Rü'yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle,
Her ânını, her rengini, her şi'rini hazdan.
Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan
Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtâb... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rü'yâ duruyor yerli yerinde!
HAYATI
1975 yılında Samsun'da doğdu. Sosyal Bilimler eğitimi aldı. Şiir ve Deneme dallarında ödülleri bulunan şairin şiirleri muhtelif dergilerde ve antolojilerde yayımlandı.
Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan şair, evli ve Melek Sima adında bir kız çocuk annesi.
ESERLERİ
Şairin Dolunay Yayınlarından yayınlanmış iki şiir kitabı vardır.
Bunlar; Üç noktanın ikisi-2002
ve Kırda kelebek kovalarken adını unutan çocuk-2006
Keşişler kıllı parmaklarıyla açtılar kitabı:
Eylüldü
İason kar serpmekte şimdi olmuş ekinlere.
Ellerden bir gerdanlık verdi sana orman,
böylece
ölmüş, yürümektesin ipin üstünden.
Mavinin daha koyusu ihsan edilmiş saçlarına,
ben aşktan konuşuyorum.
Deniz kabuklarına, inçe bir buluta
sesleniyorum, bir sandal
tomurcuklanıyor yağmurda
Bir tay düşüyor yaprak gibi dökülen
parmakların üzerinden
Kapkara açılıyor büyük kapı, benim şarkımla:
Nasıl yaşamıştık burada biz?
RAHATÇA karlarla
ağırlayabilirsin beni
yürüdüğüm sürece
dut ağaçıyla omuz omuza
yazın içinden,
hep çığlık atmıştı
en genç
yaprağı.
Hala hayal kırıklarını anlatır annem
Yaşama dair bildiklerini
Anne olmanın inceliklerini
Bakıp annemin buğulu gözlerine
-Konuş diye bağırdım
Hep doşruyu söyleyen yalanım ben
Tırnaklarımı söksen sesim çıkmaz
Ucunda evlat olunca
Kalbim bir atar bir atmaz
Evladın gözüne bakınca
Hep doğruyu söyleyen yalanım ben
Öğrenmesi gerek çocukların
Güneşin her zaman sıcak ve aydınlık doğmayacağını
Ve onlara anlatmalı birileri
Suların daima bulanık akmayacağını
Çizgi filmler, resimler birer hayaldir
Öğrenmesi gerek çocukların
Her uykunun bir uyanışı olduğunu,
Yer yer korkuyu bilmeli çocuklar
Zaman zaman korkusuzluğu
Umudu...
Ve öğrenmeli çocuklar
Duraksız istasyonlarda durdurmayı gideni
Bitmeyen sevdalara dayalı
Yürekleri olmalı çocukların
Kutlu yolculukta yorulmak bilmeyen ayakları
Öyle gelsin gelecekse ağlamayı bilen gözleri
Güneşi emmişken, ısınmışken gönülleri
Tükenmeyen sevgileri olmalı
Kurak iklimlerde
Yıllar var, göremedim, duyamadım, dokunamadım
Titreyişini hissettiğim yürekleri var çocukların
Gelecekten endişeli gözleri
Ve bir ömür coşkuyu öğrenmeli çocuklar
Bir yolculuğa son vermeden varılmaz
Varılası ufukları olmalı çocukların
Çocuk olmayan yollara düşmesin yolum
Çünkü çocukların olmadığı yollar karanlık
Çocuk olmayan geceler yıldızsız
Çocuksuz kapılar nefessiz
Ey çocuk, senin de gözlerinde yıldızlar parlayacak
Yıldızlar toplayacağız gözlerinden
Gülkırmızı gülüşlerle.
Ben ağırlaşırken
Bir tarafı hafifliyor dünyanın
Gün tebessümleri taşıyor ağır ağır
Belli ki yağmur yağacak.
2.
Yine de dirençli dağlar
Kendinden ayrılmayan kışa rağmen
İktisatlı kullanıyor olmalı
Siyah ve beyazı.
3.
Özünde, sevgiye gebe toprak
Yerli yerine oturunca sonsuz yaşam.
Kuşanınca sabrı
Yaşanan hangi öykü inkar edecek bizi.
4.
Zaman nazlı nazlı süzülüyor
Çarmıha gerilirken korku.
Acı, beklenen beste.
Yürek titriyorsa herşey iyi olur.
5.
Sabrın bereketi hayata dekor oluşturuyor
Mesuliyet ağır, her yağan yağmur sonuçta cansuyu
Yasak, her müfredatta,
Vakit geç mi olur
Bulutlar yürürken maveraya.
6.
Hayat asil duruşunda, ölüm kaçınılmazı oynuyor
Devasa bir kararlılık, onun adıyla başladım duaya
Siyah ve beyaz tutuştu kavgaya
Bu eyleme gülümsedi gökyüzü.
Birer Melek kuçakladı bizi
Kaybedenlerden olmadık
Rabbim güzel insanlara cevirdi yüzümüzü
Yaşamın sırrına erdik mi bilemiyorum
Geçtik sarp ve korkunç vadileri
Güneşe bile leke süren diller var
Yağmura söven
Aşk savaştığım zaman bulurdu beni
Madde gibi bir kuma sardım başıma
Yaşama dair ümitlerim vardı
Hiç sevmedim gözlerimde yıkanmamış yağmuru
Lanetlenmiş sözleri vardı insanlarımın
Rabbim,
Kıymadı kıyılası yüreklere
Cevirmedi yüzünü
Ne söylenen ne de hissedilenleri duymadık
Tuz basıldı yaramıza
İnsanlar insanların kölesi olmuşsa
Senin ve benim yapabileçeğimiz budur.
Rabbim,birer Melekle ödüllendirdi bizi
Kaybedenlerden olmadık
Güzel yarınlara çevirdi yümüzü.
Bir savaşcı ilan ettim yüreğimi
Ve bıraktım sağanağın altına
Ardına düşmeyeceğim
Kollamıyacağım sevgiyi
Dileğimdir,ümidimdir
Aşk ı bulana kadar savaşsın.
Kanatsız bir demdi
Kara düğüm olmuş duygularla
Bedbinlik her dem
Fersiz gözlerinde sadece
Gözyaşı vardı çocukların
Ne yapalım yangınını söndürmek için
Kaba eller üzerinde kafatasları
Taşınır bir merminin ışığında ruhlar
Dağınık ve kudsi ve de binlerce.
Sana ne oluyor ey melek
Ters çevir gazab rüzgarını
Meydan okurdum sana olmasa
Olmasa ilahi emir.