Samiha İkbal - Mum Işığı



Keşişler kıllı parmaklarıyla açtılar kitabı:
Eylüldü
İason kar serpmekte şimdi olmuş ekinlere.
Ellerden bir gerdanlık verdi sana orman,
böylece
ölmüş, yürümektesin ipin üstünden.
Mavinin daha koyusu ihsan edilmiş saçlarına,
ben aşktan konuşuyorum.
Deniz kabuklarına, inçe bir buluta
sesleniyorum, bir sandal
tomurcuklanıyor yağmurda
Bir tay düşüyor yaprak gibi dökülen
parmakların üzerinden
Kapkara açılıyor büyük kapı, benim şarkımla:
Nasıl yaşamıştık burada biz?

RAHATÇA karlarla
ağırlayabilirsin beni
yürüdüğüm sürece
dut ağaçıyla omuz omuza
yazın içinden,
hep çığlık atmıştı
en genç
yaprağı.

GELEÇEĞİN kuzeyindeki
ırmaklara atıyorum
taşlarla nakışlanmış
gölgelerle
duraksayarak ağırlaştırdığın
ağları.

DURMAK, gölgesinde
havadaki yara izinin.

Kimse-ve-hiçbir-şey-için-Durmak.
Tanımaksızın,
yalnızca kendi
adına.

O gölgede konuşmadan da
barınabilen her şeyle
birlikte

ELLERİMİN derisinin altına
dikilmiş,ellerin avuttuğu adın.

Gıdamız olan
hava toprağını yoğurduğumda
bir acılık katıyor hamura
delice açık tenden yansıyan
harflerin parıltısı.

 
Samiha İkbal

Paylaş

0 Yorum var "Samiha İkbal - Mum Işığı"

Yorum Gönder