masalin ortaya ciktigi donem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
masalin ortaya ciktigi donem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Destan, halk hikayesi, mesnevi, roman hangi dönemlerde ortaya çıkmıştır?

Hikaye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikayeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir. Başka bir tanım yapacak olursak; Türk edebiyatı verimleri içinde 16.asırdan itibaren görülmeye başlanan, genellikle aşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden, yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir.
DESTAN:İSLAMİYET ÖNCESİ DÖNEM
MESNEVİ: İSLAMİ DÖNEM
ROMAN:BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI DÖNEMİ
HALK HİKAYESİ: Türk edebiyatı verimleri içinde 16.asırdan itibaren görülmeye başlanmış halk hikayesi

Destan (Farsça: داستان), milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış (savaş, göç, istilâ gibi) tarihî olayların (yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi) toplumsal ve doğal olayların çağdan çağa aktarılmış, aktarılırken de hayal unsurlarıyla oluşmuş, süslenmiş, değiştirilmiş manzum söylenceleridir.
Destanlar, Araplar’da “esastır “, Batı’da “myth” olarak adlandırılır. Destanlar ikiye ayrılır; Yapay ve Doğal Destanlar. Yapay Destanlar: yazarı belli olan,daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara az yer veren bir destan türü iken, Doğal Destanlar: anonim( yazarı belli olmayan),ilkel dönemde yaşanmış olayları konu alan ve sözlü destan türüdür. Destanlar İslamiyet’in kabulünden önceki Türk Edebiyatı kategorisine aittirler. Ayrıca da çok uzun yazılardırlar. Destanlar 3 safhadan oluşur:
Halkın benliğinde iz bırakan olaylar ve bunda rol oynayan kahramanlar,
Olayın ağızdan ağıza aktarılması,
Yazıya daha sonradan geçirilmesidir.
Milletlerin toplumu derinden etkileyen, tarihi önem arz eden önemli olaylarını (doğal afetler, savaşlar, göç, yangın vb.) konu edinirler. Çoğu kez manzum olurlar. Tarih, etnografya, folklor gibi bilimler destanlardaki bilgilerden yararlanır.
Destanlar da masallar gibi Sözlü ve Yazılı olmak üzere ikiye ayrılır. a)Doğal Destanlar (İslamiyet öncesi ve islami dönem destanları-Sözlü Destanlar-Anonim) b)Yapay Destanlar (Örn. Nazım Hikmet ^ Kuvayı Milliye) Türk edebiyatında destanlar İslamiyet öncesi ve İslami dönem olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar doğal destanlardır.
Doğal Destanlar : Bu destanların çoğu destan döneminde yani İslamiyet öncesi dönemde ortaya çıkmıştır. Destan dönemi çok eski dönemlerde mitolojilerin ortaya çıktığı dönemdir. İnsanların evreni, yaradılışlarını, yaşanılan tüm doğa olaylarını sorguladıkları, adlandırmaya çalıştıkları dönemdir. (Örn. Yunan mitolojisindeki Zeus ve Afrodit gibi tanrı ve tanrıçaların ortaya çıkması bu dönemdedir.)
1-) Destanların temelinde çekirdek bir olay vardır. Bu olay gerçektir. Zaman içerisinde yaşanmış olan bu gerçek olay o millet tarafından; kimi zaman benzetmeler, kimi zaman abartmalar kullanılarak yaratılmıştır. 2-) Özellikle İslamiyet öncesi döneme kaynaklık ederler. 3-) Destanların dil ve anlatımı kimi zaman kahramanlara olağanüstü özellikler kazandırır, ifadeler açıktır. Uzun betimlemeler yer almaz. 4-) Sözlü ürünlerdir. Doğal destanların üç dönemi vardır : a) Ortaya çıkma b) Yayılış c) Derleme 5-) Destanlar manzum örneklerdir. Bu, akılda kalıcılığı ve sürekliliği sağlamak içindir. 6-) İslamiyet öncesi Türkler göçebe yaşam tarzı sürerlerdi. Atçılık ve avlanma onlar için önemlidir. Göktanrı inancı hakimdir. Tüm bu sosyal şartları aynı zamanda destanlarda görebiliriz. 7-) Destanlarda iki tip vardır : a) “Veli” tipi (yol gösteren, yaşlı pir kişi) b) “Alperen” tipi (savaşçı, cesur, korkusuz kişi) Özellikle bazı destanlarda, anlatılan bölüm hikaye, karşılıklı konuşmaların ve seslenmelerin olduğu bölüm nazımdır. Yani nazım ve nesir iç içedir. (Destanların aslı manzum örneklerdir)


Vikipedi

Türk edebiyatında roman 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür

MESNEVİ: İSLAMİ DÖNEM

Masal ve destanlar sözlü edebiyat geleneğimize ait ürünlerdir. Yani henüz yazı kullanmadan önce ortaya çıkmışlardır. Günümüze ağızdan ağıza söylenerek, dilden dile aktarılarak gelmiştir.