Afp değerleri hakkında bilgi verir misiniz?


Alfa feto protein (AFP)


 
Tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak gebelik takibi de son zamanlarda büyük değişimler göstermiştir. Gebelik sırasındaki takibin amacı hem annenin hem de bebeğin miada kadar sağlıklı bir şekilde gelebilmeleridir. Ayrıca bebekte bulunan bazı anomalilerin önceden, gebelik esnasında tespit edilmesi ve mümkün ise tedavi edilmesi, eğer yaşama şansı yoksa gebeliğin sonlandırılması bu takiplerin bir diğer amacıdır.
Bu tür, gebelik esnasında tespit edilebilen anomalilerin, invazif olmayan yani hem bebeğe hem de anne adayına zarar verme olasılığı bulunmayan testler ile belirlenmesi asıl amaçtır. Ancak bu tür tetkiklerin hemen hiçbiri hastalığın varlığını teyid etmez. Bu nedenle uygulanacak test bize hastalık riskini vermeli eğer bu risk kabul edilebilir sınırların dışında ise invazif yöntemler de uygulayarak hastalığın kesin tanısına gidilmelidir. Bu tür testlere tarama testi adı verilir. Tarama testleri belirli bir hastalık için var ya da yok şeklinde sonuç vermez. Bu tür sonuçlar tanısal testler ile alınır. Örneğin belsoğukluğu düşünülen bir hastada kültür tanısal bir testtir. Hastalık var ya da yok şeklinde sonuç verir. Tıbbi girişimler ve tedaviler tanısal testlerin sonucuna göre yapılır.Jinekolojide en çok kullanılan tarama testi smear iken obstetride özellikle son yıllarda uygulanan tarama testi üçlü test veya bunun daha sınırlanmış versiyonu olan alfa fetoprotein testidir (MS-AFP). AFP ölçümleri 1980'lerin ortalarından beri obstetride kullanılmaktadır.Gerek üçlü test gerekse MS-AFP olsun bu testlerin amacı iki tür hastalık için risk belirlemektir. Bunlardan ilki bir kromozom anomalisi olan Down Sendromudur (mongolizm, trizomi 21). İkincisi ise genel olarak nüral tüp defekti adı verilen sinir sistemi hastalıklarıdır. Bu tip hastalıklarda bebeğin beyin ya da omurgasında defekt vardır. Beyin dokusunun gelişmediği anensefali adı verilen tablodan omurgada açıkığın oldupu spina bifida adı verilen tabloya kadar değişik yelpazedeki anomaliler grubudur. Bu testlerde önemli olan anormal sonuçların hastalığı değil riski belirlediğidir.
A-feto protein nedir ?
AFP anne karnındaki bebeğin karaciğerinden salgılanan bir proteindir.Erişkindeki albumin isimli proteinin fetal yaşamdaki karşılığıdır. Fetusdan amniyon sıvısına geçer. Burdan da bir miktar AFP annenin dolaşımına karışır.AFP düzeyleri gebeliğin sonlarına kadar yavaş bir artış gösterir. AFP ölçümleri anne kanında ya da amniyosentez sonrası amniyon mayiinde ölçülebilir. Maternal AFP ölçümü gebeliğin 16-20 haftaları arasında yapılır. AFP yaşa ve gebelik sayısına bakılmaksızın bütün gebelere yapılmalıdır.
Nasıl Değerlendirilir ?
AFP değerinin yüksek ya da düşük olması anomali varlığını göstermez. Sadece artmış riski belirler ve ileri tetkik gerekliliğine işaret eder. Testin yapıldığı gebelerin %10'unda anormal sonuçlar çıkarken bunlarında sadece %10'unda defektli fetus bulunur. AFP düzeyi ile gebelik haftası ilişkili olduğundan gebelik yaşının doğrı bilinmesi testin yorumu açısından çok önemlidir. AFP sonucunu etkileyen faktörler şunlardır:
Gebelik haftası
Annenin ağırlığı
Yaş 
Irk 
Çoğul gebelik
Şeker hastalığı
Aşikar ya da gizli kanama olması.
Normalden yüksek AFP değerlerine yol açan en önemli anomali nöral tüp defektleridir (NTD). Nöral tüp bebeğin beyin ve omuriliğini oluşturan yapıdır. Döllenmeden sonraki 4. haftada eğer bu tüp her iki yandan uygun şekilde kapanmaz ise NTD söz konusu olur. Her yıl A.B.D'de 2500 yeni bebek bu anomaliler ile dünyaya gelmektedir.
Spina bifida omuganın anomalisidir. Çoğu vakada omurilik uygun ve tam olarak teşekkül etmiştir ancak omuriliği çevreleyen ve koruyan omurgada açıklık bulunur. Eğer omurilik bu açıklıktan dışarıya doğru fıtıklaşırsa bacak felcinden idrar ve dışkı tutamamaya kadar değişen problemler görülebilir. Eğer bu açıklık kafada ya da kafaya yakın bölgede olursa bebeğin kafatası gelişemez ve beyin dışarıda olabilir, veya beyin hiç gelişmeyebilir. Bu son grup bebeklerin yaşama şansı yoktur.
Nöral tüp defektleri kormozomal bozukluklar değildir. Çevresel faktörlerden kaynaklanıyor olabilirler. Bir bebeğinde NTD olan hastanın diğer bir bebeğinde de aynı problemin görülme olasılığı aynıdır.Gebelikten önce ve gebelik sırasında folik asit kullanımının NTD'lerini %50 oranında azalttığı ileri sürülmektedir.
AFP değerlerini yükselten bir diğer etken de bebeğin karın duvarında yer alan defektlerdir. Barsakların karın dışında olduğu durumlarda da AFP fazla miktarda amniyon mayiine geçer ve dolayısı ile anne adayının kanında da yüksek olarak bulunur.
Bebeğin ölmek üzere olduğu ya da öldüğü durumlarda da bu proteinin miktarları artar.Çoğul gebeliklerde de AFP yükselir.
Down sendromu gibi bazı kromozomal anomalilerde AFP düzeyleri olması gerekenden düşük bulunur. Ancak bu düşüklüğün hassasiyeti NTD'de olduğu kadar yüksek değildir ve tek başına AFP riski belirlemek için yeterli olmaz.
AFP Yüksek bulunursa
AFP yüksekliği saptandığında yapılacak ilk işlem detaylı bir ultrason incelemesi yapmaktır. Bu sayede gebeliğin yaşı ve fetus sayısı saptanır. Eğer AFP yüksekliğini açıklayacak bir anomali saptanır ise ek tetkik gereksizdir. Bazen amniyosentez yapmak gerekli olabilir ancak NTD kromozomal bir anomali olmadığı için amniyosentezden tatmin edici bir sonuç beklenmez. Ultrason ile NTDlerin büyük bir kısmı yakalanır. Anensefali gibi büyük defektler zaten kolaylıkla tespit edilebildiğinden ultrasonun normal olduğu ancak AFP değerlerinin yüksek bulunduğu vakalarda olay, büyük olasılıkla küçük bir spina bifidadır.
AFP Testinin avantajları
AFP sonucu normal bulunan anne adaylarında endişeler büyük olasılıkla ortadan kalktığı için gebelik çok daha rahat ve sorunsuz geçmektedir.
Spina bifida olduğu bilinen bebekler, doğum için yoğun bakım şartlarının olduğu sağlık kurumlarına yönlendirilebilirler.Yapılan çalışmalarda spina bifidalı bebeklerin sezaryen ile dünyaya gelmeleri durumunda felç geçirme olasılıklarının daha azaldığı bulunduğundan bu bebeklerde planlı sezaryen faydalı olacaktır.
Down sendromu riskinin belirlenmesinde ise üçlü test ya da triple test daha faydalıdır




afp degeri kac olmali, afp degerleri, afp normal degeri, afp normal degerleri, alfa feto protein normal degeri

Istanbul'un Türk kültürü ile sanat ve estetik anlayışı hakkında bilgi verir misiniz?

Türk Kültürü 

Türklerin fizik özellikleri olan çekik gözlülük çıkık elmacık kemikli esmer tipoloji tarih içinde değişmiştir. 
Dedelerin adları genellikle torunlara verilir. Pekçok yörede her adın bir sıfatı vardır. 
Günlük hayatta miladi takvim kullanılır. Ancak kültürel hayat İslam medeniyetiyle iç içe[kaynak belirtilmeli] olduğundan hicri takvim adları yaşatılır Recep Şaban Ramazan adları hem ad olarak konur hem günlük dini yaşayışta kullanılır. 
Türkler Avrasya denilen coğrafyaya yayılmışlardır ve Anadolu''ya göç etmişlerdir. 
Çadır yerleşiminden kent yerleşimine geçen Türkler ahşap evlerden apartmanlara ve sitelere evrilen kent kültürüne geçmişlerdir. Ev dekorasyonunda kilimden halıya sedirden mobilyaya sandalyeden koltuğa tahta pencereden pimapen pencereye evrilen ev kültürü geniş aileden çekirdek aileye evrilmiştir. Batılı giyim kuşam yaygın olmasına rağmen eski giyim kültürü devam etmektedir. Ocak ve mangal düzeninden kalorifer ve doğalgaz düzenine geçen ısıtma sistemi; eşek ve attan arabaya; siniden masaya; şerbetten meyva suyuna; bozadan kolaya; hamamdan saunaya; dere kenarı yıkamadan çamaşır makinesine; teldolaptan buzdolabına temizlik ve sağlık kültürü gelişmiştir. Yemek kültürü et merkezli olup ot süt ekmek bal balık yumurta yoğurt temel besinlerdir. 






istanbul un degisimin surekliligi, istanbulun estetik anlayisi, istanbulun turk kulturu, turk kulturuyle ilgili yazi, turklerin kultur anlayisi,


Sivil polis olma koşulları nedir?

sivil polis olanak görev yapmak için özel bir eğitim almak gerekmemektedir. Mesleğe polis memuru ve komiser yardımcısı olarak başlandıktan sonra çalışılan birimin niteliği, sivil ya da resmi olarak bulunmayı belirleyebilmektedir.
Herhangi bir polis eğitim kurumundan mezun olan kişi mesleğe başlar başlamaz da sivil olabilir, daha sonra da olabilir veya hiç olamaz.
Sivil polisler genellikle terör, asayiş, kaçakçılık, istihbarat, olay yeri inceleme ve mali polis gibi birimlerde görev yapmaktadırlar.

Emniyet teşkilatı'nın birçok bölümünde, görevleri gereği sivil çalışan birçok personel bulunmaktadır. İlçe emniyet müdürlüklerinde, idari bürolarda, şube müdürlüklerinde sivil polisler görev yapmaktadır.

Bu birimlerden ilk akla gelenler; organize, narkotik, terör, güvenlik, bilişim ve mali şubedir.

Şubelere genellikle meslek içi başvurularla memur alımı yapılmakladır. Bunun yanında, özellikle istihbarat biriminde çalışacak olanların seçimi, okullarda yıl sonuna yakın zamanda yapılmaktadır. Seçimde iyi bir derece gösterenler istihbarat biriminde sivil olarak çalışabilmektedirler.

Şubelere alınan polis memurlarının meslek bakımından donanımlı olması özellikle de yabancı dil, ehliyet, bilgisayar kullanımı gibi bir takım bilgi ve yeteneklere sahip olunması şartları aranmaktadır.

Bu şubelere talebin fazla olması şubelere girişi zorlaştırmakta ve bu nedenle burada çalışmak isteyen her polis memuru bu şubelere girememektedir. Bu sebeple mesleğinde başarılı olan ve kişisel birtakım yetenkleri bulunanların bu şubelerde çalışma ihtimali daha da artmaktadır.



polis olma sartlari, polislik nedir, sivil polis nasil olunur, sivil polis olma sartlari, yakin koruma nasil olunur


Dalgalı şaçların kabarmaması için ne yapılabilir?

Çeşitli markaların elektriklenmeyi ve kabarmayı önleyici saç kremleri mevcut. Kozmetik ürünleri satan yerlerde size yardımcı olurlar.



sac kabarmamasi icin ne yapilmali, sacin kabarmamasi icin, sacin kabarmamasi icin ne yapilmali, sacin kabarmamasi icin ne yapmali, saclarin kabarmamasi icin, ...


Alkolde bulunan zararlı maddeler nelerdir?

Alkol

Biz diyabetlilerde alkol alımının tamamen yasaklanmasını önermiyoruz. Bununla birlikte, alkolün etki mekanizmasını bilerek, kararında içmek, sarhoş oluncaya kadar içmemek önemlidir. Henüz kanunen alkol alacak yaşta değilseniz, alkol alıp almamanız konusunda son söz her zaman anne-babanızındır. Alkol satın alabileceğiniz yaş sınırı ülkeden ülkeye değişmektedir. Biz diyabet kliniğinde ne herhangi birşeyi yapmanıza izin vermek ne de yasak koymak durumundayız. Biz size sadece etki mekanizmalarını anlatarak özellikle nelerin farkında olmanız gerektiğini söyleyebiliriz.

Karaciğerde tıkanma

Alkol, karaciğerdeki enzimleri alkolün yıkılması ile meşgul ederek karaciğerin yeni glukoz üretimini (glukoneogenezis) etkisiz hale getirmektir. Karaciğer yine de glikojen depolarından glikoz açığa çıkabilir fakat depolar boşaldığında hipoglisemi ortaya çıkacak ve alkol alımından sonra kanda kortizon ve büyüme hormonu konsantrasyonu azalacaktır. 

Her iki hormonun salınımından 3-4 saat sonra ortaya çıkan kandaki glukoz seviyesinin arttırıcı etkileri bulunmaktadır. Bu durum alkol alımından saatler sonra hipoglisemi riskinin artması riskini açıklamaktadır. Karaciğerin serbest yağ asitleri üretme yeteneği de azalacaktır. Bu biyolojik faktörlerin birlikteliği hipoglisemi riskinin alkol alımından sonra önemli ölçüde artmasına neden olur.
Alkolün karaciğerdeki glukoz üretimini bloke ettiği çok iyi bilinen bir gerçektir. Bu yemek yemeden önce bir kokteyl alınması geleneğini açıklamaktadır. Alkol karaciğeri bloke edecek, kan glukoz seviyesi hafif düşecek ve bu durum iştahın artmasına neden olacaktır. Diyabet hastalığında kan şekerinin çok düşük düzeylere düşme riski bulunmaktadır. Alkolün bu etkisi vücudunuzdaki alkolün karaciğerde parçalanması için geçen süre kadar devam eder. 
Karaciğer, kg başına vücut ağırlığına göre, saatte 0.1 gr (1.5 grains) saf alkolü parçalamaktadır. Örneğin vücut ağırlığınız 70 kg (155 pound) ise, bir şişe az alkollü biradaki alkol bir saatte, 4 cl likörde 2 saatte ve bir şişe şarapta 10 saatte parçalanacaktır. Bu nedenle, eğer akşam alkol alırsanız, bütün gece ve kısmen ertesi gün hipoglisemi riskiniz olacaktır.

Diyabette alkollü olmak neden tehlikelidir?
Diyabetiniz varsa, insülininizi zamanında ve doğru dozda almak ve insülin eksikliği yada hipoglisemide kendinizi iyi hissetmediğinizi anlamanız gibi çoğu zamanda berrak düşünebilmeniz gereklidir. Eğer alkollü iseniz alkol aldıktan sonra güvenli olarak araba kullanamassınız. Alkol alımından sonra gelişen ağır hipogliseminin diyabetli gençlerde çlüme yol açtığı görülmüştür. Yakın zamanda yapılan çalışmalar, alkolün hipoglisemideki rolünün, karaciğerin glıkoz üretim yeteneğinin kısıtlanmasından daha çok hipogliseminin saptanabilirliğinin azalmış olmasıyla ilgili olduğunu göstermektedir. Yapılan bir çalışmada yetişkin diyabetlilere yemekle birlikte 1 g/kg (34 grains/pound) vücut ağırlığına eş değer alkol (yemekle birlikte aparatif alkol 4 cl votka, ½ şişe şarap ve kahve ile birlikte 4 cl konyak) verilmiştir. Bir yetişkinde bu miktardaki alkolün yıkılması için yaklaşık 10 saat gerekmektedir. Bu yetişkinlerde kandaki alkol yoğunluğu en fazla yaklaşık ‰ 1 (22 mmol/L)'e ulaşmıştır. Ertesi sabah saat 10'a kadar yinelenen kan glukozu değerleri aynı kişilerin aynı miktarlarda maden suyu içtikleri kontrol günündeki çlçümlere yakın değerlerde bulunmuştur. Bu kişilerin hiç birinr hipoglisemi bulguları gçrülmemesine karşın açlık kan glukozu düzeyleri alkol alımından sonraki sabah yapılan ölçümlerden ortalama 0.7 mmol/L (13 mg/dL) daha düşüktü.
Temel kurallar 
Alkol alırken her zaman bir şeyler yiyin. Ertesi günde hipoglisemi risk olacağından yediklerinizin " uzun etkili" karbonhitratlar olması gerektiğini hatırlayın. Şeker içeren alkollü içecekler (likör gibi) başlangıçta kısa bir süre kan glukoz düzeyinin yükselmesine daha sonra hipoglisemi riskinin ortaya çıkmasına neden olur. Bir kadeh biradaki karbonhidrat oranı yaklaşık bir bardak sütteki ile aynıdır.
Diyabetli bir yetişkin eğer aynı zamanda yemek yiyorsa ılımlı miktarlarda alkol alabilir. Yemekle birlikte alınan 1-2 kadeh şarap ya da 6-8 cl (1/5-1/4 sıvı ounce) likör ertesi geceki hipolisemi riskini artırmaz.
Alkol ve kalori
Alkol alımı 
Alkol içeriği 
Kcal 
Karboh. 
1 şişe, 33 cl (1 sıvı ounce) 



Az alkollü bira 
1.8% 
96 
13 
Bira 
2.8% 
112 
14 
Alkolü yüksek bira 
4.5% 
149 
11 




1 kadeh, 15 cl (1/2 sıvı ounce) 



Kırmızı şarap 
9.9% 
114 
3.5 
Beyaz şarap, sek 
9.5% 
99 
0.7 
Beyaz şarap, tatlı 
10.7% 
147 
8.9 




6 cl (1/5 sıvı ounce) 



Şeri 
16% 
91 





4 cl (1/7 sıvı ounce) 







Votka 
32% 
88 

Viski 
32% 
88 

Punch 
20% 
104 
12 
Likör 
19% 
134 
21 
Aşırı miktarda alkol aldığınızda ne yapmalısınız? 
Yatmadan önce fazladan bir şeyler yiyin. Bu durumda, birkaç saat süre boyunca kan glukozunun yavaş yükselmesini sağlayan patates kızartması (gevreği) yiyebilirsiniz. Yatmadan önceki kan glukoz düzeyi 10 mmol/L (180 mg/dL)' den daha az olmalıdır. Hipoglisemiden kaçınmak için gece yatmadan önceki insülin dozunu 2-4 ünite azaltın. Tek başınıza yatmayın - gece boyunca ciddi hipogliseminizin çıkması durumunda size yardımcı olacak birine ihtiyacınız olacaktır. Eğer eve çok geç gelirseniz anne veya babanızı durumunuzdan haberdar etmeyi ihmal etmeyin. Her ne kadar utandırıcı olsa da aslında bu sizin yaşam sigortanız olabilir. Ertesi sabah kalkar kalkmaz iyi bir kahvaltı etmeyi ihmal etmeyin. Alkol alınması halinde glukagonun kan glukozu düzeyini artırıcı etkisinin daha zayıf olacağını bilmek önemlidir. Bunun nedeni alkolün, glukaganun karaciğerdeki glukoz üretimini arttırıcı yeteneğini engellemesidir. 
Evinizde alkol alabilir misiniz? 
Bir çoğumuz "gizli yapılan zevklerin en güzel olduğunu" düşünür. Gençlerin bir köşede gizlice alkol almaları yerine evde ebeveynlerinin gözetimi altında içmeyi denemeleri daha iyidir. Bununla birlikte, yapılan çalışmalar evde alkol alınmasına izin verilmesi durumunda daha fazla çocuğun içkiye başladığını göstermiştir. Bu çalışmalara göre, gençlere alkolü tamamen yasaklayıcı bir tutumun alkolün evde denenmesini öneren yaklaşıma göre daha fazla engelleyici etkisi olduğu düşünülmektedir. Aynı yaklaşım sigara için de geçerlidir. Ebeveynlerin alkolün evde denenmesine izin verip vermemesinin bu çalışmalara etkisi, kendilerinin sigara ve alkol kullanmaları durumuna göre daha fazla olmuştur.

alkol icindeki maddeler, alkolun icinde bulunan maddeler, alkolun icindeki maddeler, alkolun icindeki zararli maddeler, ickinin icindeki maddeler,