RTÜK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
RTÜK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

RTÜK, Kuzulara: 'Doğru konuş!' dedi



Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türk Malı adlı dizide, Abiye ve Erman Kuzu karakterlerinin kullandığı ‘bozuk Türkçe’ nedeniyle Show TV’den savunma istedi. Erman Kuzu ve Abiye Kuzu’nun değiştirerek söylediği Türkçe kelimelerin tek tek listesini çıkaran RTÜK uzmanları, sadece iki bölümde toplam 81 ifadenin yanlış kullanıldığını ‘belirledi’.
RTÜK Show TV’nin 15 gün içerisinde vereceği savunmayı yeterli bulmazsa, ‘Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması’na ilişkin yayın ilkesinin (4/z) ihlali nedeniyle, ‘program durdurma’ cezası verebilecek.

Şikâyet gelince...
Kuzu ailesinin iki dizede sarf ettiği 81 ‘yanlış’ı tek tek listeleyen RTÜK uzmanları, kelime, deyim, özlü söz, özel isim, unvan, yer ismi, terim ve yabancı kelimelerden ve ‘doğru’larından oluşan mini bir ‘Kuzu sözlük’ de oluşturdu.
RTÜK uzmanları tarafından hazırlanan raporda ise özetle şu görüş savunuldu:
‘Dizide birçok kelime, deyim, özlü söz, özel isim, unvan, yer ismi, terim ile dilimize yabancı dillerden giren sözcükler yanlış kullanılıyor. Diyaloglarda çok fazla argo kelime yer alıyor. Bu nedenle dizi çocuklara ve gençlere kötü örnek oluyor. Diziyle ilgili 444 1 178 RTÜK İletişim Merkezi’ne şikâyetler geliyor. Şikâyette bulunan ebeveynlerin, dizide yanlış kullanılan kelimeleri ve argo sözcükleri çocuklarına açıklamakta güçlük çektiklerini, çocukların dizideki karakterlere özenip bu sözcükleri sürekli kullandıklarını ve bu sözcüklerin adeta çocukların dillerine yapıştığını söylüyor. Televizyon insanları birçok açıdan etkiliyor ve toplumsal yaşamı şekillendirmede önemli bir rol oynuyor. Televizyonda argo ve yanlış dil kullanımının ilkokul çağındaki çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etkisi olacaktır.

Hiç kimse heves etmesin!
RTÜK’ün raporunda Türk Malı dizisiyle ilgili olarak Dil Derneği Yönetim Kurulu tarafından yapılan bir açıklamaya da atıfta bulunuldu:
“Hiç kimsenin dili bozarak, toplumsal değerleri göz ardı ederek gülmece yapma hevesi olmamalıdır. Gülmece sanılan kimi diziler, büyük gülmece ustalarımızı incitecek kadar düzeyi düşürmektedir. Televizyon, günümüzün en etkin, en etkileyici iletişim araçlarından biridir. Özellikle bizimki gibi eğitim düzeyi ve dil bilinci yaralı bir ülkenin televizyon yöneticileri, dizi yapımcıları ve yazarları, bu etkili aracı kullanırken çok duyarlı olmak zorundadır.”

Boy Frenk deme ‘boy friend’ de...
RTÜK uzmanlarının hazırladığı ‘Kuzu sözlüğü’nden inciler:
Aritmatik: Aritmetik
Aşortman: Eşofman
Bu kadan: Bu kadar
Cöle: Jöle
Derişiklik: Değişiklik
Ezelfektan: Dezenfektan
Guzu: Kuzu
Hakketten: Hakikaten
İvet: Evet
Kopek: Köpek
Laylon: Naylon
Lehavilite: Rehabilite
Liften: Lütfen
Mikemmel: Mükemmel
Ne kadan: Ne kadar
Ötüd odası: Etüd odası
Ruhsal burhan: Ruhsal buhran
Tebrik koyuyorum: Tebrik ediyorum
Tezcüraat: Tezahürat
Tijene: Hijyen
Tikkat: Dikkat
Tonurcuk: Tomurcuk
Yiter: Yeter
Yürüşen merdiven: Yürüyen merdiven
Zaman hışımı: Zaman aşımı
Şah mart oldu: Şah mat oldu
Uzun lafın sopası: Uzun lafın kısası
Ağaç yaşken emilir: Ağaç yaşken eğilir
Ödüm cörtledi: Ödüm koptu
Ayağını organına göre uzat: Ayağını yorganına göre uzatmak
Komşu komşunun gülüne muhtaçtır: Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Misafir girmeyen eve doktor girer: Güneş girmeyen eve doktor girer
Temizlik İran’dan gelir: Temizlik imandan gelir
İstemek başarmanın karısıdır: İstemek başarmanın yarısıdır
Kitap en iyi tosttur: Kitap en iyi dosttur
Laf olsun torba kopsun: Laf olsun torba dolsun
Yalancının mumu yansıyana kadar yanar: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar
Her koyun kendi bacanağıylan basılır: Her koyun kendi bacağından asılır
Saval: Seval
Gokan: Gökhan
Hollanda’nın başkenti Paris: Amsterdam
Logoritma: Logaritma
Aynobik: Aerobik
Esperesko: Espresso
Aykut testi: IQ testi
Boy Frenk: Boy friend

GÖRÜŞLER

Radikal’in konuyla ilgili görüşlerini sorduğu dilbilimi ve çocuk gelişi uzmanlarının RTÜK’ün uygulamasına itirazı var: Dili sanatsal biçimde bozmak diye bir şey vardır... Devletin sopasıyla dil düzeltilemez... Çocukların dili yanlış öğrenmesini istemiyorsanız, bu konuda yapılacak pratik önlemler alınabilir...

Çocuklar mizahı anlar
Pedagog Dr. Melda Alantar:
Elbette ki dizilerdeki bu tarz konuşmalar çocuğun dil gelişimini olumsuz etkileyebilir. Ama burada çocuğun yaşı da önemli. 12-13 yaştaki ve ileri yaştaki çocuklar tabii ki orada bir mizah yapıldığını bilir. Okul öncesi çocukları ve ergenlik dönemine kadar olan gruptaki çocuklar etkilenebilir. Burada görev yapımcılar ve ailelere düşüyor. Aileler RTÜK’ün program başında yaş gruplarına yönelik uyarılarına göre davranabilir. Dizi daha çok kesim tarafından izlenilmek istiyorsa, dizi yayınlanırken, deyimlerin ve kelimelerin doğrusu altyazı olarak geçebilir ya da dizi biterken kelime ve deyimlerin doğrusu yayınlanır.

Kahvehane bilgisi-tahammülü
Yazar Necmiye Alpay:
Dili sanatsal şekilde bozmak diye bir şey vardır. Dilin sanatsal amaçla kullanımı meşrudur. Bunun için kimseye kınama yöneltilemez. Diziyi izlemedim. Fakat dil bir kilo domates değildir ki sıcaktan vesaire bozulsun. Tersine bu tür kullanımlar son derece yaratıcı da olup mizah eserine dönüşebilir. Mizah eserleri bazen bu şekilde oluşturulur. Dolayısıyla RTÜK burada dilbilime de aykırı bir şey yapıyor. Olayın ana ilkesi budur. Dilin sanatsal olarak kullanılması bozulması anlamına gelmez.
Dil denilince neden bazı programlar sadece akla geliyor, çok sayıda eserler var. Edebiyat var. Tüm bunlar akla gelmiyor sadece dille oynanan yayınlar geliyor. İnsanlar çocuklar bundan etkilenir. Ancak çocuklar bir şeyin mizah olduğunu yetişkinlerden daha çok ayırt edebilir. RTÜK’te dilbilimiyle ilgilenmeyen insanlar kahvehane bilgisiyle hareket ediyor. Tüm bu anlattıklarım konusunda bilgileri olsa tahammülleri de olması gerekir. Yeterince profesyonel hareket etmiyor.

Dil polisliğine gerek yok
Yazar-Dilbilimci Sevan Nişanyan:
Böyle şeyler bana çok gülünç, zavallıca geliyor. Devlete ait bir teşkilâtın böyle bir görevi üstüne alması, dil polisliğine soyunması absürd bir davranış.
Bir sivil toplum örgütü tepki verse belki anlaşılabilir. Toplumdaki bazı insanların dilin nasıl kullanılacağına dair tercihleri, fikirleri olabilir. Ancak devletin bunu polis sopasıyla yapması çağdışı kalmış bir uygulama. Böyle kullanımlar ağzımızı fiziksel olarak nasıl zararı dokunursa dilimize de o şekilde bir zararı olabilir. Böyle bir varsayımı yapmak cehaletin ileri düzeyi. Bir moda çıkar, ‘gak’ yerine ‘guk’ denir. İnsanlar bunu taklit eder. Dil değişebilir. Dilin bozulması ne demek? Dil Allah’tan gelen bir kutsal bir şey değildir. Dilin bozulduğuna ilişkin fikir beyan edenler ortalama 70 yaşın üzerindeki insanlardır. Dil polisliğine soyunanlara da ‘Bu yaşlılar ne zaman emekli olacak da kurtulacağız?’ diye bakmak gerekir.