kitap oku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap oku etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'da kurduğu eğlenceli ve kendine özgü âlemde, hem büyü yapmaya hem büyü 
bozmaya davet ediyor okurlarını. Karanlığın aynasına koyu bir ironiyle, acımasız bir yalınlıkla güle oynaya giriyor, kırıp parçalarına ayırdığı bir hayatı gözlerimizin önüne seriyor. Baba, Oğul ve Kutsal Roman, edebiyatın başkalarının hayatlarına kaçıp saklanmanın değil kendi dehlizlerinde dolaşmanın bir yolu olduğuna inananlar için….


Murat Gülsoy kimdir? 
Murat Gülsoy, 1992-2002 yılları arasında arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkardı. Bu Kitabı Çalın adlı kitabıyla 2001 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ve Bu Filmin Kötü Adamı Benim adlı romanıyla 2004 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandı. Bu Kitabı Çalın, Almanya’da Stehlen Sie dieses Buch adıyla yayımlandı. İstanbul’da Bir Merhamet Haftası birçok dile (Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca, Arapça) çevriliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi, mühendislik ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; sadece yazmayı değil yazmak üzerine düşünmeyi de seviyor.



Murat Gülsoy’un Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, 1999
Bu Kitabı Çalın, 2000
Âlemlerın Sürekliliği ve Diğer Hikâyeler, 2002
Binbir Gece Mektupları, 2003
Bu Filmin Kötü Adamı Benim, 2004
Büyübozumu, 2004
Sevgilinin Geciken Ölümü, 2005
İstanbul’da Bır Merhamet Haftası, 2007
602. Gece, 2009
Karanlığın Aynasında, 2010
Tanrı Beni Görüyor mu? 2010

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'da kurduğu eğlenceli ve kendine özgü âlemde, hem büyü yapmaya hem büyü 
bozmaya davet ediyor okurlarını. Karanlığın aynasına koyu bir ironiyle, acımasız bir yalınlıkla güle oynaya giriyor, kırıp parçalarına ayırdığı bir hayatı gözlerimizin önüne seriyor. Baba, Oğul ve Kutsal Roman, edebiyatın başkalarının hayatlarına kaçıp saklanmanın değil kendi dehlizlerinde dolaşmanın bir yolu olduğuna inananlar için….


Murat Gülsoy kimdir? 
Murat Gülsoy, 1992-2002 yılları arasında arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkardı. Bu Kitabı Çalın adlı kitabıyla 2001 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ve Bu Filmin Kötü Adamı Benim adlı romanıyla 2004 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandı. Bu Kitabı Çalın, Almanya’da Stehlen Sie dieses Buch adıyla yayımlandı. İstanbul’da Bir Merhamet Haftası birçok dile (Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca, Arapça) çevriliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi, mühendislik ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; sadece yazmayı değil yazmak üzerine düşünmeyi de seviyor.



Murat Gülsoy’un Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, 1999
Bu Kitabı Çalın, 2000
Âlemlerın Sürekliliği ve Diğer Hikâyeler, 2002
Binbir Gece Mektupları, 2003
Bu Filmin Kötü Adamı Benim, 2004
Büyübozumu, 2004
Sevgilinin Geciken Ölümü, 2005
İstanbul’da Bır Merhamet Haftası, 2007
602. Gece, 2009
Karanlığın Aynasında, 2010
Tanrı Beni Görüyor mu? 2010

Paslı Güneş

Dolunayın berraklaştırdığı gece mavisi altında çölün gözle izlenmesi güç, ancak sürekli yer değiştirdiği belli, kızıl kum taneciklerinin üzerinden evrene bakıyor. Aslında kendi ruhunu seyrediyor.
Hayatının bayat ekmek kırıntısı gibi ufalanan gerçeğini!O an bir şimşek çakıyor içinde. Mahşerin donuk buğday km atlıları durugörüsünün önünden doludizgin geçiveriyorlar! ..’
Paslı Güneş’le usta işi bir roman okumanın lezzetine mi kapılmak; yoksa günümüze damgasını vuran terörün ve intihar bombacılığının psikanalizini mi yapmalı? Paslı Güneş altında, yeryüzü kültür coğrafyasında akıp duran bilgi ırmaklarında mı yıkanmalı; yoksa tarih salıncağında gidip gelirken önümüze çıkan ilahiyat bilgilerini mi derlenmeli? Mehmet Coral, roman malzemesini okurun önüne ham haliyle koyuyor, roman okuruyla birlikte harmanlanıyor, okunduğu vakit romana dönüşüyor.
Benzersiz bir roman.
Mehmet Coral, roman malzemesini okurun önüne ham haliyle koyuyor, roman okuruyla birlikte harmanlanıyor, okunduğu vakit romana dönüşüyor.

Madam Bovary Özeti Gustave Flaubert

Konusu gerçek yaşamından alınmıştır. Madam Bovary Romanı, ahlaka aykırı bulunarak mahkemeye verilmiş, daha sonra aklanmıştır. Gustave Flaubert, romanın biçimine ve anla­tımına önem vermiştir.Doktor Charles Bovary, hastalarından birinin kızı olan Emma ile evlenerek küçük bir kasabaya yerle­şir. Macera, eğlence ve heyecan tasarlayan Emma, burada sıkılınca, başka bir kasabaya taşınır. Emma’yı Leon adında bir genç sever. Fakat Emma Rodalphe adında zengin bir malikhane sahibiyle ilişki kurar. Rudolphe ile evlenip, uzak ülkelerde macera yaşamayı önerse de, bir gün Rodalphe ortalıktan kaybolur. Terk edildiğini anlayınca buna­lıma girer, beyin humması geçirir. İyileşince Pa­ris’ten dönen Leon’la karşılaşır. Onunla yasak, maceralı, lüks bir yaşam sürmeye başlar. Gizlice yaptığı borçlarını ödemeyince yine bunalıma girerek intihar eder. önceleri İntiharın nedenini anlayama­yan kocası Charles, bir gün Madam Bovary sevgililerin­den gelen mektupları görür. Gerçeği anlar. Bu üzüntüye dayanamaz, ölür.

Don Kişot Özeti Cervantes

Roman’da dönemi biten bir toplum düzenini ye­niden yaşatmanın olanaksızlığını anlatılmaktadır. Romanın mizah, ve yergili bir anlatımı vardır. Ro­man kahramanlarından Don Kişot hayalci, Sencho Panza İse gerçekçi bir tipi anlatmaktadır. Cervantes‘in, Don Kişot romanını yazma amacı, o dönemde çok yaygın olan şövalye romanlarını yermektir. Don Kişot, soylu bir insandır. Okuduğu şövalye romanlarının etkisiyle aklını kaçırır. O romanlardaki gibi gezici şövalye olmaya karar verir. Amacı kötü­lükleri bitirmek ve suçluları cezalandırmaktır. Dulsina adını verdiği kaba, cahil köylü kızını asilza­de biri olarak kabul edip kendine sevgili seçer. Cahil köylü Sancho Panza’y1 uşak edinir. Sıska atı Rossinante’e binerek maceralara atılır. İnsanlara kötülük ettiğine inandığı yeldeğirmenlerine saldırır.

Yaprak Dökümü Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN

1.KİTABIN ÖZETİ :
Suriye’de, Anadolu’da yirmi beş yıl çalışmış, işine son verilmiş Ali Rıza Bey karısı, üç kızı ve bir oğluyla birlikte İstanbul’da geçim zorlukları içinde yaşamaktadır. Eski bir öğrencisi olan Muzaffer Bey müdürü olduğu şirkette Ali Rıza Bey’e bir iş sağlarsa da, o, Muzaffer Bey’in bazı davranışlarını ahlak ilkeleriyle bağdaştıramadığı için bu işi bırakır.Ali Rıza Bey’in oğlu Şevket, bir bankaya memur olarak girer. Bu, aile için yeni bir ümit kapısıdır. Çok geçmez Şevket evlenir. Ali Rıza Bey’in gelini eğlenmeye, giyinmeye çok düşkün birisidir. Ali Rıza Bey’in kızları Leyla ve Necla da yeni geline uyunca evde üst üste partiler verilmeye, eğlenceler düzenlenmeye başlanır. Bütün bunlar aileyi ekonomik sıkıntıya sokar.Ali Rıza Bey’in büyük kızı Fikret, kendini kurtarmak için, bile bile, birkaç çocuklu dul bir adamla evlenir, Adapazan’na gider. Aile ağacından ilk yaprak kopmuştur. Şevket, bankadan zimmetine geçirdiği paralar yüzünden hapse girer. Bu, ikinci yaprağın kopuşudur.Ali Rıza Bey, evini satar, daha küçük bir ev alır, oraya taşınırlar. Necla da evlenmiştir, fakat zengin diye evlendiği Suriyelinin birkaç karılı olduğu anlaşılır; bu, üçüncü kopuştur. Leyla’nın da iffetini kaybetmesi ve sonunda zengin bir avukatın metresi olması sonunda Ali Rıza Bey felç hastası olur. Aile ağacının bütün yaprakları dökülmüştür artık…Leyla, hasta babasını yanına alır. Ali Rıza Bey son günlerde iyileşir. Ancak hayatın ağır yükü altında ezilmiştir. Bütün bu olaylar kendisini sarstığı için eski arkadaşlarıyla karşılaşmak istememektedir.
3.KİTABIN ANA FİKRİ : Çılgın hayallerin, maddî israfların, gereksiz özentilerin hüküm sürdüğü bir ailede çöküntülerin başlaması kaçınılmazdır.
4.KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi hâlinde dürüst bir insandır.
Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir. Ailesine de son derece bağlıdır.
Ferhunde, eğlenceye düşkün,genç ve güzel bir kadın.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER :Yaprak Dökümü, toplumsal gerçekleri ele aldığından basmakalıplıktan uzak, başarılı bir romandır. Bilindiği gibi, Tanzimat’tan sonra toplumumuzda bir batılılaşma hevesi başlamıştı. Batılılaşmak yanlış anlaşıldığından; yüzyıllarca süren millî gelenek ve göreneklerimizden, karakterimizden sıyrılma olarak kabul edildiğinden, bu, birçok ailede birtakım felâketlere sebep olmuştur. Bugün bile içinde bulunduğumuz güç durumların esas sebebi budur. Birtakım toplumsal pürüzlere, karakter boşluklarına ışık tutması bakımından Yaprak Dökümü gerçekçi ve orijinal bir romandır.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
25 Kasım 1889 tarihinde İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ ni bitirdi (1912). Bursa’ da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti. Milli Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (1933-43), Paris Kültür Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra’ da öldü. İstanbul’ da Karacaahmet Mezarlığı’nda gömülü.
ESERLERİGizli El (1922), Çalıkuşu (1922), Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1925), Akşam Güneşi (1926), Bir Kadın Düşmanı (1927), Yeşil Gece (1928),Acımak (1928), Yaprak Dökümü (1930), Kızılcık Dalları (1932), Gökyüzü (1935), Eski Hastalık (1938), Ateş Gecesi (1942), Değirmen (1944), Miskinler Tekkesi (1946), Harabelerin Çiçeği (1953), Kavak Yelleri (1950), Son Sığınak (1961),Kan Davası (1955)