Çelebi Mehmet kimdir, hayatı ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Çelebi Sultan Mehmed'in cesedi tahnit edilerek sarayda muhafaza edildi. Böylece hem asker hem de halk kendisini hayatta biliyordu. Bu arada Murad'in Bursa'ya dogru yola çikmasi bekleniyordu. Murad'in Bursa'ya geldigi haberi üzerine padisahin Anadolu'ya bir seferinin olacagi, fakat rahatsiz bulundugu için yalniz basina gidecegi söylenerek cenaze Anadolu sahiline geçirildi. Onun ölümünü bildirmemek için pek çok tedbir alindi. Böylece vefati yaklasik 40 gün kadar saklanabildi. Padisahin cesedi, Bursa'da daha önce insa ettirdigi Yesil Türbe'ye defn edildi. Çelebi Sultan Mehmed'in bu tarihte 43 veya 47 yaslarinda bulundugu kabul edilmektedir.


celebi mehmet, celebi mehmet hakkinda bilgi, celebi mehmet kimdir, mehmet celebi hakkinda bilgi, mehmet celebi nin hayati,


Ermeni meselesi hakkında bilgi verir misiniz?,Ermeni meselesi hakkında bilgi

Ermeni Sorunu Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemine uzanan Türk devletleriyle Batı ülkelerin arasında siyasi bir yaklaşımla ele alınan Ermeni konusudur.
Osmanlı döneminde Ermeni vatandaşların hakları olarak sunulan; Daha sonra ise Birinci Dünya Savaşından sonra yaşanan Ermeni Kırımının Osmanlı Devleti'ndeki Ermenilerin devlet yönetimi tarafından kasıtlı ve emirler dahilinde öldürüldüğü ve bu sebeple olayların soykırım niteliğinde olduğunu iddiasi ile icerigi politik ve hukuksal acidan karmasiklasan ; bu yeni iddiaya iliskin olarak ise Türkiye Cumhuriyeti tarafindan yapilan "karsi iddia" ya da "aciklama" ile bu ölümlere "sistemli bir devlet politikası değil, savaş koşulları, hastalıklar, iklim, bölgedeki çete ve aşiretlerin saldırıları ve Ermeniler'in zorunlu göçünü kolaylaştıracak imkânların bulunmaması" gibi etkenlerin sebep olarak gösterilmesi ile bugünkü halini alan konudur.


Avrupa tarihinde kullanılan bu terim diplomatik çevreler ve zamanın popüler basın içinde Berlin Kongresi'inden başlayarak Şark Meselesi'nde olduğu gibi Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğundaki konumlarıni ve benimsenen bakışı" ifade etmekteydi. Ancak Ermeni meselesi "beraber yaşadıkları komşu toplumlardan korunması ve Ermenilerin hak ve özgürlükleri" anlamında öne sürülmekteydi.


ermeni meselesi vikipedi, ermeni soykirimi hakkinda bilgi, ermeniler hakkinda bilgi, ermenistan hakkinda bilgi, ermenistan ile ilgili bilgiler,


Nesnel yargı ne demektir?,Öznel yargı ne demektir?

Nesnel ve Öznel Anlatım Tanımı
Bir yargıya kişinin yorum katması,kişiden kişiye değişmesi öznel,Herkez için geçerli olan kişilerin kendi yorumunu katamadığı yargılarada nesnel yargı denir. 

Nesnel ve Öznel Anlatım Örnekleri 

Nesnel Anlatım Örnekleri

Kuşkonağı çok göç veren köylerimizden biridir.
İstanbul en çok nufusu olan ilimizdir.
Nufusu en kalabalık ilimiz İstanbuldur.
Anne,baba ve çoçuklar bir aile oluşturur.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Bayramın amaçlarından birisi de akrabaları ziyaret etmektir.
Ormanlar,şehrimizin nefes almasını sağlayan akciğerleridir.
Şiir yazamak bir tutkudur.

Öznel Anlatım Örnekleri

Kuşkonağı kuşkonağı olalı böyle ıssız olmamıştı.
Babam en çok sevdiği köy kuşkonağıdır.
Ben şiir yazmayı severim.
Voleybol en faydalı spordur.
Türkiye’de en güzel kış tatili Ilgaz’da yapılır.
Operayı en güzel italyanlar okur. 



nesnel anlatima ornekler, nesnel ne demek, nesnel yargi, nesnel yargi nedir, oznel ne demektir,


Sanatçı ve zanaatçı arasındaki farklar nelerdir?

Sanatçı ile Zanaatçı arasındaki fark nedir?

Sanatçı ve zanaatçı kavramları farklı olgulardır. Sırayla tanımlayalım;

Sanatçı
 yaratı eyleminin sonucunda ortaya çıkan eserden belli maddi kaygılar güdemez çünkü yaptığı o noktada sanat olmaktan çıkar zanaat alanına girer.


Zanaatçı
 ise belli bir ücret karşılığında ürün meydana getirir. işin en başından itibaren zanaatçı maddiyatla başlamıştır işine ve burada sanatçıdan ayrılır.

Şimdi maddi bir kaygı gütmeden herhangi bir yaratı eyleminin sonucunda ortaya konan eser sanat eseri onu ortaya koyan da sanatçıdır. Tabi bunların belli başlı kuralları ve eğitim süreci vardır. Sanatçının sanatçılık derecesini bireyler verebildiği gibi kitlelerde verebilir. Fakat özünde sanatçının sanatkarlığına ve sanat eserinin niteliğine bağlanamaz. Kişiler kendi zevklerine hitap edilene sempati duyabilir. Ama sanatçılar arasında sınıflandırılma olamaz.

Örnek ve Tanımlar:

Zanaat: (marangozluk, ayakkabıcılık, terzilik.. gibi) maddi ihtiyaçları karşılayan işlerin tümü.
Sanatçı: Sanat kollarının birinde başaralı kimse.


Sanat için şu örnekleri verebiliriz: Biraz Allah vergisi,biraz çalışmayla güzelresimler yapan birisi yaptığı resimleri para kazanmak amacıyla yapmıyorsa;resimleri satacaksa bile üzülerek,belki ağlayarak satıyorsa yine sanatçıdır bu ruhtaki insanlar.Gerçek sanatçılardan, ”Eserlerim benim çocuğum gibidir.”sözünü çok duymuşsunuzdur.

Sanatçılık ruhu herkeste yoktur.Sanatçı olunmaz,sanatçı doğulur kısacası.
Yukarıdaki tanıma göre sanatçı, herkesin ortaya koyamadığı bir şeyi kendisine has bir anlatımla otaya koyandır.Toplumunun bağrından çıkmıştır, onun aynasıdır,onun dili,kulağıdır.
Toplumunda olmayan davranışları sergileyerek farklı olunacağını zanneden insanlar ,farklı olmayı,orijinal olmak olarak değerlendiremeyen insanlardır.Hep başkalarının şarkıların söylemekle kalmayıp bir de şarkısını söylediği sanatçıyı taklit edenler, sanaçtı değil, taklitçidirler.

Zanaatçı için de şu örnek iyi gider sanırım:
 Güzel duvar ören bir usta ,bu iş için iyi ustalardan duvarcılık hakkında bilgi almıştır.Uygulama yaparak kendisini yetiştirmiştir yani.Yaptığı iş karşılığında mutlaka para alacaktır,çünkü bu onun geçim kaynağıdır..Duvar örmek onun içine doğmamıştır,ilham perisi gelip ona güzel duvarı öğretmemiştir yani. Usta- çırak ilişkisiyle ve taklit yoluyla güzel duvar örebiliyordur. Taklit ettiği usta iyi duvar örüyorsa o da iyi duvar örüyor;öremiyorsa o da iyi duvar öremiyordur.

Sanatçı, içine doğan ilhamla,sanatçı kişiliğiyle,şarkı söyler,resim yapar,şiir yazar.Yaptığı iş taklit değil,kendisinindir.Eserinde üslubu,imzası vardır.Zanaatçı işini geçim kaynağı olarak yapar,yaptığı sevmese bile yapar. Sanat-zanaat benzerliğindeki küçük fark aslında çok da küçük değildir yani.

Zanaatkarlık sadece el becerisi gerektiren bir iştir.belli şablonlar vardır zanaatkarlar için,ve bu kalıba göre eserlerini yaratmış olurlar. Belli bir kalıp kullanmak zorundalardır,çünkü zanaatkarların amacı seri üretime geçip ürünlerini pazarlamaktır. Bir marangozun yaptığı masa çoğu zaman yaratıcılık veya özgünlük ürünü değildir. Bir el becerisinin ürünüdür ve “ticaret” amacıyla yapılmıştır.

Sanatçı ise,eserlerini pazarlama amacı gütmez. Bir zanaatkarın eseri para kazanmak için yapılan bir “araçtır”. Ama bir sanatçı için,yaptığı şey başlı başına bir amaçtır.güdülerini rahatlatır,özgünlüğünü ortaya koyar. Eseriyle kendini ifade eder.pazarlamak için yapmaz,ve de bir sanatkar kabul edilebilmesi için de orjinal olması şarttır.
Bir de şu var: ortalıkta çok fazla manzara resmi yapan var,bi ton ağaç çiçek,dağ tepe çizip duruyo adamlar.bu insanlar da bence bir zanaatkardır,onları diğer insanlardan ayıran sadece güzel resim yapabilme becerisidir. Birbirinin aynısı olan,bir başkasınınkinden farkı olmayan eserler yaratıysa eğer,istediği kadar iç açıcı,zihin geliştirici,ruh aydınlatıcı görevi görsün,zanatkardır. Çünkü sanatçı,”ben bu fili zürafayı beğenmiyorum kardeşim,ben olsam başka türlü yapardım.” diyebilecek kadar marjinaldir.


Sanatçı ve zanaatçı arasındaki farklar nelerdir?

Einstein'in icatları hakkında bilgi verir misiniz?

Görelilik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. 
Fizik alanındaki çalışmaları modern bilimi büyük ölçüde etkiledi. Kendisi özellikle zaman ve uzay için düzenlenmiş bağlılık (izafiyet) teorisiyle tanındı. Bu teori üç bölüme ayrılır: Newton mekaniğinin yasalarını değiştiren ve kütle ile enerjinin eşdeğerli olduğunu öne süren sınırlı bağlılık (1905); eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir evrene ait çekim teorisini veren genel bağlılık (1916); elektro-manyetizma ve yerçekimini aynı alanda birleştiren daha geniş kapsamlı teori denemeleri. Albert Einstein, ilk iki teorinin geçerliliği atom fiziği ve astronomi alanında yapılan deneylerle çok başarılı bir biçimde sınanmıştır; çağdaş fiziğin temel taşları arasında yer alırlar.Söylediği güzel bir söz vardır "Ben atomu iyi bir şey için keşfettim,insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar"




albert einstein icatlari, einstein icadi, einstein icatlari, einstein in buluslari, einsteinin icatlari,