Vali Mutlu, Fatih'te iftar topu patlattı

Ramazan ayının ilk gününde İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve beraberindeki beş bin kişi Eminönü Meydanı'nda bulunan Fatih Belediyesi'nin iftar çadırında oruçlarını açtı.

İstanbul Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın karşıladığı yemekte Ezo Gelin çorba, tas kebabı, pilav, ayran ve baklavadan oluşan menü ikram edilirken, Vali Mutlu, Başkan Demir ve beraberindekiler birlikte dua etti.

Fatih Belediyesi'nin Mehteren Takımı da Eminönü Meydanı'nda mini bir konser verdi. Akşam ezanının okunmasıyla birlikte Ramazan'ın ilk topu da atıldı. Burada vatandaşlarla birlikte orucunu açan Vali Mutlu, Başkan Demir ve beraberindekiler dua etti. Ramazanın ilk gününde orucunu iftar çadırında açmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Vali Mutu, bu mübarek ay vesilesiyle tüm İslam alemine sağlık, mutluluk ve barış temenni ediyorum dileğinde bulundu.

İftar saatinden önce binlerce vatandaş iftar çadırının önünde uzun kuyruklar oluşturdu.

İftar çadırından yemek yiyenler sadece oruçlu olanlar değildi. İstanbul'da evsiz yaşayanlar ve turistler de sıraya girerek, yemeklerini yedi.

Eminönü Meydanı'nda ve Fatih Saraçhane Anıt Park'ta kurulan ramazan çadırlarında her gün 6 bin beş yüz kişinin iftarını açtığını kaydeden Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, vatandaşların ramazanlarını tebrik etti. Demir, Fatih Sultan Mehmet'in fermanında buyurduğu gibi şehit ve şühedanın yakınları ile ihtiyaç sahibi vatandaşların da evlerine her gün sıcak yemek götürdüklerini anlattı.

İran kadın milli takımı Avrupa turnuvasında

Özellikle İngiliz basınının ilgi gösterdiği İranlı oyuncuların tümü maçlara, baş ve omuzlarını örten ''magnaeh'' adlı örtünün yanı sıra bütün vücutlarını kapayan kırmızı bir eşofman ile çıktılar.

Takımın antrenörü Fatma Molai, gazetelere yaptığı açıklamada, İslami şekilde örtünerek oynamanın taktiklerini değiştirmediğini belirterek, ''Kıyafetler oyun düzenimizi etkilemiyor'' dedi.

Takım kaptanı 22 yaşındaki Zohre Eyni de, ''Bütün takım örtünün açılmamasının nasıl sağlanacağını öğrendi, böylece bu oyuna etki etmiyor. Rugby gibi fiziki bir oyunun örtülü oynanabileceğini gösterdiğimizi düşünüyorum'' diye konuştu.

İran'da kadınların son 10 yılda oynamaya başladığı rugbynin popülaritesi giderek artıyor. İran kadın milli rugby takımı hafta sonunda oynadığı 3 maçın birini kazandı.

Bağış:95 gence burs imkanı vereceğiz

Bağış, Jean Monnet burs programı 2010-2011 akademik yılı burslarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, AB mevzuatının benimsenmesiyle yaşanacak toplumsal dönüşümün başarıya ulaşmasının, farklı sektörlerde çalışanların AB müktesebatı ve normlarını özümsemeleriyle mümkün olduğunu belirtti.

Devlet Bakanı Bağış, bu çerçevede önemli bir fırsat olarak beliren ve 1989 yılında Türkiye ile Avrupa Komisyonu arasında yapılan anlaşma ile oluşturulan Jean Monnet burs programının, Türkiye-AB ilişkilerinin en dinamik ve en renkli boyutlarından biri olduğunu ifade etti.

Türk gençlerine AB üyesi ülkelerde eğitim imkânı sağlayan Jean Monnet burslarının, Türkiye'de toplumun her kesiminden AB ile ilgili konularda uzmanlar yetiştirmeyi hedefleyen çok özel bir program olduğuna işaret eden Bağış, bu hedef doğrultusunda 20 yıllık dönemde kamu çalışanlarından özel sektör temsilcilerine, üniversite öğrencilerinden akademisyenlere, sivil toplum örgütleri temsilcilerinden yerel yönetim çalışanlarına kadar yaklaşık 1,180 kişiye program kapsamında burs sağlandığını belirtti.

Bağış, şunları kaydetti:

"Ülkemizin tam üyelik sürecinde önemli bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde Jean Monnet burs programı kapsamında 95 gencimize daha burs imkanı verdiğimizi gururla ülkemiz kamuoyuna duyurmak isterim. Jean Monnet burs programının 2010-2011 Akademik Yılı çerçevesinde 2009 yılının ekim ayında başlayan ve zorlu bir yazılı ve sözlü sınav süreci sonrasında burs almaya hak kazanan gençlerimiz, önümüzdeki eylül ayı itibariyle AB üyesi ülkelerdeki üniversitelere AB ile ilgili konularda yüksek lisans veya araştırma yapmak amacıyla gidecekler ve bir yıl süreyle bu ülkelerde ülkemizi temsil edeceklerdir.

Ülkemizde AB ile ilgili uzmanlaşan kişilerin artması ile birlikte üyelik sürecinin daha doğru anlaşılacağı bir gerçektir. Jean Monnet bursiyerleri, her şeyin ötesinde Büyük Atatürk'ün önümüze hedef koyduğu çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefinin bayraktarları olacaktır. Bu düşüncelerle zorlu bir süreçten geçerek burs almaya hak kazanan gençlerimizi tebrik ediyor ve AB üyesi ülkelerde gerçekleştirecekleri çalışmalarda başarılar diliyorum."

Citroen Türkiye, dünyaya örnek oldu

Temmuz ayında 2 bin 362 araç satışı gerçekleştiren Citroën Türkiye, bu rakamla bugüne kadar ki en iyi Temmuz ayı satışına da ulaşmış oldu.

2010 yılının başında Yeni C3’ün lansmanıyla atağa geçen marka, özellikle ticari araç satışlarındaki başarısının da etkisiyle 2010’un ilk 7 ayında toplam 12 bin 437 araç satarak Pazar payını geçen yılın aynı dönemine göre %60 artırdı.

2010 yılında ilk 7 ayında, geçen yılın aynı dönemine oranla % 79’luk bir artış ile 12.437 adet araç satışı gerçekleştiren Citroën Türkiye; Temmuz ayındaki 2 bin 362 adetlik satışıyla Citroën’in en çok satış yapan ilk 10 ülkesi arasına girdi. Citroën Türkiye bu başarısıyla Hollanda, Rusya ve Portekiz gibi önemli pazarları geride bıraktı.

İlk 7 ayda %3,66’lık pazar payı elde eden Citroën Türkiye, geçen yılın aynı dönemine göre %60’lık pazar payı artışı ile büyük bir ivme yakaladı.

Citroën’in bu yükselişinde 2010 yılı içinde lansmanı yapılan Yeni C3 ve DS3 modellerinin iyi giden satışlarının yanı sıra özellikle ticari araç satışlarındaki büyük artış önemli bir yer tutuyor.

Citroën ticari araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre adet olarak % 133’lük bir artışla 3 bin 161‘den 7 bin 357’ye yükselirken, ticari araç pazar payı da geçen yılın aynı döneminde % 3,30 iken, bu sene ilk 7 ayda % 6,57 seviyesine yükseldi.

2010 yılı sonuna kadar 24 bin 250 araç satmayı hedefleyen Citroën; pazarın artış göstermesine rağmen yılın başında koymuş olduğu %3.7’lik pazar payı hedefini de koruyor.

Her şeyi değiştiren teknolojiler

Teknoloji durmaksızın gelişiyor. Bu durum geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle, gelecekte de böyle olacak. Her gün yeni bir gelişme, yeni bir teknoloji ya da yeni bir cihazla karşılaşabiliyoruz. (Tarihe Geçen 10 Doğal Felaket)