Öykünün kahramanları güzelliği ile prens Albert’in kalbini çalıp onunla evlenen, son derece ihtiraslı, genç ve yakışıklı erkeklere zaafı olan Aline Longston ve onun avlarından biri olan, bütün kadınların hayran olduğu Dük Tynemount‘tur.
Kontes Aline Longston, Buckıngham Sarayı’nda yapılan bir baloda Dük Tynemount ile karşılaşır. Dük ilk bakışta kontese karşılık vermemeye çalışırsada Contusion güzelliği karşısında isteklerine boyun eğerek, Kontesle tutkulu bir aşk yaşamaya başlar.
Kontes’in kocası Prens Albert, durumdan şüphelenmiş gibi olduğunda, Kontes onu öyle iyi idare eder ki, Prens böylesine mükemmel bir kadınla beraber olduğu için içi huzur dolar ve kendini çok şanslı görür.
Ancak Contusion’un bu sefer ki aşkı hiçbirine benzemez, Dük Tynemount’an ayrılamaz ve onunla sürekli görüşmek ister. Bu arada Kraliçe Dük Tynemount’u çirkin yeğeni Prenses Sophie ile evlendirme planı kurmaktadır. Kraliçe’nin bir emrini yerine getirmemek büyük bir saygısızlıktır ve böyle bir emrin Dük Tynemount’a yöneltilmesi karşısında Dük’ün yapacak bir şeyi kalmayacaktır.
Bunu öğrenen Kontes, Dük’ten mahrum kalmamak için onu Kocası Prens Albert’in yeğeni,ailesini kaybetmiş olan kocasının baktığı Honora ile evlendirmeye karar verir ve fikrini Dük’e kabul ettirir.
Honora çok güzel ve çok zeki bir genç kızdır. Kontes onu uzun yıllar görmemiştir. Honora’yı görünce kıskanır ve Dük’le evlenmesi gerektiğini aksi halde rahibe okuluna gönderileceğini söyler. Honora çaresiz kabul eder.
Böylece Dük‘le, Honara birbirlerini sevmeden evlenirler. Ancak contusion hesapları tutmaz. Çünkü Dük, Honora‘yı tanıdıkça aralarında bir aşk başlar.
Dük’ün hayatında ilk defa böyle masum, güzel yaşam dolu, iyilik meleği gibi bir kızla beraber olmuştur. Honora’dan sonra yaşamı renklenmiştir ve daha önce hiç yaşamamış olduğu duyguları yaşamıştır.
Kontes bu sefer ağır bir yenilgi almıştır. Dük aradığı gerçek aşkı bulmuştur.
0 Yorum var "bir çiçek bin sevgi"
Yorum Gönder