısınmakta ve daha kurak şartlar oluşmakta buralarda daha sığ ve az yıkandığı için asit özelliği göstermemektedir. Toroslarda da güneye bakan yamaçlarda kızıl renkli, kuzeye bakan yamaçlarda kahve renkli topraklar yer alır.

Drenaj özelliği; Drenajı iyi olmayan arazilerde taban suyu çok yüksektir. Özellikle ova tabanlarında suyun yüksek olduğu alanlarda buharlaşma ile tabandaki tuzlu maddeler yüzeye çıkıp çorak özellikteki topraklar oluşmaktadır. ( Konya, Iğdır, Erzurum Ovalarında olduğu gibi)

4.Taşların özelliği(Ana kaya):
Toprağa ana özelliğini veren ve toprağı oluşturan temel yapı ana kayadır. Bu nedenle oluşan toprakta çok etkilidir. Genel olarak sert olan ana kayalar zor ayrışırken bunlar üzerinde toprak oluşumu zordur. Yumuşak kayalar kolay ayrışmakta ve bunlar üzerinde daha kalın topraklar oluşabilmektedir. Ana kayanın cinsi ve bileşimi toprağın yapısını doğrudan etkilemektedir.

Granit, gnays ve volkanik kayaların üzerinde kumlu, killi topraklar oluşur.  Akdeniz’de kireç taşları üzerinde Terra – rossalar,  Ülkemizde diğer araziler üzerinde genel olarak kahve ( esmer ve koyu) renkli topraklar mevcuttur. Volkanik araziler üzerinde taşlı, kumlu, esmer topraklar oluşur.
Başkalaşmış Kayalar üzerinde genelde kum oranı fazla, kolay işlenebilen topraklar ( Masif kütlerler) oluşur.Kalkerler üzerinde kırmızı renkli, delta ovalarında – kumlu, milli topraklar oluşmuştur.

5.Zaman: Toprak oluşumu zor ve çok uzun süren bir süreçtir. Kayaların ayrışıp, çözünen maddenin ufalanması, üzerine bitki ve diğer canlıların yerleşmesi, yıkanma ve birikme ve katmanlaşmanın tamamlanıp olgun bir toprak oluşabilmesi için uzun bir zamana ihtiyaç vardır. Bu zaman yeterli olmazsa toprak oluşumu tamamlanmamaktadır. Belli kalınlıkta bir toprağın oluşması için binlerce yıl geçmesi gereklidir.

Yaşlı veya eski araziler üzerinde daha kalın ve olgunlaşmış topraklar bulunurken, yeni oluşmuş genç araziler üzerinde ise toprak kalınlığı oldukça azdır. Ayrıca deltalar eski birikim alanlarında 10–15 cm toprak varken, yeni birikim alanlarında henüz toprak oluşmamıştır.Özellikle eskiden beri aşınmaya uğrayan sahalarda toprak oluşamamıştır. Çünkü aşınma zamanı kesintiye uğratan etkendir. Bu tür arazilerde ana kaya özelliği hâkim olduğu topraklar oluşmaktadır.
Yeryüzünde farklı renklerde toprakların bulunmasının nedenleri?

Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.

Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.

Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.

Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir

Kılış, oluş, durum fiili nedir?

Fiiller, anlattıkları hareketin niteliğine göre değişik özellikler gösterir.Bunları üç grupta inceleyebiliriz:
a)Kılış fiilleri

b)Durum fiilleri

c)Oluş fiilleri.

Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak şu bilgiyi kullanabiliriz.:

Eğer bir fiil geçişli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir.

*Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek….

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere ‘neyi kırmak?, neyi atmak…’sorularını yöneltebiliyoruz.

Öyleyse bu fiiller geçişlidir ve geçişli olduğu için de kılış fiilidir.

Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluş fiilidir.

*Sararmak ,Yaşlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak…

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçişli olmadığı için kılış fiili olamaz.Bir hareket olmadığı için ve eylem öznenin kendi isteği dışında gerçekleştiği için bu fiiller oluş fiilidir.

Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteği ile gerçekleşiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir.

*Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,ağlamak…

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kişinin kendi isteğiyle gerçekleşmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir.

Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir.

Demir suya batınca paslandı.(oluş fiilli cümle)
Camları tek tek kırararak büyük bir rekora imza attı(kılış fiilli cümle)
Gözlerinden adeta kan gelircesine ağladı(durum fiilli cümle)

ve konuda bahsedilen örnek kelimelerden yola çıkarak sizde cümleler kurabilirsiniz.

İzmir'in işgalinden sonra kurulan cemiyetler hangileridir?

İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti

İzmir'in işgalinden önce bu cemiyet önceleri Türklerin haklarını basın-yayın yoluyla savunmaya çalışmış, ancak 2-19 Mart 1919 tarihleri arasında düzenledikleri "Müdafaa-i Hukuk Kongresi" sonrasında silahlı direnişi benimsemişlerdir. Direniş örgütlerine silah sağlanmıştır.

Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti

İzmir'in işgalinden sonra Ağustos 1919'da Erzurum'da kurulan bu cemiyet, daha önce İstanbul'da kurulmuş olan "Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti" ne bağlı olarak açılmış, daha sonra İstanbul'dan ayrılarak "Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti" adını almıştır. Dopu Anadolu'nun Ermenilere verilmesini engellemeye çalışan bu cemiyet Erzurum Kongresi'nden sonra Mustafa Kemal bu cemiyet aracılığıyla öteki cemiyetleri birleştirmiştir.

Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti

İzmir'in işgaline karşı savunma amacıyla kurulmuştur. Redd-i İlhak Dernekleri; Redd-i İşgal, Redd-i İlhak İstihlas-ı Vatan Heyet- Milli adları ile ortaya çıkmıştır.

Akdeniz Bölgesi'ndeki evler hangi malzemeden yapılır?

Akdeniz Bölgesi genel olarak kübik düz damlı, taş konut mimarisine sahiptir.

Doğu Akdeniz EvleriDüz arazinin azlığı dağınık yerleşimi ortaya çıkarır. Yöresel malzeme mimarinin oluşmasındaki en önemli etkendir. Ahşap çatkı yapı ve arasındaki dolgu tipik mimeri öğelerdir.


Kaş EvleriDar sokakları, karakteristik evleri ve tarihi eserleri iç içe olan, Akdeniz kıyısında küçük bir yerleşim. Beyaz badanalı dış duvarlar, ahşap çıkmalar, küçük pencereler, cephedeki arşitrav tipik mimari öğelerdir.