gevher nesibe darussifasi kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gevher nesibe darussifasi kayseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Gevher Nesibe Darüşşifa hakkında bilgi verir misiniz?

Kısaca Gevher Nesibe Darüşşifası
Gevher Nesibe Sultan, Selçuklu Hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızıdır. 1204 yılında verem hastalığına yakalanarak Kayseri'de vefat etmiştir.

Darüşşifa
 
Medrese, Gevher Zehra Şifahiyesi Kayseri Daruşşifası, Şifa-hatun Medresesi, Kayseri Maristanı, Darüş-şifa Medresesi, Çifte Medrese, Çifteler, Gıyasiye, Kayseri Tıbbiyesi gibi türlü adlarla anılmaktadır.
Vasiyeti üzerine ağabeyi Selçuklu sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1204-1206 yılları arasında Kayseri'de inşa ettirilmiş ünlü Darüşşifa Gevher Nesibe Hatun'un adı ile anılmaktadır. Darüşşifa'da ayrıca Gevher Nesibe'nin türbesi bulunmaktadır.
Anadolu'nun İslam dönemine ait en eski hastahanesi olan bu muhteşem bina günümüzde Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Medrese ve Cami
 
Darüşşifa binasının bitişiğindeki 1206-1210 yılları arasında inşa ettirilmiş tıp medresesinin de yine Gevher Nesibe Hatun'un vasiyeti olması, kesin kaynaklarla doğrulanamamakla birlikte, çok güçlü bir olasılıktır. Bu medrese dünyanın ilk tıp medresesidir.
Külliye ayrıca aynı muhitte yer alan Gevher Nesibe Camii'ni de içermektedir.
Külliyenin bulunduğu Kayseri semti de Gevher Nesibe adı ile anılmaktadır. Ayrıca Erciyes Üniversitesi Hastanesi'ne onuruna Gevher Nesibe Hastanesi adı verilmiştir.

Bilgitay Gevher Nesibe Nanotıp Projesi ve Çifte Medrese 

Gevher Nesibe Nanotıp Projesi Bilgitay çalışma grubu tarafından nanotıp alanında başlatılan proje Dünya'nın İlk Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Şifahanesi ve Gıyasiye Medresesi'nin kuruluşunun 800. yılı (1206 - 2006) nedeniyle Gevher Nesibe Nanotıp Projesi olarak adlandırılmıştır. Sitede Şifahane ve Medrese hakkında ayrıntılı bilgi yeralmaktadır.

Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Darüşşifası 
Kayseri, 13. yüzyılda kervanyollarının kesiştiği önemli bir merkezdir. Ayrıca şehir, bu yüzyıldan sonra "Makarr-ı Ulema (Alimler Şehri)" olarak da anılmaktadır.
Önemli bir bilim ve sanat merkezi olan Kayseri'de Selçuklu döneminde 15 kadar medresenin olduğu belirtilmektedir. Bu medreseler arasında Tıp Medresesi ve Şifahane olarak yapılan Çifte Medrese Anadolu'daki ilk tıp merkezi olarak bilinmektedir. Çifte Medrese 1204-1206 yıllarında Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına kardeşi l. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmıştır.

Tarihçesi
Medrese, Gevher Nesibe Şifahiyesi Kayseri Daruşşifası, Şifa-hatun Medresesi, Kayseri Maristanı, Darüş-şifa Medresesi, Çifte Medrese, Çifteler, Gıyasiye, Kayseri Tıbbiyesi gibi türlü adlarla anılmaktadır. Çifte Medresenin hikayesisi şöyle anlatılmaktadır:
Gevher Nesibe Sultan saray başsipahisine gönül vermiştir. Evlenmelerine Gevher Nesibe Sultan'ın ağabeyi hükümdar l. Gıyaseddin Keyhüsrev karşı çıkmıştır. Başsipahiyi bir savaşa göndermiş ve başsipahi orada şehit olmuştur.
Bu olay sonrasında Gevher Nesibe Sultan üzüntüsünden hasta olmuş ve vereme yakalanmıştır. Kızkardeşinin durumunu öğrenen I. Gıyaseddin Keyhüsrev onu ölüm döşeğinde ziyaret eder.
Son dileğini sorarak, özür diler. Gevher Nesibe Hatun Gıyaseddin Keyhüsrev'den 
"Ben devasız bir derde düştüm, kurtulmama imkan yok, hiç bir hekim derdime çare bulamadı, ben artık ahiret yolcusuyum, eğer dilersen benim mal varlığımla benim adıma bir şifahane (hastane) yaptır! Bu şifahanede bir yandan dertlilere şifa verilirken, bir yandan da çaresi olmayan dertlere çare aransın. Bu şifahane ünlü hekim ve cerrah yetiştirsin. Burada kimseden bir kuruş para alınmasın. Burası benim adıma bir vakıf olsun." 
diye buyurmuştur.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev kızkardeşinin hastalığına kendisinin neden olmasından büyük üzüntü duyar. Onun son isteğini yerine getirir ve 1204'de şifahanenin yapımını başlatır. Şifahane iki yılda tamamlanarak, 1206'da hizmete açılır. Daha sonra şifahanenin doğusuna Gevher Nesibe Sultan'ın ikinci kardeşi Izzeddin Keykavus tarafından 1210-1214 yılları arasında tıphane (Tıp Medresesi) yapılmıştır. Bu çift yapının 1890 yılına kadar amacına uygun bir biçimde kullanıldığı bazı kaynaklarca belirtilmiştir.

Mimarisi
 
Adından da anlaşılacağı gibi yapı, 2800 m2 alanı kaplayan iki bölümden oluşur. Her iki bina açık avluları ile tipik Selçuklu plan şemasına sahiptir. Yapılardan birinin avlusu diğerinden büyüktür. Batı bölümde şifahane, doğuda tıp medresesi yer alır. Bir diğer deyimle biri sağlık, diğeri eğitim tesisidir.Gerek şifahane, gerekse medrese bölümü açık bir avlu etrafında bulunan dört eyvandan oluşur. Şifahane ile Medrese arasında beşik tonozlu, dar bir geçit vardır. Şifahane bölümünün batısında uzun bir koridor ve bu koridorda 4-5 m2'lik odalar bulunur. Odaların tonozlarının bir çoğunda ışık ve havalandırma için oluşturulmuş açıklıklar görülür. Bu koridorun bimarhane (akıl hastanesi) olarak kullanıldığı bilinir. Çifte medresenin kış aylarında künklerle merkezi bir sistemden getirilen sıcak su buharı ile ısıtıldığı düşünülmektedir.
Medrese bölümünün kuzeydoğu bölümünde Gevher Nesibe Sultan'a ait bir türbe vardır. Sekizgen, prizmatik külahlı türbenin kapıları avluya açılmakta, alt ve üst katlarda mezar mahsenleri bulunmaktadır. Çifte Medresenin şifahane bölümünün taş kapısı üzerinde bir kitabe bulunmaktadır. Kitabede II. Kılıçarslan'ın kızı ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in kardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine inşa edildiği belirtilmektedir. Kitabenin hemen altında taştan işlenmiş kemer ve etrafında karşılıklı Selçuklu motifleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi daire üzerine birbirine sarılmış iki yılanı andırmaktadır, iki yılanın arasında ise Selçuklu madalyonu bulunur.

Anadolu'da Selçuklu döneminde tıp eğitiminin darüşşifalarda bir tür usta çırak ilişkisi içerisinde sürdürüldüğü bilinmektedir. Şifahiye'de Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine tedavi gören hastalardan ücret alınmamaktadır. Gevher nesibe Şifahiyesi ve Medresesinde Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat'ın sağlık nazırı Ekmeleddin hocalık yapmıştır. Ünlü Türk hekimlerinden Ebubekir, Gazanferi, Ali Şinasi, Ebu Salim Ibni Kübra, Yakubi, Sucauddin Ali Bin Ebu Tahir, Seyit Samet Gevher Nesibe Medresesinde yetişmişler ve hocalık payesine erişmişlerdir. Gevher Nesibe Şifahiyesi Türklerin yaptırdığı onbirinci büyük hastanedir. Anadolu'da ise beşincidir.
Aynı zamanda içerisinde tıp tahsili yapılanların ilkidir. Gevher Nesibe Tıp Sitesi yapısı ve tıp eğitim açısından dünyadaki ilk tıp merkezi olarak bilinmektedir.Gevher Nesibe Medresesinde hekim, cerrah, kehlal (göz mütehassısı), akıl hastanesi ve ruh hastalıkları koğuşları, yardımcı asistanları bulunmaktadır. Bunların yanısıra medresede eczane kısmı da bulunmaktadır. Gevher Nesibe Şifahiyesi günümüzde Erciyes Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsüne tahsis edilmiş ve 14 Mart 1982'de Tıp Tarihi Müzesi olarak düzenlenerek hizmete açılmıştır.Bir diğer deyimle biri sağlık, diğeri eğitim tesisidir. Gerek şifahane, gerekse medrese bölümü açık bir avlu etrafında bulunan dört eyvandan oluşur. Şifahane ile Medrese arasında beşik tonozlu, dar bir geçit vardır. Şifahane bölümünün batısında uzun bir koridor ve bu koridorda 4-5 m2'lik odalar bulunur. Odaların tonozlarının bir çoğunda ışık ve havalandırma için oluşturulmuş açıklıklar görülür. Bu koridor bimarhane (akıl hastanesi) olarak kullanıldığı bilinir. Çifte medresenin kış aylarında künklerle merkezi bir sistemden getirilen sıcak su buharı ile ısıtıldığı düşünülmektedir.
Medrese bölümünün kuzeydoğu bölümünde Gevher Nesibe Sultan'a ait bir türbe vardır. Sekizgen, prizmatik külahlı türbenin kapıları avluya açılmakta, alt ve üst katlarda mezar mahsenleri bulunmaktadır.
Çifte Medresenin şifahane bölümünün taş kapısı üzerinde bir kitabe bulunmaktadır. Kitabede II. Kılıçarslan'ın kızı ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in kardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine inşa edildiği belirtilmektedir. Kitabenin hemen altında taştan işlenmiş kemer ve etrafında karşılıklı Selçuklu motifleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi daire üzerine birbirine sarılmış iki yılanı andırmaktadır, iki yılanın arasında ise Selçuklu madalyonu bulunur.

Anadolu'da Selçuklu döneminde tıp eğitiminin darüşşifalarda bir tür usta çırak ilişkisi içerisinde sürdürüldüğü bilinmektedir. Şifahiye'de Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine tedavi gören hastalardan ücret alınmamaktadır. Gevher nesibe Şifahiyesi ve Medresesinde Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat'ın sağlık nazırı Ekmeleddin hocalık yapmıştır. Ünlü Türk hekimlerinden Ebubekir, Gazanferi, Ali Şinasi, Ebu Salim Ibni Kübra, Yakubi, Sucauddin Ali Bin Ebu Tahir, Seyit Samet Gevher Nesibe Medresesinde yetişmişler ve hocalık payesine erişmişlerdir. Gevher Nesibe Şifahiyesi Türklerin yaptırdığı onbirinci büyük hastanedir. Anadolu'da ise beşincidir.
Aynı zamanda içerisinde tıp tahsili yapılanların ilkidir. Gevher Nesibe Tıp Sitesi yapısı ve tıp eğitim açısından dünyadaki ilk tıp merkezi olarak bilinmektedir.
Gevher Nesibe Medresesinde hekim, cerrah, kehlal (göz mütehassısı), akıl hastanesi ve ruh hastalıkları koğuşları, yardımcı asistanları bulunmaktadır. Bunların yanısıra medresede eczane kısmı da bulunmaktadır. Gevher Nesibe Şifahiyesi günümüzde Erciyes Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsüne tahsis edilmiş ve 14 Mart 1982'de Tıp Tarihi Müzesi olarak düzenlenerek hizmete açılmıştır.




gevher nesibe darussifasi, gevher nesibe darussifasi kayseri, gevher nesibe sifahanesi, gevher nesibe yapildigi yuzyil, kayseri gevher nesibe darussifasi,