Eylemsizlik döneminde bile terör olaylarına sahne olan Hakkâri'de ciddi bir göç hareketi yaşanıyor. Huzur arayan aileler, fırsatını bulduğu anda göç ediyor.
Bilal Can'ın haberi
Son 1 ayda Hakkâri'nin yerlisi olan 87 aile, evini başka şehirlere taşıdı. Ramazan ayında sabah namazına giderken terör örgütü PKK tarafından sırtından vurularak şehit edilen imam Aziz Tan'ın ailesi de Hakkâri'yi terk etmek zorunda kalanlardan.
Dağlarla çevrili kentte terör örgütünün hakimiyet kurması, insanları yargılaması, tehditler savurması artık şehri yöneten mülkî amirlerce bile itiraf ediliyor.
Geçitli'de köylüleri taşıyan minibüse yönelik mayınlı saldırı, Hakkâri'nin en büyük camisinin 30 yıllık imamının şehit edilmesi ve referandumda boykot oranının yüzde 90'ın üzerine çıkması Hakkâri'yi gündemin üst sıralarına taşıdı.
,Dağlarla çevrili şehirde terör örgütü PKK'nın hakimiyet kurması, insanları yargılaması, tehditler savurması, şehri yöneten mülki amirlerce bile itiraf edildi.
Yıllardır huzur yüzü görmeyen Hakkârililer, yeniden yollara düştü. Yaşanan olumsuzluklar Hakkârililerin kentten göç etmesine sebep oldu.
Sadece son 1 ayda 87 aile yeni bir hayat kurmak için doğduğu topraklardan ayrıldı. Büyük çoğunluk için yeni adres Van. Nakliye kamyonlarının diğer adresleri ise Mersin ve İstanbul.
Şehirde huzur kalmadığını belirten vatandaşlar, her gün ölüm haberi duymaktan bıktıklarını kaydediyor. Silahların bir türlü susmadığını vurgulayan Hakkârililer, "Hemen her gün bir ev taşınıyor. Böyle giderse yakında kimse kalmayacak." diyor.
İşsizliğin had safhaya ulaştığı şehirde, terör örgütünün sık sık uyguladığı kepenk kapatma eylemleri de esnafı canından bezdirmiş durumda. Güvenlik endişesi giderilemediği için işadamları Hakkâri'ye yatırım yapmak istemiyor.
Maddi durumu iyi olanlar başka şehirlere giderek ticarete burada devam ediyor. Doksanlı yıllarda köylerini boşaltmak zorunda kalanlar da, aldıkları tazminatlarla başka şehirlere giderek, yeni bir hayat kuruyor.
Hakkâri'den taşınan ailelerden biri Sevinç ailesi. Tam 55 yıldır Hakkâri'de yaşadıklarını belirten Ömer Sevinç, "Ben toprağımı bırakmak istemiyorum; ama maalesef günün şartları bunu gerektirdi. Burada benim bağım, bahçem var fakat hiçbir şey yapamıyorum.
Çocuklarım büyüdü ama işsizler. Gitmekten başka çare yok." diyor. Yaşanan olayların Hakkâri'nin imajını bozduğunu vurgulayan Sevinç, "Batıdan gelen doktor, öğretmen görev süreleri dolar dolmaz buradan gidiyor. Şehir yaşanmaz hale gelmiş.
Çocuklarımızı tek başına okula gönderemiyoruz. Her gün burada bir bomba patlıyor, ölümler oluyor, kepenkler kapalı kalıyor, esnaf iş yapamıyor.
Akşam eve gelirken yollar barikatlarla kapatılıyor, ateş yakılıyor. Şehirde artık huzur kalmadı." şeklinde konuşuyor.
Eşi Hatice Sevinç de, Hakkâri'den ayrılmak istemediğini; ama buna mecbur kaldıklarını söylüyor. Gözyaşlarına boğulan Sevinç, "Burası benim vatanım. Burada büyüdüm, hayatım burada geçti. Şimdi ayrılmak çok zor geliyor." ifadelerini kullanıyor.