... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dalgalı şaçların kabarmaması için ne yapılabilir?

Çeşitli markaların elektriklenmeyi ve kabarmayı önleyici saç kremleri mevcut. Kozmetik ürünleri satan yerlerde size yardımcı olurlar.



sac kabarmamasi icin ne yapilmali, sacin kabarmamasi icin, sacin kabarmamasi icin ne yapilmali, sacin kabarmamasi icin ne yapmali, saclarin kabarmamasi icin, ...


İttifak devletleri hangileridir?

İttifak Devletleri, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve İtalya'dan oluşan devletler grubudur. İtalya daha sonra İtilaf Devletleri tarafına geçmiştir. Daha sonra gruba Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan da katılmıştır. İttifak Devletleri I. Dünya Savaşı'nda, İtilaf Devletleri grubuna karşı savaşmış ve 1918'de savaştan yenik olarak çıkmışlardır. Bu savaş sonucu İtilaf devletleri Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşmışlardır.



itilaf ve ittifak devletleri, ittifak devletleri, ittifak devletleri hangileridir, ittifak devletleri nelerdir, kutsal ittifak devletleri, ...

Geçiş dönemi Türk edebiyatının genel özellikleri nelerdir?

B) GEÇİŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ




Türkler X. yüzyılda İslâmiyeti kabul ettikten sonra Türk dili ve edebiyatında değişiklikler görülür.

İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünleri XI ve XII. yüzyıllarda ortaya çıkar. Bunlardan ilki, Karahanlı Devleti zamanında Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olan Yusuf Has Hâcib'in Kutadgu Bilig'idir. Aynı yüzyılda yazılmış bulunan Kâşgarlı Mahmut'un Divânü Lûgati't-Türk'ü de İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünlerindendir. Bu eserler arasına XIII. yüzyılın başında Yüknekli Edip Ahmet'in kaleme aldığı Atabetü'l-Hakâyık'ı da katmak gerekir.

XII. yüzyılda Orta Asya'da Ahmet Yesevî ve Hakim Süleyman Ata, dinî-tasavvufî halk şiirinin ilk güzel örneklerini vermişlerdir.

İlk İslâmî eserlerin meydana getirildiği bu yüzyıllarda edebiyatın her alanında bir ikilik bulunmaktadır. Bu da, geçiş döneminin bir özelliğidir.



Genel Özellikleri

a) Türk edebiyatı bu yüzyıllarda bir geçiş dönemi yaşar. Bir yandan, eski edebiyat anlayışı sürdürülürken, öbür yandan yeni medeniyetin edebiyat anlayışına uygun eserler verilir.

b) Dilde Arapça ve Farsça kelimeler görülür.

c) Uygur alfabesi yanında, Arap alfabesi de kullanılır.

d) Şiirlerde, hem millî nazım birimi olan dörtlük, hem de yeni şiirin nazım birimi olan beyit kullanılmıştır.

e) Hece vezni ile birlikte aruz veznine yer verilmiştir.

Türkiye'nin uzunluğu ne kadar?

İzdüşüm alanı (harita üzerinde): 783,562 km²


Gerçek alanı: 814.578 km²

Dünya yüzeyinin %1,3'ünü kaplar, en geniş 37. ülkedir. Avrupa'da Rusya'dan sonra 2. sırada yer alır.

1800-1924 arası kronolojik sıralama nasıldır?

1800 Rus ve Osmanli kuvvetlerinin Yedi Ada Cumhuriyeti'ni kurmalari


1801 Misir'in tahliyesine dair mütareke

1802 Fransiz ve Ingiliz gemilerinin kendi bayraklari altinda Karadeniz'e çikmalarina müsaade edilmesi

1802 Paris Antlasmasi. Fransa ile baris

1804 Sirp isyanlarinin baslamasi

1805 Osmanli Devleti'nin Napolyon'un "Imparator" unvanini tanimasi

1805 Beykoz Çuka ve Kagit Fabrikasi'nin faaliyete geçmesi

1805 Mehmed Ali Pasa'nin Misir'a vali olarak tayini

1806 Nizam-i Cedid'in basarisizligi ve gerilemesi. Ikinci Edirne Vak'asi

1806 Osmanli-Rus Savasi

1806 Memleketeyn 'in Rusya tarafindan isgal edilmesi

1807 Ingiltere'nin Rusya'nin yaninda Osmanli savasina istiraki ve Ingiliz filosunun Istanbul önlerine gelmesi Ingiliz filosunun Iskenderiye'ye saldirmasi ve Mehmed Ali tarafindan maglup edilmesi

1807 Nizam-i Cedid'e karsi ayaklanma III. Selim'in tahttan indirilmesi ve Nizam-i Cedid'in ilgasi

1807 - 1808 IV. Mustafa devri. Siyasi istikrarsizliklar ve darbeler

1808 Alemdar Mustafa Pasa'nin müdahalesi IV. Mustafa'nin tahttan indirilmesi III. Selim'in katli II. Mahmud'un tahta çikmasi

1808 Yeniçeri Ayaklanmasi : Alemdarin Sonu

1809 Ingiltere ile süren savasin sonu : Kal'a-i Sultaniyye Antlasmasi

1812 Vehhabi ayaklanmasinin Mehmed Ali Pasa tarafindan bastirilmasi

1812 Rus Savasi'nin sonu : Bükres Antlasmasi Sirbistan'a özerklik verilmesi

1821 Eflak ve Mora'da Rum isyanlarinin baslamasi

1824 Rum ayaklanmasini bastirmak üzere Misir kuvvetlerinin çagrilmasi

1826 Yeniçeri Ocagi'nin ortadan kaldirilmasi Asakir-i Mansure-i Muhammediyye'nin kurulmasi

1826 Rusya ile Akkerman Antlasmasi'nin akdi

1827 Osmanlilar'in Ingiliz yapisi ilk buharli gemiye sahip olmalari

1827 Navarin saldirisi : Osmanli-Misir donanmasinin yakilmasi

1828 Rusya'nin savas ilan etmesi

1829 Edirne Barisi : Yunanistan'in bagimsizligi

1830 - 1831 Nüfus sayimlari

1830 Fransizlar'in Cezayir'e saldirmalari ve ele geçirmeleri

1832 Misir Valisi Mehmed Ali Pasa'nin isyani

1832 Misir kuvvetlerinin Konya'da Osmanli ordusunu yenmeleri

1833 Mehmed Ali Pasaya karsi Osmanli-Rus ittifaki : Hünkar Iskelesi Antlasmasi Bogazlar'in diger devletlere kapatilmasi

1837 Osmanli yapimi "Eser-i Hayr" adli buharli geminin denize indirilmesi

1839 Mehmed Ali ile savasin tekrar baslamasi Osmanli kuvvetlerinin Nizip maglubiyeti

1839 II. Mahmud'un vefati üzerine Abdülmecid'in tahta çikmasi Osmanli donanmasinin Mehmed Ali'ye teslimi

1839 Tanzimat Fermani'nin ilani

21 Aralik 1840 Namik Kemal'in dogumu

1841 Londra Bogazlar Mukavelenamesi

1845 Izmir'de su kuvvetiyle çalisan kagit fabrikasinin kurulmasi

1845 Sultan Abdülmecid'in Meclis-i Vala'yi ziyareti

1847 Telgrafin Beylerbeyi Sarayi'nda denenmesi

1848 Osmanli yapimi ilk demir vapurun denize indirilmesi

1851 Ceza Kanunname-i Hümayunu'nun kabulü

1853 Istanbul'da I. Abdülmecid tarafindan Dolmabahçe Sarayi'nin insa ettirilmesi

1855 Istanbul'da Sehremanetinin kurulmasi (modern belediye idarelerinin baslangici)

1855 Osmanli Imparatorlugu'nda telgrafin hizmete girmesi

1856 Bank-i Osmani'nin kurulmasi

1856 Paris Baris Antlasmasi Rusya'nin bozguna ugramasi

1858 Arazi Kanunnamesi'nin kabulü

1861 Abdülmecid'in vefati ve Abdülaziz'in tahta çikmasi

1862 Altinin degerinin 100 kurus olarak tesbiti

1863 Abdülaziz'in Misir'a seyahati

1864 Iyonya adalarinin (Yedi Ada Cumhuriyeti'ni olusturan adalar) Ingiltere tarafindan Yunanistan'a verilmesi

1865 Istanbul Birinci Sehir Postasi'nin kurulusu

1866 Ahmed Süreyya Emin Bey'in modelini hazirladigi seri atesli topla Osmanlilar'in topçulukta hamle yapmasi

1867 Sirbistan'daki son Osmanli askeri temsiliyetinin ortadan kaldirilmasi Sirp kalelerinin tahliyesi

1867 Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati

1869 Süveys Kanali'nin açilmasi

1870 Karadeniz'in tekrar silahlandirilmasi ve Rusya'nin Paris Antlasmasi'nin hükümlerini tanimamasi

1873 Mehmed Akif'in dogumu; Türkçe ilk modern tip lugati olan Lügat-i Tibbiye'nin nesredilmesi; Sava Pasa'nin yeni bir Darü'l-Fünun kurmakla görevlendirilmesi; Darü'l-Fünun-i Osmani'nin kapanmasi

1875 Bosna-Hersek isyanlari

1876 Karadag'in Osmanli Devleti'ne savas ilani

1876 Abdülaziz'in tahttan indirilmesi V. Murad'in tahta çikmasi hal'i ve Abdülhamid'in cülusu

1876 Mesrutiyet'in ilani

1876 Ziya Gökalp'in dogumu

1878 Ayastefanos ve Berlin Antlasmalari imzalanmasi

1878 Sirbistan Karadag ve Romanya'nin müstakil birer devlet olmalari

1878 Kibris'in Ingiltere tarafindan ele geçirilmesi

1880 Vergi reformu Ziya Pasa'nin ölümü

1881 Mustafa Kemal'in Dogumu

1884 Yahya Kemal'in dogumu

1888 Namik Kemal'in ölümü

1897 Yunan kuvvetlerinin Girit'e çikmasi Yunan çetelerinin Rumeli'deki Osmanli sinirlarina saldirmalari ve Osmanli-Yunan Savasi ve Osmanli zaferi

1905 Ermeniler'in II. Abdülhamid'e bombali saldiri tertiplemeleri

1908 II. Mesrutiyet'in ilani

1909 II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi V. Mehmed Resad'in tahta çikarilmasi

1911 - 1912 Osmanli Italyan Savasi

1912 - 1913 Balkan devletlerinin Osmanli-Italyan Savasi'ndan istifade etmek istemeleri : Balkan Savasi

1912 Italyanlar'in Rodos Oniki Ada ve Çanakkale Bogazi'na tecavüzleri

1912 I. Balkan Savasi

1913 I. Balkan Savasi'nin sona ermesi

1914 Osmanli Devleti ile Almanya arasinda ittifak antlasmasinin imzalanmasi Almanya'nin Fransa'ya Ingiltere'nin Almanya'ya savas ilani : I. Cihan Savasi'nin baslamasi Alman savas gemilerinin (Yavuz ve Midilli) Bogazlardan geçmelerine izin verilmesi

1914 Enver Pasa kumandasindaki Osmanli kuvvetlerinin Sarikamis felaketi

1919 Mustafa Kemal Pasa'nin Istanbul Hükümeti tarafindan Anadolu'ya gönderilmesi

1920 Istanbul Hükümeti'nin Sevr Antlasmasi'ni imzalanmasi

1922 Sultan Vahdeddin'in yurtdisina çikmasi Abdülmecid Efendi'nin halife olarak seçilmesi

1923 Lozan Baris Antlasmasi

1923 Ankara'nin bassehir olarak kabulü

29 Ekim 1923 Cumhuriyet'in ilani

3 Mart 1924 Hilafetin ilgasi ve Osmanli hanedan mensuplarinin yurtdisina çikartilmalar

10 Kasım Atatürk ile ilgili İngilizce haberler

peşinde koşan basit bir diktator değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.


Prof.Walter L.WRIHT Jr.



Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.

Alman Volkischer Beobachter Gazetesi



Almanya, ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.

Berlin, Alman Ajansı



Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.

Prof. Herbert MELZIG(Tarihçi)



Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.

Illustrierte Dergisi



O, kendi milleti ve beşeriyet alemi için beslediği muhabbetle, bir dahinin neler yarattığına dair, cihana fevkalade heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.

Herbert MELZIG



Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının ismidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F.KENNEDY (A.B.D.Başkanı, 10 Kasım 1963)



Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkan kalmamış olmasıdır.

Franklin ROOSEVELT (A.B.D.Başkanı, 10 Kasım 1963)



Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye'nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.

General Mc ARTHUR



Sovyet Rusya Hariciye Naziri Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaskanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Roozwelt (Franklen D.) 1928 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı



Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti.

Chicago Tribune



Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.

New York Times



İnsanı teslim alıcı fevkalade önderlik kuvveti vardır. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.

Gladys Baker(Gazeteci)



İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.

Noelle Gazetesi



Eski Osmanlı İmparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, milli bir Türk Devleti'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemal, yüce bir eser ortaya koymuştur. Atatürk'ün parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.

Maurice BAUMANT(Profesor)



Çok büyük bir adamdı... Bir siyasi dahiydi.

Excelsior Gazetesi



Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.

Le Jour-Echo de Paris



Atatürk'ün yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi



Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aranamazdı.

Claude Farrer(Yazar)



Bu günün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam O büyük ölünün başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.

Pierre Dominique(Gazeteci)



Asırları aşan adam ..

Fransa, Paris Basını



Akıllı ve barışcı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.

Albert LEBRUN Fransız Cumhurbaşkanı



Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam, bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en şerefli isim O'na verilmistir.

Mercel Sauvage(Gazeteci)



Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.

Gerrad Tongas(Yazar)



Atatürk öldü. Barış kubbesinin doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

SANERWIN Gazetesi



Atatürk, bir milleti, birkaç yılda asrileştirmek mucizesini göstermistir.

Paris-Le Temps



Yeni Türk Devleti ile Ankara Antlaşması'nın imzalanması nedeniyle; "Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla, Mustafa Kemallerle anlaştı" diyenlere Fransız Başbakanının Mecliste verdiği cevap:

Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O'nun tüm askerleri burada olsalardı, teker teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum.

(1921) Fransız Başbakanı BRIAND



Sırasıyle ihtilalci ve asi, sonradan muzaffer bir kumandan olan "Türklerin babası" Yeni Türkiye'yi yarattı, sultanları kovdu, kadınlara hürriyet verdi, fesi kaldırdı, ülkesinde radikal bir inkilap yaptı. Paris-Soir'den

Denilebilir ki onsuz, İslam alemi yolunu bulabilmek için elli yıl daha bekleyecekti.

Berthe Georges-Gaulis



O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.

Claude FARRER Fransız Edibi



Türkiye tarihi, bugün her zamandan çok Batı ve Avrupa tarihinden ayrılmaz bir haldedir. Ve Atatürk'ün bu yöndeki gayretleri sonuçsuz kalmamıştır. Memleketlerimiz arasındaki yüzyılları aşan dostluk, bu gelişmenin temel öğelerinden biridir.

Charles De GAULLE



Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu:

Görüyorsunuz ya, dedi: birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.

Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir şef'in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?...

George BENNES Vu Gazetesi-1938



Devrin yüksek şahsiyetleri kitaplarda, konferanslarda Türkiye'nin asla değişmeyeceğini ve değişmeden öleceğini ilan etmişlerdi. Halbuki ölmeden değişti. Hem de kökünden ve baştan

aşağı değişti. İnançlar, gelenekler, yöntemler yıkıldı. Son döküntülerini de yabancı zırhlıları ve kapitilasyonlar gibi memleketten sürüp attılar. Türkiye, ruhunu değiştirmişti. Tamamen ve tasavvur edilmesi mümkün olduğu kadar...

Raymond CARTIER Le Nouvelliste Gazetesi

İş, oluş, durum bildiren cümleler

Fiiller, anlattıkları hareketin niteliğine göre değişik özellikler gösterir.Bunları üç grupta inceleyebiliriz:




a)Kılış fiilleri



b)Durum fiilleri



c)Oluş fiilleri.



Bunları birbirinden ayırt etmek için pratik olarak şu bilgiyi kullanabiliriz.:



Eğer bir fiil geçişli ise (yani ‘neyi’, ‘kimi’ sorularını sorabiliyorsak) kılış fiilidir.



*Kırmak ,atmak , dikmek, içmek, ezmek,delmek,yolmak,dizmek….



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere ‘neyi kırmak?, neyi atmak…’sorularını yöneltebiliyoruz.



Öyleyse bu fiiller geçişlidir ve geçişli olduğu için de kılış fiilidir.



Fiil, öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatıyorsa ve bir hareket bildirmiyorsa o fiil oluş fiilidir.



*Sararmak ,Yaşlanmak,Uzamak, Paslanmak,büyümek,solmak,acıkmak…



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller geçişli olmadığı için kılış fiili olamaz.Bir hareket olmadığı için ve eylem öznenin kendi isteği dışında gerçekleştiği için bu fiiller oluş fiilidir.



Fiil, öznenin kendi iradesinde yani kendi isteği ile gerçekleşiyorsa ve fiil bir hareket ifade ediyorsa o fiil durum fiilidir.



*Yürümek, oturmak, gitmek, çıkmak,ağlamak…



Görüldüğü gibi yukarıdaki fiiller , bir hareket bildirmektedir ve bu hareket kişinin kendi isteğiyle gerçekleşmektedir bu yüzden yukarıdaki fiiller durum fiilleridir.



Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir.

^ yukarıda ki filleri baz alarak cümlelerinizi kendiniz kurabilirsiniz.Kolay gelsin.

Kan bağışının toplum ve veren kişi için faydaları ve önemi nelerdir?

Siz ya da bir yakınınız.. Veya bir başkası... örneğin dünyaya gözlerini yeni açmış, henüz hiç birşeyden habersiz bir bebek... Daha okula bile başlamamış, minik bir yavrucak.. Nişanı yeni yapılmış ve düğün hazırlıkları içinde olan genç bir kız... Askerden yeni dönmüş, ailesine kavuşacak bir adam düşünün. Bir kaza oldu, ya da bir hastalığa yakalandı.


Hasta yatağında bir damla kana acil ihtiyacı olan ve kısa bir sure içerisinde bulunamaz ise tüm umutları, yarınları bitecek olan birini, hayata, dostlarına hoşçakalın diyebilecek bir fırsatı bile olmayan birini düşünebiliyor musunuz?

Sizi duyarlı olmaya davet ediyoruz! Toplumumuzda bir damla acil kana ihtiyacı olan, yarına umutla bakmak ve gülmek belki de tekrar eskisi gibi mutlu olmak isteyen bir çok insan var.

Acil kan ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için lütfen bu mesajı önemseyin! Kan vermeye sıhhi bir engeliniz yoksa kan verin. Acil kan duyurularında bulunan kimselere yardımcı olun, Yarınlara umut olun. Can verin. Hayat verin! Bir yaşamın umudu olun!.



Kan Vermenin Faydaları



*Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.

*Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.

*Kandaki yüksek yağ oranı düşer.

*Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.

*Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.

*Kan bağışçısı her kan verdiğinde:

AIDS , Hepatit B , Hepatit C , Sifiliz

Kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.

*Trafik kazasında yaralanan bir kimsenin, kan uyuşmazlığı olan bir bebeğin, kan bulunmazsa ölecek bir hastanın sizin verdiğiniz kanla kurtulmasının, size verdiği manevi duygu ölçüsüzdür. Bağışınız çok insancıl ve onurlu bir davranıştır.



Sürekli ve düzenli kan bağışlayanlara:



10 bağışta Bronz Madalya

25 bağışta Gümüş Madalya

35 bağışta Altın Madalya

40 bağışta Plaket verilerek taltif edilir



Kimler kan verebilir?



Donör: Kan bağışı yapan kişi.

Yaş: 18 - 65 yaşları arasında olan her sağlıklı kişi kan verebilir.

Sıklık: Erkekler,en sık 2 ayda bir; kadınlar ise, en sık 3 ayda bir olmak üzere ve yılda toplam 4 üniteyi geçmemek koşuluyla kan verebilirler.

Vücut Ağırlığı: 50 kg'ın üzerinde olan herkes kan bağışı yapabilir.

Miktar: Bağışlanan kan standart olarak 450 mL'dir. İnsan vücudunda toplam 5000-6000 mL kan olduğu düşünülürse, bu miktar, toplam kan hacminin sadece % 7,5-9' u kadardır.Kan bağışını takiben, eksilen sıvı hacmi, damar dışındaki sıvının, damar içine geçmesiyle saatler içerisinde karşılanır. Hücrelerin yenilenmesi süreci ise, 2 ay kadardır. Düzenli aralıklarla yapılan kan bağışının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı gibi, aksine bir çok yararı mevcuttur.

Anemi: Kansızlık, elbetteki kan bağışı için engeldir. Günlük yaşamın olağan sayılabilecek ve çoğunlukla psikolojik kaynaklı olan halsizlik, bitkinlik gibi durumlar, anemi olarak algılanmamalıdır. Anemi tanısı, kan testleriyle yapılmaktadır. Kan bağışı için kriter hemoglobin değeridir..

Saklama: Kanın saklanma süresi, torba içindeki antikoagülan solüsyonun niteliğine bağlıdır. Bugün kullanılmakta olan torbalarda bu süre 35-42 gündür.Bu süre, kanın tüketimi için fazlasıyla yeterli bir depolama süresidir.

Sterilite: Kan torbaları, tek kullanımlık ve steril olarak imal edilmektedir. Bu sebeple, kan bağışı sırasında donöre herhangi bir hastalık bulaştırılması söz konusu değildir.

Yan Etki: Kan bağışının, kilo aldırma, zayıflatma, halsiz bırakma, kaşıntı ve bağımlılık gibi yan etkileri yoktur.

İlaç Kullanımı: Almış olduğunuz ilaçlar, kanınıza geçmektedir. Bu ilaçlardan bazıları kan bağışı yapmaya engel teşkil eder.Kan bağışından önce, eğer sağlığınız açısından mecbur değilseniz, ilaç almayınız. Almak durumundaysanız, kan verip veremeyeceğinizi kan merkezi doktorlarımıza danışabilirsiniz.



1. Aspirin kullanımı: Kan bağışına engel değildir. Sadece, trombosit amaçlı kal alımında veya tromboferezde dikkat edilmelidir.

2. Tegison (Sedef hastalığında kullanılan bir ilaç) kullananlar, ilacı kestikten 3 yıl sonra kan verebilir.

3. Accutan veya benzeri retinoik asit türevi ilaçları kullananlar, ilacı bıraktıktan 4 hafta sonra gönüllü donör olabilir.

4. Faktör konsantresi kullananlar, donör olamazlar.

Tansiyon: Sistolik kan basıncı 180 mmHg'yı, diastolik kan basıncı ise, 100 mmHg'yı aşmamalıdır



Ben bir çok kere kan bağışında bulundum arkadaşlar, özellikle benim kan grubumda olan insanların kanlarına çok ihtiyaç oluyormuş ( 0 rh -) belki inanmazsınız ama insana ruhende bir rahatlama geliyor kan bağışında bulunurken..kim bilir belkide birilerinin sönmek üzere olan hayatlarına ışık olabilme ihtimali olduğu içindir bu rahatlama..her hangi bir rahatsızlığı olmayan kan vermeye müsait olan insanlar bence mutlaka kan bağışında bulunmalı...,
Kimler kan verebilir?


Donör: Kan bağışı yapan kişi.

Yaş: 18 - 65 yaşları arasında olan her sağlıklı kişi kan verebilir.

Sıklık: Erkekleren sık 2 ayda bir; kadınlar ise en sık 3 ayda bir olmak üzere ve yılda toplam 4 üniteyi geçmemek koşuluyla kan verebilirler.

Vücut Ağırlığı: 50 kg'ın üzerinde olan herkes kan bağışı yapabilir.

Miktar: Bağışlanan kan standart olarak 450 mL'dir. İnsan vücudunda toplam 5000-6000 mL kan olduğu düşünülürse bu miktar toplam kan hacminin sadece % 75-9' u kadardır.Kan bağışını takiben eksilen sıvı hacmi damar dışındaki sıvının damar içine geçmesiyle saatler içerisinde karşılanır. Hücrelerin yenilenmesi süreci ise 2 ay kadardır. Düzenli aralıklarla yapılan kan bağışının sağlık açısından herhangi bir sakıncası olmadığı gibi aksine bir çok yararı mevcuttur.

Anemi: Kansızlık elbetteki kan bağışı için engeldir. Günlük yaşamın olağan sayılabilecek ve çoğunlukla psikolojik kaynaklı olan halsizlik bitkinlik gibi durumlar anemi olarak algılanmamalıdır. Anemi tanısı kan testleriyle yapılmaktadır. Kan bağışı için kriter hemoglobin değeridir..

Saklama: Kanın saklanma süresi torba içindeki antikoagülan solüsyonun niteliğine bağlıdır. Bugün kullanılmakta olan torbalarda bu süre 35-42 gündür.Bu süre kanın tüketimi için fazlasıyla yeterli bir depolama süresidir.

Sterilite: Kan torbaları tek kullanımlık ve steril olarak imal edilmektedir. Bu sebeple kan bağışı sırasında donöre herhangi bir hastalık bulaştırılması söz konusu değildir.

Yan Etki: Kan bağışının kilo aldırma zayıflatma halsiz bırakma kaşıntı ve bağımlılık gibi yan etkileri yoktur.

İlaç Kullanımı: Almış olduğunuz ilaçlar kanınıza geçmektedir. Bu ilaçlardan bazıları kan bağışı yapmaya engel teşkil eder.Kan bağışından önce eğer sağlığınız açısından mecbur değilseniz ilaç almayınız. Almak durumundaysanız kan verip veremeyeceğinizi kan merkezi doktorlarımıza danışabilirsiniz.

1. Aspirin kullanımı: Kan bağışına engel değildir. Sadece trombosit amaçlı kal alımında veya tromboferezde dikkat edilmelidir.

2. Tegison (Sedef hastalığında kullanılan bir ilaç) kullananlar ilacı kestikten 3 yıl sonra kan verebilir.

3. Accutan veya benzeri retinoik asit türevi ilaçları kullananlar ilacı bıraktıktan 4 hafta sonra gönüllü donör olabilir.

4. Faktör konsantresi kullananlar donör olamazlar.

Tansiyon: Sistolik kan basıncı 180 mmHg'yı diastolik kan basıncı ise 100 mmHg'yı aşmamalıdır.

Hastalıklar: Yine bazı hastalıklar da ilaçlar gibi kan bağışına sürekli veya belli bir dönem için engel oluşturmaktadır. Bu hastalıklara ilişkin bazı bilgiler aşağıda belirtilmiştir.( Aşağıda olmayan hastalıklar için kan merkezlerinden bilgi alabilirsiniz.)









Kimler kan veremez?

1. Hepatit B (Hiçbir zaman kan veremezler)

2. Hepatit C (Hiçbir zaman kan veremezler)

3. AIDS (Hiçbir zaman kan veremezler)

4. Sıtma (Tedavinin sağlanmasından 3 yıl sonradan itibaren kan verebilirler)

5. Frengi geçiren hastalar iyileşmeden 1 yıl sonra kan verebilirler.

6. Creutzfeldt-Jacob hastalığı olanlar hiçbir zaman kan veremez.

7. Chagas Hastalığı ( Alınan kan sadece fraksinasyon amaçlı kullanılabilir)

8. Tüberküloz (Tedavinin sağlanmasından 5 yıl sonra kan verebilirler)

9. Diabet (İlaç kullanmayan veya ilaç kullandığı halde kan şekeri regüle edilmiş olanlar kan verebilir)

10. Anemi (Anemi teşhisi konmuş kişiler kan bağışçısı olamazlar)

11. Gebeler kan veremez. Doğum veya gebeliğin sonlan(dırıl)masından 6 hafta sonra kan verebilirler.

12. Koroner kalp hastalığı angina pektoris ciddi kardiyak aritmi serebrovasküler hastalıklar arteriyal tromboz veya rekküren venöz trombozu olan kişiler kan veremezler.

13. Allerji ( Astım hastaları kan veremez. Polen allerjisi olanlar ise sadece allerjileri oldukları dönemde kan veremezler.)

14. Otoimmün hastalığı olanlar kan veremezler.

15. Kanama diatezi (Kanama eğilimi) olanlar ömür boyu kan veremezler.

16. Bronşit (Kronik bronşit hastaları kan veremez)

17. Kronik nefrit ve pyelonefritli hastalar kan veremez. Akut glomerulonefrit geçirmiş olanlar ise iyileşmeden 5 yıl sonra bağış yapabilir.

18. Malign (Habis) hastalığı olanlar gönüllü donör olarak kabul edilmezler.

19. Brusella almış olanlar tam iyileşmeyi takiben iki sene sonra kan bağışı gönüllüsü olabilirler.

20. Epilepsi hastaları kan veremezler.

21. Osteomyelit geçirmiş hastalar tam düzelmeden 5 yıl sonra kan verebilirler.

22. Cerrahi: Büyük ameliyatlardan sonra 6 ay boyunca kan bağışı alınmaz.Mide rezeksiyonu geçirenler ise hiçbir zaman donör olamazlar.

23. Transfüzyon: Kan veya kan ürünü alan donörler 1 yıl boyunca kan veremezler.

24. Attenüe virus aşısı yapılmış olanlar 3 hafta kan veremez.( Su çiçeği sarı humma kızamık kızamıkçık oral polio kabakulak)

25. Ölü bakteri aşısı olanlar 5 gün donör olamazlar.( Kolera tifo antrax)

26. İnaktif virus aşısı ve toxoid alanlar ise 3 gün kan veremezler ( Polio-injeksiyon influenza rabies difteri tetanoz)

Rumi Takvim nedir?

Rumi Takvim, İslam Peygamberi Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicretini (Miladi 622) başlangıç kabul eden karma bir takvim. 1840 (Hicri 1256) yılına kadar Ay'ın Dünya çevresinde dolanımını esas alan Kameri Takvim üzerine kuruluyken, bu yıldan sonra ise Dünya'nın Güneş etrafında dolanımını esas alan Şemsi Takvim üzerine kurulmuştur. Kameri takvim sisteminde 1 yıl 354 gün, Şemsi takvim sisteminde ise Dünya'nın Güneş etrafında dolanımı esas alındığından 1 yıl 365 gün olarak alınmıştır.
2006 Miladi yılında, Hicri yıl 1427, Rumi yıl 1422'yi göstermektedir.
Takvimler [değiştir]

Tarih boyunca insanlar toplumsal ve ekonomik işlerin düzenlenmesi için sanal zaman birimlerini saat, gün, hafta, ay, mevsim, yıl başlangıç ve bitiş tarihlerini belirlediler, takvim şeklinde bunları tespit edip uyguladılar.
Zamanın belirlenmesinde güneş, dünya ve ay hareketleri esas alındı. Fakat Dünya'nın Güneş çevresinde dolanımı tam hassasiyetle ölçülemediğinden dolayı zamanla takvimlerde bazı hatalar oluşmaya başladı. Takvimlerdeki eksik yılları ilk düzelten Sezar'dır. Sezar peş peşe gelen 4 yılın ilk üçünü 365, sonuncu yılı 366 yaptı. İÖ 45 yılını 85 gün artırdı, bu takvim Jülyen takvimi olarak 1600 yıl kullanıldı. 13. Gregorius 1582'de 4 Ekimden 15 Ekime atlatarak yılı 10 gün kısalttı, artıkyılları kaldırdı, peş peşe gelen 4 yüzyılın üçünün normal ve 400 tam bölünen yüzyıl başlarının artık yıl olacağını kararlaştırdı. Bu Gregoryen takvimine göre 1700, 1800, 1900 normal, 2000 artıkyıl oldu. 1 Ocak yılbaşı olarak tespit edildi. Evrensel, uluslararası ortak takvim Gregoryen takvimidir, İslam dünyasının bir bölümünde Hicri takvim kullanılmaktadır.
Rumi Takvime Geçiş [değiştir]

Tanzimata kadar Hicri takvim kullanılırken, Tanzimatta yılbaşı Mart ayına alınarak Rumi takvime geçildi. Fakat bu takvimler arasında zaman farkı vardır. Hicri ile Miladi takvim arasında 11, Rumi ile Miladi arasında 13 gün fark vardı. Cumhuriyette Miladi takvime 26 Aralık 1925'de geçildi. 1 Martta başlayan Mali takvim uygulaması ise 1983'e kadar devam etti.
1870'e kadar Hicri takvimin de kullanılması ikiliğe yol açmıştı.(Eskiden devlet işlerinde rumitakvimdini işlerdehicri takvimkullanılırdı.)

Otçul canlılar nelerdir, nasıl beslenirler?

Otoburlar (Birincil tüketiciler veya Herbivor form); bitkisel organizmaları besin olarak kullanan hayvanlardır. Karasal ortamdaki otobur formlarının esasını böcekler, kemirici memeliler, ve gevişgetiriciler oluşturur.



Koyunlar herbivor (sadece otla beslenen) canlılardır.

Deniz ve tatlı sularda ise; fitoplanktonik organizmalarla beslenen küçük boylu kabuklular (Crustacea) ve yumuşakçalar (Mollusca) türleridir.

Meyvelerin içindeki elementler nelerdir?

Elma

ELMA: Kırmızı ve yeşil renklerde çok besleyici bir meyve olan elmada A, C, E ve B grubu vitaminlerin yanı sıra kalsiyum, potasyum, magnezyum, fosfor ve sodyum gibi mineraller ve çeşitli organik asitler bulunur. Bu nedenle günde 1 elma dahi günlük vitamin ve mineral ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamaya yeterlidir.

Portakal

PORTAKAL: Başta C vitamini olmak üzere P, B ve E vitaminleri ile fosfor, magnezyum ve potasyum minerali açısından zengindir. Bakır, çinko, demir, bakır ve manganez mineralleri ile protein de bulunur.

Mandalina: Ilıman iklimlerde yetişen tatlı, sulu ve hoş kokulu bir meyve olan mandalina, portakal ile benzer özellikler taşır ve özellikle C vitamini açısından zengindir. Ayrıca, A ve B grubu vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum, demir, brom ve fosfor minerallerini içerir. Mandalinanın kabuğu ise P vitamini açısından zengindir.

Mersin Ağacı (Myrtus communis): 2-3 metreye kadar boylanabilen, mor renkte meyveleri olan, beyaz çiçekli bir ağaçtır. Yaprakları uçucu yağ, tanen, reçine ve acı madde; meyvesi yine uçucu yağ ve tanen ile şekerler ve organik asitler içerir. Mersin yağı ise terpen, pinen, myrtol gibi maddeler içermektedir.

Muşmula Ağacı ve Meyvesi

beyaz ve pembe renklerde çiçekler açan bir ağaç ve bu ağacın buruk tatlı meyveleridir. Muşmula meyvesi C vitamini ile karoten ve çeşitli mineraller içerir.

MUZ: B6 vitamini, potasyum ve folik asit (B9 vitamini) bakımında çok zengin bir besin olan muzda B1, B2, C, D, E ve P vitaminleri ile magnezyum, bakır, demir ve fosfor mineralleri de bulunur.

Üzüm

ÜZÜM: Dünyanın en yaygın ve sevilen meyvelerinden biri olan üzüm, besin değerleri bakımından da oldukça zengindir. Bol miktarda B vitaminleri ile C vitamini içeren üzüm, E vitamini ile potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum, fosfor, demir ve kükürt minerallerini de içinde barındırır.

Mango
Sarı ve turuncu arasında değişen bu hoş kokulu meyvenin tadına en çok olgunken varabilirsiniz. Mümkün olduğunca çiğ olarak tüketin.
Besin değeri: C vitamini, Provitamin A ve B vitamininin tüm türlerini içerir. B vitaminleri sinirler, cilt ve saçlar için çok yararlıdır.
Önerimiz: Buzdolabında saklamayın. Oda sıcaklığında olgunlaşmasını bekleyin.

Limon
Limon asidi yönünden zengin olan bu meyve, hazmı kolaylaştırır. Olgunlaşmış limonun suyu ise kalbi güçlendirir.
Besin değeri:C vitamini, magnezyum ve bakır içerir. Soğukalgınlığı ve strese karşı birebirdir.
Önerimiz: C vitamini oranı daha yüksek olduğundan iyice sararmış olan limonları almayı tercih edin.

ARMUT: Beyaz çiçekli bir ağacın yumuşak, sulu ve tatlı meyvesidir. Armut, sarı-yeşil arası renklerde, lifli, hazmı kolay ve mineral açısından oldukça zengin bir meyvedir.

AVOKADO: Enerji değeri yüksek bir meyve olan Avokado yağ ve protein açısından da oldukça zengindir. Ayrıca bol miktarda A ve E vitamininin yanında B grubu vitaminleri ve potasyum gibi mineralleri içinde barındıran besleyici bir besindir.

Ayı Üzümü (Vaccinium arctostaphylos): 2 metreye kadar boylanabilen, kırmızı çiçekli, meyveleri siyahımsı renkte bir bitki olan Ayı Üzümü, Trabzon Çayı olarak da bilinir. İçerisinde çeşitli organik asitler, tanen ve arbutin bulunur.

AYVA: İri ve pembe renkte çiçekler açan ayvanın meyvesi sarı renkli, tüylü, ufak çekirdekli, iri ve serttir. Ayva, özellikle A ve B vitaminleri açısından oldukça zengin bir meyvedir.

ÇİLEK: Pembe renkli ve kokulu bir bitki olan çilek oldukça yararlı ve besleyici bir meyvedir. Çilekte bol miktarda demir ve fosfor bulunmaktadır. Ayrıca C, B ve K vitamini açısından da zengindir.

Çoban Üzümü (Vaccinium myrtillus): Yeşilimsi renklerde çiçekler açan, meyveleri koyu kırmızı olan, ortalama 30 cm boyunda bir bitkidir. Meyvesi çeşitli meyve asitleri, A ve C vitaminleri ile pektin, tanen, şekerler ve boya maddesi içerir. Yaprakları ise tanen, arbutin ve hydrochinon barındırır.

ERİK: A, C ve B grubu vitaminleri ile potasyum, magnezyum, fosfor ve demir mineralleri açısından zengin bir meyvedir.

Greyfurt (Citrus paradisi): Bol miktarda C vitamini barındırmasının yanında, A ve B gurubu vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, magnezyum, bakır, sodyum ve fosfor mineralleri açısından da zengin bir meyvedir.

Hurma Ağacı ve Meyvesi (Phoenix dactylifera): Dekoratif yapraklı bir palmiye türü olan Hurma Ağacı, tropikal ve ılıman iklimlerde yetişen bir ağaçtır. Besleyici değeri oldukça yüksek olan Hurmanın meyvesi, en temel vitaminleri, özellikle de B9 yani Folik Asit, ve proteinleri bünyesinde barındırır. Ayrıca kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, demir ve sodyum mineralleri ile meyve şekeri açısından da zengin bir besindir.

İNCİR: Çok lifli bir besin olan incir A, C ve B vitaminlerinin yanında sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve demir mineralleri açısından oldukça zengindir. Ayrıca, özellikle kuru incirde omega-3 ve omega-6 yağ asitleri ve protein bulunur.

KARPUZ: Sıcak yaz günlerinde içerdiği su oranı ile susuzluğa ilaç gibi gelen karpuz daha çok sıcak iklimlerde yetişen, sarı renkli çiçekler açan, iri meyveli bir bitkidir. Karpuzun kalori oranı düşüktür. %90�ı su olan Karpuz, vücudun sıvı ihtiyacını büyük oranda karşılamasının yanında, B ve C vitamini ile sodyum, kalsiyum, potasyum ve demir mineralleri açısından zengin bir meyvedir.

KAVUN: Büyük yapraklı, sarı çiçekli, sürüngen bir bitki olan kavun sulu ve kokuludur. Bol miktarda su barındırmasının yanında A ve C vitaminlerince de zengin bir besindir. Ayrıca iyot ve krom gibi mineralleri de içinde barındırır.

KAYISI: A, B, C ve P vitamini açısından zengin bir meyve olan kayısı aynı zamanda bol miktarda demir içerir. Ayrıca magnezyum, kalsiyum, fosfor, kükürt, bakır, krom ve manganez mineralleri açısından da zengindir.

Kızılcık: 5-6 metre yüksekliğinde, çalı şeklinde sarı çiçekli bir ağaç olan kızılcık ağacının kırmızı renkli ve oval meyvesi C vitamini açısından çok zengindir.

KİRAZ: A, C ve B vitaminleri ile potasyum, magnezyum, sodyum, kireç, çinko ve demir mineralleri bulunan kiraz, sulu ve şekerli bir meyvedir.

KİVİ: A ve C vitaminleri ile potasyum açısından çok zengin bir meyve olan kivi, ayrıca kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengindir. Besleyici değeri yüksek bir besin olan kivinin bir tanesi ile günlük A ve C vitamini ihtiyacı karşılanabilmektedir.

Koruk: Olgunlaşmamış ham üzüme koruk, diğer adıyla ekşi üzüm denir. Ekşi tadı içeriğindeki elma asidi ve tartarik asitten kaynaklanmaktadır. Ayrıca, potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller içerir.

KUŞBURNU: Başta C vitamini olmak üzere bol miktarda vitamin ve mineral içeren çok besleyici bir besindir.

NAR: Potasyum ve demir minerali ile C vitamini açısından çok zengin bir meyve olan nar, B1, B2 vitaminleri ile kalsiyum ve fosfor minerallerini de barındırır.

Rasyonel sayılarda dört işlem soru-cevap örnekleri verir misiniz?

Oranlı Sayılar , (rasyonel sayılar veya kesirler) iki tamsayının birbirine oranı ile ifade edilebilen sayılardır.Oranlı sayılar kümesi, tam sayıların bir genişlemesidir ve ile gösterilir. kümesi genelde şöyle tanımlanır:

(a ve b tam sayı ve sıfır olmamak üzere a/b şeklindeki sayılara oranlı sayı denir)

ve veya eşdeğer oranlı sayılardır. Dolayısıyla her oranlı sayı sonsuz şekilde ifade edilebilir. Oranlı sayıların en basit formu ve tamsayılarının ortak böleninin olmadığı veya veya , tam sayılar kümesi 'yi kapsar. Yani .Daha ince bir tanımı ise tam sayılar üzerinden tanımlanacak bir denklik bağıntısıyla yapılabilir. Böylece her denklik sınıfı bir oranlı sayı olarak anılır. kümesinden seçilmiş keyfî (a,b) ve (c,d) öğeleri için "~" bağıntısı olarak tanımlansın. Bunun bir denklik bağıntısı olduğu kolaylıkla kanıtlanabilir. Bu durumda, denklik sınıfları olurlar. Oranlı sayı ise basitçe şeklinde tanımlanır.Tanımda paydanın sıfır olmama şartı ifadesinin tanımlanmamış olmasındandır. Bir sayının sıfıra bölümü tanımsızdır.Sıfırdan büyük olan rasyonel sayılara pozitif rasyonel sayılar, sıfırdan küçük rasyonel sayılar da negatif rasyonel sayılar denir.Pozitif rasyonel sayılar kümesi ile gösterilir. Negatif rasyonel sayılar kümesiile gösterilir.
ifadesidir. Her tam sayı oranlı sayıdır. Çünkü şeklinde yani oranlı sayı tanımına uygun biçimde yazılabilirler.Oranlı sayılar kümesi


Örneğin

Dörde bölünüp, dörtte biri kesilip alınmış ve geri kalan dörtte üçü gösterilen bir yuvarlak pasta


Yandaki şekilde,bir bütün yuvarlak pasta 4 eş parçaya bölünmüş ve bu 4 eş parçalardan her birisi olarak görülmektedir. Ancak bir parça alınmış olduğundan kalan eksikdir. Geriye kalan, dört eşit parçaya bölünmüş bütünün üç tane parçası (yani 3de 4 oranı) veya (kesiri)dir. Bu ifadesi şeklinde gösterilir. Burada ifadede kesir çizgisinin üstündeki değere (yani 3e) pay, kesir çizgisinin altındaki değere (yani 4’e) payda denir. Bu kesir, “üç bölü dört” ya da “dörtte üç” diye okunur.
Aynı işaretli iki rasyonel sayının toplama işlemi
  • Aynı işaretli iki rasyonel sayının toplama işlemi yapılırken ,rasyonel sayıların paydaları eşit değilse, paydalar eşitlenir. Payların mutlak değerleri toplamı paya yazılır.Ortak payda,paydaya yazılır.toplananların ortak işareti,toplama ,işaret olarak verilir.
  • Tam sayılı kesirler toplanırken , bu kesirler bileşik kesre çevrilerek toplama işlemi yapılır.


Ters işaretli iki rasyonel sayının toplama işlemi
  • Ters işaretli iki rasyonel sayının toplama işlemi yapılırken, rasyonel sayıların paydaları eşit değilse eşitlenir.payların mutlak değerleri farkı alınır,paya yazılır.Ortak payda ,paydaya yazılır.toplam olan rasyonel sayının işareti ise,mutlak değeri büyük olan rasyonel sayının işaretidir.


Kapalılık özelliği
  • İki rasyonel sayının toplamı , yine bir rasyonel sayıdır.Yani rasyonel sayılar kümesi toplama işlemine göre kapalıdır.


Toplamsal birim öğe (Etkisiz eleman özelliği)
  • bir oranlı sayı ise olduğunda toplamanın birim öğesidir ve ile gösterilir.
  • ”0” tam sayısına, rasyonel sayılar kümesinde toplama işleminin etkisiz (birim )elemanı denir.


Toplamsal tersinir öğe
  • ve iki oranlı sayı olsun. Eğer ise bu iki sayı birbirinin toplamsal tersidir.
  • Toplamları “0”tam sayısına eşit olan iki rasyonel sayıya toplama işlemine göre birbirinin tersi denir.


Toplamada değişme özelliği
  • Rasyonel sayılar kümesinde,toplama işleminin değişme özelliği vardır.


Toplamada birleşme özelliği
  • Rasyonel sayılar kümesinde toplama işleminin birleşme özelliği vardır.


Toplamanın çarpma üzerine dağılma özelliği (sağdan dağılma)


Çarpma belitleri

  • İki rasyonel sayının çarpma işlemi payların çarpımı paya,paydaların çarpımı paydaya yazılarak yapılır.
  • Tam sayılı kesir biçiminde verilen rasyonel sayılar çarpılırken önce tam sayılı kesirler bileşik kesre çevrilir.Sonra çarpma işlemi yapılır.
  • Aynı işaretli iki rasyonel sayının çarpımı pozitif , ters işaretli iki rasyonel sayının çarpımı ise negatif bir rasyonel sayıdır.


Örneğin

Kapalılık özelliği
  • İki rasyonel sayının çarpımı yine bir rasyonel sayıdır.Yani rasyonel sayılar kümesi çarpma işlemine göre kapalıdır.


Yutan eleman
  • Bir rasyonel sayının “0”sayısı ile çarpımı “0”dır. ”0”sayısına ,çarpma işleminin yutan elemanı denir.


Çarpımsal birim öğe (Etkisiz eleman)
  • bir oranlı sayı ise olduğunda çarpmanın birim öğesidir ve ile gösterilir.
  • rasyonel sayısına, çarpma işlemine göre etkisiz (birim) eleman denir.


Çarpımsal tersinir öğe (Ters eleman)
  • ve iki oranlı sayı olsun. Eğer ise bu iki sayı birbirinin çarpımsal tersidir.
  • , Çarpımları +1 olan iki rasyonel sayıya çarpma işlemine göre tersi denir.


Çarpmada değişme özelliği
  • Rasyonel sayılar kümesinde çarpma işleminin değişme özelliği vardır.


Çarpmada birleşme özelliği
  • Rasyonel sayılar kümesinde çarpma işleminin birleşme özelliği vardır.


Çarpmanın toplama üzerine dağılma özelliği (soldan dağılma)
  • , Rasyonel sayılar kümesinde , çarpma işleminin toplama işlemi üzerine dağılma özelliği vardır.


Çarpma işleminin çıkarma işlem üzerine dağılma özelliği
  • , Rasyonel sayılar kümesinde , çarpma işleminin çıkarma işlemi üzerine dağılma özelliği vardır.
Çıkarma belitleri

İki rasyonel sayının farkı bulunurken, eksilen rasyonel sayı,çıkan rasyonel sayının toplama işlemine göre tersidir.
Yukarıda verilen örneğe göre iki rasyonel sayının farkı,yine bir rasyonel sayıdır.Buna göre rasyonel sayılar kümesi çıkarma işlemine göre kapalıdır.


Bölme belitleri

  • İki rasyonel sayının bölme işlemi yapılırken, bölünen rasyonel sayı , bölen rasyonel sayının çarpma işlemine göre tersi ile çarpılır.Elde edilen çarpım bölümü verir.
  • Aynı işaretli iki rasyonel sayının bölümü pozitif; ters işaretli ki rasyonel sayının bölümü ise negatif bir rasyonel sayıdır.




  • +1 tam sayısının , bir rasyonel sayıya bölünmesinden elde edilen bölüm,bölen rasyonel sayının çarpma işlemine göre tersine eşittir.
  • (-1) tam sayısının, bir rasyonel sayıya bölünmesinden elde edilen bölüm bölen rasyonel sayının çarpma işlemine göre tersinin ters işaretlisine eşittir.
  • Bir rasyonel sayının , +1 tamsayısına bölünmesinden elde edilen bölüm , rasyonel sayının kendisine eşittir.
  • Bir rasyonel sayının,(-1) tamsayısına bölünmesinden elde edilen bölüm , bölünen rasyonel sayının toplama işlemine göre tersine eşittir.
  • Sıfır sayısının , sıfırdan farklı olan her rasyonel sayıya bölümü ”0” dır.
  • Bir rasyonel sayının sıfıra bölümü tanımsızdır.
  • Rasyonel sayılar kümesinde bölme işleminde , doğal sayılar ve tam sayılar kümesindeki bölme işleminde olduğu gibi; ”bölünen = pay . payda” ilişkisi vardır.
  • Rasyonel sayılar kümesi , bölme işlemine göre kapalıdır.
  • Rasyonel sayılar kümesinde , bölme işleminin değişme özelliği yoktur.
  • Rasyonel sayılar kümesinde , bölme işleminin birleşme özelliği yoktur.
Oranlı sayıların eşitliği

İki oranlı sayının eşitliği, o sayıların pay ve paydalarının oranlı olmasıyla anlaşılır. olmak üzere ve iki oranlı sayı ise bu iki sayı ancak olduğunda eşittir.
Bu koşul, yukarıdaki tanımdan çıkarsanabilir. İki oranlı sayı aynı denklik sınıfındaysa birbirine eşittir, Denklik bağıntısı da zaten koşulunu içermekteydi.