'Erbakan'ı teğmene tokatlatacaklardı' etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
'Erbakan'ı teğmene tokatlatacaklardı' etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

'Erbakan'ı teğmene tokatlatacaklardı'



TRT Haber’de dün gece Rıdvan Memi’nin Kozmik Oda programına konuk olan Çiller’in ‘Kara Kutusu’ olarak tanınan eski danışmanı Şükrü Karaca, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Karaca, Erbakan'ı istifaya götüren süreçi anlatırken, bir teğmenin Erbakan'ı kameralar önünde tokatlayacağını iddia etti.

Karaca, Koç Ailesi'nin Gümrük Birliği'ne girilmemesi konusunda Tansu Çiller'e baskı yaptığını ve girilmesi durumunda da yüksek miktarda sübvansiyon istediğini söyledi.

Başbakan Erdoğan ve dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın yaptığı Dolmabahçe görüşmesinin içeriğini de açıklayan Şükrü Karaca, Dolmabahçe Protokolü'ne göre Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmayacağı ve Yaşar Büyükanıt'ın görev süresinin uzatılacağını, protokolü eski Genelkurmay Başkanları'ndan Hüseyin Kıvrıkoğlu'nın bozduğunu iddia etti.

Şükrü Karaca, Faili meçhuller devlet politikasıydı diyen emekli Koramiral Atilla Kıyat için ise 'Pandoranın Kutusu'nu açtı yorumunda bulundu.

“Erbakan’ı bir teğmene tokatlattıracaklardı”

28 Şubat sürecinde Erbakan’ı istifa etmeye ikna eden isim olan Şükrü Karaca, bunu da “siyasi onurunun zedeleneceği olaylara maruz kalabileceği” uyarısıyla yapmıştı. Karaca, Kozmik Oda programında Erbakan’a söylediklerinin blöf olmadığını söyledi. “Başbakan’ı istiskal edeceklerdi” diyen Karaca, Rıdvan Memi’nin ısrarla bunun içeriğini sorması üzerine şunları söyledi: “İstifa etmediği takdirde Erbakan’ı genç bir teğmene tokatlatacaklardı örneğin. Bunu kameraların karşısında herkesin gözü önünde yaptıracaklardı. Bu bu açıklıkta söylemedim Erbakan’a, ama anladı ve bu noktadan sonra istifa etti”

“Koç Ailesi’nin Patronları Çiller’den sübvansiyon istedi”

Karaca, Tansu Çiller’in medya patronlarını hedef alan 1997 Sultanahmet konuşmasının bir sürecin sonucu olduğunu söyledi. Kavganın çok önce başladığını belirten Şükrü Karaca, meselenin birilerinin istediklerini alamaması olduğunu söyledi.

Karaca bizzat Çiller’in anlatımını aktararak, Koç ailesinin patronlarının Çiller’e Gümrük Birliği’ne girmemesi yönünde baskı yaptığını, bunu başaramayınca da bu sefer Çiller’den bir kaç milyar dolarlık sübvansiyon talep ettiğini anlattı. Karaca bu talepler karşılanmayınca kavganın başladığını, Sultanahmet konuşmasının da bunun sonucu olduğunu vurguladı.

“Dolmabahçe Mutabakatı ile Büyükanıt’ın görev süresi uzayacaktı, Kıvrıkoğlu engelledi”

Şükrü Karaca, Başbakan Erdoğan ve Eski Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe görüşmesine de ilişkin de ilginç yorumlar yaptı. Söz konusu Dolmabahçe mutabakatının Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasıyla sona erdiğini iddia eden Karaca, mutabakatın birinci maddesinin Gül’ün Cumhurbaşkanı olmaması olduğunu ayrıca Büyükanıt’ın görev süresinin uzatılmasının da diğer bir madde olduğunu ileri sürdü. Aslında Gül’ün köşke çıkmasıyla bu mutabakatın bozulduğunu söyleyen Karaca, bu sırada 2002’de emekli olmuş olan Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu’nun Büyükanıt’a ‘Protokolü biliyoruz’ mesajını göndererek Büyükanıt’ın görev süresinin uzatılmasını istemekten vazgeçmesini sağladığını iddia etti.

“Kıyat’tan Çiller’e mesaj: Senin ne haddine böyle bir şey söylemek”

Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın “93-97 arası faili meçhuller devlet politikasıydı” iddiasının sorulması üzerine de Şükrü Karaca, “Atilla Kıyat böyle bir açıklama yapıyorsa bunun arkasında bir şey aramak gerekir” dedi. Karaca, Kıyat’ın askeri çevrelerde Nato Paşası olarak nitelendirildiğini ve Nato’nun duyarlılıklarıyla hareket eden bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Şükrü Karaca, Kıyat’ın Brüksel’de görev yaptığı sırada Türkiye’nin AB’ye alınmaması halinde Avrupa Ordusu’nun NATO’ya katılımını veto etmekten söz eden Çiller’e “Senin ne haddine böyle bir şey söylemek” şeklinde bir mesaj gönderdiğini açıkladı. Kıyat’ın dış projelere duyarlı birisi olduğunu söyleyen Karaca, bu isme ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini savundu ve “Atilla Kıyat böyle bir şey diyorsa, Türkiye’nin sorunlu bölgeleri ile ilgili bir yerlerde bir şeyler kotarılıyor demektir. Pandoranın kutusunu açıyor Atilla Kıyat” dedi.