Tanzimat Döneminde Gazeteciliğe Önem Verilmesinin Sebepleri

1- ticari olarak kitaba göre daha avantajlı olması
2-pazarlanmasının kitaba göre daha kolay olması
3-halkın anlayabileceği bir dilde yazılması
4-gazetenin basılan kitaplarla ilgili bilgi vermesi
5-roman ve tiyatro eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması
6-ileri ki yıllarda şairlere ve edebiyat konularına sayfalar ayırarak  halkın kolayca ulaşmasını sağlaması
7-toplumsal konuların edebi türlere girmesini sağlaması.

Musadere usulü

Osmanlı imparatorluğunda devletin, haksız  kazançla zengin olmuş görevlilerin mallarına isteği zaman el koyabilmesi usulüdür. bu usül 2. mahmut tarafından kaldırılmıştır.

ESHAM USULÜ

Osmanlılarda 1775-1870 döneminde uygulanan iç borçlanma sistemidir. esham kelimesi pay, hisse anlamındadır. 1860'lı yıllara kadar mahiyetini değiştirmeden devam eden belirli bir iç borçlanma sistemini ifade eder. sistemin özü şudur ; mukataç adıyla bilinen vergi kalemlerinden bazılarına ait yıllık nakdi gelirlerin, faiz denilen belirli bölümlerinin dilimnerek özel şahıslara muaccele adı verilen peşin meblağ karşılığında satılmasıdır.

GÖÇLERİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI

İnsanların ekonomik, sosyal, siyasi ve doğal nedenlerden dolayı yer değiştirmesine göç denir. Göçlerin önemli bir kısmı ekonomik kökenlidir.
Göçler iç ve dış göçler olmak üzere ikiye ayrılır;
a) İç Göçler
Ülke sınırları içerisinde gerçekleşen göçlerdir. İç göçler sürekli ve geçici olmak üzere ikiye ayrılır.
Sürekli Göçler
Göç eden nüfusun gittiği yerde sürekli kaldığı göçlerdir. Bu göçler genellikle kırdan kente doğrudur. Bu göçlerde ekonomik faktörler sosyal ve siyasi olaylar ve doğal afetler etkilidir. İç göçlerin 1950 lerden sonra fazla olmasında, kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı, toprakların yetersiz olması ve şehirdeki sanayileşmeyle birlikte artan iş imkanları etkili olmuştur.
İç Göçün Nedenleri
-    Kırsal kesimde hızlı nüfus artışıyla toprakların bölünmesi ve ailelerin geçimini karşılayamaması
-    Toprağın erozyonla verimsizleşmesi
-    Makineli tarımın gelişmesi ve kırsal kesimde iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması
-    Kırsal kesimde iş imkanlarının sınırlı olması
-    Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş imkanlarının ve gelir kaynaklarının fazla olması
-    Kentlerde eğitim, sağlık hizmetlerinin kırsal kesimden daha iyi olması
-    Deprem, heyelan, sel gibi doğal afetlerin meydana gelmesi
iç göçler daha çok Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden, özellikle sanayileşmiş İstanbul, İzmir, Bucsa, İzmit, Konya, Gaziantep, Adana gibi merkezlere olmaktadır. Ayrıca göç eden nüfus genelde erkek ve genç nüfustur. Daha çok tarım dışı sektörlerde çalışırlar.
İç göçün sonuçları
-    Ülke nüfusunun dengesiz dağılması
-    Yatırımların dengesiz dağılması
-    Düzensiz kentleşme sonucunda sanayi tesislerinin kent içinde kalması ve altyapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik, haberleşme) yetersizlikler görülmesi
-    Kentlerde işsizliğin artması ve aşırı nüfuslanmanın meydana gelmesi
-    Dışardan göç alan yerlerde (İstanbul, Ankara, izmir, Bursa vb.) erkek nüfus artarken, dışarıya göç veren yerlerde (Çorum, Kastamonu, Sinop) ise kadın nüfusunun artması
-    Göç veren yerlerde tarım alanlarının boş kalması ve hayvancılığın gerilemesi
İç Göçü Önlemek İçin
Kırsal kesimde sulu tarımın ve modern hayvancılığın geliştirilmesi, ulaşım, eğitim, sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve bazı sanayi kollarının buralara kaydırılması gerekir.
Mevsimlik Göçler
Türkiye’de bilhassa yaz mevsiminde inşaat, turizm ve tarım sektöründe çalışmak için mevsimlik göçler olmakta ve Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, Ordu, Giresun gibi merkezlerde geçici nüfus artışları meydana gelmektedir.
b) Dış Göçler
Bir ülkeden başka bir ülkeye olan göçlere dış göç denir. Dış göçlerin en önemli nedenleri savaş, baskı, zulüm ve ekonomik sebeplerdir. Bunun dışında anlaşmalarla karşılıklı nüfus değişimleri (mübadele) ve eğitim maksadıyla dış göçler olmaktadır.
Türkiye’de özellikle 1960′lı yıllardan sonra başta Avrupa ülkelerine olmak üzere ekonomik nedenlerden dolayı dış göçler meydana gelmiştir.
Dış ülkelere olan bir diğer göç ise beyin göçüdür, iyi eğitim görmüş nitelikli bireylerin yurt dışına göç etmesidir. Dış göçlerle bir ülkenin nüfusunda artma veya azalma meydana gelebilir. ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkelerin 20. yüzyılın başındaki nüfusları ile 2000′li yıllardaki nüfuslarının çok farklı olmasının nedeni bu ülkelere dışarıdan gelen göçlerdir.

Ülkemizde Nüfüs ve Dağılışını Etkileyen Faktörler

Nüfus, belirli bir alanda, belirli bir zamanda yaşayan insan topluluğudur. Ülkemizde nüfus sayımlarını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapmaktadır. İlk düzenli nüfus sayımı 1927, ikincisi 1935 yılın­da yapılmıştır.
Daha sonra 1990 yılına kadar her 5 yılda nüfus sayımı yapılmıştır. 1990 yılından sonra her 10 yıl­da bir yapılmasına karar verilmesine rağmen, bazı ihtiyaçlardan dolayı 1997 yılında nüfus sayımı yapılmıştır. En son yapılan nüfus sayımı ise, 2000 yılındadır.
Nüfus sayımları ülkemizdeki insan sayısının bilinmesi ve ona göre bazı planlamaların yapılması için önemlidir.

NÜFUSUN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Türkiye’de nüfusun farklı dağılışında etkili olan faktörler şunlardır:
1.   Fiziki Faktörler
a.  İklim özellikleri: Ülkemizde nüfusun yoğun ol­duğu yerlerin, genelde kıyı bölgeler olmasında ılı­man iklimin büyük etkisi vardır. Kurak ve kışları aşırı soğuk geçen yerlerde nüfus fazla yoğun de­ğildir.
b.   Yer şekilleri: Ülkemizde yüksek ve engebeli yerlerde nüfus azdır. Doğu Anadolu Bölgesi, Taşe-li platosu, Menteşe yöresi gibi yerler bunlara örnek verilebilir.
c. Toprak özellikleri: Verimli toprakların bulundu­ğu alanlar (Çukurova, Gediz, B. Menderes) nüfus­ça kalabalık iken, Tuz Gölü çevresi gibi yerlerde verimsiz topraklar bulunduğundan nüfus çok azdır.
2.   Beşeri Faktörler
a.  Sanayileşme: Bütün Dünya’da olduğu gibi Tür­kiye’de de, sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir buna örnektir.
b.  Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfuslu­dur. Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları çevresi gibi.
c. Yeraltı kaynakları: Madenlerin veya enerji kay­naklarının işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç ol­duğundan, bu alanlarda da nüfus fazladır. Zongul­dak, Soma, Elbistan buna örnektir.
d. Turizm: Ülkemizde, Ege ve Akdeniz kıyılarında­ki merkezlerde turizmden dolayı nüfus yoğunlaş­mıştır.
e.  Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan ille­rimizin nüfusu artmıştır. Eskişehir, Ankara, Kayse­ri, İstanbul gibi illerin gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili olmuştur.


Nüfus dağılışında; su kaynakları, toprağın verimi, yeraltı zenginlikleri, göçler vb. birçok doğal ve toplumsal faktörlerde etkilidir.
Bir yerdeki toplam nüfusun o yerin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus miktarına “nüfus yoğunluğu” denir.

Yoğun Nüfuslu Yerler
•     Doğu Karadeniz kıyıları
•     Marmara Deniz kıyıları
•     Ege Bölgesi’nin kıyıları ile iç kesimlere uzanan ovalar
•    Antalya körfezi
•    Çukurova
Seyrek Nüfuslu Yerler
•    Yıldız Dağları
•     Karadeniz Bölgesi’nin dağlık alanları
•     Menteşe Yöresi
•    Taşeli Platosu
•    Teke Yarımadası
•    Tuz Gölü çevresi

Uyarı: Genel olarak yağışlı yörelerimiz yoğun nüfusludur. Ancak Menteşe, Yıldız, Teke ve Taşeli yö­releri dağlık olduğu için seyrek nüfusludur.