İskeletin görevi nedir?


İskeletimizin görevleri ve kısımları

İSKELETİN GÖREVLERİ

1. Vücudumuza genel şeklini verir.
2. Hareket etmemizi sağlar.
3. Vücudumuza desteklik sağlar.
4. İç organlarımızı korur.
5. Vücudumuzun dik durmasını sağlar.


İSKELETİN KISIMLARI
1. Kafatası
2. Göğüs kafesi
3. Omurga
4. Kollar ve bacaklar


Kafatası : Yassı kemiktir. Beynimizi korur.
Göğüs kafesi : Kaburga kemikleri ile göğüs kemikleri göğüs kafesini oluşturur. Akciğerleri ve kalbi korur. Nefes alıp vermemize yardımcı olur.
Omurga : Omurga, omur denilen 33 kısa kemiğin birbirleri üzerinde dizilmesiyle oluşmuştur. Vücudumuzun üst kısmının ağırlığını taşır.
Kollar ve bacaklar: Çoğunlukla uzun kemiklerden oluşmuştur.


iskelet nedir iskeletimizin gorevleri iskeletimizin gorevleri nelerdir iskeletin gorevleri iskeletin gorevleri nedir iskeletin gorevleri nelerdir 

Need for speed araba yaması,need for speed save editör

Need for speed Most Wanted ARABA VE SAVE EDITOR HİLESİ İNDİR

Need for speed araba yaması,need for speed save editör,need for speed save edıtor,need for speed para yaması,need for speed araba geliştirme,need for speed kariyer geliştirme,Need for speed yamaları,Need for speed ridkes,Need for speed Moostwanted araba yamaları,Need for speed Most Wanted yamaları,Need for speed Most Wanted türkçe yama,Need for speed Most Wanted save editor,Need for speed Most Wanted kariyer hilesi,Need for speed Most Wanted hilesi

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'

Murat Gülsoy 'Baba-oğul ve Kutsal Roman'da kurduğu eğlenceli ve kendine özgü âlemde, hem büyü yapmaya hem büyü 
bozmaya davet ediyor okurlarını. Karanlığın aynasına koyu bir ironiyle, acımasız bir yalınlıkla güle oynaya giriyor, kırıp parçalarına ayırdığı bir hayatı gözlerimizin önüne seriyor. Baba, Oğul ve Kutsal Roman, edebiyatın başkalarının hayatlarına kaçıp saklanmanın değil kendi dehlizlerinde dolaşmanın bir yolu olduğuna inananlar için….


Murat Gülsoy kimdir? 
Murat Gülsoy, 1992-2002 yılları arasında arkadaşlarıyla Hayalet Gemi dergisini çıkardı. Bu Kitabı Çalın adlı kitabıyla 2001 yılı Sait Faik Hikâye Armağanı’nı ve Bu Filmin Kötü Adamı Benim adlı romanıyla 2004 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandı. Bu Kitabı Çalın, Almanya’da Stehlen Sie dieses Buch adıyla yayımlandı. İstanbul’da Bir Merhamet Haftası birçok dile (Çince, Makedonca, Rumence, Bulgarca, Arapça) çevriliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi, mühendislik ve yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; sadece yazmayı değil yazmak üzerine düşünmeyi de seviyor.



Murat Gülsoy’un Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:
Oysa Herkes Kendisiyle Meşgul, 1999
Bu Kitabı Çalın, 2000
Âlemlerın Sürekliliği ve Diğer Hikâyeler, 2002
Binbir Gece Mektupları, 2003
Bu Filmin Kötü Adamı Benim, 2004
Büyübozumu, 2004
Sevgilinin Geciken Ölümü, 2005
İstanbul’da Bır Merhamet Haftası, 2007
602. Gece, 2009
Karanlığın Aynasında, 2010
Tanrı Beni Görüyor mu? 2010

Gelecekle ilgili Plan ve Hayallerim,Gelecekle ilgili Kompozisyon,Hayaller ile ilgili kompozisyon

       Gelecekte ne olacak, ne değişecek? Bunu hiç kimse bilmiyor. Biz sadece tahmin ediyoruz. Allah gerçekleştiriyor. Her insanın kendine ait geleceği olur.
          Ben de gelecek hakkında düşünüyorum ve plan yapıyorum. Ben 5 yıl sonra üniversiteden mezun olacağım. Şimdi ben hazırlık bölümünde okuyorum, bir yıl sonra fakültemi değiştireceğim. Ben yıllarca diplomat olmayı çok istedim hâlâ da istiyorum. Diplomat olmak benim hayallerimden biri.
          Ben gelecekte eğitimli, gururlu bir insan olmak istiyorum, kendi ülkeme faydalı bir şey yapmak istiyorum.
          Bence her genç kız için bu hayatta en önemli şey ailedir. Mesela benim için aile çok kıymetli, bu yüzden ben gelecekte çocuklarım için özenli ve ilgili bir insan olmak istiyorum.
Üniversiteden mezun olduktn sonra ben farklı ülkeleri gezeceğim. Bu dünyada nasıl güzel ülkeler var? Benim için bu çok ilginç. İlkin ben Türkiye'yi gezmek istiyorum, çünkü orada çok güzel ve eski tarihi yerler var.
          Hayallerimden biri de gelecekte güzellik salonu açmak. Bence güzellik de hayatımızda çok önemli rol oynuyor. Çünkü güzellik dünyayı koruyor. Bunlar sadece benim gelecekle ilgili amaçlarım, hayallerim.
          Hayat her zaman harika olmaz, bazen iyi, bazen kötü şeyler oluyor. Ama bizim çeşitli sınavlardan geçmemiz lazım. Bu sınavlardan, kan ve ateş sınavından geçmek gerek.
          Ben amacıma ulaşmak için gayret edeceğim ve bu arzumun yerinegeleceğine inanıyorum.

Yazan: Gülvira Maylibekova
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Hazırlık Sınıfı Öğrencisi
Okutman: Zehra Öztürk

Edebiyat-Tarih İlişkisi,Edebiyat ve Tarihin arasındaki ilişki nedir?,Edebiyat ve Tarih


Edebiyat tarihi, medeniyet tarihinin en önemli kısmıdır. Bir milletin uzun asırlar esnasında geçirdiği fikrî ve hissî gelişmeyi belirten bütün kalem ürünlerini inceleme ile onun manevi hayatını, gerçekte olduğu gibi tasvire çalışır.
Bir milletin edebiyatı, millî ruhu ve millî hayatı göstermek için en samimi bir ayna sayılabilir. "Bir millet, hayatı nasıl görüyor? Nasıl düşünüyor? Nasıl hissediyor?" Biz, bunu en doğru ve en canlı olarak o milletin fikir ve kalem ürünlerinde bulabiliriz.
Edebiyat, toplumun bir kurumu olmasından dolayı, kendisini meydana getiren toplumun diğer kurumlarıyla bağlı ve onlarla ahenklidir. Hakikaten, bir milletin coğrafi çevresiyle, sonra iktisadi, dinî, hukuki, ahlâkî, bedii, siyasi hayatıyla edebiyatı arasındaki bağlantılar çok açıktır.
Geçmiş zamanlara ait bir edebî eseri layıkıyla ve tarihî manâsıyla anlamak için, önce o devrin genel hayatını, yaşayış ve düşünüş tarzlarını, o devir insanlarının hayat ve evren hakkında neler bildiklerini öğrenmemiz gerekir. Demek oluyor ki edebiyat tarihi, bir milletin coğrafi çevresini, din, hukuk, ahlak, iktisat, güzel sanatlar gibi kurumlarını ve siyasi hayatını genel yapısıyla gösteren medeniyet tarihinin ya da genel ve yaygın anlamıyla "tarih"in çerçevesi içinde incelenmelidir. Filoloji yani "Lisaniyat" ve tarih üzerine dayanmadan edebiyat tarihi meydana getirilemez.
Bir "şaheser"i incelemedeki amacımız, o milletin edebî gelişmesini gereği gibi ve doğru olarak anlamak içindir. Çünkü bir "şaheser", neticede mutlaka "toplumsal bir ülkünün ifadesidir."
Dâhiler, mensup oldukları toplumun bugünkü veya gelecekteki bir ülküsünü başarıyla temsil eden insanlar olmak bakımındandır ki edebiyat tarihinde başlıca hedef olurlar.