İsmail Türüt Taksim Gezi Parkı Türküsü,İsmail Türüt Taksim Gezi Parkı Türküsü sözleri



Ankara'da festival, şu Taksim'de Gezi var
Bu soysuzların varya her tarafta bezi var

Taksim'in dört yanında komünistin izi var
Gitmedi komünistin erkeği var kızı var

Vatandaş İsmail'in söyleyecek sözü var
Bunların çorbasında gavurların tuzu var

Teröristin bombası polisin de gazı var
Ne yapacaksın?

Bu millet büyük millet, Türkü, Kürdü Lazı var
Arkamızda şerefli bin yıllık bir mazi var

Engel mi siyasete sanatçı oluşumuz?
Vatan, millet dedin mi bellidir duruşumuz

Başörtülü bacıma saldıran edepsizler
Camide göbek atan Allahsız ş....sizler

Sade vatandaşlara sözü yoktur şaiirin
İyi niyetlilere söz yoktur şairin
Zararlı mikropları içinizden ayırın

Uyan milletim uyan bu plan büyük plan
Uyan kardeşim uyan bu plan büyük plan
Ezeceksin başını yılan zehirli yılan

Ben bunları tanıyorum işleri yalan dolan
Taksim'i Beyoğlu'nu talan ettiler talan
Şimdi beni dinlesin tencere tava çalan

Mecbur konuşacağım yüreğimde sancı var
Bunların içerisinde yerli var, yabancı var

Kaldırımı sökecek cam çerçeve dökecek
Devlete baş kaldıran cezasını çekecek

Neşet Ertaş'ın anısına...

Daha önce hiç duymadığım şarkılar dinledim sayende ve kusura bakma ama yalan söyledim sana. Olur öyle erkekler bazen kırılmasın diye kadınlar yalan söylerler.  Kirletme beyninin kıvrımlarını öyle şarkılarla lütfen. Kadınlar çiçektir, müzik ruhun gıdasıdır ve müzikle yetişen bitkilerin daha canlı durduklarını söylüyor uzmanlar, inanırım. Neşet Ertaş ve Sezen Aksu da şahit, duruyor hala bıraktığın Afrika menekşeleri, ilk günkü gibi...

-Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin

Aramızda ki engel beni sevmemen olmasın yeter bana. Sen beni sevmiyorsun diye yazılmasın şiirler, şarkılarda senin adın geçmesin falan... Başkası olabilir, olsun. Ben bileyim ama bunu senden duymak istemem. Beni sevmediğin bir gerçek ama bunu bana sen söyleme, gözlerim dolar ağlayamam. Eğer aramızda bir engel olacaksa ve bir bahane üreteceksek bunun için farklı dünyaların insanları olalım bırak, hata bende değil sende olsun, ikimiz de daha iyilerine layık olalım. Ben sana daha iyi bir şekilde aşıkken, sen benden daha iyilerini ara mesela...

Sen beni sevmiyorsun ve buna dejavu diyorlar.

-Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin


İşin kötüsü de şu; siz yarım bırakırsanız başkası tamamlar. Bu yüzden kooocaman sevin ve tam.

Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin

Arada bir özlüyorum seni. Yapabileceğin hiçbir şey yok, gerçekten.

-Rıdvan Keskin

-Rıdvan keskin

Gittiniz diye de öldük sanmayın; bizler hala sizsizliği yenecek kadar güçlüyüz.

-Rıdvan keskin

Rıdvan Keskin

Biz diyemeyeceğim artık ikimize, hatta ikimiz bile yoktur belki ne bileyim. Kurallarına göre yaşayacağız artık, ''ya da'' nasıl ayrı yazılıyorsa; ''sen ve ben''de ayrı olacak beni anlama kılavuzunda... Birbirine kuş uçuşu mesafesi kadar uzak iki şehiriz şimdi bedenen. Ruhen zaten yapamadık. Ne sen sevebildin beni, ne ben arkadaş kalabildim seninle. Şimdi denize karşı usta ellerle yapılmış bir bankta oturuyorum yalnız başıma, saçım sakalıma karıştı ve yüzüm gülmüyor şu sıralar, anlıyorlar galiba konuşmadığımızı. Yanımda olsaydın şimdi onu anlatırdın bana. Ben, beni bana anlatıyorsun gibi dinlerdim. Bir erkek başka bir erkeğin yerinde olmayı ister mi? Hiç bu kadar istememiştim.

Sen bir bedene aşık oluyorsun; bir insana, yüzüne, gözüne her şeyine ... Ama O, bedenin sahibi olduğu için son kararı o veriyor. Bu çok saçma!

-Rıdvan Keskin

Çift seçenek


İki seçenek üzerine kurulmuş hayatlar yaşıyoruz Hocam. Ciddi anlamda dertlerimiz var ve aksilik işte, hep iki seçenek. Tabure üstüne intihar için çıkan bir adamı düşün, vazgeçmek mümkün ya da can verecek oracıkta. Biz olduğumuz yerde can veriyoruz Hocam, ikinci seçeneği arıyoruz kurtuluş için. Unutmak-unutamamak, evet ya da hayır, çıkarlarını ne karşılıyorsa... Aslında hepsi seviyor Hocam, işlerine geldiği gibi tatbik ediyorlar sadece. Ben bunları anlatmaya bilirdim sana, sen dinlemeye bilirdin, onlar gitmeye bilirdi. Ne bileyim işte...

''Sende benim kadar gerçekleri biliyorsun...''

-Rıdvan Keskin

-Rıdvan Keskin

Türkün aklı nereden gelir bilmem, benimki senden gelemedi.

-Rıdvan Keskin


Ayrıca, iyi bir insan olmak için sadece iyilik yapmak gerekmiyor bilesin. Ustanın iyisi malzeme arttırır değildir o, 'işinde usta olan malzeme arttırır' dır onun aslı. Buralarda ben gibi bir artık kaldı, unutmuşsun yanına almayı. Doğru ya, işinde çok iyisin.

-Rıdvan Keskin
Sen bir bedene aşık oluyorsun; bir insana, yüzüne, gözüne her şeyine ... Ama O, bedenin sahibi olduğu için son kararı o veriyor.Bu çok saçma! 

-Rıdvan Keskin

Gözlerim kanıyor Leyla, şimdi görsen tanıyamazsın beni. Ekmek almaya senin terliklerinle giderdim hatırla, kendi pabuçlarımın topuk kısmına basarak gidiyorum şimdi. Kaldırdım sana ait ne varsa, bana ördüğün kazağı hiç giymedim mesela, nakış nakış sen kokar şimdi.

Ben cok değiştim Leyla, gözlerim kanıyor. Bi hayli korkaklaştım gelemiyorum yanına.
Bakıyorum da herkesin bir Leylası var ve Mecnun olmak istiyor herkes.

Her neyse; söylesene
Rahat mısın şuan? Üşüyor musun 4 toprak arasında? Nasılsın diye sorsam sana, ''iyiyim sen nasılsın?'' diye sorar mısın peki eskisi gibi? Söylesene sevgilim bu gece de girecek misin rüyalarıma? Rüyalarıma gelirken yorulmuyorsun değil mi?
Ne olur hiç uyanmasam da sen gelsen yine, hak ettiğimiz aşkı yaşasak ki hak etseydik yaşardık şüphesiz. Böylesi daha mı iyi? Sıkılıyorsa canın gel her gece gibi. Ben bir umut arıyorum hala seni. Her aradığımda bir kadın çıkıp ''Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakınız'' diyor...

-Oysa ben her sinyal sesinden sonra kendimi bıraktım sana.



Rıdvan Keskin
Bir gün kitabım olursa şayet, adı ''''Aşkını başına devşir!''' dir.. O kadar !

Kadınlar diyorum...


Kadınlar diyorum; gidiyorlar. Birisi kalıyor, ona da ''anne'' diyorsun zaten.

-Rıdvan Keskin

EY AŞK NEREDESİN ŞİMDİ

''Senden sonra'' döneminden beri bir çok saçma sapan şarkı ile tanıştım. Dinledim hepsini ve bazılarını ezberledim hatta. Daha çok unuttum seni ve buna uygun bir şarkı çıktı karşıma radyo da ''Unuttun Mu Beni?'' diye soruyordu Sezen Aksu, bunu da ezberledim baştan sona vurgularına kadar. 's' harflerini eziyordu ağzında, bende peltekleştim, sesim her ne kadar güzel olmasa da Sezen kadar, bağırdım gereken yerde; EY AŞK NEREDESİN ŞİMDİ, SEN DE Mİ TERK ETTİN BENİ? Rıdvan Keskin

Gittiğin yollar

Her şey ''beni affet'' içerikli mesajıma ''Kimsin?'' karşılığı ile başladı... Bu kadar kolay olmamalıydı silmek tüm geçmişi. Hem bak, mesela numaran hala var bende, arayacağın yok ama olur ya bir gün ararsın belki. Sesinden tanırım tanımasına da, ya tanıyamazsam ve ''Kimsin?'' sorusuyla karşılarsan?.. İncinirsin belki, bundan korkuyorum. Aşk fazlasıyla antigurur içerikli, fazlasıyla yüzsüzlük başlangıcı hormonlarını salgılıyor... Ben, ''yine gel'' diyebilecek kadar küçülebilirim gözlerinde yeniden; Gittiğin yollar yol değil sevgilim, unutma geri dönmek hep mümkün.

-Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin

Bahar ne getirir bilinmez, lakin güneşi getirdiği için teşekkür etmeli ona...

Rıdvan Keskin
Numaran hala var bende, olur ya bir gün ararsın belki. Sesinden tanırım ama, ya tanıyamazsam ve ''Kimsin?'' sorusuyla karşılarsan?.. İncinirsin belki, bundan korkuyorum.

Rıdvan Keskin

İlkokulda öğretilen akrostiş şiir saçmalığı ile birleşmiş bir ilkokul öğrencisi aklı arasında gidip gelen aşk filminin yönetmenliğini üstleniyordum... O güne kadar sadece beslenme çantasının boynumda yaptığı iz acıtırdı canımı, birde asfaltlardan kalma küçük-büyük yaralar... Aşkın yanak kızartıcı bir tokattan daha sert olduğuna, okul yolunda kovalayan köpeklerden daha çok kalp çarptırdığına inanıyordum artık.. ''Hayatına giren ilk iki kadını mutlu et'' demişti babam. ''Seni seviyorum'' cümlesini, Anneler Günü'nde hazırladığım hediyelerin üstlerine karaladığım akrostiş şiirlerde kullanırdım o güne kadar.Sonunda daima bir eklenti olurdu; anneme...

Kim bilir belki de bir çok şiir yazıldı adına, hepsini okudun ama hiç birisi etkilemedi seni.. Hiç birisi bir ben olamadı ya da hiçbirisi sevemedi seni ben gibi. Diyorum ki kadın, çıkarsa eğer karşına gözlerinin kahverengiden ibaret olmadığını gören bir adam, mutlu olun. Eğer mutlu olabiliyorsan benden ayrı, adlarımızın baş harfleri sadece alfabenin yazılı olduğu panolarda asılı kalsın bırak. Süslenmesin boş yere arabalar, bilirsin... Cenaze evinde düğün olmaz. 

-Rıdvan Keskin

Seviyorsam seveceksin arkadaş

 ''Seviyorsam seveceksin arkadaş!'' lardan geldik buraya kadar, kendi başına gelince aynısı olmuyor işte.. Seni seven umrunda olmuyor, olmuyor ya da saçma sapan sebepler içinde boğuluyorsunuz.. Bir yandan da kıramama hevesi, kırmak kolay değil bizim için.. ‘’Arkadaş kalalım’’ yaraları var bedenlerimizde, fakat biz kullanamıyoruz aynı cümleyi. Kaybetmek istemiyoruz, imkansızdan da vazgeçemiyoruz. Kusura bakmayın lütfen! Hepimiz, aşk fakirleriyiz.

-RIDVAN KESKİN

Fazla bir şey istemiyorum

Fazla bir şey istemiyorum;

Aynaya bakma önceliği kavgası mesela,
Aynı evde..
Bizi tanıştıran bir ortak arkadaşın düğününe gideriz belki?
ya da bir nikaha, nikah şaidi olarak?
Diğerlerinden bir farkımız olmalı,
Düğün salonuna el ele girmeliyiz,
5 parmağım 5 parmağına sarılı.
Dışarısı soğuk, üşümüşler ama umurlarında değil.
Görenler en içten ''Allah ayırmasın''larını söylemeli bize.

Kavga ediyorsak eğer,
Konusu ''Sabah kahvaltıyı kim hazırlayacak?'' olmalı,
veya çoraplarımı koltuğun kenarına iliştiriyorum diye kızabilirsin bana..
Bir kavga olacaksa eğer aramızda, aynı evde olmalı.

Varsın konu, hazırladığın yemekleri beğenmemem olsun.
Kızabilirsin bana..
Eğer aynı evde olacaksak, hep sen haklısın.

Fazla bir şey istemiyorum;

Yağmurlu bir günde,
Gök gürültüsünden korkarak ortamıza girmeye çalışan birisi..

Sabah uyandığımda seni göremiyorsam eğer,
Bu sadece kahvaltı hazırlamak için mutfakta olduğunu anımsatsın bana.

Seni göremiyorsam eğer,
Gök gürültüsünden korkan ve aramıza girmeye çalışan birisi yüzünden olsun.

Bunların hepsi olacaksa eğer,
Bırak aynı evde olsun.


Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin


''Seviyorsam seveceksin arkadaş!'' lardan geldik buraya kadar, kendi başına gelince aynısı olmuyor işte.. Seni seven umrunda olmuyor, olmuyor ya da saçma sapan sebepler içinde boğuluyorsunuz.. Bir yandan da kıramama hevesi, kırmak kolay değil bizim için.. ‘’Arkadaş kalalım’’ yaraları var bedenlerimizde, fakat biz kullanamıyoruz aynı cümleyi. Kaybetmek istemiyoruz, imkansızdan da vazgeçemiyoruz. Kusura bakmayın lütfen! Hepimiz, aşk fakirleriyiz.

-Rıdvan Keskin

Sene 2005

Sene 2005 olması lazım hesaplarıma göre. Mevsim son bahar yahut kış.. Soğuktu hava, bir yaz serinliği değildi iliklerimize kadar işlemişti soğuk. Günlerden Cumartesiydi bunu çok iyi hatırlarım… Hatırlamama sebep; O soğuk içinde çalışan, mahallemizin muhallebicisi Mustafa Abi’dir.. Kendisi emekli memur, bir hasta kızı var Zeynep. Onun ilaçlarını getirebilmek için yurt dışından Cumartesi muhallebi satardı, haftaiçi bekçilik yapardı.. Bir Pazarı vardı dinleneceği, onu da kahvelerde geçirirdi.. Çünkü evde dırdır beklerdi onu.. Dır Dır Neclaaa… Mustafa Abi’nin karısı, bütün emekliyi o yerdi, gerisini de ilaçlar zaten.

Cumartesi… 25 Kuruşun mutlu edebildiği Cumartesi.. Daha ne isterdi ki bir çocuk? Okul yok ve Mustafa Abi geliyor!
Mustafa Abi geliyor,
Ve O geliyor…
Arabayı çeker Mustafa Abi bizim sokağın başına, alt mahalleden çocuklar gelir, aralarında o vardır… O! Meral… Mustafa Abi severdi beni, aynı zamanda sırdaşım olurdu.. Param olmadığını da bilir. Kendim için vardır elbet, ama muhallebiyi kendime almışlığım yoktur..

‘’Mustafa Abi! Meral’den para alma, ben ısmarlıyacağım’’ Meral alışkanlık haline getirmişti bunu ve ben şikayetçi değildim. Mustafa Abi teklik parayla 2 muhallebi verirdi bize. O yerdi, ben bakardım.. Teşekkür eder giderdi, ağzından bir teşekkür daha duymak için beklerdim Cumartesiyi. Düşünsene okul yok, Mustafa Abi geliyor… Belki de bu yüzden sevemedim okulu. Hafta içi geçmek bilmezken, önlükler içinde nasıl geçerdi ki 40 dakika?
Cuma geceleri uyuyamazdım hiç, çok yatmışlığım vardır Pazar günü gerçekleşen aile kahvaltılarında.. Cuma heyecandan uyuyamazdım, Cumartesi hayal kurardım yine uyuyamazdım.

Gelgelelim bir yere kadar.. Bir alt mahalle arkadaşı bile değildik artık. Necla’nın babası, polis.. Tayini çıktı Ege tarafına. Hem kaybettik Mustafa Abi’yi… O kızını kaybetti denkleştiremediği için ilaç parasını, biz Mustafa Abi’yi ve muhallebileri. Yaşımız küçüktü bu olmuştu ortak derdimiz;

‘’Muhallebileri kim getirecek şimdi? Üstelik, kime getirecek?’’…


-Rıdvan Keskin

Sen gittikten sonra

''Sen gittikten sonra'' ile başlayan tüm
cümleler yaradır kalan için. Her akla
geldiğinde giden kişi, kaşınır yaralar.
Her giden geride bir şey bırakır ve merak
eder tahminimce, merak etmişsindir
söyleyeyim dedim; 'Sen gittikten sonra' değişen fazla bir şey olmadı, telefon
rehberimden bir kişi eksildi sadece. 

-Rıdvan Keskin

3 Boyutlu Şiir

3 Boyutlu Şiir

Pazar günleri ütü kokan evlerde büyüdük biz.
Manzarası yarım gökyüzü olan..
Babası mesaiden geldi diye yaramazlığa son veren çocuklardık.
Kavga eden çatılarımız vardı bizim gökyüzüyle
Gökyüzü ne zaman bağırsa hemen ağlıyor ve buna yine annem yetişiyordu.
Kocaman bir havlu ile siliyordu gözyaşını...
Gözyaşı mani oluyordu uyumamıza
Uykuya yenik düşüyorduk, ninni oluyordu..
Abilerimizden kalma bilyelerle büyüdük, koltuk altlarından oklava ile çıkardığımız.
Ardında bazen kavga bazen de çamur süslü pantolonlar bıraktılar bizlere
ve biz kitaplarla büyüdük; öldüler, gömüldüler bazıları...
Elimde bir Sunay Akın kaldı.

Seviyordum çünkü ağlamıyordu kitap,
Benimle konuşuyordu şiir
Beni anlatıyordu kendinden sonra gelen sayfalara..
''Kırmızı'' dedi Sunay Bey,
Sustu çatı
Yamalandı pantolonlar
Bilyeyi yine ben kazandım
ve annem dinleniyordu televizyon karşısında...

Kırmızı...
''Sevgilim kızma sakın
ve lütfen yanlış anlama
kırmızı rujunu sürünce
paramın yetmediği
elma şekerleri geliyor aklıma''

-Rıdvan Keskin

Rıdvan Keskin

''Sen gidince'' diyorum çünkü geldin bir ara, ''keşke'' diyecek olursak; keşke hiç gelmeseymişsin. -Rıdvan Keskin

Kendime bile unutturdum seni, olurda
birilerine anlatırım dilden dile dolaşırsın
diye.. -Rıdvan Keskin

Lütfen ''Ben gidince ne olur?'' diye sorma bana
sensiz olur olmasına da
hep bir eksiklik olacak...
Sen gidince değişecek herkes,
Herkes ''sen'' olmaya çalışacak.. -Rıdvan Keskin

Beni sevmek için bir neden bulamazken
sen; Karıncaların kendi ağırlıklarının 50
katı yük taşıması bile nedenim olurdu
seni sevmeme. -Rıdvan KESKİN

''İddiaya girelim Boğaz'da bir akşam yemeğine mesela,
ve ben bilerek yenileyim sana. Gözlerin ile İstanbul Boğazı'nı aynı karede görmeden ölmek istemem çünkü.'' -Rıdvan Keskin

Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve geri kalmış ülkeler

Geri Kalmış Ülkelerin Ortak Özellikleri
1 Geri kalmış ülkeler; sanayileşememiş, nüfusunun büyük bölümü tarımda çalışan ülkelerdir Yoksul ülkelerdir Ülke nüfusun büyük bölümü köylerde yaşarKentleşme oranı düşüktür Kişi başına yıllık milli gelir, çoğunlukla 2000 doların altındadır
2 Eğitim hizmetleri,
3 Sağlık hizmetleri,
4 Beslenme imkanları,
5 Barınma hizmetleri yetersizdir
6 İç göç ve dışarıya göç fazladır
7 Geri kalmış ülkelerin nüfus piramidi üçgene benzer
8 Geri kalmış bir ülkede nüfus kırda yoğunlaştığı için doğum oranları fazladır
9 Sağlık hizmetleri yetersiz olduğundan, bebek ve çocuk ölümleri fazladır
10 Gene olumsuz sağlık koşulları nedeniyle, ortalama yaşam süresi kısadır Yaşlı nüfus oranı düşüktür
11 Sağlık hizmetlerinin yanı sıra, eğitim hizmetleri ve beslenme şartları yetersizdir
12 Çocuk ve genç nüfus, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturur

Gelişmekte Olan Ülkelerin Ortak Özellikleri
1 Tarımda makineleşmenin artması ve kentte sanayileşme ve dolayısıyla iş imkanları köyden kente göçü artırmaktadır
2 Ülke sanayileşmektedir
3 Tarımsal nüfus ve dolayısıyla kır nüfusu her geçen gün azalmaktadır
4 Nüfusun büyük bölümü bir veya daha fazla kentte yoğunlaşmıştır Kentleşme hızlanmıştır
5 Ülkenin gelişmesine bağlı olarak, kentlerde; hastane, okul, konut imkanı fazlalaşmış sağlık, eğitim, barınma şartlarında, düzelme görülmektedir
6 Ülke nüfusu, doğal artış ile bir süre daha artar Kentleşme hızlandıkça doğum oranı da zamanla azalır, ayrıca bebek ölümlerinde azalma ve ortalama yaşam süresinde artış söz konusudur Bunlarda ülke nüfusunu artıran diğer nedenlerdir
7 Gelişmekte olan ülkelerin nüfus piramidi üçgen şeklinden çok çan eğrisine benzemeye başlamıştır
8 Gelişmekte olan ülkelerde, doğum oranlarında azalma dikkat çeker (Tunus, 2000)
9 Ortalama yaşam süresi artmıştır Ülkenin nüfus piramidinde artık 60 yaş sonrası, önemli bir orana sahiptir
10 Orta yaş ve yaşlı nüfus, genç nüfusa göre oransal olarak artmaya başlar (Brezilya, 2000)
11 Ülke geliştikçe, nüfus piramidi de, gelişmiş ülkelere özgü olan çan eğrisi şekline dönüşür 

Gelişmiş Ülkelerin Ortak Özellikleri
1 Gelişmiş ülkelerde, nüfusun büyük bölümü sanayi sektöründe ve hizmet sektöründe çalışır
2 Tarımda çalışan nüfus ortalama olarak % 2 - % 5 oranındadır Tarımsal üretim fazladır
3 Eğitim, sağlık, altyapı, barınma hizmetleri oldukça gelişmiştir
4 Kent nüfus oranı % 95 civarındayken, kır nüfusu % 5 civarındadır
5 Ülke içi nüfus hareketleri, yani iç göç çok düşük oranlardadır
6 Dış göç alımı, ülke dışına göç verme oranından çok daha fazladır
7 Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer
8 Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır Ortalama yaşam süresi fazladır
9 Doğal nüfus artış hızı düşüktür
10 Zengin ülkelerdir
11 Nüfusun yaşlanması söz konusudur
12 Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur
13 Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidinde 80’li, 90’lı yaş grupları önemli bir yer tutar
14 Gelişmiş bir ülkede piramidin tabanı ile önceki dönemler arasında pek bir değişim yoktur Ülkenin özel şartlarına göre, doğumlarda önemsiz miktarlarda artış yada azalış görülebilir (Belçika, 2000)
15 Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır
16 Ortalama yaşam süresi fazladır
17 Nüfusun doğal artış hızı düşüktür
18 Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur
19 Gelişmiş bir ülkede piramidin yaşlı nüfusu gösteren üst kısımları geniş sayılabilecek bir biçimdedir
20 Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer

KONU İLE İLGİLİ TAVSİYELER: Gelişmiş ülkedeki pozitif özellikler geri kalmış ülkede tam tersidir.Bu noktadan yola çıkarak çalışma yaparsanız kafanız fazla karışmaz.Kendinize iki ülke belirleyin gelişmiş ve geri kalmış olsun sonrada bu iki ülkenin nüfus özellikleri sizce nasıl olur düşünmeye çalışın işi bir oyun noktasına dökebilirsiniz.Örnek İngiltere gelişmiş bir ülke olarak doğum oranları az,nüfus artış hızı düşük gittikçe yaşlanan bir nüfusa sahip,aile planlaması uygulanan,eğitim seviyesi yüksek,yaşam standartları iyi olduğundan insan ömrü uzun ,bağımlı (çocuk) nüfus az üreten aktif nüfus fazla,sağlık hizmetleri iyi olduğu için bebek ölümlerinin az olduğu,göç alan bir ülkedir diye belirlenebilir.
Şimdi zıt özellikte bir ülke olarak afganistan seçilerek tersi değerlendirmeler yapılabilir.Sorular karşınıza çıktığı zaman hemen bu karşılaştırmadan yola çıkarak gelişmiş ve geri kalmış ülkenizi belirleyip daha doğru ve sağlıklı yorumlar yapabilirsiniz

Yine dikkat edilmesi gereken hususlardan bazılarıda piramitlerde tabanda daralma varsa bu ülkede doğumlar kontrol altına alınmaya çalışılıyor yorumu yapılabilirTabanda genişleme nüfus arttırmaya çalışılıyor anlamındadırOrta bölümlerde meydana gelen şişmeler yada çekilmeler o dönem için ya göç alınmış yada verilmiş yada savaş yada doğal afetden dolayı bir nüfus kaybına uğramıştır şeklinde yorumlanabilir


Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve geri kalmış ülkeler,Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve geri kalmış ülkelerin ortak özellikleri,Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve geri kalmış ülkeleriz özellikleri,Gelişmiş ülkelerin özellikleri,gelişmekte olan ülkelerin özellikleri, geri kalmış ülkelerin özellikleri

CM 03-04 TÜRKÇE İNDİR

İNDİR

cm 03-04 indir,cm 03-04 türkçe indir,cm 03-04,cm 03-04 download,cm 03-04 indirr,cm 03-04 yamaları,cm 03-04 türkçe yama,Championship Manager 03/04 indir,Championship Manager 03/04  türkçe indir,Championship Manager 03/04,Championship Manager 03/04 tek link indir,Championship Manager 03/04  türkçe tek link,Championship Manager 03/04 türkçe tek link full indir,Championship Manager 03/04 full,Championship Manager 03/04 full indir

Sesi ileten maddeler,Sesi hangi maddeler iletir?

Ses kaynakları titreşerek ses meydana getirir. Titreşim, bir cismin ileri geri gidip gelme hareketidir. Ses veren her şey titreşir. Titreşen cisimler ses oluşturur. Ses veren cisimler esnektir. Esnek olan cisimler ses dalgaları meydana getirebilir ve ses dalgalarını iletebilir.
Ses üreten varlıklara ses kaynağı denir.Ses madde değil, enerjidir

SESİN OLUŞMASI VE YAYILMASI

Ses dalgaları titreşim kaynağından enerji taşırlar. Bu enerji, çeşitli ortamlar tarafından iletilir. Bu esnada ortam yer değiştirmez, hareket eden madde değil, hareket enerjisidir.Su yüzeyindeki dalgalar ile havada yayılan ses dalgaları farklıdır. Su dalgalarını gördüğümüz halde, ses dalgalarını göremeyiz. Ses dalgaları havada küresel olarak yayılır. Cisimlerin titreşmesi ile meydana gelen sesin kulağımıza kadar gelebilmesi için ses kaynağı ile kulağımız arasında katı-sıvı-gaz gibi esnek bir ortamın bulunması gerekir.
Yani ses boşlukta yayılmaz. Sesin farklı ortamlarda yayılma hızı da farklıdır.
Sesin yayılma hızı bazı etkenlere bağlı olarak değişir.


Bunlar;

1- Sesin yayılma hızı ortamın sıcaklığına bağlıdır.
Sesin 0ºC de havada yayılma hızı 331m/s olduğu halde 20ºC de 344 m/s ‘dir. Sıcaklık artıkça sesin o ortamdaki yayılma hızı da artar.
2- Sesin yayılma hızı ortamın cinsine bağlıdır.
Ses katı maddelerde en hızlı, gaz maddelerde ise en yavaştır.
3-Sesin yayılma hızı ortamın yoğunluğuna bağlıdır.
Ortamın yoğunluğu arttıkça sesin yayılma hızı da artar.
Ses oluştuğu ortamlarda dalgalar halinde yayılır.

Sağlık ile ilgili slogan örnekleri


  • Bedenimizde görülen bazı hastalıklar, ruhlarımızda saklanan hastalıkların küçük parçalarıdır... 
  • Sağlık, insanın en değerli hazinesidir.
  • Sağlığın yedeği yoksağlığın geri dönüşü yok sağlığınızı parayla satın alamazsınız
  • Zararlı yiyecekler yemeyelim sağlımızı kurtaralım
  • Sağlık demek mutluluk, mutluluk demek sağlıktır
  • saglıklı yaşayan mutluluklada yaşar
  • Herşeyin başı sağlık.. 


Eskiden iletişim nasıl sağlanırdı?

Önce ulaklar ve duman ile,

yazının bulunmasından sonra güvercinler ve postacılar ile,

telgraf bulununca telgraf ile,

telefon bulununca telefon ile,

cep telefonu ile, bilgisayarlar ile.

ATTİLA İLHAN - 34 FN 346



geceyarıları 
tenhadır buraları 
ne in ne cin 
kırmızı lambası 
sanki kan damlası 
demiryolu geçidinin 

dağılmış su dumanı şimşekli bir karanlığa 
yağmurun altında çınar 
çınarın altında o karaltı 
bırakılmış bir araba 
34 FN 346 
sağ arka lastiği yırtılmış 
camlarında kurşun delikleri 
içinde barut kokusu var 
hala çalışıyor silecekleri 
bir sola bir sağa 
bir sola bir sağa 

geceyarıları 
tenhadır buraları 
ne in ne cin 
kırmızı lambası 
sanki kan damlası 
demiryolu geçidinin 

şimşekler yaladıkça nikelajını 
tırnak uçlarında çıtır çıtır 
yoğun bir elektrik sokağa 
bu araba mutlaka çalınmıştır 
şüpheli ne zaman bulabilecekleri 
dışarda unutmuş bir ayağını 
bir genç direksiyona yıkılmıştır 
kanı sımsıcak damlıyor 
dirseklerinden koltuğa 
roman çoktan bitmiş 
yol bitmiş bitmiş kavga 
hala çalışıyor silecekleri 
bir sola bir sağa 
bir sola bir sağa 
bir sola bir sağa 

geceyarıları 
tenhadır buraları 
ne in ne cin 
kırmızı lambası 
sanki kan damlası 
demiryolu geçidinin

İç Anadolu Bölgesi'nin halk oyunları nelerdir?

ZEYBEK
 : Zeybek oyunları tek kişi tarafından oynandığı gibi teklerden oluşan bir daire halinde de oynanmaktadır. Zeybek oyunları, toplu olarak oynandığı zaman oyuncuların birbirlerine tutunmadan oynadıkları salma oyunlardır.Bu oyun türüne Ege Bölgesinde rastlanır Aydın, İzmir , Muğla, Denizli, Bilecik, Eskişehir , Kütahya,Çanakkale, Kastamonu, Uşak, Manisa, Balıkesir , Burdur ... 

HALAY : Toplu, düz dizi biçiminde ve oyuncuların birbirine tutunarak oynadığı oyun türüdür.Doğu,güneydoğu ve Orta Anadolu’da davul zurna eşliğinde oynanır.Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş,Gaziantep, Erzurum, Erzincan, Sivas, Mardin, Muş, Yozgat,Çorum, Adana, Ankara, Siirt, Hatay, Tokat, Şanlıurfa... 

HORON : Oyuncuların dizi biçiminde birbirine tutunarak oynadığı oyunlardır. Doğa yapısının sert ve dağlık oluşu, denizinin ve havasının kararsızlığı horon oyunlarında göze çarpar Doğu Karadeniz kıyılarında kemençe veya davul eşliğinde icra edilir Trabzon, Samsun, Artvin, Ordu, Rize... 

BAR : Toplu olarak ve genellikle düz dizi ya da yarım ay biçiminde, oyuncuların birbirlerine tutunarak oynadıkları disiplinli grup oyunlarına bar denir.Genellikle Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgesinde icra edilen bir oyun türüdür. Erzurum, Kars, Ağrı, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan...

HORA : Bu oyun Bar ve Halaylar gibi el ele ya da kol kola tutuşularak disiplinli bir biçimde ve dizi halinde oynanmaktadır. Genellikle Trakya’da, kısmen de Marmara’nın doğu ve güneyinde görülen bir oyun türüdür.Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale... 

KARŞILAMA : Karşılama iki kişinin karşılıklı durarak oynadıkları bir oyun biçimidir. Çiftlerin karşılıklı olarak toplanmalarıyla bir grup halinde de oynanmaktadır. Kız ve erkek karşılıklı çiftlerin karşılıklı iki sıra halinde dizilmesiyle bir grup oyunu biçiminde de sürdürülmektedir. Karşılamalar salma oyunlardır. Oyuncular birbirlerine tutunmazlar. Bazı karşılamalarda bütün oyuncuların ellerinde birer mendil bulunur.Genellikle Trakya’da, kısmen de Marmara’nın doğu ve güneyinde görülen bir oyun türüdür.Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İzmit, Adapazarı, Çanakkale,Bursa, Bilecik... 

KAŞIK : Ellerinde ritim aracı olarak tahta kaşıklar bulundururlar.Güney Anadolu’nun Akdeniz’e uzanan kesimleri genellikle kaşıklı oyunlar bölgesi olarak gösterilir.Eskişehir , Afyon, Kütahya, Bilecik, Kırşehir , Konya, Mersin,Antalya, Bolu, Bursa... 

BENGİ : Marmara Bölgesinin güneyinde genellikle Balıkesir dolaylarında görülen bir oyun türüdür.Balıkesir, Manisa, Bursa, Çanakkale... 

MENGİ: Ege bölgesi ve Akdeniz Bölgesinin bazı illerinde bu oyun türüne rastlamak mümkündür.

TEKE ZORTLATMASI: Bu tür de yine Türkiye’nin batı ve güney bölgelerinde oynanır.Antalya, Isparta, Alanya v.b 

SEMAH: Genellikle Türk-Alevi topluluklarının özel ayin ve toplantılarında kendi aralarında yaptıkları törenlerle ilgili oyunlardır.Türkiye’nin hemen hemen her yerinde semahlara rastlamak mümkündür.

Bina yapımında hangi malzemeler kullanılır?

YAPI MALZEMESİ
İSTENEN DAYANIMDA BELİRLİ BİR GÜVENLİKLE YÜKLER TAŞINMALIDAYANIKLI (DURABİLİTE)KALICI DENECEK KADAR UZUN ÖMÜRLÜEKONOMİK KIT KAYNAKLARIN VERİMLİ KULLANIMI İŞLEVSEL-FONKSİYONEL,İHTİYACA CEVAP VEREN GÜZEL-ESTETİK İNSAN DOĞASI YAPININ; OLMASINI SAĞLAMAKTIR
AMAÇİŞLENEBİLİRLİKSLUMP, MİN. SIKIŞTIRMA ENERJİSİ, KOHEZYON, AYRIŞMAYAN, MİN. TERLEME, HOMOJEN

OPTİMİZASYON PROBLEMİ
-EKONOMİ-KIT KAYNAKLARIN VERİMLİ-KULLANIMI-MUKAVEMET-SINIF DAYANIMI-KALICILIK (DURABİLİTE)-GEÇİRİMSİZLİK
+ ÖNGÖRÜLEN SERVİS ÖMRÜ

BETONDA ARANAN ÖZELLİKLER
Su/çimento oranı
800-200-140-100-60-40-20

Bas
ı dayanımı, MPa
Yüksek dayanımlı/Yüksek Performanslı
Beton (1980 ve 1990 lı yıllar)
Reaktif Pudra Betonu (1995 den sonra)Normal Dayanımlı Beton (1970 li yıllar)Normal Dayanımlı Beton
(1950 li yıllar)
BETONUN EVRİMİ KAPSAMINDA 
BASINÇ DAYANIMI-SU/ÇIMENTO İLİŞKİSİ

BETONUYGUN BİR ŞEKİLDE;UZUN YILLAR HERHANGİ BİR BAKIM VE 
ONARIM GEREKTİRMEDEN HİZMETİNİ
SÜRDÜRÜR.
→ TASARLANMIŞ,
→ ÜRETİLMİŞ,
→ YERLEŞTİRİLMİŞ
→ SIKIŞTIRILMIŞ,
→ BAKIMI YAPILMIŞ ve 
→ KORUNMUŞ ise

GENEL BİLGİLERDOĞA YASASITERMODİNAMİK DENGE HALİDOĞAL TAŞ BİNLERCE YIL DOĞADA OLUŞMUŞ YÜKSEK
DERECELİ TERMODİNAMİK STABİLİTEYE SAHİPTİR
DEMİR OKSİT
ENERJİÇELİKPASLANMADEMİR OKSİT
MADDELER EN DÜŞÜK ENERJİLİ DOĞAL KONUMLARINA
GEÇMEYE EĞİLİMLİDİR

GENEL BİLGİLERYAPAY TAŞ(BETON, BETONARME)OLUMSUZ
KOŞULLAR
BOZULMASERVİS ÖMRÜ,performans
Zaman
Minimum kabul
Edilebilir sınır
Bakım öncesi
Bakım sonrası
Bakım öncesi
Bakım sonrası

Binalar ve kamu yapıları
Beton Yerinde Dayanımı


YERİNDE BETON DAYANIMI* BİNALARDA BETON TEKNOLOJİSİNE UYGUN OLMAYAN 
BİR MALZEME!!!! ÜRETİMİ YAPILMIŞTIR. .
GRANÜLOMETRİSİ BOZUK, BOŞLUKLU 
BETON OLMASI GEREKEN MALZEMELER!!!!!! 

Marmara Bölgesi'nde yağ fabrikalarının bulunma sebebi nedir?

Ekili alanların yaklaşık yarısı buğday olup buğdayı şekerpancarı, mısır ve ayçiçeği izler. Bölge, Türkiye''nin ayçiçeği üretiminin yaklaşık %73''ünü, mısır üretiminin ise yaklaşık %30''unu gerçekleştirir. 

Ayçiçeği bol miktarda olduğundan ayçiçeği yağı çıkarmak için bu bölgede bir çok ayçiçegi yağı çıkarma fabrikası kuruludur.

Elma, muz, çay, fındık ve üzüm nerelerde yetiştirilir?


  • Elma akdeniz Bölgesi
  • Muz Türkiye’de yetiştigi yerler: Akdeniz bölgesi (Bilhassa Anamur, Alanya)
  • Çay ve fındık Karadeniz Bölgesi 
  • Üzüm Trakya Bölgesi

Bağımlı değişken nedir?

Bağımlı Değişken
Bağımlı değişken bizim değiştirdiğimiz değişkene yani bağımsız değişkene bağlı olarak değişen değişkendir. Örneğin; Sütün bozulmasına, sıcaklığın etkisini kontrollü deneyle gözlemlemek istiyoruz. Aynı marka, aynı miktar, aynı hava ortamı vb. değişkenler aynı tutularak,özdeş iki kaba süt konulur. 1.kaptaki süt, 5 c'de, 2.kaptaki süt ise;30 c'de tutulsun. Burada bağımlı değişken sütün bozulması (veya üretilen bakteri sayısı)'dır.

Dünya, güneş ve ay hakkında bilgi verir misiniz?

Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan yıldızdır. Orta büyüklükte olan Güneş tek başına Güneş Sistemi'nin kütlesinin % 99,8'ini oluşturur. Geri kalan kütle Güneş'in çevresinde dönen gezegenler, asteroitler, göktaşları, kuyrukluyıldızlar ve kozmik tozdan oluşur. Günışığı şeklinde Güneş'ten yayılan enerji, fotosentez yoluyla Dünya üzerindeki hayatın hemen hemen tamamının var olmasını sağlar ve Dünya'nın iklimiyle hava durumunun üzerinde önemli etkilerde bulunur.

Dünya (Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Cihan ya da Arz), Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.

Ay veya Luna, Dünya'nın tek doğal uydusu ve Güneş Sistemi içinde beşinci büyük doğal uydudur. Dünya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dünya'nın çapının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın çapı 3.474 km'dir,[1] bu da Dünya çapının dörtte birinden biraz fazladır. Dolayısıyla Ay'ın hacmi Dünya'nın hacminin %2'sidir. Kütlesi Dünya kütlesinden 81,3 kat daha düşüktür. Yüzeyinde kütleçekim etkisi yerçekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dünya'nın yörüngesinde bir turunu 27,3 günde tamamlar. Dünya, Ay ve Güneş geometrisinde görülen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 günde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.