çatalhöyük

Güney Anadolu'da, M.Ö. 7500 yıllarına dayanan, çok geniş bir Cilalı Taş ve Bakır devri yerleşimidir. İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yeri olarak kabul edilmektedir. Muhtemelen, bugüne kadar bulunmuş en eski ve en gelişmişCilalı Taş Devri yerleşim merkezidir. 1958 yılında James Mellaart tarafından keşfedilmiş, ilk kazıları 1961-1963 ve 1965 yıllarında yapılmıştır. 1993'te yeniden başlayan ve günümüze kadar devam eden kazılar Ian Hodder tarafından yönetilmektedir. Günümüz Konya Şehri'nin güneydoğusunda, Hasandağı'nın yaklaşık olarak 136 kilometre uzağında, Konya Ovası'na hakim buğdaylık arazide bulunmaktadir. Hasan dağının en önemli özelliği volkanik bir oluşum olup obsidyen(volkan camı) kaynakların fazla oluşudur.Kazılarda ortaya çıkan bilgilere göre çatalhöyüklülerin ticarette bu maddeyi kullandığı düşünülmektedir. Doğu yerleşimini, en son Cilalı Taş Devri sırasında ovadan 20 metre yüksekliğe kadar ulaşan bir yerleşim birimi oluşturmaktadır. Ayrıca, batıya doğru da ufak bir yerleşim birimi ve birkaç yüz metre doğuya doğru da bir Bizansyerleşimi bulunmaktadır. Tarih öncesi yerleşim birimleri Gümüş Çağı'ndan önce terk edilmiştir. Bir zamanlar iki yerleşim birimi arasında Çarşamba Nehri'nin bir kanalı akmaktadır, ve yerleşim birimleri, ilk tarım zamanlarında elverişli sayılabilecek alüvyonlu toprak üzerine kurulmuştur. Evlerin girişleri üst kısımlarında bulunmaktadır.Yerleşim alanı 18 katlıdır bunlar kültür katı değildir.2 höyük halinde bulunmaktadır.2. höyük daha sonradan bulunmuştur.Evlerde malzeme olarak genelde Kerpiç ağaç ve kamış kullanılmıştır.İlk dönemde binalar birbirine koç yakın inşaa edilsede daha sonra sokak türü yollar yapıldığı gözlenmektedir. Çok tanrılı din yapısı (Politeizm) görülmektedir.Din ve din merasimleri bu nedenle söz konusudur.Bunu yöneten bir şamanın olduğu ve bu şamanın görevli olduğu ayrı bir yapının bulunduğundan söz edilir.

Paslı Güneş

Dolunayın berraklaştırdığı gece mavisi altında çölün gözle izlenmesi güç, ancak sürekli yer değiştirdiği belli, kızıl kum taneciklerinin üzerinden evrene bakıyor. Aslında kendi ruhunu seyrediyor.
Hayatının bayat ekmek kırıntısı gibi ufalanan gerçeğini!O an bir şimşek çakıyor içinde. Mahşerin donuk buğday km atlıları durugörüsünün önünden doludizgin geçiveriyorlar! ..’
Paslı Güneş’le usta işi bir roman okumanın lezzetine mi kapılmak; yoksa günümüze damgasını vuran terörün ve intihar bombacılığının psikanalizini mi yapmalı? Paslı Güneş altında, yeryüzü kültür coğrafyasında akıp duran bilgi ırmaklarında mı yıkanmalı; yoksa tarih salıncağında gidip gelirken önümüze çıkan ilahiyat bilgilerini mi derlenmeli? Mehmet Coral, roman malzemesini okurun önüne ham haliyle koyuyor, roman okuruyla birlikte harmanlanıyor, okunduğu vakit romana dönüşüyor.
Benzersiz bir roman.
Mehmet Coral, roman malzemesini okurun önüne ham haliyle koyuyor, roman okuruyla birlikte harmanlanıyor, okunduğu vakit romana dönüşüyor.

Madam Bovary Özeti Gustave Flaubert

Konusu gerçek yaşamından alınmıştır. Madam Bovary Romanı, ahlaka aykırı bulunarak mahkemeye verilmiş, daha sonra aklanmıştır. Gustave Flaubert, romanın biçimine ve anla­tımına önem vermiştir.Doktor Charles Bovary, hastalarından birinin kızı olan Emma ile evlenerek küçük bir kasabaya yerle­şir. Macera, eğlence ve heyecan tasarlayan Emma, burada sıkılınca, başka bir kasabaya taşınır. Emma’yı Leon adında bir genç sever. Fakat Emma Rodalphe adında zengin bir malikhane sahibiyle ilişki kurar. Rudolphe ile evlenip, uzak ülkelerde macera yaşamayı önerse de, bir gün Rodalphe ortalıktan kaybolur. Terk edildiğini anlayınca buna­lıma girer, beyin humması geçirir. İyileşince Pa­ris’ten dönen Leon’la karşılaşır. Onunla yasak, maceralı, lüks bir yaşam sürmeye başlar. Gizlice yaptığı borçlarını ödemeyince yine bunalıma girerek intihar eder. önceleri İntiharın nedenini anlayama­yan kocası Charles, bir gün Madam Bovary sevgililerin­den gelen mektupları görür. Gerçeği anlar. Bu üzüntüye dayanamaz, ölür.

Don Kişot Özeti Cervantes

Roman’da dönemi biten bir toplum düzenini ye­niden yaşatmanın olanaksızlığını anlatılmaktadır. Romanın mizah, ve yergili bir anlatımı vardır. Ro­man kahramanlarından Don Kişot hayalci, Sencho Panza İse gerçekçi bir tipi anlatmaktadır. Cervantes‘in, Don Kişot romanını yazma amacı, o dönemde çok yaygın olan şövalye romanlarını yermektir. Don Kişot, soylu bir insandır. Okuduğu şövalye romanlarının etkisiyle aklını kaçırır. O romanlardaki gibi gezici şövalye olmaya karar verir. Amacı kötü­lükleri bitirmek ve suçluları cezalandırmaktır. Dulsina adını verdiği kaba, cahil köylü kızını asilza­de biri olarak kabul edip kendine sevgili seçer. Cahil köylü Sancho Panza’y1 uşak edinir. Sıska atı Rossinante’e binerek maceralara atılır. İnsanlara kötülük ettiğine inandığı yeldeğirmenlerine saldırır.