Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek
Örnek: Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı. P. Safa- Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek.
- Dinleme işine konu olmak
Örnek: Dinlenmediğini zannetmesine onun galiba canı sıkılmıştı. R. N. Güntekin - Önemsenmek, öğüdü yerine getirilmek.
Diğer Dillerdeki Karşılıkları
- en: take a rest. rest. relax. sit back. lie back. lie up. recreate oneself. repose. repose oneself.
- en: recess. repose. rest. to be listened. to be obeyed. to rest. to relax istirahat etmek.
- en: give oneself a rest. to rest on one's oar. relax. repose. take a breath. to give time off. unbend.