istiklal marşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istiklal marşı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İstiklal Marşı'nın Önemi

Bugün 12 Mart 2008 İstiklal Marşı'nın kabulünün 87. yıldönümü her konuya duyarlılık gösterip foruma taşıyan arkadaşlarımızın böylesine manevi değeri yüksek olan bu konuya duyarsız kalmaları son derece üzücü. Haddim olmıyarak açmış olduğum bu topik konuya duyarsız kalan arkadaşlarımızın İstiklal Marşı'nın önemini bilmeleri içindir.. Cephelerde kazanılan mücadelenin verdiği bağımsızlık muştusunun insan ruhuna aksiyle İstiklâl Marşımız tezahür etmiştir. Elbetteki zorlu mücadelenin şiirsel ifadeyle destanlaştırılması büyük bir zorluk ve sorumluluk gerektiriyordu. Yani milletimizin düşmana karşı yek vücut halinde yaptığı bağımsızlık mücadelesini duygularla anlatmak, aktarmak çok zordu. Yazılacak marş acaba milletimizin verdiği bağımsızlık mücadelesini ne kadar yansıtabilirdi? Gibi şüpheler Mehmet Akif’in İstiklâl Marşı’nı yazmakta tereddüt etmesine neden olmuştu. İlk aşamada yazılan şiirler, millî mücadelenin ruhta bıraktığı cereyanları yansıtmakta kâfi gelmemesi üzerine, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ricasıyla Mehmet Akif bu muhteşem eserini yazmaya karar verir. 724 şairin katıldığı bu yarışta Mehmet Akif’in marşı birinci olarak seçilmiş, bu marş TBMM tarafından ayakta iki kez okunarak onaylanıştır. (12 Mart 1921) Yarışma için verilen mükâfatı Mehmet Akif, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağışlamıştır. Evet bu mükâfatı Türk ordusuna hibe etmiştir. Kızını da okula kaydettirmek için okula verilen harç parasını karşılayamaması bunun karşılığında kolundaki saatini veren Mehmet Akif, milleti için yazdığı marşın maddi boyutunun da kendine tahsis edilmesine razı olamazdı. Çünkü bu topraklar için kan akıtan Mehmetçiğin ulusal ülküsünü destanlaştıran marşın, madde katında hiçbir değeri olmayıp, mânâ katında ise yüce değeri vardı. Bu yüce değer para karşılığında kaybolacaktı. Çünkü biz bu mücadeleyi şehitlerimizin kanıyla, âlimlerimizin mürekkebiyle kazandık. Çünkü bu mürekkep vatan aşkıyla atan kalbin damarlarından çekilmiştir. Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı’nı “Safahat” adlı eserinden konmamış, “Bu marş benim değil, milletimize aittir.” Demiştir. Allah’ın bir daha İstiklâl Marşı yazdırmaması için dua etmiştir. Aruz vezniyle yazılan İstiklâl Marşımız on bölümden ve kırk bir dizeden oluşmaktadır. Dönemin dili olan Osmanlıca ile yazılmıştır. Türk Milleti’nin başından geçen badireler ve bu makus kaderini yenmek için gösterdiği kahramanlıklar, verdiği şehitler, geçmişine ve kültürüne olan bağlılığı ve benzeri millî duyguları işlemiştir. Diğer eserlerinde olduğu gibi İstiklâl Marşımız’da da medeni üstünlüğümüzü kaybettiren sebepler asırlardır süren cehalet, sebatsızlık, tembellik ve kendine güvensizliktir. Yoksa İslâm dini ilerlemeye asla engel değildir. Bu bakımdan bir an önce bu kötü vasıflardan kurtulmak ve batı’yı teknolojik açıdan örnek alarak aradaki medeniyet mesafesini kapatmak gerekirdi. Bunun için de İslâm dinini asırların üzerine yığdığı tozlardan sıyırmak, onu kuruluşu devrindeki gerçek esaslarına, yapıcı gücüne yeniden kavuşturmaktır. Milletimizin bu zorlu mücadelesine iştirak etmiş ve bizlere bu güzel eserini kazandırdığı için şairimizi rahmetle anıyoruz. ''Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın...''